cokoprens

baca ağızlarında biriken yada çevrede dolaşan kalın is.

kurum, halk dilindeki diğer anlamında kullanılmadığında , kamu teşebbüsü veya kamu hizmeti veren yer anlamına geliyor. eğer kamu güdümündeyse ne ala o kurum zaten özgürdür fakat bir zümrenin çıkarına çalışıyorsa ve kıyafete göre hizmetin niteliği değişiyorsa, ne yazık ki o kurumun özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir.

görüştüğünüz kişi duymazsa ne ala, ama duyarsa size haliyle "o ses neydi?" sorusunu sormasına neden olan ve muhtemelen sizi yalan söylmeye iten ayıp.

yeşilçamın unutulmaz repliklerindendir. genellikle yasak bir olay uygulanırken yakalanma durumunda, ünlem gibi kullanılır.

bir konu yada olgu üzerinde, zaman, mekan, koşul farkı gözetmeksizin tek bir genel düşünceye sahip olunması durumu.

buraya ileti göndermemizi, entry girmemizi sağlayan aygıtın düşünme sistematiği. düz mantıkla, "şu koşulda şunu yap" şeklindeki mantığı yalamış yutmuş, aygıt yada insancığın veri tabanı. (bkz: sabit fikirlilik)

olduğu muallak, ilerisi de sadece kehannetten ibaret saçma kavramlar silsilesi. yada çok alakasız bi şeyden bahsediyorum ben.

bu gün bir çoğunun doğallığının tahrip olduğu konusunda birleştiği, benimse tüm bu olanları 2007’nin doğası olarak tanıdığım, ekolojik dengesi üzerinde insanları da bulunduran zavallı gezegen.

insanların kendi yönetim aygıtları olan devlet tarafından zorunlu hale getirilmiş ve yine insanlar tarafından, olsun yada olmasın şeklinde tekrardan yorumlanagelen ve devletiyle artık tamamiyle yabancılaşmış bir milletin tartışmalı konusu.
savaş ve savunma malzemelerinin ne kadar pahalı olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. türkiye bütçesinin yüzde 60’ının savunma sanayii ve türevlerine yatırılması demenin, hepimizin karşılıksız alması gereken hizmetlere (eğitim, sağlık, sosyal güvence) nasıl yansıdığı da apaçıktır.
vicdanı olan herkesin bu konuda düşünceleri aşağı yukarı aynıdır.
ama her farklılığa ayrım ve ötekileştirme gözüyle bakanlar zorunlu askerlik yapmalıdırlar. hemde 30 yıl. çünkü düşmanlıkla ancak böyle (kendilerini disiplin ve emir komuta zincirinin bir parçası haline getirmek) başedebilir, düşmanlık duygularını en iyi böyle denetim altında tutabilirler. toplum içinde olmaları bence sakıncalıdır.
askerlik zorunlu olmalıdır hemde 30 yıl.

"şirin baba, niye sen büyü yapıpta böğürtlen şeetmiyon? yani bu kadar zaamete ne gerek var?" demesi olası şirin.

teyp parçalayıp, teypden geri kalanlar ile bir icat yapma tutkusu.

listemde bu türün uyuyorum(online) şeklinde örnekleri de mevcuttur. hiç offline olmayan insanlar. ilginçler. evet.

her anlamıyla olgun bir sözlük kişisi.

yasak, toplumda egemen ideoloji tarafından meşru görülmeyen davranışlar karşısında uygulanan yaptırıma denir. tarihin her döneminde yasak egenemen sınıflara göre değişiklik göstermiştir.
yasa koyucular ve yasaklayıcıların ne zaman neyi meşru gördükleri göz önünde bulundurulduğunda, hangi sınıfın çıkarlarına hizmet ettikleri de hangi zaman diliminde olursa olsun gün gibi karşımıza çıkmaktadır.
yasak gereklidir, fakat topluluğun gerçek bileşenlerinin menfaatine hizmet ettiği sürece.

(bkz: yok öyle bir şey)

ülkemizde yasal olarak, başka renginin bulunması imkansız taşıma aracı.

sike sike kuralının kısaltılmış hali.

düşmek. yer çekiminin oluşturduğu cazibeye dayanamamak.

sevişmek fiilinin geniş zamanda çekimlenmiş hali.
(bkz: yerçekimlenmek)

bence bunun vücut kimyasıynan alakası var. yaşadığım bir dönemi cok iyi hatırlıyorum.
uyuyamıyordum, ne yaparsam yapayım. günlerdir yemek yemememe ve uyumamama rağmen kendimi o kadar dinç, genç, enerjik, kuvvetli hissediyordum ki.
kesin bunun vücuttaki hormonlarnan bi alakası var.
herkeş her zaman öyle olabilse.
sonuç olarak aşkın yan etkilerinden bir tanesi.