confessions

aysemayse

- Yazar -

  1. toplam entry 1944
  2. takipçi 1
  3. puan 30340

darkofdirt

aysemayse
kendisiyle, kahve içmeden anlaşamadığım, sürekli yanlış anlaşılmalarla dolu mesajlaşmamızın, kahve içtikten sonra ise bir güzel muhabbete dönüştüğü, gerçekten de pek bir bilgiç olan bilgiçtir. vay arkadaş bir şey dedim, o ne devrik cümleler, o ne bilmiş bilmiş konuşmalar aman dedim noluyoruz. kısacası, gayet akıllı, muhabbeti hoş bir kişiymiş.

cannes film festivali

aysemayse
bu gece sonuçlanacak olan, bütçesi 20 milyon euro, getirisi ise 200 milyon euro olan film festivali. oteller yıllık gelirlerinin yüzde 15’ini sadece 12 günlük festival sırasında kazanıyorlarmış.
cannes’ın normalde 73 bin küsur olan nüfusu, festivalde 200 bine yükseliyormuş. festivalde şehir 20 bin yapay çelenk ve küçük ağaçla süsleniyor. ve düzen 700 polis, 200 de özel ajanla sağlanıyormuş. sadece tek bir büyük otel, çalışanlarını 370’ten 750’ye çıkarmış. ve tam 5 bin kokteyle ev sahipliği yapmış.
ünlü martinez ise vip konukları için 2500 hediye paketi hazırlamış.
kentte 12 günlük ziyafetlerin sonucu, 1200 ton ek atık yığılıyormuş, normal zamandaki 150 tona karşın...
ünlü bir kuaför şenlik süresince 180 litre şampuan ve 120 saç fırçası kullanmış. yine majestik’de 30 bin metrekare örtü ve çarşaf ütülenmiş: 6 futbol sahası kadar!
20 milyon euro ’luk genel bütçesi olan festivalde, 200 milyon euroluk bir alışveriş hacmi yaratıldığı hesaplanmış. ve 3200 ek iş sağlanmış. oteller toplam 85 bin geceleme sağlıyor. ve yıllık gelirlerinin yüzde 15’ini sadece 12 günde kazanıyor. festivalde normal fiyatlarını özel izinle iki misline çıkararak...

atilla dorsay’ın yazısından alıntıdır.

alkole getirilen ekran yasağı

aysemayse
önergeye göre televizyonlarda yayınlanan dizi, film ve müzik kliplerinde alkollü içkileri özendirici görüntülere yer verilemeyecek ve sigarada olduğu gibi alkol görüntüleri de buzlanacak.

behzat ç dizisinde dikkat etmiştim de yuh alkolu de mi buzlandırıyorlar demiştim. fakat sonra dikkat ettim, biraları buzlandırıyorlar fakat rakıyı buzlandırmıyorlardı. önce milli içkimiz olduğundan mı diye düşündüklerini düşünmüştüm. sonra dedim bira ulaşılması daha kolay, içimi daha rahat bir içki belki zaten rakı alamazlar ya da içemezler diye düşünmüştüm, sonra dedim milli içkimiz ayrana benzediği için mi, ya sonra dikkat ettim, şişeden içinde markayı buzluyorlarmış. sonra bu dalgınlılığı mı, ileri görüşlülük, bir 6. his, bir öngörü olarak adlandırmaya başladım. sanki buzlandırınca anlamıyoruz ne içtiklerini. annenin cinnet anı görüntülerini boy boy yayınladılar, adam iki keyif rakısı içecek yayınlamıyorlar, tey allahım, akıl fikir ihsan et.

aydın boysan

aysemayse
acayip derecede, kendisini, rugratslerdeki tommy pickles’a benzettiğim kişidir. sanırım karakterleri de aynıdır, gözü hiç bir şeyden korkmayan, maceraperest, lider, cesur. kendisini görünce, dayanamıyorum tatlığından bağırıyorum.

http://kennethauthor.files.wordpress.com/2012/01/rugrats1.jpg

şöyle karşılıklı otursak da, o saatlerce anlatsa ben dinlesem dediğim kişidir ayrıca hala bu yaşında sağlam içendir. geçen fotoğrafçı mehmet turgut kendisiyle ilgili, yakın zamanda olmuş bir anısını anlattı geçen, bir programda. öğleden sonra aydın boysan’la karşılaşıyorlar, bakıyor aydın boysan biraz durgun gibi, biraz hasta gibi, nasıl olduğunu merak ediyor ve 1 saatte 4 cin içtiğini öğreniyor, "ya nasıl içtin o kadar cini 1 saatte" diye soruyor, aydın boysan şöyle cevap veriyor; "tonikleee!!"

özgür bilgi sözlük ordusu

aysemayse
militanların yakalanması durumunda, hukuki destek vereceğim ama 22.00 dan 10 dk önce gidip, normal fiyatından alabilecekken, 22.00 dan sonra gidip fazla para vermeyeceğimden, eylemlere aktif olarak katılmayacağım ya da sokakta içme aşamasında kendilerine katılacağım ordudur. evet, örgüt kararlarını pek de mantıklı bulmuyorum ve fakirim. ayrıca suyumu da evde pet şişeye doldurup geleceğim, evet bunu yapacağım.

ege şivesi

aysemayse
nolcek, napcen, netcen, yatcem, yatmicem, gidive, gelive, ne edip durun gari, şeklinde değişen, yor lar yo, yom şeklinde kullanan insanların sahip olduğu şivedir.

egeliyseniz ve bu ağza alışıksanız, sizin ve ailenizin çok ağır bir şivesi olmasa da, tüm ege dolaylarında konuşan insanları anlamakta zorluk çekmezsiniz. eğer başka bir yerde yaşamaya başladıysanız veya okul, iş hayatında egede yaşıyor olsanız bile çok fazla kullanmıyorsanız ya da kullanmamaya dikkat ediyorsanız bile, başka bir egeliyle karşılaştığınız an, tamamen kendinizi, bilinçsizce kendisine teslim edeceğiniz şivedir. bir yerden ipin ucu kaçtı mı, bir daha zor toplanır bu şive. kalabalık bir grupta bazen, şive dışı konuşsanız dahi, gerek bazı kelimeler, gerek dilin mantığı açısından, ne demek istediğinizi ancak bir egeli anlar.


bu şiveye sahip birinin düzeltemeceği tek şey, üçüncü tekil ve çoğul şahış fiillerini, örneğin, "gidiyorlar" şeklinde söylemektir. hayır, yapamayacağımdan değil de çok komik, gülesim geliyor.

http://tinyurl.com/nz32wuk

morgan freeman

aysemayse
uyuklama videosunun en çok izlenenler arasına girmesinden sonra, "google’ın son icadı olan gözlüğü test ediyordum, facebook sayfamı güncelliyordum" diyerek, çok da esprili bir açıklama yapmıştır. evet, derste, konferansta, her yerde bırakıp, telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza kitleniyoruz olay olmuyor. adam haklı beyler !

şahmeran

aysemayse
tarsus’ta öğrendiğime göre, resmine baktığınızda eğer ilk olarak yüzünü görürseniz, iyi bir insan, yılan şeklindeki kuyruğunu görürseniz, kötü bir insan olduğunuza delalet, efsanevi yaratıktır, kadın bana sordu "aaa, kuyruğu yılan şeklindemiymiş, hiç farketmemiştim" dedim, kimse inanmadı.

sayid dkheel i yılanların basması

aysemayse
acaba yılanlar şahmeran’ın öldüğünü mü öğrendi diye korkutan olaydır. ırak’in kuzeyinde kalan bu şehri sıcaklar yüzünden, zehirli yılanlar istila etmiş ve şu ana kadar en az altmış kişinin, zehirli yılan sokması nedeniyle öldüğü belirtilmiştir.

http://www.radikal.com.tr/dunya/sehri_zehirli_yilanlar_basti_60_olu-1134828

onun özelliği o

aysemayse
her türlü, esnaf, tezgahtar, tamircinin bir malı ya da hizmeti satmak için söylediği söz. "sanki bu elbisenin arkası biraz garip oldu" dersiniz, "onun özelliği o derler", "ramazan bu kombi hala su akıtıyor dersiniz", "onun özelliği o ablacım der. hayır, o değil de, o kadar çok duyuyorum ki, bunu, artık benim de ağzımıza yapıştı, geçen bir gardrop kurduk, altı üstüne, üstü altına geldi, ee olmamış bu deyince arkadaş, farkında olmadan "onun özelliği o ablacım" demişim.
57 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol