confessions

aysemayse

- Yazar -

  1. toplam entry 1944
  2. takipçi 1
  3. puan 30336

self portrait

aysemayse
bob dylan’ın 1970’te yayımlanmış ve yoğun eleştirilere maruz kalmış, en sevilmeyen albümü imiş. hatta rolling stone dergisi, albüm için “bu ne rezalet?” diyen bir başlık bile atmış. ama buna rağmen albüm ingiltere listelerinde 1 numaraya kadar yükselmiş. bob dylan’ın albüm hakkındaki yorumu ise hayli ilginç;

“insanların beni unutmasını istiyordum, onların nefret edeceği bir şey yapıp ilgi oklarını benden uzaklaştırmak istiyordum”.

ahmad ganjjou

aysemayse
26 mayıs tarihinde danimarka’ya gitmek için iran’dan atatürk havalimanı’na geldi.
danimarka’ya gitmekten bir anda vazgeçen ve 40 gündür atatürk hava limanında kalan iran vatandaşı bir beyefendi. yasal herhangi bir sorun olmadığı için atatürk havalimanı’nda beklemesinde bir sakınca görülmeyen ve vatandaşın ve polisin yardım tekliflerini geri çeviren, ahmad gonjjou için yetkililer iran konsolosluğu ile iletişime geçecekmiş.

(bkz: the terminal)

muammer güler

aysemayse
gezi parkı olayları sırasında polisin hukuksuz ve aşırı güç kullandığını, polisi ’yeleği giy’, ’sopa kullanma’, ’şahısları hedef alarak gaz fişeğini atma’ uyarılarının bulunduğu genelgeyle uyararak kabul etti. kabul etmiş de biraz da geç kalmış, kaldı mı suç polisin üzerine ! hadi bakalım ayıkla pirincin taşını.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/bakan_gulerden_gec_gelen_genelge-1143080

robbie williams

aysemayse
turnesi kapsamında isveç’in göteborg kentinde konser vermiş, bir hayranının pankartlı ricasını kıramamış ve kalçasına imzasını attı. ayrıca çapkınlığını elden bırakmamış ve kalçasına imza attıran lone mortinsen adlı genç kadının daha sonra facebook sayfasında williams’ın kendisine " harika kalçaların var" dediğini yazmış. hadi bakalım hayırlı işleerrr !!

kelebek etkisi

aysemayse
hani,kedi halıya kusar, kustuğu yeri silersin, halının diğer yerleriyle böyle bir renk farkı olur sonra hepsini silmen gerektiğini farkedersin. o halının üzerinde değil de sanki futbol sahası üzerindesin gibi hissedersin kendini, sil sil bitmez. bir ara pişman olursun nerden başladım diye, halı biter yerler kirli görünür, sonra bakarsın koltukları kaldırmasan olmaz. koltuğu kaldırıken koltuğu da silem dersin. yarısına gelirsin hay nerden başladım dersin ama yarım bıraksan renk farkı gene! işte buna kelebek etkisi diyoruz. o kedi halıya değil de yere kussaydı , onu ordan toplayıp, silip, şu an koltuğuna uzanmış evin temiz olduğunu varsayacak, mutlu hayatıma devam edecektin.

murat can ertani

aysemayse
özgüven abidesi garson, geçenlerde adını, marmaris’e tatile gelmiş, 16 yaşındaki ingiliz faye jones ile olan 4 günlük kaçış haberlerinden duymuştuk. bugün gazetelerde okudum, kendisiyle röportaj yapılmış, şok geçirdim, yani nedir bu özgüvenin kaynağı araştırılsın istedim. gereksiz özgüvene sahip başkaları için çok üzülüyorum bazen sözlük.

http://www.hurriyet.com.tr/planet/23763161.asp

helal kan

aysemayse
domuz eti yemeyen, mahsurlu gıda tüketmeyen insanlardan elde edilecek kanmış. şaka gibi, aidsli kanı insanlara verdiğini unuttu sanırım sevgili kızılayımız, şimdi domuz eti yemeyen’in kanının peşine düştü. bu nasıl bir kafadır arkadaş, bilimsellikten uzak olmasını geçtik, sanarsın bir sen helalsin anasını satayım.

türk tabibler birliği başkanı özdemir aktan şöyle bir açıklama yapmış konuyla ilgili; “helal kandan helal ilaç üretilmesi gibi bir konu ve sağlık bakanlığı ile kızılay gibi iki kurumun böyle bir çalışma içinde olması şaşkınlık verici. birincisi milli kandan üretilen ilaç daha faydalı gibi bilimsel bir veri yok. ikincisi bir hekim olarak şunun kanı haram şunun kanı helal nasıl diyebiliriz. olayları hayretler içinde izliyoruz.”

http://tinyurl.com/n9rkz78

detone abinin led zeppelin yorumu

aysemayse
görür görmez aşık olduğum videodur, artık gün içinde çeşitli zamanlarda gizlice buluşuyoruz. bu ses, bu tat, bu doku, bu tizlik ! beklentim, black dog’u tümden coverlaması arkadaşımızın, utanmasam robert plant kadar iyiydin diyeceğim. bir de ortam ve kıyafetlerin orjinaliyle aynı oluşu dikkatimizden kaçmadı.

http://tinyurl.com/p4eegu9

makyaj

aysemayse
makyaj, çok eski çağlardan beri kadınlar çekiciliği sürekli kılmak adına başvurdukları bir yöntemdir. şöyle ki; kadınların üreme dönemlerinde, hormonların da etkisiyle dudakların dolgunlaşması ve kırmızılaşması , gözlerin irileşmesi ve yanakların kızarması gibi durumlar sonucu, daha çekici ve güzel olurlarmış. ee tabi, çok eski çağlarda hemen bunu anlayan kadın, gözlere sürme çekerek gözleri irileştirir ,dudaklarına ruj sürer, yanakları allık yardımıyla kızartırlar, yani kısacası üreme dönemlerini taklit ederler. tabi dönemimizde biraz abartıldığı doğrudur.
23 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol