confessions

aysemayse

- Yazar -

  1. toplam entry 1944
  2. takipçi 1
  3. puan 30336

tipik türk ailesi

aysemayse
gürültülü ve tutarsız bir ailedir, birden "çocum gel öpeyim" diyen anne, aniden sehpaya ayaklarını uzattın diye delirebilir, iki dakika sonra hiç bir şey olmamış gibi bir çay koyayım da, içelim der, tüm sevgisini çaya katar da gelir, kekini pastasını elleriyle sana yedirirken minicik bir damla çay üzerine damladı diye tekrar sinirlenir. arabada sessiz sakin giderken birden herkes birbirine sinirlenip bağırıp çağırırken, arabadab inince elele kolkola inililir. sevgi de, nefret de, sinir de böyle gürültülü gürültülü gösterilir.

romanların film uyarlamalarınin tat vermemesi

aysemayse
zira romanı okurken kafanızda herşeyi nasıl hissettiyseniz öyle canlandırırsınız, herşey kafanızda istediğiniz gibidir bu açıdan size sınırsız bir özgürlük tanır ama filmde genelde rolü oynayanın tipi, tavrı, dekor, yönetmen, çekilinen mekanlar size kafanızda canlandırma imkanı vermez ya da canlandırdığınız gibi olmayabilir, ee bir de konuya da hakimsiniz tabi, bir sürpriz yok. hatta filmi romandan önce okuduysanız yine sizi oradaki tip ve yerle sınırlar başka türlü hayal edemezsiniz.

bunun istisnaları da vardır, fight club mesela, romandaki hemen hemen tüm ayrıntı geçer kesilmeden, kafanızda canlandırdığınız gibidir herşey, karakterler, tavırlar, mekanlar. heyecan kesilmez.

bir de, film değil ama dizi olarak sherlock’tur benim için, günümüze adapte etmelerine rağmen, çocukluğumdan beri okuduğum karakterler, özellikle sherlock holmes hiç yadırganmaz, hatta sanki başından beri oymuş gibi gelir.

yüksel göktürk

aysemayse
istanbul üniversitesi öğretim üyesi doç. dr. ayten alkan ve arkeolog yiğit ozar’ı 20 temmuz’da yedikule bostanları’nda bir televizyona verdikleri röportaj sırasında tehdit ederek kovalayan, fatih belediyesi basın danışmanı.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/bostan_saldirgani_fatih_belediyesi_basin_danismani_cikti-1144930

ilker aksum

aysemayse
istanbul narkotik şube müdürlüğü’nün bu sabah yaptığı operasyonda bir çok ünlü isimle birlikte gözaltına alınıp, serbest kalmış. emniyet çıkışında basın memurlarının sorularını cevaplayan aksum, gözaltına alınmasıyla ilgili "ifade verdik, benimle ilgili sıkıntı yok onu söyleyebilirim" demiş..

dönme dolap

aysemayse
bir lunparkta herşeye bindim, radarıymış, çılgın roller coasterlarmış, bunda hissettiğim gerilimi bir david lynch filminde hissetmedim.

böyle bakınca muazzam, sakin dönen bişimiş gibi duruyo ama hiç de öyle değil. eskiden fuar zamanı bindiğinizde tepeden konserleri filan izleyebildiğiniz bir aletti bu diyeceğim ama lunaparkı benim için kabusa çeviren illet bişi olduğu için ve herkes binerken ya bişi kaçırırsam sonra bana hava atacaklar diye diye hep bindiğim ama yukarıda durup sallanmaya başlayınca kaskatı kesilip, indirin diye bağırmaktan ve içerideki bir pisliğin her zaman yer değiştirmek zorunda olmasından mütevellit o sesler bana hiç ulaşmadı.

ha ne oldu, geçen sene gittiler dediler ille binelim, sen gelmezsen gelme, yine bişi kaçıracağım diye aman herkes çok eğlenecek ben aşağıda pamuk helva yiyip, parmaklarımı yalıcam da çok sıkılıcam diye bindim gene, boş diye adam bir de saatlerce yukarıda bekletti. allahım indim 3 kişi kollarımdan tuttup, yürüttü, yeni doğmuş kuzu gibi, ayaklarım 1 saat titredi, kaslar iflas etti. hayır sırf benim durumumdan zevk alıyorlar diye biniyoruz onu da biliyorum, bu sene gene binecem o da malum.

çarpışan arabalar

aysemayse
lunaparkın en zevkli, bir bindim mi 5-6 tur inmediğim oyuncağıdır. kendimden geçiyorum, böyle normalde araba kullanmaktan zevk almayan ve hatta kullanamayan ben manevraları öyle bir savuşturuyorum ki, aralardan kıvrıla kıvrıla hedefime ulaşıyorum. gözüne kestirdiğin çiftlere musallat oluyorum, iki tane de hiperaktif oğlan çocuğunu da tarafınıza çektiniz mi böyle dadundan yenmiyor. bir de direksiyonu kıvırıp kıvırıp bırakınca etrafında dönmeye başlıyosun işte bunu o yaramaz veledlerle aynı anda yaptığını düşün nasıl terör alanına çeviriyosun o pisti. ay çok zevkli !

aşksız bir hayat

aysemayse
şimdi bir şey değil de, annemle babama bakınca yahu diyorum ne şanslılar, hala aşkla ellrini tutup, birbirlerine bakıyorlar, ileride çoluk yok, çocuk yok, alzheimer olmuş, pijamasının lastiği gevşemiş, çişli pijamalarımla, yarı popo açıkça, kokuşuk ama ama kırmızı rujum tam, üç tel kalmış saçımı kabartmışım alabildiğine, sokakta ondan bunda sigara dilenirken baya zor olacak.

sabaha kadar ders

aysemayse
bazıları için koca bir yalandır ve bu yalan sıçtın mavisiyle son bulur genelde aman bu zamana kadar çalışmamışsın, bundan sonra çalışsan da olmaz deyip bir kahve yapar, sınava kadar ki, o kısa zaman diliminde acayip rahatlarsın, eehh aman diye. ama sabaha kadar ders sloganını benimsemiş ve çalışmışlarla karşılaşınca hafif bir panik atak krizi yaşar, "bak yarın kesin zabbaha kadar çılgın atıcam" diye yalanına devam edersin.

malcolm in the middle

aysemayse
çok özlediğimi farkettiğim, cnbc-e de çılgın gibi izlediğim, süper ötesi, ilk bölümden itibaren dewey’sine aşık olduğum, lois’ine hayran olduğum dizidir. her davranışı, alışkanlığı , geleneği garip olan bir aile, süper ötesi deli ve cadaloz anne ve beceriksiz, başarısız, sünepe, tatlı salak baba, birbirinden farklı ama hepsi birbirinden manyak 4 erkek kardeş, sonra 5. de erkek oluyordu sanırım. kısacası öyle ergenli, çoluk çocuklu olduğuna bakmayın her yaştan herkes izleyebilir.

http://tinyurl.com/ox3f49h
20 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol