aysemayse

ben küçükken herşeye cevap olan anne lafı. anne çişim geldi? şımarıklıktan. anne "canım sıkıldı" şımarıklıktan o, "anne başım ağrıyo" şımarıklıktan. iyi bari, hala hayattayız.

elbette çok üzüntü verici bir olaydır ama son zamanlarda polisin şiddet v.s ile eleştirildiği şu zamanda ortaya sürekli atılması, bu intiharların sebebinin sanki kendilerini anlamayan halkmış gibi gösterilmesi filan da manidardır. bunu her zaman konuşalım, tartışalım ama madem "2002 -2012 yılları arasında 1688 polisin vefat etti” şeklinde açıklama yaparak resmi rakamları veriyoruz neden, bunca zaman bununla ilgili bir araştırma yapılıp, şartları, psikolojileri araştırılıp, düzeltilmeye çalışılmıyor da, son olaylardan sonra "son bir haftada, 6 polis intihar etti" denilip sanki olaylarla bağlantılıymış gibi sürekli, her yere başlıklar atılıp, insanlara vicdan azabı çektiriliyor ya da polisin gösterdiği şiddeti, bak onlara da yazık, şartları kötü, onlar da orada olmak istemezdiye getirip, yapılanlar meşru kılınmaya çalışılıyor. bunun iyice paronayak olmamızdan kaynaklı da olabilir ama bir medya, devlet taktiği olduğunu düşünmüyor değilim.

eğer polislerimiz intihar ediyorlarsa, bunun tek sorumlusu, kendilerine gerekli şartları ve güveni sağlamayan, sorumluluğu üzerine almayan ve talimatları, emirleri verip, kendilerini yapmak zorunda bırakıp, sonra da kolayca topu tekrar kendilerine atan devlettir. 2002 yılından beri 1688 polis öldü deyip sadece üzülmekle kalmak, iki yüzlülüktür. polisin güvenliğini, eğitimini, maddi olanaklarını, kaliteli yaşam şartlarını, psikolojik yardım ve desteği arttıracaksın, bu durumu azaltmanın yollarını aranmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. bek çok sinirlendim insanların intihar etmeleri, ölmeleri bile nasıl kullanılıyor. allah rahmet eylesin hepsine. bari ailelereine gerekli destek veriliyor olsa !

gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırılmış, twitter hesabından, ciddi bir rahatsızlık nedeniyle hastanede olduğunu ve dua istediğini yazmış değişik bir kişi. tabi geçmiş olsundur kendisine, ama yıllardır izliyoruz, daha tam olarak anlayabilmiş değilim kendisini. gerçi kesin ben anlayamamışımdır.

doğuştan sahip olanların sizi deli ettiği ve hayattaki başarı oranlarıyla sinirlerinizi yıprattığı algoritma. bir de bu algoritmaya karşı savaş açarsanız, zaten 7-0 geride başlayacaksınız maça. maçı tek başa baş getirme olasılığınız, ihtiyacınız olan, size destek verecek, açık, net, dürüst ve objektif destekçiler, yanlış olana yanlıştır, doğruya ama bak burada da haklı diyebilecek kişiler. bunu bulabilmek de çok zor, ya körü körüne buna inananlar vardır, doğrudan yutan, ya da her zaman güçlünün yanında olan daha zayıflar ya da her şeyi görüp de çıkarları uğruna ses çıkarmayanlar. ayşemayşe’nin algoritması ne peki diye sorsan ey sevgili sözlük, daha suç oluşmadan suçluymuş gibi vicdan azabı çek, karşındaki zaten suçlama gereği duydu mu seni suçlayacaktır. sonra sinirlen, paralan, bir de üstüne suçlu olduğun yetmezmiş gibi, kötülerin başağası da ol. değişime göz kırptım bu algoritmayı okuduktan sonra. hayatımı değiştirecek olan algoritmadır.

size her lafı söyleme hakkına sahip tek kişidir. bazen günde 15 sefer konuşmamıza gerek yok, keşke daha az arasa dersin ama konuşmayınca da sen ararsın. bir de normal bir insanın hayatında en çok işkence uyguladığı ve gördüğü kimsedir, ya buna rağmen nasıl seversin nasıl seversin. düşününce üzülüyorum ben şu hayatta kardeşimden başka kimseyi dövmedim yahu.

şeriat yanlısı, kendi fantazi dünyasından esinlendiği yazılar yazan bir habervaktim yazarı. buyrun şurdan yazılarını okuyun, artık güler misiniz ağlar mısınız? böyle insanlar oldukça, sopasını alıp dövenler de olur, asıp kesenler de, en çok korktuğum insan tipidir.

http://tinyurl.com/nkpslcv

habervaktim gazetesinde, mustafa durdu adlı kişinin köşe yazısında bahsedilen konu. hayır nasıl bir fikir dünyası varsa adamın aklına gelen şey cünup beden, grup seks. caminin hocası açıklama yaptı, içki içilmedi diye hala bir kışkırma. ama bu kadarına da pes doğrusu. bu insanları camiye alan hoca ne kadar caminin sadece bir ibadet yeri olmadığının, toplumsal olaylarda sığınılacak, yer sağlayacak başlıca yerlerden biri olduğunun farkındaysa, kendisi o kadar farkında değildir. insanlar oraya kendilerini zar zor atmışlardır. o durumda hangi akıl allah aşkınıza toplu seks düşünür. bu nasıl bir kafa yapısıdır. bu fikri ortaya sunmak bile büyük bir terbiyesizliktir. hayır orda olan arkadaşım var, ayakkabılar bile çıkartıldı dedi, cami hocası da aynı şeyi belirtti.

"eylemciler içindeki teröristler birbirlerine kurşun sıkıp polisin üzerine atma yoluna girmiş olabilir. bir kısım eylemci necis ayakları ve cünüp bedenleri ile dolmabahçe’deki camiyi, abd’nin kâfir askerleri gibi kirlettiler, yağmaladılar. cami içinde içkilerini zıkkımlandılar. bunlar görünenlerdi. bir de görünmeyenler var. çünkü güvenlik kameraları tahrip edilmiş. camide grup seks bile yapmış olabilirler. müslümanların harimiismetine tecavüz edildi. müslümanlar onların mabetlerine saygı duyarken aynı saygıyı onlar göstermedi".

yazının tamamı şöyledir;

http://www.habervaktim.com/yazar/59624/bunlar-cianin-cocuklari.html

ankara’dan gelen, beni tekrar güldürebilmiş başka bir yazı.

http://tinyurl.com/qzy7gfd

halk tv deki konuşmanın metni çıkarılmış ve ingilizceye tercüme edilmiş ama bu cümle sadece, "we really don’t recommend it, we really don’t.” diye çevrilmiş, ruhunu kaybetmiş.

redhack’in halk tv’de melih gökçek’e hitaben sarfettiği cümle. ya çok yaşa emi, nasıl hoşuma gitti o üslup, o vurgu, o tonlama. ağzıma yapışan bir slogan olarak kaldı, şimdi birisini alttan alttan tehdit mi edicem basıyorum "hiç tavsiye etmem annemi", nasıl hoşuma gidiyor nasıl hoşuma gidiyor. alttaki videonun 33:31 . dakikasında duyabilirsiniz.

http://tinyurl.com/ps325wy

hep ilginç bir insandı hala daha ilginç bir insan. twitter hesabından "gezide alkol ve uyuşturucudan bomboş gözlerle bakan gençler yürekleri sızlatıyor. gönül gözümüzü onlara kapatıp kızmayalım sadece dua edelim". evet tunacım "gezi park dua" yazıyorsun 2324 e gönderiyosun, gençler parkı ve uyuşturucuyu terk ediyor. o gençlerin de çıkarlarına göre değişen insanları gördükçe yürekleri sızlıyor.

gezi olayları ile ilgili çizdiği karikatürle beni benden almış çizer.

http://img43.imageshack.us/img43/7623/93144852862468719660011.jpg

ah be teyzecim, size gelirken ne dediler diye merak ettiğim. sunucu da o kadar kalabalık, destek filan derken birden nasıl mikrofonun yönünü değiştirdi.

-bak bu sanki zayıf gösterdi ???
- (cevap yok)
- baksana baya ince gibi ???
- (cevap yok)
-baksana ??? sence de öyle değil mi?
- ya abla allah aşkına ne kadar zayıf gösterebilir ya. zayıf değilsin sonuçta.

sonra mı ne oldu? nolcak çılgın gibi güldük, gönlümü almak için "gel kız sana bi dondurma ısmarlayayım" dedi. gittim acısını çıkarmak için büssürü top dondurma ısmarlattım en pahalısından. sonra dedi, bak acısını çıkartıyorsun ama bu babamın kartı, hepimize zarar. olsun dedim, baba anne yarısı demek. bir gün sonra yine zayıf gösteren kıyafet bulmaya gittim.

sanki görüntülerden inönü’de değil de elmadağ’da olduğu zannedilen maskelidir. ama belki inönüden elmadağ yönüne gelmiştir o ayrı. gerçi elmadağ’da olsa muhakkak görürdüm.

sözlüğe fazla içerik girdi diye suçlandıysa, hemen bundan vazgeçecek olan yazardır, halkın talepleri, ileri demokrasi anlayışından da kaynaklı olarak kendisi için bir emir olan bilgiçtir. ayrıca, ayağını sadece burkmamış, sanırım kırmış ya da çatlaşmış olmasından şüphelenilen bilgiçtir. çok uzaklardaki, doktor arkadaşlarının, gördükleri resimlerden sonra, doktora gittiğinde artık çok geç olacağı ve ayağımı keseceklerine dair korkuları vardır. ayrıca tüm dizilerim bitti arkadaş.

bilinçli yapıldığına dair şüphelerim olan durum. bu durum bizi çok paranoyak yaptı sanırım.

taksim gezi parkı protestolarında, "tehlikenin farkında mısınız? kaç gündür candy crush isteği gelmiyor" denilerek, dikkat çekilmiş oyundur.

http://tinyurl.com/p9dfkht

ispanyol bir tenişçi. bu sene roland garros’da rafael nadal’a yenilerek şampiyonluğu kaçırmıştır.

roland garros’da, tek erkekler final maçında, 3 numaralı seri başı olarak, 4 numaralı seri başı vatandaşı david ferrer’i, 6-3, 6-2 ve 6-3’lük setlerle 3-0 yenerek, şampiyonluğa ulaşmış tenisçidir.

http://www.cnnturk.com/2013/spor/tenis/06/09/fransa.acikin.en.buyugu.nadal/711133.0/index.html