indinin kesin, altın ve terlik başlıkları altına bakınız vererek gireceği başlıktır ayrıca. hadi indi sabırsızlıkla bekliyoruz.
"yine de atarım demiş" olarak devam ettirilebilecek söz öbeğidir. gerçi benimkisi kesin kasaya koyar, plastik terlikle dayağa devam ederdi.
sonra da olayı bir arkadaşının başına gelmiş gibi anlatacak kızdır.
(bkz: performans testi)
sanırım kendisi bugün eline bir kısaltmalar sözlüğü alıp, çıldırmıştır. yoksa takip ettiğim bir yazardı fakat bugün takip edemeyeceğim canım, kib, bye !
komedi dükkanına hiç gülemediğim ve dayanamadığım için, bir türlü izleyemediğim programdır. duyduğuma göre de herkes çok gülüyormuş, sanırım ciddi sorunlarım var.
kemalettin kamuya ait, anlayabildiğim ve ezberleyebildiğim tek şiirdir. en sevdiğim de şiirdir. kimse anlamıyor tabi, bir keresinde, şiir sever misin diyen bir adam vardı, evet demiştim, ezberinde hiç bir şiir var mı demişti ve ben en romantik anlarda bu şiiri okumuştum ve dalga geçiyorum sanmıştı. oysa dalga geçmiyordum ciddiydim. çok hissli bir şiir olduğu konusunda da, hala ciddiyim.
daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum,
bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.
bekçileri gibiyiz, ebenced buraların,
bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
her gün aynı pınardan, doldurup testimizi
kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni,
kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek
dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı,
her adım uyandırır acı bir hatırayı.
anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam,
şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
"suna"mın başka köye gelin gittiği akşam,
gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla,
çoban hicranlarını basar bağrına yayla,
- kuru bir yaprak gibi kalbini eline al
diye hıçkırır kaval:
bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,
daima eğeceksin başkalarına boyun;
hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı,
uçan kuşları düşün, geçen kervanları an,
mademki kara bahtın adını koydu çoban!
nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
anlattı, uzun uzun.
şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
nadir duyabildiği taze bir heyecanla,
karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,
gönlümü yayla yaptım bingöl çobanlarına
daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum,
bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.
bekçileri gibiyiz, ebenced buraların,
bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
her gün aynı pınardan, doldurup testimizi
kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni,
kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek
dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı,
her adım uyandırır acı bir hatırayı.
anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam,
şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
"suna"mın başka köye gelin gittiği akşam,
gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla,
çoban hicranlarını basar bağrına yayla,
- kuru bir yaprak gibi kalbini eline al
diye hıçkırır kaval:
bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,
daima eğeceksin başkalarına boyun;
hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı,
uçan kuşları düşün, geçen kervanları an,
mademki kara bahtın adını koydu çoban!
nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
anlattı, uzun uzun.
şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
nadir duyabildiği taze bir heyecanla,
karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,
gönlümü yayla yaptım bingöl çobanlarına
#1079748 entrisinde açıkça çiçeksepetini aradığını hatta ayrıntılı bir şekilde saat 14:54 de aradığını ve fakat şipariş alımını durdurduklarını öğrendiğini belirtmiştir, hatta 14.54 te aradığını belirttikten sonra lanet olsun der gibicesine "yok " ifaedesini kullanmış yanlız kime çiçek aldığını belirtmediğinden, hepimizin içine kim bu gizemli çiçek alınan sorusunu getirmiş, sözlüğün şeffaf ve açık, özgürlükçü ve demokratik yapısı gereği, sözlük yazarlarının kendisinden bir açıklama yapma beklentisi ve ihtiyacı doğmuştur. ivedilikle taleplerimize cevap verilmesi gerekmektedir.
kardeşimin doğum günü olması nedeniyle, ailecek başka önceliklerimizden olsa gerek hiç umursayamadığımız gün. 14 şubat deyince sevgili aklıma gelemiyo beyler, kız kardeşim geliyor hep napim ?
#1079748 şu entrisi ile kime çiçek alacakmış da alamamış çok merak edilen kişidir.
(bkz: indi kime çiçek alacağını açıklasın kampanyası)
(bkz: indi kime çiçek alacağını açıklasın kampanyası)
avukatından açıklama gelmiş baş örtülü kardeşimizin, "teşhise müsait görüntülere ulaşılamadı" diye. yani bence yeterli, eldeki görüntüler. sanırım hanım kızımız kocası tarafından orada çok bekletilmiş.
zaten ilk duyduğumda da inanmamıştım, ilk olarak hala türkiye’de yaşıyoruz, sırf başörtülü diye kimsenin üzerine işemeyecek değerlerimiz hala var, öyle bişi yapsan o 80-100 kişilik grubun yarısından fazlasının anası, büyüğü, akrabası kapalıdır. içlerinden biri belki sözle sataşmıştır ama yok usta bir düşün, yanında bebeği olan bir kadına başörtülü ya da değil, böyle bir harekette bulunursa orada o 80-100 kişiden daha fazla insan toplanır, birikir, linç girişimde bulunur. allah aşkına bir düşün ya, kabataş’ın ortasında, yanında bebeğiyle bir kadına durduk durmadık yere sataşan, tartaklayan ve üzerine işeyen bir grup var ve sen türkiye’de yaşıyosun abi. orada nasıl bir kalabalık toplanır, müdahale etmese, izlemek için ve illa bu anlatılır. ama kadının ifadesinden başka hiç bir ifade yok.
ayrıca sadece ateistler, satanistler, islam karşıtları katılmamıştır gezi olaylarına eğer kastetmeye çalıştıkları buysa ve sadece bu tip insanların katıldığına dair toplumu ikna edip yine bir kutuplaşma yaratmak istiyorlarsa, gezi olaylarına katılanların yarısı da inançlıdır, baş örtülü arkadaşlarımız da vardı ve bu insanlar en az kendileri kadar başöürtülü arkadaşlarımızın da artık bu düzenden bıktığını gördüler, birlikte eylem yaptılar, birlikte oturdular, birlikte gaza ve polis şiddetine maruz kaldılar. polis başörtülü kardeşimine saldırdı, başörtülü kardeşimizi polise karşı savundular. oranın havası bu değildi beyler, başörtülü diye kimseyi hemen akp yandaşlığına çekecek, saldıracak kimseler yoktu orada. herkes aynı değildir, arada her grubun içinden kötüler, vahşiler, cahiller v.s ler çıkabilir eyvallah ama olmaz en fazla laf atılır, ağız dalaşı olur kimse işemeye cesaret edemez. etse gene kendi grubundan onu durduracak, dövecek adam çıkar adam çıkar. ne derseniz deyin, asla inanmam böyle bir olaya. şu dünyada neler neler oluyor, ne güvendiklerimiz neler yapıyor ama, kabataş’ın ortasında bunu yapamazsın hacı. eğer kadın deseydi, ıssız bir köşeden geçiyordum, böyle bir şey olmuştu inanırım ama burada olmaz.
ayrıca, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik bir grup demek ne demek ya. yuhh !!aklıma sadece ve sadece şu geliyor ya durduramıyorum, kusura bakmasın hanım kızımız, özür dilerim !!
http://tinyurl.com/6af5oz
zaten ilk duyduğumda da inanmamıştım, ilk olarak hala türkiye’de yaşıyoruz, sırf başörtülü diye kimsenin üzerine işemeyecek değerlerimiz hala var, öyle bişi yapsan o 80-100 kişilik grubun yarısından fazlasının anası, büyüğü, akrabası kapalıdır. içlerinden biri belki sözle sataşmıştır ama yok usta bir düşün, yanında bebeği olan bir kadına başörtülü ya da değil, böyle bir harekette bulunursa orada o 80-100 kişiden daha fazla insan toplanır, birikir, linç girişimde bulunur. allah aşkına bir düşün ya, kabataş’ın ortasında, yanında bebeğiyle bir kadına durduk durmadık yere sataşan, tartaklayan ve üzerine işeyen bir grup var ve sen türkiye’de yaşıyosun abi. orada nasıl bir kalabalık toplanır, müdahale etmese, izlemek için ve illa bu anlatılır. ama kadının ifadesinden başka hiç bir ifade yok.
ayrıca sadece ateistler, satanistler, islam karşıtları katılmamıştır gezi olaylarına eğer kastetmeye çalıştıkları buysa ve sadece bu tip insanların katıldığına dair toplumu ikna edip yine bir kutuplaşma yaratmak istiyorlarsa, gezi olaylarına katılanların yarısı da inançlıdır, baş örtülü arkadaşlarımız da vardı ve bu insanlar en az kendileri kadar başöürtülü arkadaşlarımızın da artık bu düzenden bıktığını gördüler, birlikte eylem yaptılar, birlikte oturdular, birlikte gaza ve polis şiddetine maruz kaldılar. polis başörtülü kardeşimine saldırdı, başörtülü kardeşimizi polise karşı savundular. oranın havası bu değildi beyler, başörtülü diye kimseyi hemen akp yandaşlığına çekecek, saldıracak kimseler yoktu orada. herkes aynı değildir, arada her grubun içinden kötüler, vahşiler, cahiller v.s ler çıkabilir eyvallah ama olmaz en fazla laf atılır, ağız dalaşı olur kimse işemeye cesaret edemez. etse gene kendi grubundan onu durduracak, dövecek adam çıkar adam çıkar. ne derseniz deyin, asla inanmam böyle bir olaya. şu dünyada neler neler oluyor, ne güvendiklerimiz neler yapıyor ama, kabataş’ın ortasında bunu yapamazsın hacı. eğer kadın deseydi, ıssız bir köşeden geçiyordum, böyle bir şey olmuştu inanırım ama burada olmaz.
ayrıca, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik bir grup demek ne demek ya. yuhh !!aklıma sadece ve sadece şu geliyor ya durduramıyorum, kusura bakmasın hanım kızımız, özür dilerim !!
http://tinyurl.com/6af5oz
evet kendisi, tarih okumalarına göre, babayiğit, iyi, akıllı, bilgili, komuta yeteneği ve askeri yetenekleri yüksek v.s v.s imiş fakat hürrem sultan’ın gazıyla öldürüldüğüne inanmak ne arkadaş. kanuni’nin hiç istihbarat ağı yok mu? koskoca cihan hükümdarı, adam, başında padişah varken, ki kanuni’den bahsediyoruz gitmiş tuğra bastırtmış. evet, ben de hikayesine üzüldüm ama osmanlı’dan bahsediyoruz, ölürsün bu kadar. yaşadığımız devrin koşulları düşünüldüğünde korkunç bir hikaye ama o dönemi düşündüğümüzde olan ve olacak olan budur. realizm lütfen !
fatoum al-jassem adında gencecik bir genç kız olduğu söylenmiş. facebook kullandığı sırada gözaltına alınmış, dini bir mahkemeye çıkartılmış ve facebookun zinaya yaklaştırdığı gerekçesiyle, recm cezası almış olduğu, taşlanarak öldürülmesine karar verildiği öne sürülmüştür.
öne sürüldüğü tarzında haber yapılmaz, inandırıcılığı da yoktur ama olmaz diyemedim ve diğer yasak ve baskıları da görünce kesin olma ihtimalini çok yüksek gördüğüm haberdir. abi kadının, sandalyeye oturmasını yasaklamışlar, facebook kullanmasına mı izin verecekler.
http://www.radikal.com.tr/dunya/facebooka_giren_kiz_taslanarak_olduruldu-1176623
http://tinyurl.com/qddryee
öne sürüldüğü tarzında haber yapılmaz, inandırıcılığı da yoktur ama olmaz diyemedim ve diğer yasak ve baskıları da görünce kesin olma ihtimalini çok yüksek gördüğüm haberdir. abi kadının, sandalyeye oturmasını yasaklamışlar, facebook kullanmasına mı izin verecekler.
http://www.radikal.com.tr/dunya/facebooka_giren_kiz_taslanarak_olduruldu-1176623
http://tinyurl.com/qddryee
bazı suriye kentlerini elinde tutan örgütçe açıklanmış yasaklardır. okuyunca, bence erkekler yasaklansın dedirtmiştir. hayır feminist değilim de, sen iki kadına bakıp dayanamıyon diye bu kadıncağızların suçu ne? şöyle bir listesi yayınlanmış;
http://tinyurl.com/qddryee
http://tinyurl.com/qddryee
bana göre bedensel engelleri kendisi için büyük bir şanstır. sonuçta, kafası rahattır, taht kavgasına filan konu olmaz ve herkes tarafından sevilir, rakip olarak görülmez. ben kendisi yerinde olsam zevkten, sefadan ölürüm yemin ederim, ekstra beklentiler, kaygılar yok ama sonuçta şehzadeyim de ulan ben, yediğim önümde yemediğim ardım da.
tabiki de bir rüyada olmuş eylemdir. diyorum, biz kurban filan kesmeyiz, gel, yazlığa geçeriz filan, havalar da çok güzel. babamın da, o sene, yıllar yıllar sonra danaya giresi tutmuş. ay nasıl uyanmışım ter içinde bağırarak !
hakkında şöyle bir şiir bile yazılmış ,
http://www.karikomedya.com/flappy-bird-siiri
http://www.karikomedya.com/flappy-bird-siiri
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?