kişi bazında çarpılmaya delalettir, lakin son yıllarda ekonomisi ’sınır’ tanımaz birtakım devletlerin dış siyaseti olmuştur. uygulandığında hazineye petrol olarak geri dönmektedir.
üniversite öğrencisinin acı feryadıdır. bu feryadı, "şu bütünlemeler bitse de kurtulsak", sonrasında "mezun olsak da kurtulsak", "bir iş bulsam da kurtulsam", "yeni bir iş bulsam da kurtulsam" feryatları izleyecektir.
1960lı yılları, o yılların çalkantılı siyasi hayatını anlatan, henüz inançların, değerlerin yerle bir olmadığı bir dönemi titizlikle işleyen, başarılı bir yapım. atvde cuma akşamları yeni bölümleri, pazar günleri tekrarları yayınlanmakta...
devletin uyması gereken kuralları belirleyen yasalar toplamı.
15 yıllık gazetecilik kimliğiyle övünen, ülkemizin aydın ve entelektüel kesimine dahil olduğunu düşünen ve zorla düşündürten! bahsettiği tüm bu vasıflarına rağmen alelade bir yarışma programında jüri üyeliği yapmayı kabul etmiş gazeteci. yarışma programında tuba ekinci adlı şarkıcı hanımı sarf ettiği sözlerle yerle yeksan etmeye çalışarak kendi kimliğini ve konumunu güçlendirme çabası bende hayret uyandırmıştır. "yarışmacısından bu denli rahatsız olduğu, onu bu kadar aşağıladığı bir yarışmada niye jüri olmuştur ya da gazeteci kimliğiyle buz pateni jüriliğinin bağdaştığı nokta nedir, nerededir?" sorularını sordurtmuştur.
esmeray "unutama beni"
dakika itibarıyla psikolojimi allak bullak eden yarışma programı! programın eğrisi doğrusu şöyle dursun, az önce sahne alan konuk dansçı hanım, evlere şenlikti. "dans-dansçı bu olamaz!" feryadıyla entry girmeme sebebiyet verdi.
bütün sular, gece karanlıktır.
bir nevi medcezir. louis aragon’un dizelerinden aşk;
mutlu aşk yoktur
insan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
mutlu aşk yoktur
hayatı bu silahsız askerlere benzer
bir başka kader için giyinip kuşanan
ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
onlar ki akşamları aylak kararsız insan
söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
mutlu aşk yoktur
güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
içimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
ve hemen can verdiler iri gözlerin için
mutlu aşk yoktur
vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
en küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
mutlu aşk yoktur
bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
mutlu aşk yoktur ama
böyledir ikimizin aşkı da
louis aragon
çeviri: gertrude durusoy, ahmet necdet
mutlu aşk yoktur
insan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
mutlu aşk yoktur
hayatı bu silahsız askerlere benzer
bir başka kader için giyinip kuşanan
ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
onlar ki akşamları aylak kararsız insan
söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
mutlu aşk yoktur
güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
içimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
ve hemen can verdiler iri gözlerin için
mutlu aşk yoktur
vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
en küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
mutlu aşk yoktur
bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
mutlu aşk yoktur ama
böyledir ikimizin aşkı da
louis aragon
çeviri: gertrude durusoy, ahmet necdet
"savaşın sanatı olmaz! olsa olsa, stratejisi olur" feryadı figanında bulundurtan, savaş ile sanatı aynı kelime çatısı altında buluşturan zihniyete akıl, sır, mantık erdiremediğim bir garip anlamsızlık.
çanakkale’de, hisarlık tepesinde, troyalılar ile akhalar arasında yaşanan kanlı savaşı anlatan destan. homeros’a aittir. tanrıların ve tanrıçaların olympos dağı’nda katıldıkları büyük şenliğe davet edilmeyen eris’in ortaya bıraktığı üzerinde ’en güzele’ yazılı elma ile başlar her şey. hera, athena ve afrodit elmanın sahibi olmak ister. tanrı zeus üç tanrıçayı başından savmak için onları ida dağı’nda çobanlık yapan paris’e gönderir ve elmanın sahibinin kim olacağına paris’in karar vereceğini söyler. aşk tanrıçası afrodit; dünyanın en güzel kadını güzeller güzeli hellen’e sahip olması vaadiyle paris’i kandırır. üzerinde ’en güzele’ yazılı elma afrodit’in olur. bunun üzerine hera ve athena paris’e ve onun yurdu troya’ya kin ve nefret ile savaş açarlar. agamemnon’un kadını güzeller güzeli hellen’i kaçırıp, troya topraklarına getiren paris troyalılar ile akhalar arasında yaşanacak zorlu savaşın başlamasına neden olur. akha orduları anadolu’ya gelerek kral priamos’un topraklarına saldırırlar. öfkeli tanrıçalar hera ve athena araya girmese kazanan taraf troyalılar olacaktır. fakat içine akhalı askerlerin gizlendiği tahta at, türlü komplolarla şehre sokulur ve gizlice şehre süzülen askerler tüm troya halkını kılıçtan geçirerek, şehrin hakimi olurlar. ilyada’nın konusu özetle budur.
"sadece türkü söylese, hiç konuşmasa, hayat çok güzel, çok mutlu olurdu!" dedirten türkücü.
çok para kazanıp, şöhretinin tavan yaptığı bir dönemde sevgilisi ibrahim tatlısesi ve sunduğu olanakları elinin tersiyle itmesi ve sonrasında marmara üniversitesinde gördüğü eğitimini sürdürmekteki kararlılığıyla takdirimi kazanan, ona karşı duyduğum negatif hisleri hayli pozitifleştiren genç kadın.
sıfır beden kimi kadınların yarattığı izlenim.
binbir gece masallarının kitap satış grafiğini epey yükselten; ancak kitabı satın alan birtakım kişilerin "dizinin sonraki bölümlerini de anlatıyor mu?" sorusunu sorma talihsizliğine sebebiyet veren dizi.
son zamanlardaki hal, hareket ve tavırlarıyla sulu köfte tadındaki şöhret. boğaziçi üniversitesi lisans eğitimini mevcut olduğu sahada ziyan etmesi aklıma durgunluk vermektedir.
hissettiğini dile dökecek kelimeyi bulamamak; hatta, kelimeyi oluşturacak harflerin bucak bucak kaçması...
rivayete göre sözün sahibi ’orhan pamuk’tur.
bilgisözlükte goeticanın entryleriyle tesadüf ettiğim, an itibarıyla netten araştırdığım şair.
şiirlerindeki seslenişlerde bayımı kulanması biraz charles dickens rüzgarı estirmiş gibi hissettirdi bana. yine de şiirleri sarsıyor.
şiirlerindeki seslenişlerde bayımı kulanması biraz charles dickens rüzgarı estirmiş gibi hissettirdi bana. yine de şiirleri sarsıyor.
süper markette karşılaştığımda sade güzelliğine ve doğallığına hayranlık duyduğum, erkeklerden çok kadınların bakmasına neden olacak kadar güzel manken; şimdilerde oyuncu da denebilir. oyuncu denmeli mi? emin değilim; fakat çok güzel. çok doğal. çok sade.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?