bir de hala devam eden ve hic gecmeyecekmis gibi yürege yapisani vardır bu haykırısın...(bkz: seni cok özlüyorum)
- kızım kalk yerine yat
+ ühühühüüü!!!
- aaa nooldu şimdi yavrum niye ağlıyosun
+ benim yerimde şimdi yeni sevgilisi yatıyoo! ühühüüü !!!
- hönk! $^!(*+}ne diyosun bakiiim sen
+ ya beni de götür ya sen de gitmeee fikret fikreeett!
- ohhh cok sükür! ee bu kadar dizi izlersen olacagı bu, deli kız
+ zzzzz!
+ ühühühüüü!!!
- aaa nooldu şimdi yavrum niye ağlıyosun
+ benim yerimde şimdi yeni sevgilisi yatıyoo! ühühüüü !!!
- hönk! $^!(*+}ne diyosun bakiiim sen
+ ya beni de götür ya sen de gitmeee fikret fikreeett!
- ohhh cok sükür! ee bu kadar dizi izlersen olacagı bu, deli kız
+ zzzzz!
taksimde döküntü bir barın wc sinde gördüğüm prezervatif makinesinin adı. meyveli, tırtıklı, sade cesit cesit var icinde ve en pahalısı 3 ytl. acıklamalar ise skec tadında. işerken güldüren hede...
sırf başlık açmak için açılmış başlık. (bkz: berbat)...
refah düzeyi, gelir düzeyi, kariyeri, araba modeli, güzelligi vs ile her bakımdan erkekten üstün olan kızlar...
şirinlik muskasi olan bu kadının hürriyet gazetesinin yılbası kutlamasında sahne alacagı bilgisi ulastı haber merkezimize...
yeni sezonda basarili ve komik bulmadigim yapımdır. dün aksam ki(19.12.2006)bölümünde kanal dnin raitingleri alt üst eden dizisi binbir geceyi isleyip, skeç hale getirmis ve dumur etmistir. atvde yayinlanan bdtnun kanal dnin dizisini tüm yayininda jenerik müzigine kadar birebir islemesinin nedeni ne olabilir diye düsündürüyor...
koskocaman puntolarla tirlarin üzerinde yazan isim. her görüste yürek hoplatır, nostalji yaptırır...
cok rahatsızlık veren bir durumdur. onu orada online görüp de konusmamak can yakar, acıtır. 2 yabancı gibi havadan sudan 1-2 kelime etmek daha da acıtır...iki ucu boklu degnek
nickinin yanına yazdığı "kişisel ileti"leri üstünüze alınırsınız...kah mutlu olur, kah şüpheye düşer, kah her yazdığında bir geri dönüş sinyali ararsınız.
...gözleriniz yeşil degilse ve "yeşil gözler"le ilgili bir yazı görmek gibi riskleri de vardır. kahreder, üzer, sinir krizi gecirtir...
görmeyeyim bari diyerek; engelleyip silmekle hırsınızı alamayıp msn adresinizi degistirmeye kadar varır sonu...
nickinin yanına yazdığı "kişisel ileti"leri üstünüze alınırsınız...kah mutlu olur, kah şüpheye düşer, kah her yazdığında bir geri dönüş sinyali ararsınız.
...gözleriniz yeşil degilse ve "yeşil gözler"le ilgili bir yazı görmek gibi riskleri de vardır. kahreder, üzer, sinir krizi gecirtir...
görmeyeyim bari diyerek; engelleyip silmekle hırsınızı alamayıp msn adresinizi degistirmeye kadar varır sonu...
sevgili yasaksa size; daima saklı kalması gerekir... ve bu sezen aksu şarkısı da cuk diye oturur bu ilişkinin üzerine.
"uzak diyarlarda evli barklı,
mutluluk en cok onun hakkı,
bu yorgun kırık dokuk hikayenin de
adı bende saklı"
bu mısraları her duydugunuzda üstünden aylar da gecmis olsa canınız acır, gözlerinizin dolmasına engel olamazsınız. kendinizi en iyi hissettiginiz an da bile bu sözleri duymak herseyinizi alt üst etmeye yeter.
adi sizde saklıdır ve günden güne daha da iyi anlarsınız ki asla unutulmayacak, daima sevilen özlenen olarak kalacaktır...
"uzak diyarlarda evli barklı,
mutluluk en cok onun hakkı,
bu yorgun kırık dokuk hikayenin de
adı bende saklı"
bu mısraları her duydugunuzda üstünden aylar da gecmis olsa canınız acır, gözlerinizin dolmasına engel olamazsınız. kendinizi en iyi hissettiginiz an da bile bu sözleri duymak herseyinizi alt üst etmeye yeter.
adi sizde saklıdır ve günden güne daha da iyi anlarsınız ki asla unutulmayacak, daima sevilen özlenen olarak kalacaktır...
bir an bile sabredemezsin biliyorum
istersin ki yansin tum isiklar
bastirmaliyim kaygilarimi
yakismaz sana sendeleyen bir adam
sakliyorum kendimi son ana kadar
yine de tutamiyorum seni
bekle beni...bekle beni...bekle beni....
bir numaram daha var....
bir suru siir ve sarkida
anlatilir asklar, ayriliklar
degistirmez hayatini yazanin
sevdigine yazdigi agitlar
sakliyorum kendimi son ana kadar
yine de tutamiyorum seni
bekle beni...
bekle beni...
bekle beni....
bir numaram daha var.
...
sakliyorum kendimi....."
söz-müzik: d.sovuksu
istersin ki yansin tum isiklar
bastirmaliyim kaygilarimi
yakismaz sana sendeleyen bir adam
sakliyorum kendimi son ana kadar
yine de tutamiyorum seni
bekle beni...bekle beni...bekle beni....
bir numaram daha var....
bir suru siir ve sarkida
anlatilir asklar, ayriliklar
degistirmez hayatini yazanin
sevdigine yazdigi agitlar
sakliyorum kendimi son ana kadar
yine de tutamiyorum seni
bekle beni...
bekle beni...
bekle beni....
bir numaram daha var.
...
sakliyorum kendimi....."
söz-müzik: d.sovuksu
bu yazisiyla gönlümde yer edinmistir kendisi...
sana kaybetmek düşer
yani diyorum ki aradan geçen onca yıldan sonra bir de dönüp bakarsın ki hepsi kocaman bir boşlukmuş...
sen saçımı süpürge ettim diye övünürken yıpranan eski süpürgenin en iyi ihtimalle kapı arkasına bırakıldığını fark edersin...
en iyi ihtimalle kapı arkasında kaldığını anladığında üstelik...
bu yüzden mazlum olarak yaşamayı tercih etmek yanlış olmalı diyorum.
bu yüzden kimse kimseyi kandırmasın diyorum.
bu yüzden kimse kendisine yalan söylemesin diyorum...
arkadaşından daha çok üzülemez kimse arkadaşının kederli yalnızlığına...
uzantısı bir biçimde kendinde bitmiyorsa, hiçbir felaketin fazlaca önemi yoktur günümüz bencil insanının değerlerinde.
yalan mı?
tercih edilmeyen olmak öfkeli ve yalnız kılar insanı, bilirim!
oysa hayatta her şey yüzde elli ihtimal üzerindedir.
ya terk edilen kişi olursun ya da uğruna her şeyin feda edildiği...
ya bırakılansındır ya da bırakan.
ya kurbansındır ya da kahraman...
ve çoğu zaman hayat her iki uç arasında sürükler insanı.
ömrünün bir noktasında zafer sarhoşluğu yaşarken bir bakarsın ki yenilmişsin...
işte o zaman, kazandım ya da kaybettim sanmanın bir önemi kalmıyor...
o halde?
o halde sevgili okur...
neden kurban olmanın güzel olduğunu sanıyor insan?
kendine acımayı ve acındırmayı neden seviyor?
***
yani diyorum ki:
düştüysen eğer, düştüğün yerden neden kalkmıyorsun?
daha ne kadar ağlayacaksın orada?
ne kadar sızlanacaksın?
asil, acılı, mazlum bir zavallı kurban olmayı kabul etmek hiçbir şey kazandırmayacak sana.
senin hayatın akıp gidecek gözlerinin önünde.
ve o hayat sen her anlatmaya kalktığında can sıkan sıradan hikâyelerden biri olarak kalacak...
üzgünüm...
kaybeden rolünü bu kadar benimsersen, sana daima kaybetmek düşer!
sana kaybetmek düşer
yani diyorum ki aradan geçen onca yıldan sonra bir de dönüp bakarsın ki hepsi kocaman bir boşlukmuş...
sen saçımı süpürge ettim diye övünürken yıpranan eski süpürgenin en iyi ihtimalle kapı arkasına bırakıldığını fark edersin...
en iyi ihtimalle kapı arkasında kaldığını anladığında üstelik...
bu yüzden mazlum olarak yaşamayı tercih etmek yanlış olmalı diyorum.
bu yüzden kimse kimseyi kandırmasın diyorum.
bu yüzden kimse kendisine yalan söylemesin diyorum...
arkadaşından daha çok üzülemez kimse arkadaşının kederli yalnızlığına...
uzantısı bir biçimde kendinde bitmiyorsa, hiçbir felaketin fazlaca önemi yoktur günümüz bencil insanının değerlerinde.
yalan mı?
tercih edilmeyen olmak öfkeli ve yalnız kılar insanı, bilirim!
oysa hayatta her şey yüzde elli ihtimal üzerindedir.
ya terk edilen kişi olursun ya da uğruna her şeyin feda edildiği...
ya bırakılansındır ya da bırakan.
ya kurbansındır ya da kahraman...
ve çoğu zaman hayat her iki uç arasında sürükler insanı.
ömrünün bir noktasında zafer sarhoşluğu yaşarken bir bakarsın ki yenilmişsin...
işte o zaman, kazandım ya da kaybettim sanmanın bir önemi kalmıyor...
o halde?
o halde sevgili okur...
neden kurban olmanın güzel olduğunu sanıyor insan?
kendine acımayı ve acındırmayı neden seviyor?
***
yani diyorum ki:
düştüysen eğer, düştüğün yerden neden kalkmıyorsun?
daha ne kadar ağlayacaksın orada?
ne kadar sızlanacaksın?
asil, acılı, mazlum bir zavallı kurban olmayı kabul etmek hiçbir şey kazandırmayacak sana.
senin hayatın akıp gidecek gözlerinin önünde.
ve o hayat sen her anlatmaya kalktığında can sıkan sıradan hikâyelerden biri olarak kalacak...
üzgünüm...
kaybeden rolünü bu kadar benimsersen, sana daima kaybetmek düşer!
düsünülmek durumuna gelmis iliski zaten bitmis demektir. en doğrusu kangren olan uzvu kesip atmaktir. iki taraf icin de en hayırlısı budur...
o denli o denli çok beklettin
alıştırdın bekletmeye kendini
çok zamanlar geçti de geldin
senden çok seviyorum senin özlemeni...
alıştırdın bekletmeye kendini
çok zamanlar geçti de geldin
senden çok seviyorum senin özlemeni...
özlem,
ağır ağır ağırlaşır
yavaş yavaş yavaşlar
özlem
böyledir işte
hop hooooop!!!
durur...
hayallerine çarpar...
ağır ağır ağırlaşır
yavaş yavaş yavaşlar
özlem
böyledir işte
hop hooooop!!!
durur...
hayallerine çarpar...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?