"nefret edilesi ev işleri listesi"nde toz almakla yarışabilecek faaliyet.
ütü yapmak
babamın pantolon yerine başka bir şeyler bulup giymesini isteten , okul eteğimden nefret etmemi sağlayan annemin "evde kalacaksın !" nidalarına maruz bırakan lanet ev aletiyle yapılan eylem.
en illet ev islerinden biridir. hele yazlari daha da cekilmez olur. sicak bir yandan, giysilerle tek tek ugrasmak bir yandan, acilmayan kirisliklar bir yandan... kisiyi deli etmeye birebir. bir de bel ve boyun agrisi var onlari da unutmamak lazim.
bu eylemi hayata geçiren insanların her biri benim kahramanımdır arkadaş. evet, bu kadar açık ve net söylüyorum. ne zaman ütü yapan birisini görsem ağzım açık, mal gibi izlerim onu, dayanamam. hani herhangi bir tecrübesi olmayan acemi bir dağcı için everest’e çıkmak ne ise; benim için de odur ütü yapmak: imkansızdır. yapamam, beceremem. hayatımda bir kere gömleğim üzerinde denedim bu işi; o gömlek en sevdiğim gömleğimdi ve ne yazık ki annem yerleri silmek için kullanıyor artık arada bir. o çizgileri denk getirmek, buruş buruş yüzeyi ayrı ayrı kağıt gibi dümdüz yapmak; olacak şey değil, aklım almıyor nasıl olduğunu. bildiğin sanat. aynı hayranlığım bir de omlet yapan insanlar için vardır. onu da anlamam nasıl yapılır. eş dost bazen nazire yaparcasına tavanın içindeki omleti havaya atıp, bir tur çevirip tekrar tavaya düşmesini sağlamazlar mı; diyecek söz, edecek kelime bulamam o anlarda. şahane.
(bkz: kafa ütülemek)
bir sanattır. sanatı ve sanatçıyı koruyalım.
(bkz: ütü yapıyorum öyleyse varım)
ütü yapabilen, hatta sadece yapabilmekle kalmayıp severek yapabilen kişi, hele de erkekse kesinlikle kaçırılmaması gereken hayırlı kısmettir.
yaz aylarında acayip sıkıntı veren bi i$tir.buhar fı$kırtmanıza gerek kalmaz.alnınızdan $ipir$ipir akan terleri damlatsanız yeter zannımca.
bel ağrısı yapar.
yirmi kilometre yürüyüp zerre ağrı çekmemiş biri olarak belimi öyle bir ağrıttı ki... vay anasını hâlâ ağrıyor yau... otuz saniye yaptım mola verdim, bunu yazıyorum şu anda. hattâ yazdım bak bitti.
yirmi kilometre yürüyüp zerre ağrı çekmemiş biri olarak belimi öyle bir ağrıttı ki... vay anasını hâlâ ağrıyor yau... otuz saniye yaptım mola verdim, bunu yazıyorum şu anda. hattâ yazdım bak bitti.
süper bi ütü alınca fark ettim ki, kabiliyetin sizde olmasının yanı sıra, ütüye de çok iş düşüyormuş. yeni ütüm aynı yere inen bir uçak edasıyla kıyafetlerin tüm kırışıklıklarını tek bir dokunuşla pıt diye açıveriyor. ütülediğiniz şeyde önceden kalma ütü çizgileri varsa (pantolonlarda filan mesela) aynı çizgilieri üst üste getiriyorsunuz, ütü kendi işini kendi hallediyor. bu vesileyle burdan teşekkürler philips demeyi bir borç biliyor, kalieteli ütüyü icat edenleri gözlerinden öpüyorum.
kadınların en büyük çilesi özellikle de yaz aylarında. zaten hava sıcakken bir de ütünün buharı ile saunaya girmiş gibi olursunuz wallahi.
bi de zor bişidir pantolanlarda çift çizgi yapmamak.
bi de zor bişidir pantolanlarda çift çizgi yapmamak.
bu eylemden keyif alan insan evladına rastlamadım daha, eğer keyif alan bir bilgiç varsa temasa geçsin.
nefret etmeyi bırakın, koridorda normal yürürken bile ütüye şöyle sağ dış vurmama neden olan aktivitedir.
yaparken sonsuz döngüye giriyorum, hiç kırışık kalmaması için bir gömleği kaç defa çevirip ütülemem lazım. bilemedim ben bu işi.
yaparken sonsuz döngüye giriyorum, hiç kırışık kalmaması için bir gömleği kaç defa çevirip ütülemem lazım. bilemedim ben bu işi.
ınsanın boynuu agrıtıyormus oyle dıyorlar , yapanlar .
jilet gibi yaparım yöntemi çok basittir,önce ütülenecek giysiyiütüyle ütü masasına yapıştırıyoruz sonra jiletle kazıyoruz.
özellikle söz konusu kendi giyeceklerimse kesinlikle başkasına devredemeyeceğim ve hakkını vererek yaptığımı düşündüğüm eylem...
(bkz: ütülemek)
özellikle erkek güruhu için(bkz: biz) gerek duyulan zamanlarda, perde takmak eylemi ile birlikte en kıllandıran eylemlerin başında gelmektedir.
dünyanın belki de en zevkli işlerinden bir tanesi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?