bence demenin farklı bir yanı. önce bütün düşünceler karşı tarafa aktarılır arkasından da bakılır suratlar değişir, ortamı daha fazla germemek için hemen arkasından yapıştırılır.
(bkz: gaçhayım)
kameranın içine girmeye çalışan kişisel ötesi canavar. bir de kameraya sankim cüzzamlıymış gibi bakmaları vardır ki oda tam bir muammmadır. birde farklı bir teknik geliştirmişlerdir ki oda el sallayarak !ben geliyorum ona göre selam ederim size! mesajı falan veriyorlar. biz her ortama girerken herkesi şöyle bir yoklarız ya.
çıtı pıtı denir ya heh öyle bir şeydir bu. genelde hatun kişisi kısmı için kullanılır nedense. yani er kişi adam gibi giyinse yakışmış denir sadece.
anlamayan kişi gözüne soka soka !bu havlu ayak içindir! denmesi gibi bir şey.
fiziki yapıdan dolayı iyi halde olan bir bayan kişisinin hiç çekinmeden yapabileceği bir durum. arkadan izlemesi pek bir hoş olabilir ama tabiki öküzlüğün bir alemi yoktur ne de olsa değil mi.
sinderella: hatun kısmısının gece 12den sonra sokakta işi yoktur
uyuyan güzel: bir kız kendisini öpen ilk erkekle evlenir ve onunla sonsuza kadar mutlu yaşar.
hansel ile gretel: masal kahramanlarının sayısı arttıkça iqları
düşer... çukulatadan evler yenmemelidir.
kırmızı başlıklı hanım kız: sokakta her gördüğün zibidiyle konuşma.
çirkin ördek yavrusu: ortaokulda size imalı bakışlar atan gözlüklü tombul kızla/çocukla dalga geçip aşağılamayın, bir beş sene sonra afet olur ağzınız açık kalır ağlarsınız.
ali baba ve kırk haramiler: passwordler iyi saklanmalı onun bunun yanında bağırarak söylenmemelidir.
alice harikalar diyarında; her bulduğunu ağzına sokma.
heidi;akıllı kızlar patikalarda neyin keçi kovalamazlar.
allaaddin: sokakta her bulduğunu karıştırma!
pamuk prenses: hiç tanımadığınız biri size elma verirse sakın yemeyin !
rapunzel: bir kuleye kapatıldıysanız kaçmak için saç uzatmayın uçmayı öğrenmek daha kısa sürer.
pinokyo : baban marangozsa asla yalan söylemeyeceksin.......
uyuyan güzel: bir kız kendisini öpen ilk erkekle evlenir ve onunla sonsuza kadar mutlu yaşar.
hansel ile gretel: masal kahramanlarının sayısı arttıkça iqları
düşer... çukulatadan evler yenmemelidir.
kırmızı başlıklı hanım kız: sokakta her gördüğün zibidiyle konuşma.
çirkin ördek yavrusu: ortaokulda size imalı bakışlar atan gözlüklü tombul kızla/çocukla dalga geçip aşağılamayın, bir beş sene sonra afet olur ağzınız açık kalır ağlarsınız.
ali baba ve kırk haramiler: passwordler iyi saklanmalı onun bunun yanında bağırarak söylenmemelidir.
alice harikalar diyarında; her bulduğunu ağzına sokma.
heidi;akıllı kızlar patikalarda neyin keçi kovalamazlar.
allaaddin: sokakta her bulduğunu karıştırma!
pamuk prenses: hiç tanımadığınız biri size elma verirse sakın yemeyin !
rapunzel: bir kuleye kapatıldıysanız kaçmak için saç uzatmayın uçmayı öğrenmek daha kısa sürer.
pinokyo : baban marangozsa asla yalan söylemeyeceksin.......
şuan içinde sadece faal olarak gözüken tek iktisadi ve idari bilimler fakültesi vardır. herkes yeni bir üniversitenin kurulması hevesi içinde kendi cebini doldurma yarışındadır.
daha önceleri selçuk üniversitesi bünyesinde bulunmaktaydı. fakat azimle (!) kendileri bu bünyeden ayrılıp yeni bir üniversite olmaya çalışıyorlar.
fakülte binaları vardır beş senedir bitmeyen. sıvası yapılmayı bekleyen, öğrenci alıcaz bu sene deyip herkesi iki senedir uyutan bir yerdir. mersin üniversitesi rektörünü kurucu rektör atamışlardır ve asıl buranın adam olmasını sağlayan bir çok kişiyi saf dışı bırakarak kendilerine küstürmüşlerdir.
öyle bir şeydir ki bu heryerde geçerlidir,hemşehrilik, burada da uygulanmaktadır. pek sayın kurucu rektörümüz fakülte kantinini, ki sadece iktisadi ve idari bilimler kantini vardır, bir aylık kazancına vermiştir. bu da yaklaşık altmış bin liraya tekabil etmektedir. yıllardır burayı kusursuz işleten selçuk üniversitesi vakfını da bir kerede silmiştir.
hani derler ya, üniversite bacasız bir fabrikadır. hani olduğu yeri hem kültürel hem de ekonomik açıdan kalkındırır... evet burda onların hepsi var ama başka yerlerin insanların için.
eğitim olarak pek söylenecek bir şey yoktur zira hakikaten kalitedir. kimileri gazi üniversitesinde daha iyi olduğunu söylemektedirler. bir çok hocası tabanlıdır ve işlerini hakikaten iyi yapanlar yok değildir hani.
daha önceleri selçuk üniversitesi bünyesinde bulunmaktaydı. fakat azimle (!) kendileri bu bünyeden ayrılıp yeni bir üniversite olmaya çalışıyorlar.
fakülte binaları vardır beş senedir bitmeyen. sıvası yapılmayı bekleyen, öğrenci alıcaz bu sene deyip herkesi iki senedir uyutan bir yerdir. mersin üniversitesi rektörünü kurucu rektör atamışlardır ve asıl buranın adam olmasını sağlayan bir çok kişiyi saf dışı bırakarak kendilerine küstürmüşlerdir.
öyle bir şeydir ki bu heryerde geçerlidir,hemşehrilik, burada da uygulanmaktadır. pek sayın kurucu rektörümüz fakülte kantinini, ki sadece iktisadi ve idari bilimler kantini vardır, bir aylık kazancına vermiştir. bu da yaklaşık altmış bin liraya tekabil etmektedir. yıllardır burayı kusursuz işleten selçuk üniversitesi vakfını da bir kerede silmiştir.
hani derler ya, üniversite bacasız bir fabrikadır. hani olduğu yeri hem kültürel hem de ekonomik açıdan kalkındırır... evet burda onların hepsi var ama başka yerlerin insanların için.
eğitim olarak pek söylenecek bir şey yoktur zira hakikaten kalitedir. kimileri gazi üniversitesinde daha iyi olduğunu söylemektedirler. bir çok hocası tabanlıdır ve işlerini hakikaten iyi yapanlar yok değildir hani.
an itibariyle yeni yazar adayımız. hoşgelmişlerdir.
(bkz: bskk)
(bkz: bskk)
kişinin kendisinin interneti kotalı olmaktadır bu işlemi yapan kişiler genelde. hemen indirmesi gereken herhangi bir şey vardır, o da " dur ulan bana girmesin " mantığını güderek elinde olmayan nedenlerden dolayı komşununkini kullanır. bazende tamamen saf duygular içinde dolanmakta olan wirelessın bir anda şifresiz bir şekilde önünde durdupunu görüp " dur şuna bir ders vereyim de bir daha şifre koymadan gezmesin buralarda " şeklinde bir düşünce ile maksat komşuyu düşünülerekten safi duygularla yapılmış olay.
sabaha kadar dans tadında bir eylemdir. zira bir mekan seçilir ve orada sabahın ilk ışıklarına kadar eğlencenin çığrından çıkılınır. durmadan oynarsınız ve hiç yorulmamış gibi "biraz daha biraz daha" diyerekten dökülmüş bir şekilde kurtlarınızı orda bırakıp gerisin geriye dönersiniz.
türk usulü başarının formülü
işe başlamadan önce................inşallah
işe başlarken..................... ......bismillah
şaşırırsak.................... ............allah allah
kendimize güvenirsek.................evelallah
azmedersek.................... .........alimallah
işten vazgeçersek................... ...eyvallah
sonuna kadar gitmek istersek......ya allah
taahhüt edersek....................... .vallah billah
canımızı sıkarlarsa.................... ...fesuphanallah
daha da sıkarlarsa.................... ....hasbinallah
pes edersek....................... .........illallah
işe cosku ve heyecanla sarılınca.....allah, allah, allah
işi başarıyla bitirince....................maşallah
eğer işi başaramazsak.................. .hay allah
işe başlamadan önce................inşallah
işe başlarken..................... ......bismillah
şaşırırsak.................... ............allah allah
kendimize güvenirsek.................evelallah
azmedersek.................... .........alimallah
işten vazgeçersek................... ...eyvallah
sonuna kadar gitmek istersek......ya allah
taahhüt edersek....................... .vallah billah
canımızı sıkarlarsa.................... ...fesuphanallah
daha da sıkarlarsa.................... ....hasbinallah
pes edersek....................... .........illallah
işe cosku ve heyecanla sarılınca.....allah, allah, allah
işi başarıyla bitirince....................maşallah
eğer işi başaramazsak.................. .hay allah
söylenir ki, bir gün cengiz han, tüm hanları toplamış, sağ yanına da eşini oturtmuş;
cengiz han hanlarına,
-- ”ben hanlar han’ı cengiz han, hepinizin hanıyım”, eşini göstererek;
-- ”bu da benim han ım” demiş.
işte erkeklerin ”eşim” anlamına söyledikleri ”hanım” kelimesi
oradangeliyormuş.. . ne kadar insanca değil mi? kadın adı da var, yeri de vesaygınlığı da...
cengiz han hanlarına,
-- ”ben hanlar han’ı cengiz han, hepinizin hanıyım”, eşini göstererek;
-- ”bu da benim han ım” demiş.
işte erkeklerin ”eşim” anlamına söyledikleri ”hanım” kelimesi
oradangeliyormuş.. . ne kadar insanca değil mi? kadın adı da var, yeri de vesaygınlığı da...
aynı zamanda kendileri bir çömez.
otistik çocuklar okulunda rehber öğretmen olarak çalışan birinden yaşanmış olay ; okulda rehber öğretmen olarak çalışan bir öğretmen musa..
okulun öğrencilerinden bir otistik çocuğun ailesi, bir gün musa öğretmene dert yanıyor; çocukları normalde çok su içmesine karşın; 3 aydır ağzına bir damla su koymuyormuş.
hocam, bize bişey söylemiyor... bir de siz sorun.. diyorlar. musa çocukla konuşuyor..
anlaşılıyor ki; bir gün öğretmen sınıfta: atatürk ölmedi, yüreğimizde yaşıyor. demiş... ve küçük çocuk da, atatürk boğulmasın diye, su içmeyi bırakmış...sırf bu yüzden tam 3 ay boyunca su içmemiş..ne yapsalar, çocuğu ikna edememişler.musa, çocuğu yanına çekip, demiş ki;biliyor musun, atatürk çok iyi bir yüzücüdür..
bundan sonra, küçük çocuk su içmeye başlamış...
aklında bazı şeyleri yitirmiş olsalarda nasıl bir önder sevgisi barındırdıklarının yegane kanıtı.
okulun öğrencilerinden bir otistik çocuğun ailesi, bir gün musa öğretmene dert yanıyor; çocukları normalde çok su içmesine karşın; 3 aydır ağzına bir damla su koymuyormuş.
hocam, bize bişey söylemiyor... bir de siz sorun.. diyorlar. musa çocukla konuşuyor..
anlaşılıyor ki; bir gün öğretmen sınıfta: atatürk ölmedi, yüreğimizde yaşıyor. demiş... ve küçük çocuk da, atatürk boğulmasın diye, su içmeyi bırakmış...sırf bu yüzden tam 3 ay boyunca su içmemiş..ne yapsalar, çocuğu ikna edememişler.musa, çocuğu yanına çekip, demiş ki;biliyor musun, atatürk çok iyi bir yüzücüdür..
bundan sonra, küçük çocuk su içmeye başlamış...
aklında bazı şeyleri yitirmiş olsalarda nasıl bir önder sevgisi barındırdıklarının yegane kanıtı.
modern yönetim tekniklerinde değişim mühendisliği diye geçer.
babası öldü.yetim büyüdü.üvey evlat oldu.
tutuklandı.hapse atıldı.sürüldü.
işsiz kaldı.(şöyle yazıyordu o sıkıntılı günlerde kaleme aldığı günlüğüne: harcamalarım fazla değil, zira gelirim hep az.)
hastalandı...böbreklerinden.
vuruldu...göğsünden.
mesleğinden atıldı. idama çarptırıldı.
kardeşleri öldü.çocuğu olmadı. boşandı.
karaciğeri iflas etti.
evet...
mustafa kemal atatürk bu.
evladı olmayan bir yetimin, duygularını anlatın... anlatın ki, o yetimin, evlatlarımıza bıraktığı hediyenin kıymetini anlasın evlatlarımız.
cumhuriyet, çocuklara anlatıldığı gibi, folklorik bir müsamere coşkusundan
ibaret değil çünkü... anlatın ki, kökeninde barınan derin hüznü kavrasınlar.
işte liste yukarıda. kısacık ömründe bir insanın başına ne felaket gelebilirse, gelmiş... bunu anlatın.direnen...teslim olmayan ruhu anlatın.
korkmasınlar engellerden.
korkmasınlar yalnız kalmaktan.
korkmasınlar işsizlikten.
korkmasınlar parasızlıktan.
korkmasınlar alçaklardan.
korkmasınlar doğrulardan.
yürek dediğin...sadece organ değil arkadaş.!!!
tutuklandı.hapse atıldı.sürüldü.
işsiz kaldı.(şöyle yazıyordu o sıkıntılı günlerde kaleme aldığı günlüğüne: harcamalarım fazla değil, zira gelirim hep az.)
hastalandı...böbreklerinden.
vuruldu...göğsünden.
mesleğinden atıldı. idama çarptırıldı.
kardeşleri öldü.çocuğu olmadı. boşandı.
karaciğeri iflas etti.
evet...
mustafa kemal atatürk bu.
evladı olmayan bir yetimin, duygularını anlatın... anlatın ki, o yetimin, evlatlarımıza bıraktığı hediyenin kıymetini anlasın evlatlarımız.
cumhuriyet, çocuklara anlatıldığı gibi, folklorik bir müsamere coşkusundan
ibaret değil çünkü... anlatın ki, kökeninde barınan derin hüznü kavrasınlar.
işte liste yukarıda. kısacık ömründe bir insanın başına ne felaket gelebilirse, gelmiş... bunu anlatın.direnen...teslim olmayan ruhu anlatın.
korkmasınlar engellerden.
korkmasınlar yalnız kalmaktan.
korkmasınlar işsizlikten.
korkmasınlar parasızlıktan.
korkmasınlar alçaklardan.
korkmasınlar doğrulardan.
yürek dediğin...sadece organ değil arkadaş.!!!
savaşın en kanlı günlerinden biriydi. asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü. insanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir ateş altındaydılar.
asker teğmenine koştu hemen:
- komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?’delirdin mi?’ der gibi baktı teğmen...
— gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. büyük olasılıkla ölmüştür bile. kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!
ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
- peki, dene bakalım!
asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. birlikte siperin içine yuvarlandılar.
teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü: ·- sana hayatını tehlikeye atmaya değmez,dememiş miydim? bu zaten ölmüş...
- değdi komutanım, değdi! dedi asker.
- nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
’geleceğini biliyordum!’
geleceğini biliyordum!
kalbimizde ’arkadaşlık’ denilen bir mucize var. nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz. ama bunun özel bir armağan olduğunu, allah’ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. yüzünüzü güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
asker teğmenine koştu hemen:
- komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?’delirdin mi?’ der gibi baktı teğmen...
— gitmeye değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. büyük olasılıkla ölmüştür bile. kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!
ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
- peki, dene bakalım!
asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. birlikte siperin içine yuvarlandılar.
teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü: ·- sana hayatını tehlikeye atmaya değmez,dememiş miydim? bu zaten ölmüş...
- değdi komutanım, değdi! dedi asker.
- nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
’geleceğini biliyordum!’
geleceğini biliyordum!
kalbimizde ’arkadaşlık’ denilen bir mucize var. nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz. ama bunun özel bir armağan olduğunu, allah’ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir. yüzünüzü güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
dünya nüfusunu, mevcut halklarin nispetlerini muhafaza ederek, 100 kisilik bir köy kadar küçültebilseydik bu köy söyle olacakti:
57 asyali:
21 avrupali,
14 amerikali (kuzey,orta,güney)
ve 8 afrikali
bunlarin 52’si kadin , 48 i erkek olacakti
30 beyaz , 70 beyaz olmayan,
30 hiristiyan, 70 hiristiyan olmayan,
89 heteroseksüel , 11 homoseksüel
6 kisi bütün servetin % 59 una sahip olacakti ve bunlarin hepsi abd kökenli olacakti.
20 kisi iyi evlerde yasayacakti,
30 kisi okuma-yazma bilecekti,
1 i ölmek üzere , 1 i de dogmak üzere olacakti.
1 kisi bilgisayar sahibi,
1 kisi de (evet, sadece 1 kisi) üniversite mezunu olacakti.
simdi sunlari göz önünde bulundurun:
bir harp tehlikesi ile, iskence görmek ihtimali ile, aç kalma korkusu ile karsi karsiya degilseniz, 500 milyon insandan daha iyisiniz.
tutuklanmaktan , iskence görmekten yahut öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsaniz 3 milyar kisiden daha iyi bir sansa sahipsiniz.
buzdolabinizda yiyeceginiz , üzerinizde elbiseniz ve basinizi sokup uyuyabileceginiz bir eviniz varsa,
dünyadaki insanlarin % 75 inden daha zenginsiniz.
bankada ve cüzdaninizda para varsa, dünyanin en imtiyazli % 8i arasindasiniz
anneniz , babaniz sag ise, siz bu dünyada nâdir kisilerden birisiniz.
birisi sizi düsündü ve bunu gönderdi, çünkü okuma yazma bilmeyen 2 milyar kisiden biri degilsiniz.
paraya ihtiyacin yokmus gibi çalis .
kimse seni üzememis gibi sev .
kimse seni seyretmiyormus gibi danset .
kimse seni dinlemiyormus gibi sarki söyle .
bu mesaji dostlarina gönder .
göndermezsen hiçbir sey olmaz.
gönderirsen, belki bunu okuyan birisi gülümser……
veya……
sen gene her zaman yaptigin gibi nereye oldugunu bilmeden, kan ter içinde kosmaya ve hayattan sikayet etmeye devam et
57 asyali:
21 avrupali,
14 amerikali (kuzey,orta,güney)
ve 8 afrikali
bunlarin 52’si kadin , 48 i erkek olacakti
30 beyaz , 70 beyaz olmayan,
30 hiristiyan, 70 hiristiyan olmayan,
89 heteroseksüel , 11 homoseksüel
6 kisi bütün servetin % 59 una sahip olacakti ve bunlarin hepsi abd kökenli olacakti.
20 kisi iyi evlerde yasayacakti,
30 kisi okuma-yazma bilecekti,
1 i ölmek üzere , 1 i de dogmak üzere olacakti.
1 kisi bilgisayar sahibi,
1 kisi de (evet, sadece 1 kisi) üniversite mezunu olacakti.
simdi sunlari göz önünde bulundurun:
bir harp tehlikesi ile, iskence görmek ihtimali ile, aç kalma korkusu ile karsi karsiya degilseniz, 500 milyon insandan daha iyisiniz.
tutuklanmaktan , iskence görmekten yahut öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsaniz 3 milyar kisiden daha iyi bir sansa sahipsiniz.
buzdolabinizda yiyeceginiz , üzerinizde elbiseniz ve basinizi sokup uyuyabileceginiz bir eviniz varsa,
dünyadaki insanlarin % 75 inden daha zenginsiniz.
bankada ve cüzdaninizda para varsa, dünyanin en imtiyazli % 8i arasindasiniz
anneniz , babaniz sag ise, siz bu dünyada nâdir kisilerden birisiniz.
birisi sizi düsündü ve bunu gönderdi, çünkü okuma yazma bilmeyen 2 milyar kisiden biri degilsiniz.
paraya ihtiyacin yokmus gibi çalis .
kimse seni üzememis gibi sev .
kimse seni seyretmiyormus gibi danset .
kimse seni dinlemiyormus gibi sarki söyle .
bu mesaji dostlarina gönder .
göndermezsen hiçbir sey olmaz.
gönderirsen, belki bunu okuyan birisi gülümser……
veya……
sen gene her zaman yaptigin gibi nereye oldugunu bilmeden, kan ter içinde kosmaya ve hayattan sikayet etmeye devam et
4. nesil olmasına rağmen bir karşılayanı olmamış yafrucağın. gel bak biz burdayız, yazarız, çizeriz, elimizden geldiğince her şeyimizi paylaşırız. hadi sende kaynaş aramıza bakalım. guduuuuu.
(bkz: bskk)
(bkz: bskk)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?