confessions

aysemayse

- Yazar -

  1. toplam entry 1944
  2. takipçi 1
  3. puan 30338

dar vakitlerde seviştik

aysemayse
bir turgut uyar şiiri..

biz varlık görmedik bilirsiniz
varlık görmedik ama seviştik.
en dar vakitlerde yerli yersiz
kadınlarla kızlarla seviştik.

bir yanımız kan revan içindeydi
bir yanımız sütbeyaz akşamlarda
meydanlarda kaldı ellerimiz kollarımız
delik deşik hasta sedyelerinden
bakışlarla gözlerle seviştik.

aşkımız eskiden kalma bugünlere
ne yalan ne gerçek olduğu gibi
buğdaysız pamuksuz ilaçsız
yokluğa karşı gizli kapaklı
bulutlarla yıldızlarla seviştik.

buğdaysız pamuksuz ilaşsız olsun
aşktan iyisi var mı
ölenden öldürene geçen sevdayla
yüz yıl sonra bin yıl sonra on bin yıl sonra
yaratacağımız dipdiri hazlarla seviştik.

seviştik ya elbet sevişiriz
sevişmek oldum olası bizim işimizdir
bir ateş varsa dağlarda
bir ateş varsa karanlıklarda
bir ateş varsa bomboş şehirlerde
bizim ateşimizdir.

memur karısı

aysemayse
turgut uyar şiiri..

karım’a

ayağında ipeğin en kötüsü
sen onuncu derece memur karısı
çileli vefakâr kadın, kalbimin yarısı...

ya bir bakış, ya bir vaad peşinde
nasip budur deyip boyun eğmişsin.
hanım, kadın tazeyken onbeşinde...

şöyle halince anlarsın modadan,
manikür yapmadın nikâhından beri.
bozulup gitti ellerin sodadan.

öyle büyük büyük hayallerin yok,
bir kuruşu, bir kuruşa eklersin,
ya bir zam, ya ikramiye beklersin...

tükettin ömrünü dağbaşlarında,
otuzuna varmadan anası oldun
beş çocuğun, sekiz on yaşlarında...

yılda bir gazinoya, ya adalara.
bir kere de florya’ya gidersin,
yılı bir rop bir çorapla edersin...

sen onuncu derece memur karısı,
vefakâr çileli kadın kalbimin yarısı.
senin için ne söylesem azdır.

kimsede görmediğim

aysemayse
turgut uyar şiiri.

kimsede görmediğim bir şiir
yüzü al ve akşamı aşıyor
eski bir tanrı gibi kendi dininde
uzun süren bir dönemi düşlüyor olmalı
içindeki bir içkinin sıcaklığında
suskunluğu bir başkaldırı olmalı
elleri ayakları sinemalara bulaşmış
romanlara bulaşmış
genel helalara bulaşmış
dağları iyi bilmediğinden
denizleri anımsamış olmalı
gözleri o yüzden çırpıntılı

kara başlıklı geçmiş,
sonsuz gelecek
şimdi burda vakit gece ya
bir yerlerde ey gözleri maden
gündüz olmalı
taşın içinde bir gündüz
demirin,, ağacın.

ıslak celtik

aysemayse
turgut uyar şiiri.

benim bir sevincim var yüzün artık akşam
bir çocuğun gülüşünü görüyorsun nereye baksam

kıyımız uzak ve kuytuda ellerimiz sanki yok
ellerimiz yok ama senin ellerini bir tutsam

bazı çocuklar doğar bilirim bazı çocuklar doğmaz
doğmayan çocuklar için bilmem ne yapsam

ey çavlan. bitmeyen temmuz güneşi. ey aslan
silkin. sakla harmanını. çocuğunu sakla

ey aslan. suya kaptır kendini ellerin sanki yok
bir güzel günde mızıkalarla bir alanda dursam

sen yoksun gazeteler yok geçmişin razı değil
bilmem ki doğmayan çocukları ben mi doğsam

çokluk senindir

aysemayse
bir turgut uyar şiiri..

özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa
güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir

çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir

senfoni

aysemayse
turgut uyar şiiri.

önce sesin gelir aklıma
çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
sonra cumartesi günleri gelir
sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.

kırk kere söyledim bir daha söylerim
savaşta ve barışta, karada ve denizde,
düşkünlükte ve esenlikte
zamanımız apayrı bize göre
yanyana olduk mu elele
aç kalsak ağlamayız biliyorum.

içim güvercinleri okşamış gibi rahat
sen yanımdayken ister istemez
geniş meydanlarda akşam üstleri
üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.

sen yanımdayken ister istemez
uzak ırmakları hatırlıyorum.

arasıra düşmüyor değil aklıma
yabancı kadınların sıcaklığı
ama allah bilir ya, ne saklıyayım
yanında ihtiyarlamak istiyorum...

ses

aysemayse
turgut uyar şiiri.

seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştın
sandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın
yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesi
herkesin en eski olan kökü, en eski hanesi
yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattın
ne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın
sen bir atmacanın en uzun çığlığısın, her türlü gökte
göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın
seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle...

yilgin

aysemayse
turgut uyar şiiri.

bir sargın umut yakaladım onu kuşandım
serin mavi bir gökyüzü buldum onu kuşandım
denize doğru sokaklar gördüm onları da kuşandım
üstlerine üstlük seni kuşandım
tedirgindim namussuzdum deli deliydim
uslandım.

üç dilim kavun kestim birini ben yedim
kavundan üç dilim kestim birini yedim.
birini sana ayırdım kadın al birini sen ye
sabah olsun sabah olsun ilk işim bu
öbürünü götürüp civcivlere vereceğim.

senin bir yönün var orada durur yaşarım
bir de acun var ben içindeyim
ben içindeyim tüm itlikler sahanda yumurtalar onun içinde

orospular içinde hurşit bey içinde sen içindesin
üç dilim kavun kestim birini sen ye
kabuğunu at hurşit bey’i at itlikleri at

durup durup sana sesleniyorum.

sonnet

aysemayse
bir turgut uyar şiiri.

çekemezsin bir yere sineden başka.
biliyorum günler hep böyle geçecek.
ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,
ne bir dost, oturup karşılıklı içecek..

yalnızlık sade şurda burda değil,
düşüncede, hatırada ve dilekte.
hangi taşı kaldırsan, nerde ’of! ’ çeksen,
bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..

bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.
biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.
bir elbise ki, alabildiğine dar..

nedir bir türlü sırrını anlamadık,
kimdir bizimle böyle şaka ediyor,
hangi cebini karıştırsan yalnızlık

biliyor musun

aysemayse
bir turgut uyar şiiri.

biliyor musun
aşk şiiri yazmaktan bıktım
bir gün şöyle bir baktım
yazdığım bütün şiirler öyle
bir sarsılma, nedir bu
bir otuz aşk şiiri daha
kendimi hiç suçlamadım

peki o zaman ben neden
dereceler sokayım koltuğumun altına
ateşim varsa zaten
ey gözleri maden
çünkü aşk bir suçlamadır
sonuna kadar yaşanmamışsa
bir bardak birada yeni bir deniz
ve yağmur
eski bir denizde yeni bir ada
yaşanmamışsa

sözgelimi galata’dan afrika’ya gidiyordum
korsanları kralları ve bazı ülkeleri
ve bütün madenleri
ve kendi sonumu
iyi görmüyordum sonunda
her türlü madeni
elimde bir sürü kağıtla
hazırladım kendimi

biktim böyle

aysemayse
bir turgut uyar şiiri.

üç yıl sonra mıydı bilmiyorum
ama ekimin onbeşiydi biliyorum
ekimin onbeşiydi ama
ekimin onbeşinde ne oldu bilmiyorum
herkesin sular gibi dağıldığı ama herkesin
bir sur önünde miydik bir yolda mı
semtini bilmediğim bir karakolda mı
sonra topluca bir bahçede durduk

bıktım böyle sayrılıklardan
ateşim çıksa neyse ne
neyi bıraksam aklımdan bir suya karışıyor
bir büyük savaşda kıbrıs kıyılarında
vurulan ve ölen bir askerin
çelik miğferi gibi
dipde ışıltısını görüyorum yalnız
elimi eteğimi çekiyorum bahçeden
sazlıklara vuruyorum belleğimi

zalim bir ilk yazdı ama yaşadığımız
işte bunu unutmamalı unutmamalı
bir ölüm nefes alırken bir dudakta
öbür bütün şeyleri nasıl anlatmalı
miğferin paslandığını usul usul
bir yangının söndüğünü
ve suların pırıl pırıl kaldığını
bir otobüs mersin’den mardin’e giderken
o zaman aşkınla dol kalbim
nerden ne kadar derlediysen o kadar
senin kendine seçtiğin alamet-i farika
uzun bir gece görünümünde geçerli hala

tut ki ben

aysemayse
turgut uyar’ın bir şiiri.

tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
ya da çok iyi bir şiir yazsan
bir saatin aralıksız işleyişi
bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
yani kıskanılan onu
demek istediğim hepsi

hırsızların kullandigi yeni taktikler

aysemayse
kapınzın eşiğine su döküyorlarmış ve siz bu su nereden geliyor acaba deyip de kapıyı açınca hemen sizi etkisiz hale getirip, içerde ne varsa topluyorlarmış.. tabi böyle bir durumda kendinizi karanlık sular ya da halka gibi korku filmlerinin içinde zannedip de o kapıyı hiç açmamanız da mümkün...

yalan rüzgarı

aysemayse
geçen sabah işe geç gitmem sebebiyle tesadüfen show tv de görüp de ohaaaaa dediğim dizi... o yalan rüzgarıyla bir alakası var mıydı anlayamadım ama var ise tüm şaşma ünlemlerini kullanmak istiyorum. üstelik yeni bölüm yazıyordu. anlayamadım... ben daha ilkokuldayken başlayan bu dizinin üzerine 7 yıl orta öğretim, 7 yılda da üniversiteyi bitirip, bir de kariyer yaptım ki inanılmaz...

pusat

aysemayse
kardeşimi de üniversiteye göndermiş ve iyiden iyiye yanlız kalmış annemin arasıra izlediği dizi..
-napıyosunn anne?
-pusat’ı izliyorum..
-pusat mı? puhahahahah....ne alaka ya... heheh ki kokoko...
-ay ben sıkıntıdan ne yaptığımı biliyom mu ayşemayşe! diyip bağırıp çağırıp kapattı teli..
82 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol