kata bazlı bir sistemdir. amaç kınından kılıcı hızlı çekip, rakibi ikiye bölmektir. ciddi konsantrasyon ve denge çalışmasıdır. kata ağırlıklı olduğundan vücudunuzun her bir hareketine hakim olmanız gerekir.
acemi öğrenciler boken adlı tahta ama oldukça sert eğitim kılıçlarıyla çalışırken; ileri seviyeler iaito denilen bileysiz çelik kılıçlarla antreman yaparlar. yanılmıyorsam 5. dandan itibaren gerçek kılıca yani katanaya geçilir. ama ... güveniyorsanız, 1. dandan itibaren de katanayla çalışabilirsiniz.
en karizmatik yanı da hakama denilen bie çeşit etekliğe benzer, pantolonla çalışılmasıdır. aikido da ancak dan sahibi kimseler giebilirken; kadim geleneklere bağlı disiplinlerde öğrenciler, en başta giyerler.
kenjutsudan farkı ise karşılıklı dövüşe fazla yer vermemesidir. her ikisi bir birini tamamlayan disiplinlerdir.
metronun ilk açıldığı yıllarda bir amcanın bırakın sarı çizgiyi geçmeyi, ayaklarını boşlukta sallayacak bir şekilde yerde oturmasıyla beni koparan yasaktır. güvenlik dahil herkes, amcanın "gelirken görürüm" cevabıyla mavi ekran vermesine sebep olan eylemidir de aynı zamanda.
bir de ingilizce uyarısında "please dont pass the yellow line" derken; türkçe versiyonunda ergenekon destanına yakın bir uyarı anons edilir.
bir de ingilizce uyarısında "please dont pass the yellow line" derken; türkçe versiyonunda ergenekon destanına yakın bir uyarı anons edilir.
savaşı nasıl kaybetmeyi başardığımızı anlatmayan ama başlarda kendi halindeki halkın, tarihe uygun bir şekilde, ne oluyoruz bakışlarıyla dönemi anlatan dizidir.
gurup halinde oynanan bir oyundur. kolkola giren asgari beş kişinin, önüne geleni denize dökme hevesiyle okul koridorlarında bir ileri, bir geri gitme aktivitesidir. en aşmış hali, karşıdan da bir önüne gelene bir tekme gurubunun geldiği andır. "önüne gelene bir tekme" bağırtılarının yükselmesiyle ve kana karşışan adranalinle birbirine girilir. akabinde de nöbetçi öğretmence kulaklar çekilir.
erkeklerin, kızlara dertlerini anlatamama veya ulaşamama nedeni. zira ne derseniz deyin, müziğin gürültüsü arasında sizi duyamayacaktır.
tam deli olmayan; ama davranışları da normal insanlardan farklı olan kişi türüdür. genelde çoğunlukça normal hayatta yapılması tehlikeli ya da gereksiz görülen aktiviteleri yapan insanlara denilir: "ulen biz yapamıyoruz, o yapıyor. vardır bunda bir anormallik" edasıyla yapıştırılan sıfattır. karizmatik versiyonlarına ise maceracı denilir.
işveren avukatı, dava kazanması mucize olan avukat türüdür.
muhtemelen daha da gelişecek, inanılmaz hızlı program.
tarihteki kendi geçmişini bulandırmak için en çok çabayı gösteren diktatör. zira hem aile kayıtlarını yaktırmıştır; hem de aile mezarlığının bulunduğu kasabayı tank eğitim sahası yaptırmıştır.
bitirmekten gurur duyduğum üniversitem. en azından benim okuduğum dönemde, öğretim kadrosu olarak, türkiye’nin en iyi hukukçularını bir araya getirmişlerdi. hepside idealist olan bu hocalar, geçmişte çektiklerinin (hem siyasi, hem de mesleki alanda) yaşadıkları acıların bir nebze acısını çıkartmak, genç nesillerin bir daha aynı sorunları yaşamamaları için öğrencilerini eğitebilmek için ellerinden geleni yapmışlardı. bizlere çok önemli bilgi ve deneyim katmışlardı. gerek verilen eğitimin kalitesi ve içtenliğinden dolayı; gerekse de birlikte okuduğum arkadaşlarım ve paylaştığımız güzel anılarım yüzünden bir parçası olmaktan gurur duyduğum üniversitem.
derslere öğrencilerin katılımı açıktı. aslında pek çok derste bu hedefleniyordu. yani dersler soru, cevap şeklinde yapılmaktaydı. bir de hocaların ve asistanlarının görüşme saatleri vardı ki bu sürelerde gidip, istenilen her konuda görüşmeniz mümkündü. en azından hukuk fakültelerinde bu sadece formalitede kalıyordu. çünkü hocalarımız günün her saati görüşmeye açıklardı ve özellikle de kantin sohbetlerimiz az da olsa çok güzeldi.
özellikle kuştepe kampusünün bilgisayar labları, geç saatlere kadar oynanılan bilgisayar oyunları ile ünlüydü. ultima online da moldor klanı, counter strike da cds klanları türkiye çapında tanınırlardı. okulun çevresindeki cafeler, artık öğrencilerin ikinci mekanı olmuştu. mezuniyetimden sonra hukuk dolapdereye taşındığı için ve orada sadece master derslerini aldığımdan dolayı dolapdere kampusü hakkında yorum yazamayacağım. fakat etrafı dış dünyaya kapalı ve garip mimarisi ile bana 2. sınıf uzay üslerini hatırlatıyor. genel olarak üniversitemin ana sorunu kampuslerin yetersizliği olmuştu. ancak silahtarağ’da açılacak yeni kampus ile bunun ortadan kalkacağı iddia ediliyor. gidip, görmedim.
kütüphanesi yeni kurulduğu için, köklü üniversitelerdeki kadar çeşit yoktu. ama mevcut derslerin görülmesini sağlayacak oranda materyal mevcuttu.
derslere öğrencilerin katılımı açıktı. aslında pek çok derste bu hedefleniyordu. yani dersler soru, cevap şeklinde yapılmaktaydı. bir de hocaların ve asistanlarının görüşme saatleri vardı ki bu sürelerde gidip, istenilen her konuda görüşmeniz mümkündü. en azından hukuk fakültelerinde bu sadece formalitede kalıyordu. çünkü hocalarımız günün her saati görüşmeye açıklardı ve özellikle de kantin sohbetlerimiz az da olsa çok güzeldi.
özellikle kuştepe kampusünün bilgisayar labları, geç saatlere kadar oynanılan bilgisayar oyunları ile ünlüydü. ultima online da moldor klanı, counter strike da cds klanları türkiye çapında tanınırlardı. okulun çevresindeki cafeler, artık öğrencilerin ikinci mekanı olmuştu. mezuniyetimden sonra hukuk dolapdereye taşındığı için ve orada sadece master derslerini aldığımdan dolayı dolapdere kampusü hakkında yorum yazamayacağım. fakat etrafı dış dünyaya kapalı ve garip mimarisi ile bana 2. sınıf uzay üslerini hatırlatıyor. genel olarak üniversitemin ana sorunu kampuslerin yetersizliği olmuştu. ancak silahtarağ’da açılacak yeni kampus ile bunun ortadan kalkacağı iddia ediliyor. gidip, görmedim.
kütüphanesi yeni kurulduğu için, köklü üniversitelerdeki kadar çeşit yoktu. ama mevcut derslerin görülmesini sağlayacak oranda materyal mevcuttu.
birkaç tane de sahte versiyonu olan filmdir. izlediğim bir tanesinde predator amca, bir gurup liselinin ya da kolejlinin peşine takılıyordu ve baya da karizmayı çizdiriyordu.
star treek serisinin çekilmiş olan son filmi. bu sefer federasyonun başına romulanlar bela oluyor ve de serinin ikinci filmi olan khanın intikamından sonraki en uzun gemi, gemiye savaşı izliyoruz.
açıkçası serinin en eğlenceli filmlerinden birisi olmakla beraber, türkiyede vizyona girecek kadar da taktir edilmediği belli oluyor. yalnız dvd’de kesilmiş sahnelerine bakıldığı zaman, vizyonda gösterilende, pek çok yerinin eklenmediği anlaşılıyor.
açıkçası serinin en eğlenceli filmlerinden birisi olmakla beraber, türkiyede vizyona girecek kadar da taktir edilmediği belli oluyor. yalnız dvd’de kesilmiş sahnelerine bakıldığı zaman, vizyonda gösterilende, pek çok yerinin eklenmediği anlaşılıyor.
mutlaka daha sağlam senaryosu olan oyunlar yapılmış olmakla beraber; bu güne kadar yapılmış olan oyunlar içersinde size tüm gurubu stratejik olarak yönetme imkanı tanıyan en iyi oyundur. öncellikle dışardan batlığınız için satranç oynuyormuş hissine kapılırsınız. icewinde dale 2 ve benzeri oyunların aksine, diğer karakterleri de siz yönetirsiniz. böylelikle karakterleri benimsersiniz. altı kişilik takımınızı kurarken, her bir karakterin rolünü düşünür, olası bir dövüşte nasıl hareket edeceğinizi planlarsınız. gerçekten de oynarken, oyunun gerçek zamanlı olmasına rağmen, satranç oynuyormuş hissine kapılırsınız.
bütün bunlara karşın, yanınıza aldığınız karakterlerin de birer hikayesi vardır. bunu da oyuna yansıttıkları için, çoğu kez matematiksel olarak düşünmez ve sevdiğiniz karakterlerden kurulu bir partiyi tercih edersiniz. daha zayıf olacağını bilmenize rağmen. burada oluşabilecek dengesizlikler de oyuna ayrı bir tat, gerçekçilik katar. ayrıca oyundaki bazı karakterlerle evlenebilmeniz (baldurs gate 2 de), seçtiğiniz mesleğe göre bir yuvanız olması da ayrı birer zevktir. açıkçası, baldurs gate serisi üzerine bir oyun gelmiş değildir.
bütün bunlara karşın, yanınıza aldığınız karakterlerin de birer hikayesi vardır. bunu da oyuna yansıttıkları için, çoğu kez matematiksel olarak düşünmez ve sevdiğiniz karakterlerden kurulu bir partiyi tercih edersiniz. daha zayıf olacağını bilmenize rağmen. burada oluşabilecek dengesizlikler de oyuna ayrı bir tat, gerçekçilik katar. ayrıca oyundaki bazı karakterlerle evlenebilmeniz (baldurs gate 2 de), seçtiğiniz mesleğe göre bir yuvanız olması da ayrı birer zevktir. açıkçası, baldurs gate serisi üzerine bir oyun gelmiş değildir.
"feodalite ve osmanlı toplumu" adlı eserin yazarıdır. orta çağ tarihiyle birlikte, feodal toplumun özellikleri çok başarılı bir şekilde kitabında sunmuş ve buna selçuklu, anadolu selçuklu ve osmanlı toplum düzenine ilişkin açıklamalarını da katarak yapmıştır. açıkçası tarihle ilgilenen herkese tavsiye edilesi bir eserdir.
ölümsüz savaşçıdaki (namı diğer iskoçyalı), ölümsüz savaşçılardan birisidir.
çok disiplinli kitap okurlar ve aralarında da tartışan öğrenci tipidir.
atlas okyanusu ve kuzey denizi aracılığıyla batıya akın yapan normanlara viking denilimişken; doğuya sefere çıkan normanlara ise vareg olarak adlandırılmışlardır.
iskandinav yarımadasından yola çıktıktan sonra pek çok yerde konaklamışlardır. ancak özellikle, danimarka, fransanın normandiya sahilleri ve sonrasında ingiltere, izlanda ve ukraynaya yerleşmişlerdir. hatta doğu roma imparatorlarının özel muhafızları (vanguard) olaraktan da görev almışlardır. aslında büyük bir imparatorluk kurma denemeleri olsa da, bu çok uzun sürmemiş ve ingiltere, danimarka, normandiya ve iskandinavya da kurulu krallıklara bölünmüşlerdir. daha sonra normandiyalı olanları fatih william önderliğinde, gene viking soylusu asilzadelerce yönetilen ingiltere’yi ele geçirmişler ve avrupa feodalitesini adaya taşımışlardır. avrupa örneğinden farklı olarak, gerek vergi sistemi, gerek yargının merkeziyetçiliği açısından, daha merkezi bir krallık kurabilmişlerdir aslında en ilginç olanları da bu guruptur. zira diğerlerinin aksine, süvariye dayalı feodal ordu düzenini benimsemişler, sonrasında da (100 yıl savaşları esnasında), avrupa’da okçu, piyade ve süvarilere dayalı karma orduyu en etkili biçimde kullanmışlardır.
ukraynada konuşlu olanlarsa, moğol istilalarına dek yaşamışlar ve sonrasında yönetici kavimlere karışmışlardır.
iskandinav yarımadasından yola çıktıktan sonra pek çok yerde konaklamışlardır. ancak özellikle, danimarka, fransanın normandiya sahilleri ve sonrasında ingiltere, izlanda ve ukraynaya yerleşmişlerdir. hatta doğu roma imparatorlarının özel muhafızları (vanguard) olaraktan da görev almışlardır. aslında büyük bir imparatorluk kurma denemeleri olsa da, bu çok uzun sürmemiş ve ingiltere, danimarka, normandiya ve iskandinavya da kurulu krallıklara bölünmüşlerdir. daha sonra normandiyalı olanları fatih william önderliğinde, gene viking soylusu asilzadelerce yönetilen ingiltere’yi ele geçirmişler ve avrupa feodalitesini adaya taşımışlardır. avrupa örneğinden farklı olarak, gerek vergi sistemi, gerek yargının merkeziyetçiliği açısından, daha merkezi bir krallık kurabilmişlerdir aslında en ilginç olanları da bu guruptur. zira diğerlerinin aksine, süvariye dayalı feodal ordu düzenini benimsemişler, sonrasında da (100 yıl savaşları esnasında), avrupa’da okçu, piyade ve süvarilere dayalı karma orduyu en etkili biçimde kullanmışlardır.
ukraynada konuşlu olanlarsa, moğol istilalarına dek yaşamışlar ve sonrasında yönetici kavimlere karışmışlardır.
kütüğünüze (yani kütüğe kayıtlı olduğunuz ile) düştüğünüzde, "herkese" bir şeyler ısmarlamanızın gerektiği, koğuşta parti vermenizin beklendiği bir andır da aynı zamanda. bazı uyanılar ise kütüğünüzle, memleketiniz farklı ise, iki tane parti yapmanızı beklerler.
bu parti olayı bir de uzun dönemler arasında, 100den düşenleri ıslatmak şeklinde de uygulanır. kısa dönemlerin askerliği de kısa sayıldığı için ıslatılmazlar. biz böyle yırtmıştık.
bu parti olayı bir de uzun dönemler arasında, 100den düşenleri ıslatmak şeklinde de uygulanır. kısa dönemlerin askerliği de kısa sayıldığı için ıslatılmazlar. biz böyle yırtmıştık.
ilk olarak, arşimet’in icat ettiği rivayet edilen makinedir. daha büyük olanların adı ise şahmerandır.
nedense abdde askeri çevrelerce, böyle bir şey olmaz siz meraklanmayın diye resmi açıklama yaptırtan filmdir. üstüne, üstelik de yapımcısı dahil, evet abartık, korkacak bir şeyler yok, demek zorunda kalmıştır. bunun dışında, izlenmesi çok zevkli, müzikleri gaza getirici bir filmdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?