genelde şase olarak yanlış telaffuz edilen kelimenin doğrusu için;
(bkz: şasi)
marifet hiç ezilmemek bu dünyada
ama biçimine getirip ezerlerse
güzel kokmak
kekik misali
lavanta çiçeği misali
fesleğen misali
itır misali
isâ misali
yunus misali
tonguç misali
nâzım misali
(bkz: bedri rahmi eyüboğlu)
ama biçimine getirip ezerlerse
güzel kokmak
kekik misali
lavanta çiçeği misali
fesleğen misali
itır misali
isâ misali
yunus misali
tonguç misali
nâzım misali
(bkz: bedri rahmi eyüboğlu)
bedri rahmi eyüboğlunun bi şiiri..
her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
birbiri içinde
birbiri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta
her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
birbiri içinde
birbiri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta
(bkz: bilardo topları)
aziz nesinin bi şiiri..
ya zamanından çok erken gelirim
dünyaya geldiğim gibi
ya zamanından çok geç
seni bu yaşta sevdiğim gibi
mutluluğa hep geç kalırım
hep erken giderim mutsuzluğa
ya her şey bitmiştir çoktan
ya hiçbir şey başlamamış
öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
ölüme erken seviye geç
yine gecikmişim bağışla sevgilim
seviye on kala ölüme beş
ya zamanından çok erken gelirim
dünyaya geldiğim gibi
ya zamanından çok geç
seni bu yaşta sevdiğim gibi
mutluluğa hep geç kalırım
hep erken giderim mutsuzluğa
ya her şey bitmiştir çoktan
ya hiçbir şey başlamamış
öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
ölüme erken seviye geç
yine gecikmişim bağışla sevgilim
seviye on kala ölüme beş
(bkz: dorian gray in portresi)
batıdaki ressamların doğuya gidip doğunun kültüründen etkilenerek ortaya koydukları eserler yoluyla ortaya çıkan sanat akımıdır.oryantalizmde kadın önemli bi yer tutar.bu, müslüman ülkelerde, girilmesi yasak olan, kutsal olan yer anlamına gelen harem olgusunun gizemliliğine ilişkin bi durumdur.oryantalist ressamlar hareme girememelerinden dolayı yazılı kaynaklardan ve müslüman olmayan modellerden faydalanmışlardır betimleme konusunda.tabii sadece harem konusu ele alınmamıştır.saraylar, konaklar, çöller, halk, pazarlar, köle pazarları, hayvanlar, hamamlar, doğuyu kötüleme yolunda savaş ve vahşet sahneleri de işlenmiştir.doğu yaşantısını batı gözünden anlatan oryantalizm resimde olduğu kadar edebiyatta da kendini gösteren politik bi hareket olmakla birlikte sanat adına iyi işlerin ortaya konması açısından değer taşıyan bi akımdır da.
istek kelimesiyle arasında nüans vardır.arzu daha doluluk taşır, daha yoğun kıvamda bi duygudur.isteğin demlenmiş halidir.arzulamakla istemek arasındaki fark gibidir istekle arzu arasındaki fark.arzu vurguludur.ancak pek de kullanılmayan bi sözcüktür günlük yaşantımızda.
filmlerinin her karesi resim gibi tasarlanmış olan usta yönetmen.
filmlerinde psikolojik gerilimi destekleyen bi sessizlik hakimdir.bu gerilim izleyiciyi sorgulamaya yöneltir.genellilkle aynı oyuncularla çalışır.seçtiği oyuncuların gösterdikleri performansın filme katkısı su götürmez bi olgudur.gerek surat ifadeleri, gerek vücut dilleri, gerek ses tonları filmin atmosferini besler niteliktedir.
ernst ingmar bergman ister siyah-beyaz ister renkli filmlerinde olsun çizgisini korumuştur hep.
(bkz: ustaya saygı)
(bkz: yedinci mühür)
filmlerinde psikolojik gerilimi destekleyen bi sessizlik hakimdir.bu gerilim izleyiciyi sorgulamaya yöneltir.genellilkle aynı oyuncularla çalışır.seçtiği oyuncuların gösterdikleri performansın filme katkısı su götürmez bi olgudur.gerek surat ifadeleri, gerek vücut dilleri, gerek ses tonları filmin atmosferini besler niteliktedir.
ernst ingmar bergman ister siyah-beyaz ister renkli filmlerinde olsun çizgisini korumuştur hep.
(bkz: ustaya saygı)
(bkz: yedinci mühür)
tadı yok sensiz geçen ne bahârın, ne yazın
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
sarıldım kadehlere, dermân olur diyerek
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
türk sanat müziğinin hicaz makamındaki güzide eserlerinden olup tadı yok sensiz geçen diye de aratılabilinir kaynaklarda.
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
sarıldım kadehlere, dermân olur diyerek
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
türk sanat müziğinin hicaz makamındaki güzide eserlerinden olup tadı yok sensiz geçen diye de aratılabilinir kaynaklarda.
silindir gövde üzerinde konileşerek şişenin ağız kısmına uzanan kalın camlı, kırmızı folyo kapaklı, estetiğe uygun nostaljik şişe gözümün önüne gelen süt şişesi denildiğinde.şeffaf şişe içindeki beyaz renk, parlak kırmızıyla buluşmaklı bi albeni yaratır şişenin formuyla desteklenerek.. şimdilerde tetra pak ambalajlarının içinde kaybolmaya yüz tutmuştur sütün arı güzeliği.belki kimsenin sallamayacağı bi hassasiyet, cam bardaktan içilen maddeyle plastik bardaktan içilenin verdiği keyif arasındaki farkılık gibi cam şişede sunulan sütle karton ambalajda sunulanın göze ve zevke hitap etmesi arasındaki farkı yaratan.yurtdışında karton ambalajda satılan şaraplar geldi şimdi aklıma.ucuz ve keyifsiz bi tüketim şekli..
(bkz: tadı yok)
(bkz: tadı yok)
(bkz: pablo diego jose francisco de paula juan nepomuceno crispin crispiniano de la sentissima trinidad ruiz blasco picasso y lopez)
sicmiyoruz ki karnimiz acikmasin (1)
bulutlara bakarken sekiller gormek (3)
pompali tufekle cinayet isleyen seri katiller (16)
tuvalet taslarini bir seylere benzetmek
hayko cepkin (4)
sarisin (1)
insansi (1)
bulutlara bakarken sekiller gormek (3)
pompali tufekle cinayet isleyen seri katiller (16)
tuvalet taslarini bir seylere benzetmek
hayko cepkin (4)
sarisin (1)
insansi (1)
(bkz: vejetaryen etoburlar)
eskiden, şimdiki gibi envai çeşit içecek olmadığı vakitlerde herkesin sık sık tükettiği bol vitaminli, sağlıklı, mayhoş ve nostaljik maddedir.adile naşitli, tarık akanlı türk filmlerindeki pastane ve düğün sahnelerinde görürüz genellikle.bir de ailelerimizin evlilik fotoğraflarında yerini almış siyah beyaz karelerdeki rakı bardağı olarak tabir ettiğimiz ince uzun bardaklardaki açık gri tonda belli belirsiz bi rol oynamaktadırlar kimilerimizin gözünden kaçan.. masada limonata, damat geline pasta yedirmektedir.şimdilerde pratik yaşantımızın es geçilen bi uzantısı olduğundandır cafelere gittiğimizde değişiklik olsun diye limonata içişimiz.. kimileri vazgeçmemiştir gerçi bu güzel alışkanlıktan.sabah vapura binmeden önceya tost yanında sabah dopingi olarak tüketmektedirler büyük bi iştahla.. doğalı yapay olanıyla mukayese kabul etmez tattadır.şekerinin doğru oranda kullanılmasındadır asıl meziyet.. bu yüzdendir ki her yerde limonata içilmez, içilen yer de kişi için vazgeçilmez bi durak haline gelir..
vazgeçilen şeyin kişideki değerine göre değişiklik gösterir ve kişiden götürdükleri o değeri aşmaya başladığı vakit devreye girer.
(bkz: lamaların çiftleşmesi)
videodan izlediğim üzre onlar da diğer dört ayaklı hayvanlardan farksız çiftleşmekteler.
http://www.takil.net/komik_video.asp?id=462&lama%20sex.html
http://www.takil.net/komik_video.asp?id=462&lama%20sex.html
kara mizah yapası gelmiş x kişinin sürekli uçmakta olan sevgilisine iltifat süsü vererek giydirdiği sözcük öbeği.
(bkz: isli deniz kırlangıcı)
(bkz: isli deniz kırlangıcı)
(bkz: isli deniz kırlangıcı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?