dünya üzerinde yapılabilecek en büyük iyiliklerden biridir.geleceği belirsiz olan çocukların hayatını kurtarmak,kaderlerini değiştirmek.maddi imkanların yeterli olması durumunda,üstüne bi de çocuğunuzda yoksa ciddi ciddi düşünülmesi gereken durum.
bu tür insanlar cimriliğin suyunu çıkarmış pintigiller familyasından gelirler.tutumluluğun dibine vurmuşlardır.her türlü eşyayı değerlendirirler.bu kişilerin evlerinden çöp diye bir şey çıkmaz.akşamları elektrik tasarrufu yapmak için ateş böceklerini kavanoza kapatıp evin çeşitli yerlerine koyarlar,hatta örümceklerin ağlarından ip yapıp sonrada kazak ördükleri bile olur.
emin olunamayacak ender duygulardan biridir.emin olduğunuz anda da büyük bi ihtimalle yakaladığınız duygu aşk değildir.
(bkz: yalan dostum aşk diye bir şey yok)
(bkz: yalan dostum aşk diye bir şey yok)
hatta martıyı yanına oturtup iki çift laf etmek,dertleşmek,kanka olmak,akşam içmeye gitmek...
(bkz: ne martıymış be)
(bkz: ne martıymış be)
olması gereken oldu.zaten bu karar verilmeseydi bazı şeylerin göze fazlasıyla batması ve bunun getireceği sonuçlar kaçınılmaz olurdu.ya basta viva zapatista comez olarak kaldığı her saat sözlük için bi kayıptı zaten.
bugün istanbulu ve türkiyenin bir çok bölgesinde etkili olan yağış biçimi.eğer iş yerinde ya da evdeyseniz bir fincan kahve varsa sahlep ile izlenesi,insanın içine sebepsiz bir mutluluk veren beyaz ve soğuk şey...
defalarca dinlenesi,insana huzur,az biraz da hüzün veren şarkı.
televizyondaki insanların nasıl o kutuya girdiklerini düşünmüş, düşünmüş ve kabloların içinden girdikleri sonucuna varmıştım.kabloların içine nasıl sığdıklarının cevabını ise malesef bulamamıştım.
-biliyor musun ben küçükken çok salaktım,
-merak etme pek bişey değişmemiş.
-...
-merak etme pek bişey değişmemiş.
-...
hayatının baharında en güzel yılların başlarında gençliğin en körpe halinde yaşama veda etmek.ecel geldiyse yapacak bir şey yoktur elbet.ama ecelin kendin olmuşsan kendi hayatını sonlandırmak istiyorsan işte bu geri dönülmez bir hata olur.yaşanacak nice güzellik, gidilecek binlerce yer tanışılacak onlarca insan akıtılacak onlarca yaş varken bu senaryosu yazılmış oyundan erken ayrılmak en kötüsü...iyi bir oyuncu ne olursa olsun oyunun sonu gelmeden çekip gitmemeli.
hamilelik hastalık vb durumlarda işyerinden belirli bi süre ücretsiz izne ayrılan personel için işveren tarafından düzenlenip bağlı olduğu ssk müdürlüğüne verilmesi gereken belge.verilmeli ki personel daha sonra devletten parasını alabilsin.
ssk lı personelin sağlık hizmetinden yararlanabilmesi için işveren tarafından verilen belge.personelin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için o iş yerinde en az 90 gün çalışmış olması,ailesinin yararlanabilmesi için 120 gününü doldurmuş olması gerekir.bunun yanında sürekli iş değiştirmiş de olsa bir yıl içinde 180 gün ssk primi ödenmiş ise yine yararlanabilir.ayrıca iş kazası geçirmesi durumunda bu şart aranmamakla birlikte hemen ardından bu durumun çalışma bakanlığına bildirilmesi gerekmektedir.
iş yerinde çalışan personelin ssk primlerinin tahakkuk ettirilmesi ile ödenecek tutarın kesinleşmesi.iş yerinde çalışan personel sayısı üç ve üçün üzerinde ise internet üzerinden tahakkuk yapılması zorunlu hale getirilmiştir.
işe yeni giren personelin işvereni tarafından sigortasının başlatılması için düzenlenip verilen belge.personelin önceden işe girişi yapılmışsa yani ssk no su varsa www.ssk.gov.tr adresinden alınan şifrelerle internet üzerinden verilir.ilk giriş ise bağlı bulunulan sigorta müdürlüğüne başvurularak giriş gerçekleştirilir.fakat aldığım bazı duyumlara göre 2007 tarihinden itibaren ilk girişlerde internet üzerinden verilebilecekmiş.
personelin brüt ücretini,kesintileri ve kalan net ücreti gösteren belge.
(bkz: kör ile yatan şaşı kalkar)
bedenimizin ruhumuzla olan uyumunu gösteren bazen bir damla bazen birden fazla akan yaş.ruhumuz üzgünse bitkinse bedenimiz gözleriyle akıtır bu üzüntüyü.eğer bir şey için ağlanıyorsa o şey ruhumuzu çok hem de çok üzmüştür o kadar üzmüştür ki bedenimiz bile dayanamamıştır bu üzüntüye ruhumuzdan alıp tekrar ruhumuza akıtmıştır o damlaları ağır ağır.bazende hüzünün, kalbi ateş gibi sardığı anlarda bi iki damla yaş alır o ateşi akıttıkça söner ateş rahatlatır insanı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?