belkibirgunbiryerde

(bkz: abandone olmak)

kafa karistirmayan,duzenli ve duzeyli muhabbetlerini sunan dostlarimi ve aile efradimi icinde barindiran,sicak dizlerin,ellerin,bakislarin,opuslerin,guluslerin ve huzurun baskenti...deli gibi ozledigim sehir..

ikiz kizlarina yazdigi "kizlarima mektuplar" kitabinin her kiz babasina tavsiye edilebilecegini dusundugum sosyolog’dur...

tek derdi,olana bitene tepki koymak olan,aslinda o kopruden atlamaya hic de niyeti olmayan kopru canbazlarinin yaptigiyla hemen hemen ayni seydir..ancak yolu kopruden gecmeyen ya da kopruye anne-babasinin elinden tutup gidecek kadar kucuk yasta cocuklarin itibar edecegi bir tepki koyma yontemidir..ozellikle on-oniki yasindayken yapilirsa etkili olur,daha buyuk yasta yapilinca ise adama gulerler..

"yasar",cocuklarinin uzun omurlu olmasini dileyen kimi ailelerce,kizlarina da koymakta bir sakinca gormedikleri bir isimdir..(bkz: allah sabir versin)

anne-babalarimizla fikirlerimizi paylasirken her ne kadar dusunce ozgurlugune sahip,medeni ve sagduyulu insanlar olsalar da,asla aklimizdan cikarmamamiz ve "haddimizi bilmemiz" gerektigini anlatan veciz ifade...

(bkz: yok boyle bir sey)

kisinin okula uzak oturmak talihsizligine ugramis pek cok arkadasi tarafindan,sinav tarihleri,sonuclari,v.b.bissuru konuda bilgilendirilmek icin,gece-gunduz tacize ugramasina ve bu karda kista kalkip,inin cinin kartopu oynadigi kampuse kadar gitmesine sebebiyet verebilecek,"madalyonun bi de obur yuzu varmis anasini satiym!" dedirten durum..

gozun gorme alaninin genisletilmesi ve kisinin konsantrasyonunun arttirilmasini hedefleyerek,kisa surelerde uzun metinlerin okunup kavranilmasini saglamaya yonelik tekniklerdir...ayrica hafizayi da gelistirir bu teknikler...

sadece bir ay zaman ayirarak f klavye ile ogrenilmesi mumkun olan tekniktir...tuslar parmak hafizasina alinir,boylece tuslara bakmadan,hatasiz ve konusma hiziyla yazilabilir..ilk basta ayirilan bir ay zamani bol bol telafi eder kisi...

her zamanki gibi,her seyi batirip bok edince,annenin "nasil gecti gunun?" sorusuna cevap olarak,gun boyu yapilan butun dangalakliklar teker teker anlatilmaya baslanilmadan once bu cumle soylenirse,anne otomatikman yumusayiverir..onun icin gerisi muhim degil oluverir..(bkz: kendimden biliyorum)

atilla atalay tarafindan yaratilmis bir tip.. kendisini sikilhan’in sevgilisi sanan tiki prensesi..selin’den once o vardi...

leman’da,atilla atalay tarafindan kaleme alinan sikilhan kosesi vardir..bu kosenin olmazsa olmazlarindan,sikilhan’in belalisi,kendisini onun sevgilisi sanan bir de bunalgul vardir ki,idealimdeki kiz tipidir,iste bu hatunun her diyalog sonunda soyledigi kendine has sozudur."yigivrancsiiiaaan" seklinde telaffuz ettigi de vakîdir..

cigdem talu - melih kibar ortak yapimi sarkilardan biri..erol evgin’den dinlemek hos oluyor..emre altug da soylemis duyduguma gore...iste sozleri:

zincire vurulmus bir mahkum gibi
askinin kolesi oldum ne care
herseye bedeldi sacinin bir teli
hasretin dusurdu beni bu hale

dipsiz bir kuyu gibi karardi dunyam sensiz hayat nedir ki bos bir virâne
meyhaneler yetmiyor bu gece bana
ben sana vuruldum deli divâne

collerde dolasan bir mecnun gibi
askinla tutustum yandim ne câre
her seye bedeldi adinin bir harfi
hasretin dusurdu beni bu hâle

kendisinden hâlâ,saglikli ve iyi olduguna dair bir haber cikmayan ve beni ciddi olarak endiseye sevkeden yazardir...

aysegul aldinc - bir bahar askisin

banu kirbag’in sarkisidir,aysegul aldinc de soylemistir..(bkz: sigara yaktiran sarkilar)

mevsimin pesine takilip gittin
bir bahar askisin artik sevdigim
bir hayal aradim o sen degildin
bir saman alevi yaktik sevdigim

gun gelir bir yerde karsilasirsak
gozlerim yas dolar baslarsa sagnak
ilk sozu ne olur sen bana birak
derim ki ne cabuk biktik sevdigim

kirlarda kosarken kelebek gibi
sarildin kanadim sanki eridi
bir yasak bahcede gizlendigini
anladim soyleme artik sevdigim

gun gelir bir yerde karsilasirsak
gozlerim yas dolar baslarsa sagnak
ilk sozu ne olur sen bana birak
derim ki ne cabuk biktik sevdigim

kapida bekleyen babanin yanina gidilir,surat ifadesinden her seyi anladigini dusunen uyanik baba,sinavla ilgili bir sey sormaz..arabaya atlanir,grup gundogarken mi,munir nurettin mi tartismasi esliginde eve gelinir,baba,anneyi caktirmadan uyarir,o da biseycik demez..boylece ailesine kucuk bir kazik atan kisiye baba sinav sonuclari aciklaninca aynen soyle haykirir:"-ulan,hani kotu gecmisti?"

anne-babayi kaybetme korkusu sozkonusuysa eger,bu korku,insanin yuregine taa kucuk yaslarindan itibaren coreklenir,kalir..bu korkunun etkisiyle,ustelik anne-baba biraz yaslicaysa ve evlat da uzaklardaysa evine her telefon ediste, ikisinin de sesini duymadan rahat edemez.."cocuum,evde yok iste,niye yalan soyleyim sana,paranoyak!" gibisinden tahkir etmeler falan ise yaramaz..korku icindeki bunyenin kafasindan gecen tek sey,anne ya da babasinin o anda bir hastanede yogun bakimda,olum doseginde falan oldugudur..iyice sapitir..en acisi da,hasbelkader evine,ailesine kavusmus olan paranoyak kisinin gecenin korunde kalkip kalkip,anne-babasinin uyurken nefes alis-verislerini dinlemesidir..kazara yakalanir da "napiyosun len sen bu saatte ayakta?" sorusunun muhattabi olursa,"seeyy..kem,kum,hiiic..sigara icecektim..cisim geldi.."gibisinden mazeretlerle savusturmaya calisir..aslinda dogruyu soylese onu en iyi anlayacak olanlar yine anne-babasidir,cunku onlar da,onun bebekken,nefes alis-verislerini coook kontrol etmislerdir kaybetme korkusuyla..hayatta her sey sirayladir,kaybetme korkusu bile..