hali tavrı hiç andırmasa da adı geçtiği anda aklıma kadayıf tatlısını getiren libyanın diktatörü.
bir zamanlar hbb (has bilgi birikim) adında bir tv kanalı yayın yapardı. mustafa keser, o kanalda müzik programı hazırlardı. mendil kullanarak değişik bir stilde dans eder, şarkıları, türküleri kendince söylerdi. lakin programa telefonla katılan izleyicilere ne okuyayım? sorusunu, ağzında yuvarlayarak sorunca ne koyayım? anlamı çıktı. program, ne koyayım çerçevesinde gelişti. mustafa keser bu espriyi kullanarak rating yaptı; aradan yıllar geçti. şimdilerde hala mustafa keser diyince ne koyayım? çağrışımı olmakta... tahminimce rayting uğruna espriyi sakızlaştırmasından şu sıralar hayli pişman olsa gerek.
gülşen, tesettüre girecek. hülya avşar, orta halli bir adamla evlilik yapacak. seda sayan, ’nihat doğan ile dünya ahiret kardeşiz’ açıklamasında bulunacak. gönül yazar gerçek yaşını açıklayacak. bülent ersoy türkçe’yi doğru düzgün kullanacak. ibrahim tatlıses eğitimin gerekliliği üzerine bir tez yazacak. yeşim salkım manastıra kapanacak.
iki bin yedinin ilk dakikalarında olamasa da, ilk saatlerinde girilen entrydir.
sesine hayranlık duyduğum, aslında müziğini de çok beğendiğim... fakat seksi olmak için kendini komik durumlara düşüren... bu sebepten bana itici gelen... ona karşı objektifliğimi yitirdiğim... tavırları albümlerini satın almaktan vazgeçmeme neden olan... bu sebepten içimde küçük bir çelişki yaşatan... abuk sabuk kliplerine anlam veremediğim... kadın solist. halbuki çok güzel. hiç gerek yok ki, böyle abartılara...
bilgisözlükün hakkını yemese tam süper olacak!
dinledikçe biz niye böyle olduk, sevgili? sorusunu sordurtan, mor ve ötesinin belki de vardığı en iyi nokta.
bütün ahmetler iyi kalpli, iyi arkadaşlar oluyor genellemesinin abartılı olacağı lakin bana hep öylesi tesadüf eden, bir erkek ismi.
tekerlek dönüyor...
dünya da dönüyor...
biz de dönelim sevgilim...
dünya da dönüyor...
biz de dönelim sevgilim...
yılbaşı gecesinin aynı zamanda tatil, evde bulunmak, ofiste çalışmamak anlamını taşımasından dolayı, nadir bulunan vakti sözlüğe entry girerek veyahut yazılan entryleri okuyarak geçirip, mutlu olma, kafa dinleme durumu.
e-postada yahoo adresimin papucunu dama attıran, google talk ile yakında hotmail adresimi de daha az kullandırmaya aday; google’nin e-posta hizmeti. e-mail kotam doldu korkusunu tarihe gömdü.
çoğu mesleğin nasıl bir şey olduğunu unutturduğu, çağımız yaşayanları için sanki milattan önceki çağlara aitmiş hissiyatını yaratan var mıdır böyle bir şey? dedirten kent sorunsalı.
erkin koray’ın bilsakta sahne aldığı yıllarda, müziğine kendimi kaptırıp kendi hemcinsime hakaret içeren sözleri olmasına rağmen bana keyifle kafa sallatıp, tempo tutturtup, sözlerini bağıra çağıra söyleten şarkıdır.
okunuşu türkçe’deki eşek yavrusu sıpa’ya benzediğinden söylenişi azbuçuk sıkıntı yaratan, yazılışı spa olan, termal sulardan faydalanmanın karşılığıdır. sağlık turizminde rolü son yıllarda iyiden iyiye artmıştır. termal suların cenneti olan ülkemizde gelecek yıllarda spa patlamasının yaşanacağının düşünülmesi umut ve mutluluk vericidir.
38 beden olmanın rahatsızlığıyla kendimi yemeden içmeden kesip, 34 bedene düştüğüm ve neredeyse kıyısından geçip, uçurumdan yuvarlanmadığım saplantılı durum. artık 36 bedenim. zayıflama saplantısı çok gereksiz. asla ve asla tavsiye etmem. çikolatalar, tatlılar, hamurişleri, gazozlarla hayat daha güzel. :)
istanbulda dolmuş kalmadı, minibüs, otobüs; o kadar! dedirten entry.
bu dünyada insan olarak yaşayacağıma bir çizgi filmde sünger bob olayım, yeğdir cümlesini kurdurtabilecek ruh hali.
sözlükte okuyunca, hayat meşgalesinden milli piyango almayı unuttuğumu hatırladığımın saniyesidir.
bir ülke başka bir ülkenin liderini yargılama hakkına nasıl sahip olabilir? savaş suçlarını yargılayacak platform abd mahkemeleri midir? bu idam kaçınılmazsa, mutlaka müslümanların kutsal kurban bayramının arife günü mü gerçekleştirilmelidir? defnin bayramın ilk günü yapılmasının müslümanlar için incitici olabileceği düşünülmemiş midir? infazın uluslararası koşulları yok mudur? infazcıların infazı yapılan kişiye hakaret etme hakkı var mıdır? infaz edilen kişinin dini inancı her neyse onu yerine getirme hakkına sahip olması gerekmez mi? busha tencerenin dibi karaydı ama ya seninki? sorusu dünyadaki bunca ülke liderlerinden hiçbiri tarafından sorulmayacak mıdır? tarih saddamı yargıladığı gibi abd liderini de yargılayacak mıdır? sorularını sordurtan içinden çıkılmaz cevaplar yaratan bir durum.
bir abd klasiği...
"hiroşima, nagazaki, kore, vietnam, afganistan, ırak..."
"hiroşima, nagazaki, kore, vietnam, afganistan, ırak..."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?