benduruyorumsebagitti

bilgi sözlük’tesin ve biz burada esprileri severiz, hadi mutlu ol artık.

(bkz: bilgi sozluk kimler var bakanı)

sözlükte de akp iktidarda değildir herhalde.

bilgiç denir bunların bir kısmına.

#1014626

merve kavakçı’ya karşı, rahmetli ecevit’in konuşması ve "dışarı dışarı" korosuyla yapılan o hareketi kesinlikle tasvip etmiyorum.

meclis iç tüzüğünde başörtüsü ile ilgili bir yasak o gün bulunmuyordu. denebilir ki, meclis iç tüzüğünde, "kürsüye çiş yapılmaz" da yazmıyor. aynı şey değil efendim. kadınlarla ilgili etek-tayyör gibi bir zorunluluk var sadece.

yıllar yılı başörtülülere, imam hatiplilere uzaylı-hain muamelesi yapıla yapıla geldik bu hale. akp oradan geldi yerleşti krallık koltuğuna, kaldırabilene aşk olsun. sokağında, okulunda, mahallende, marketinde, apartmanında başörtülü vatandaşın var mı? meclisinde de olacak.

merve kavakçı’ya yapılan bir linçti ve milletvekilliği de başörtüsü yüzünden değil de sanki amerikan vatandaşı olduğu için türk vatandaşlığından çıkarılmasıyla gerçekleşti. ki bu süzer plazaya ruhsat vermediği için o bölgeyi beyoğlu belediyesi’nden alıp şişli belediyesi’ne bağlamak gibi bir olaydı. halk yemedi, yutmadı, unutmadı. hâlâ o hurmalar tırmalar.

chp/kılıçdaroğlu o kadar gayretine rağmen, doğru sözlerine, sağlam vaatlerine rağmen aldığı oy oranı ortada iken nedeni buralarda bir yerlerde aramalı kesinlikle.

#1014626

su-i misal, misal olmaz sevgili bilgiç kardeşim.

şu anda kılıçdaroğlu teke tek’te konuşuyor ve diyor ki: "2002’de erdoğan milletvekili olamadığında biz demedik ’sen de cezası olmayan bir genel başkan seçseydin...’ gel kardeşim dedik, sorunu çözdük."

hatip dicle bir tarafa, onun cezası onandı. ama balbay, haberal ve alan hala yargılanıyorlar. suçu ispat edilene kadar herkes masumdur. bakın çamur atılana kadar değil, suçu ispatlanana kadar!

2007’de bir pkk’lı hapisten salındı, milletvekili seçildiği için.

ysk’nın dut yemesidir bunları hepsi. bu da bir tuzaktır. gelin hep birlikte çıkalım bu işten bakın zaten chp, mhp, bdp... diye, sözde ortak bir refleks oluşturacaklar.

*diyalog değildir.

evinde paşa paşa oturup tv izliyorsun, internette takılıyorsun... ve birden öaargghhh diye bir ses...

ilk duyulduğunda gece vaktidir ve hemen ışıklar açılıp sağa sola bakınılıp kulak kabartılır.

ııhh, yok birşey... bir süre sonra bir daha: ööaaaarrghhhh!

o ne lan!?.. hem de öyle böyle değil, çığlık mığlık bilmem ne bilumum gerilim filmlerindeki korkunç seslerin tıpkısını aynısı lan!

sanki birisi boğazlanıyor ya da yediği mamut’un kılçığı boğazına kaçmış recep ivedik benzeri birinin.

neyse efendim, kaynak bulunur. üstteki komşu çıkarmaktadır bu sesi.

neden olduğunu dahi düşünmek istemez bünye, bitsin ister sadece.

tövbe ya rabbim ya, o ne ses öyle...

meclise girme ama yemin etmeme kararı alınmış. hayırlı olsun.

birkaç kez, kısa süreli izleme gafletinde bulunduğum, sansürsüz’den bile beter program.

fizik yüksek mühendisi, doktor ve mutasavvıf olarak tanıtıyor kendisini.

birkaç hafta önce gazi mahallesi’nde dağıtılan bir el ilanı dolayısıyla haberdar oldum kendisinden. ilanda a.c. boran diye yazılmıştı adı. tasavvuf üzerine bir konferans olacağı belirtilen ilanda, hacı bektaşi veli, mevlana, yunus emre’den alıntılar; hz ali ve hz hüseyin’in de sözleri ve onları övücü ifadeler yer alıyordu.

konferans başladı, yaklaşık 20-30 kişiyle. ben bazı sorularıma yanıt alırım umuduyla gitmiştim. çok çok çok basit geldi, ki basit, en hafif kelime. neyse, devam etsin belki açılır, derken 5-10 kişilik bir grup salona girdi. gazi’nin bıçkın kesiminden... konferans 45 dk kadar sürmüşken, uyarı üzerine iptal edildi. niye yaptılar, neden ettiler derken o halde döndüm eve.

a.c. boran ve anadolu erenleri ... derneği ile ilgili araştırma yapma düşüncem bu sabaha kaldı. internette gezindiğim birkaç site midemi kaldırdı. meğer kendisini resul ilan etmişmiş bu kişi. pek çok tv/radyo kanalı, dernek şu bu...

her sakallıyı deden sanma, sözünü bir kez daha anladım yaşayarak. meğer tüm o bilmişliklerime rağmen, saftiriğin, dolmuşa binenlerindenmişim. hoş, konferansta öyle bir zırvadan bahsetmedi. benden daha safları da varmış ki bu adamlar bu işten ekmek yiyor, fırın kuruyor, zincir fırınlar açıyor.

insanların inançlarını, saf duygularını istismar edip saltanat kuranları bu miraç kandili’nde allah’a havale ediyorum. eleştirelim, kızalım ama şu diyanet’e şükür. olmasa camiye dahi gidemez insanlar, onun camisi bunun hocası...

kendisi hakkında detaylı bilgi edinmedim, istemem de. allah uzak etsin, akıl fikir versin. sapıklık deyince cinsellik gelir hep akla; bu, sapıklığın önde gideni değil de nedir?

ygs’de yaşanan şifre, akabinde ösym’nin yaptığı tüm sınavlarda yaşanan hatalar şunlar bunlar... tüm bunların gölgesinde yapıldı. böyle bir dönemde sınava girmek istemezdim. hiçbir sınava da girmek istemem ya... kpss geliyor lakin.

son günlerde yurdun doğusunda-batısında meydana gelen şiddeti yüksek depremler, daha büyük şiddette yaşanmamasını umalım. dayanacak ne binalarımız ne de yüreğimiz var zira.

bugün, bir kez daha kutlayacağımız mübarek gündür. kutlu olsun insanlığa bir kez daha, hayırlara vesile olsun...

selda bağcan’dan, bir miraçlama dinlenir şimdi.

http://www.youtube.com/watch?v=cdwlinhaobu

(bkz: ileri demokrasi)

kültür bakanlığı tarafından bu yıl ikincisi düzenlenecek festival. 1-21 temmuz 2011 tarihleri arasındaki festivalle ilgili az önce izlenen "(olay minibüste geçiyor.)şoför bey, şoföör beeeeyy, müsait bir yerde inecek vaaaaaaar" reklamıyla haberdar olunmuştur.

temel ile dursun çocukluk arkadaşıdır.
60’lı yaşlarda birgün dursun temel’e akşam yemeğine gitmiş.
temel karısına hep aşkım, hayatım gibi sözlerle hitap ediyormuş…
dursun ise bu yıllardır süren aşkı hayretle izliyormuş.
temel’in eşinin olmadığı bi ara dursun temel’in kulağına eğilerek :
- ya temel demiş yaş 60 küsür hala karına aşkım, canım diyorsun ne güzel anlasıyorsunuz demiş…
temel de dursun’a dönerek :
- ula çaktırma karımın adını unuttum demiş.

rabbena hep bana, diye sadece kendi tabanının hak ve özgürlüklerini görüp, onun dışındaki talepleri duymazdan gelen; her türlü eleştiri ve muhalefeti terörize eden, aşağılayan, hedef gösteren anlayışla demokrasinin bir arada olamayacağını ifade eden söz.

geri kafayla ileri demokrasi olmaz, diye veciz bir söz söylemek istiyorum. burnunuzu işaret ve baş parmaklarınızla sıkıp demokrasi deyiniz üç kez, işte o duyduğunuzdur gelen.

taş atmayı suç olmaktan çıkaran bir karar çıkmış o ülke meclisinden. hatta o ülkenin milliyetçi partisi dahi destek vermiş buna. artık taş atanlar eskisi gibi ceza almıyorlarmış. ama kiap yazmak, pankart açmak, basın açıklaması yapmak gibi kaka işlere tevessül edenler hapsi boyluyorlarmış. zaten bunların hepsi ya faşist, ya komünist, ya ergenekoncu ya da bilmem ne belaymış. halbuki alsalarmış ellerine taşları, indiriverselermiş camı çerçeveyi; silah alıp dağa çıksalarmış asker, polis, vatandaş katletselermiş; atıverselermiş molotof kokteyli denen cinayet aletlerini otobüslere, işyerlerine, demokrasi bile gelirmiş memlekete. öyle böyle değil ileri demokrasi hem de.

a hbr diye pek üstün zekâ ürünü bir logoları var. habertürk, cnn türk ve hatta sky türk ve ntv varken pek izlenesi kanal değildir. bir defa yandaşlığıyla kafadan kaybediyor.