hoş gelmiş yeni bilgiç. hoş da bulmuş anladığım kadarıyla. ne hoş...
1,5 yıldır gidemediğim sevgili memleketim. tıpkı kışladan çıktığımda asfaltı öptüğüm gibi, toprağına bastığımda hasretle öpeceğim tozunu toprağını. güzel haberlerini alıyoruz gurbette, akpnin tokat yiyeceği illerden biri olacak inşallah.
neden yasak kapsamına alınan kelimelerden biri olduğunu çözemediğim kelimedir.
2000 yılı yapımı, edward furlong ve willem dafoe’nin başrollerini paylaştığı, bir amerikan hapishanesinde geçen film.
dün geceki programını yine ekran karşısında kıvranarak izlemek zorunda kaldığım programdır. neyse ki ali tezel, kimilerini rahatsız eden o gür sesiyle hakkı söylemeyi hiç bırakmadı ve ağzının payını verdi herkesin, yüreğimizin yağlarını eritti.
programa katılan bir sigorta firmasında çalışan ve köle zihniyetini ziyadesiyle içselleştirdiğini gördüğümüz kadın, "dominos"larımın hakkını savunayım derken, kendisini de rezil rüsva etmekle birlikte; memleketimizdeki insan manzaralarından çok müstesna (ve maalesef çok yaygın) bir örnek sundu.
programa katılan bir sigorta firmasında çalışan ve köle zihniyetini ziyadesiyle içselleştirdiğini gördüğümüz kadın, "dominos"larımın hakkını savunayım derken, kendisini de rezil rüsva etmekle birlikte; memleketimizdeki insan manzaralarından çok müstesna (ve maalesef çok yaygın) bir örnek sundu.
bir şeyi çok istiyorsanız başınıza gelecekler sizi şaşırtır
+ akşam akşam beni kim anıyor ya
ben: ("arıyor" anlayıp) telefonun mu çaldı?
+yok, hıçkırık tuttu.
ben: ("arıyor" anlayıp) telefonun mu çaldı?
+yok, hıçkırık tuttu.
birkaç yıl önce de benzer bir suçlamadan ötürü -suçlama değilmiş demek ki- karısı ve herkesten özür dilemiş. bu olay da belki gerçektir, belki komplodur. fransada cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor ve sarkozynin tevessül etmeyeceği bir iş olmazdı böylesi bir olay.
bu olayın bir garip cilvesi de kahnın şahsında, ülkemizin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin haklarına, varlıklarına resmi/gayri resmi tecavüz etmiş bir kurumun başının böyle bir suçlamayla muhatap olmasıdır. ki fevkaladenin fevkinde bir tencere-kapak buluşmasıdır. para versen bunu duyuramaz, külliyat döktürsen bu etkiyi bırakamazdın.
bu olayın bir garip cilvesi de kahnın şahsında, ülkemizin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin haklarına, varlıklarına resmi/gayri resmi tecavüz etmiş bir kurumun başının böyle bir suçlamayla muhatap olmasıdır. ki fevkaladenin fevkinde bir tencere-kapak buluşmasıdır. para versen bunu duyuramaz, külliyat döktürsen bu etkiyi bırakamazdın.
kesinlikle houston! günlerdir, girdiğim tüm internet kafelerde değişik renklerde yanıp sönen houston!a giremediğim gibi, arama çubuğunu da kullanamıyorum. nedense bugün dank etti de sol framedeki arama aparatıyla entry girmek istediğim konu başlığına ulaşmayı başardım. fakat yeni başlık açmak hâlâ mümkün değil.
bir sağlık kuruluşunda, "müteahhit"e bağlı olarak çalışan görme engelli vatandaşın: "bu müteahhitlikten ne zaman kurtulacağız? asgari ücretle çalışıyoruz" diyen görme engelli vatandaşa: "görmediğin halde sana iş vermişiz. müteahhitle çalışmaya devam edeceksin" demiş.
bu hükümette sevdiğim tek kişi, tek bakandı. daha önce söylediği "şişko" kelimesi bir’di, bu iki oldu, bitti.
bu, allah’ın verdiği rızkı kimin ne kadar yiyeceğine karar verdiklerini zanneden bu kibir budalaları, bu ne oldum delilerine seçimde oylarını verecek mi vicdan sahipleri? kılıçdaroğlu’nun, chp’lilerin gaflarını dillerine dolayıp din sömürüsü yapanları görür elbet...
israil’e öldürtülen 9 vatandaşımız üzerinden ve "benim tepkim moderatöreydi" diye kazı çevirdiği one minute şovundan başka elinde bir şey olmadan "dünyada itibarı artan türkiye" geyiğiyle vatandaşı aldatanlar; içeride yandaşını köşe edip, muhalefet edeni terörize eden bu zihniyet alacak inşallah ağzının payını.
gün geldi, devran dönüyor!..
bu hükümette sevdiğim tek kişi, tek bakandı. daha önce söylediği "şişko" kelimesi bir’di, bu iki oldu, bitti.
bu, allah’ın verdiği rızkı kimin ne kadar yiyeceğine karar verdiklerini zanneden bu kibir budalaları, bu ne oldum delilerine seçimde oylarını verecek mi vicdan sahipleri? kılıçdaroğlu’nun, chp’lilerin gaflarını dillerine dolayıp din sömürüsü yapanları görür elbet...
israil’e öldürtülen 9 vatandaşımız üzerinden ve "benim tepkim moderatöreydi" diye kazı çevirdiği one minute şovundan başka elinde bir şey olmadan "dünyada itibarı artan türkiye" geyiğiyle vatandaşı aldatanlar; içeride yandaşını köşe edip, muhalefet edeni terörize eden bu zihniyet alacak inşallah ağzının payını.
gün geldi, devran dönüyor!..
çok istememe rağmen katılamadığım eylemdir.
çok sosyalizdir aslında, çok sorumlu, ziyadesiyle bilinçli...
1 mayıs kutlamalarında da böyle oldu, katılamadım...
tören, eylem vs bir tarafa, oralarda hani en başta vicdanın "neredesin" diye sorar da...
her gün yaşadığımız şey halbuki...
belki de hiç düşünmemek, konuşmamak, yazmamak lazım.
...
çok sosyalizdir aslında, çok sorumlu, ziyadesiyle bilinçli...
1 mayıs kutlamalarında da böyle oldu, katılamadım...
tören, eylem vs bir tarafa, oralarda hani en başta vicdanın "neredesin" diye sorar da...
her gün yaşadığımız şey halbuki...
belki de hiç düşünmemek, konuşmamak, yazmamak lazım.
...
asla, asla deme! gitmeyeceğim, önünden bile geçmeyeceğim dediğin yere tekrar bir sebepten düşebilirsin. kötü yer de değil hani. üzerinden zaman geçince de acıtmıyor o kadar.
şehide kelle dedi ama
öcalan yaratığına sayın dedi ama
vatandaşa lan dedi, ananı da al git dedi ama
daha daha neler dedi ama
ilginçtir bazı insanların kafasında en ahlâklı, en dürüst, en milliyetçi!
e bizim de yemediğimiz laf, etiketlenmediğimiz bilimum sıfat kalmıyor.
öcalan yaratığına sayın dedi ama
vatandaşa lan dedi, ananı da al git dedi ama
daha daha neler dedi ama
ilginçtir bazı insanların kafasında en ahlâklı, en dürüst, en milliyetçi!
e bizim de yemediğimiz laf, etiketlenmediğimiz bilimum sıfat kalmıyor.
yıllar önce, danışmanı cüneyt zapsunun eşiyle ilgili bir bilgi ve ardından görüntüler çıkmıştı ortaya. değişik bir cemaat yapılanması olarak kadın-erkek birlikte namaz kılınıyordu vs. sözümüz yok, eyvallah. sayın başbakan da "bu, insanların özel hayatı, kurcalamayın" demiş ve mesele kapanmıştı.
bugünlerde, binnaz toprakın zincirlikuyu mezarlığı girişindeki "her canlı ölümü tadacaktır" ayet mealine tepkisini miting meydanlarında dile getiriyor ama istisnasız tüm miting meydanlarında bunu yapıyor. ve kemal kılıçdaroğlunun "statükonun allahı ankarada" lafını... iki yorumu, ifadeyi de şık bulmayabilirsiniz, ki bence kılıçdaroğlunun -maalesef- dilimize yerleşmiş bu tarz bir ifadeyi kullanması hiç hoş olmadı. ama bunları seçim meydanlarında üstelik tüm illerde, hançeresini yırtarak bağırıp çağırmak hiç samimi gelmiyor; fazlası geliyor ama söylemem.
dtp şürekasının yaptıkları malum. iyi de birader senin baraj sorunun yok, hatta korkarım yine iktidara geleceksin, toplumu bu kadar kaşımanın manası var mı? bir adım sonrasında ne yapacaksın, ne diyeceksin? vurun kahpeye mi diyeceksin, linç mi ettireceksin; huzura erecek misin ellerinde döner bıçakları, palalarla birileri sokaklara dökülürse? ne bu hiddet bu celal?
ne verdin millete 9 yılda, ne vaad ediyorsun gelecek dönemde. ne olacak bu işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği...
eyy tribünler... alkışladığınız, bir sahne sanatçısı ve onun şovu değil. alkışladığınız, bugününüz ve yarınızı, sizden aldığı oylarla şekillendiren ve şekillendirecek olan kişi.
bugünlerde, binnaz toprakın zincirlikuyu mezarlığı girişindeki "her canlı ölümü tadacaktır" ayet mealine tepkisini miting meydanlarında dile getiriyor ama istisnasız tüm miting meydanlarında bunu yapıyor. ve kemal kılıçdaroğlunun "statükonun allahı ankarada" lafını... iki yorumu, ifadeyi de şık bulmayabilirsiniz, ki bence kılıçdaroğlunun -maalesef- dilimize yerleşmiş bu tarz bir ifadeyi kullanması hiç hoş olmadı. ama bunları seçim meydanlarında üstelik tüm illerde, hançeresini yırtarak bağırıp çağırmak hiç samimi gelmiyor; fazlası geliyor ama söylemem.
dtp şürekasının yaptıkları malum. iyi de birader senin baraj sorunun yok, hatta korkarım yine iktidara geleceksin, toplumu bu kadar kaşımanın manası var mı? bir adım sonrasında ne yapacaksın, ne diyeceksin? vurun kahpeye mi diyeceksin, linç mi ettireceksin; huzura erecek misin ellerinde döner bıçakları, palalarla birileri sokaklara dökülürse? ne bu hiddet bu celal?
ne verdin millete 9 yılda, ne vaad ediyorsun gelecek dönemde. ne olacak bu işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği...
eyy tribünler... alkışladığınız, bir sahne sanatçısı ve onun şovu değil. alkışladığınız, bugününüz ve yarınızı, sizden aldığı oylarla şekillendiren ve şekillendirecek olan kişi.
bir akp-okyanus ötesi ortak yapımı olarak pompalanan ve iğrenç kaset oyunlarıyla, eski ülkücü geyikleriyle de tabana ve tüm halka pompalanan oyundur.
kemal kılıçdaoğlunun, ekranda karşı karşıya gelme önerisine: "süper lig takımıyla amatör küme takımı karşı karşıya gelmez. sen ligini bil" demiş. fenerbahçeli başbakan acaba bir pendik faciası yaşamaktan mı korkuyor?
seçim otobüsünde kendisi bulunmamasına rağmen ve kastamonu valisi de: "saldırı başbakanı değil, polisi hedef alıyordu" demesine rağmen; üstelik olayda bir polis memuru da şehit olup biri yaralanmışken bunun üzerine dahi çıkıp "biiiiiiz bu yola kefenimizle çıktıııık" diyebilmiş kişidir.
anchormani tayyip erdoğan olan kanal.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?