(fonetik) bir sesin diğer bir sesi sonuçta birbirlerine daha çok benzeyecek şekilde etkilemesi.
(sosyal psikoloji) bir bireyin veya etnik grubun, kendi düşünce yapısından, kültüründen, değer yargılarından vazgeçerek, başka bir toplumsal, dini ya da ulusal grubun kültürünü, değer yargılarını ve düşünce yapısını benimsemesi.
piaget’nin gelişim teorisinde çocuğun yeni bilgileri, mevcut bilgi dağarcığında anlamlı kılacak şekilde dönüştürmesi. yani çocuk, yeni bilgileri, mevcut bilgileri temelinde anlamaya çalışır.
bellek araştırmalarında, bir bellek izinin halihazırda bilinen ve yaygın olan bir şey yönünde çarpıtılması.
biliş psikolojisinde yeni bilgileri (algıları) mevcut bilişsel yapılarla tutarlı hale getirecek şekilde, eski deneyimlerin (şemaların) ışığı altında yorumlayarak mevcut yapıyla bütünleştirme olarak tanımlanan bilişsel süreç.
bir fonksiyonun, değerinin bağlı olduğu bağımlı değişken.
bir söylemin, yazının, kitabın konusu, içeriği.
bir başka ifadeyi desteklemek için sunulan bir dizi ifade. argümanlar tümdengelimsel veya tümevarımsal olabilir.
ussal kanıtlardan, tartışmalardan oluşan bir akıl yürütme biçimi.
(bkz: hypercube)
(bkz: küp)
(apati-boşunalık><apathi-futility) sıklıkla çocukluk ihmali ile ilişkili olan ve yaşamda bir anlam bulamamayla tanımlanan bir kişilik tipi. çoğunlukla çocuklukta yaşanan ilk yoksunluklardan kaynaklanan bu sendrom, sıklıkla aile sistemi içinde kuşaktan kuşağa geçer.
genel anlamıyla dış olaylara, insanlara yönelik genel bir ilgisizlik, uyuşukluk ya da genel bir duyu ya da duygu eksikliği.
(bkz: antagonist)
sinerjinin tersidir. birbiri üzerinde karşıt yada nötrleştirici etkisi olan iki etkenin etkileşimi. agonist-antagonist
bir başka maddenin etkisiyle rekabet eden veya bu etkiyi ortadan kaldıran bir madde. örneğin insülin kan şekerini düşürür ama glukagon yükseltir, dolayısıyla insülin ve glukagon antagonisttir. ayrıca bir sinir alıcının aktivasyonunu önleyen ilaç, hormon veya sinir iletici rekabetçi bir antagonist alıcı üzerindeki aynı konumu tutmaya çalışan bir agonistle rekabet ederek çalışır; kilide uyan ama kilidi açamayan bir anahtara benzer.
+abi burda kaç ton kömür gidiyor ayda? sizin işiniz de zor valla bu sıcakta... sigortanızı falan yatırıyorlar mı bari?
-türksün diğ mi lan sen?
-türksün diğ mi lan sen?
bilenler bilir arkanoid diye bir oyun vardır. sonra dx ball bilgisayarda çok yaygındı ilk zamanlar. kumanda ettiğiniz bir panel aracılığıyla seken bir topu kontrol ederek blokları parçalıyordunuz. hah işte bu onun 3 boyutlusu ve çok daha eğlenceli bir türevi. aksiyon hiç bitmiyor. reflexive ürünü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?