üniversitede türban serbestisi

artık serbest...

daha da beteri, daha da yozla$mi$i var;

(bkz: ilkokulda türban)

bunu sağlayan üniversitelerin bütçelerini yüzde 60 kadar arttırdığı yazılan durum.

(bkz: bizim kız bizden kaçar başını örter kıçını açar)

özgürlük sağlayacaklarını zannederken, bir çok kadının aslında özgürlüğünü kısıtlayacak olan bir tasarının maddesidir. belli gruplardan çıkar sağlamak amacıyla sömürüleceğini, toplumun genel yapısını düşünecek olursak ebeveyn ve koca baskısına da dayanak olabileceğini öngörmek zor değil. peruk gibi alternatif yöntemlerin kullanılması daha şık olur bence.

son günlerde hakkında her kafadan bir ses çıkan konu. işi çocuk oyuncağına çevirdiler. söyledikleri başka, niyetleri başka.

akp:
- chp türbanı çözeriz deyip seçim malzemesi yaptı. sıra uzlaşmaya gelince "yanında dokunulmazlıkların kalkmasını da isteriz, ilk-ortaöğretim ve kamuda yasağın kaldırılmayacağına dair teminat isteriz" diyollar.
(burda asıl niyet şu, vatandaşın gözünde "biz üstümüze düşeni yaptık, adamlar sözünde durmadı, zaten amaçları sorunu çözmek değildi" diyebilmek. 7 senedir çözemedikleri sorunun sorumlusu olarak başkasını göstermek.)

chp:
- ak parti alt yapı oluşturuyor. amaçları ülkeyi karartmak. biz kendi iktidarımızda yapacağımzı icraatten bahsettik. hedefimiz yalnızca eğitim-öğretim özgürlüğü.
(asıl niyet referandumda olsun, genel seçimde olsun, koyu muhafazakar olmayan kesimden oy koparmak.)

abdurrahman yalçınkaya:
- türban yasağının kaldırılması laikliğe aykırıdır. muhalefet olsun iktidar olsun, kim olursa olsun türban meselesinde ileri geri konuşursa bundan sorumlu tutulur.
(buraların horozu benim)

yök ün kaldırılması ve üniversitelerin tekrar özerk hale gelmesi ile sorunun kökten çözüleceği durum. isteyen üniversite kabul eder isteyen etmez türbanlı öğrenci.

kişisel edit
şahsi fikrim olarak sadece ama sadece eğitim eşitliği ve fırsat eşitliğine olan saygımdan dolayı onlarında universitelere kabul edilmesi gerekir.

2010’un ocak-şubat aylarından itibaren istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi ve beyazıt’taki merkez kampüse girişler serbestlik kazandı. avcılar kampüsü’nde vaziyet nedir bilmiyorum fakat kuvvetle muhtemel aynıdır.

peki okulda ne değişti?

-dinciler dersleri basıp tüm öğrencileri zorla zikir çekmeye götürdü.
-cübbe-sarık giymeyen kişiler fişlendi.
-erasmus programı sadece iran ve suriye ile uygulanmaya başlandı.
-okulun yemekhanesinde yemek başlarken ve bitirilirken dua etme zorunluluğu getirildi.

büyük tehlike altındayız. çağdaş aydın büyüklerimiz kurtarsın bizi.

sarık kafayı sıcak tutmuyor değil ama.

28 şubat kazığını götünün derinliklerinde hissetmiş, eski bir ’potansiyel tehdit’, ’iran sempatizanı’, ’devrim düşmanı’ olarak nedense sevinemedim bu duruma. hükümet yine ’göster ama elletme’ taktiği uyguluyor olmasın sakın.

şimdi eski - yeni imam hatip ekolünden olanlar ’niye eyle diyong la, herifler en azından çabalıyorlar. size de yaranamıyoğ.’ deyü çemkirebilirler. ben o üniteyi şu an 12 yaşındaki yeğenime okutuyorum, gerekli cevabı ondan alırlar.

gelelim zurnanın zort dediği yere... sahi genel seçimlere kaç ay kaldıydı?

dipnot: saçlarının üzerindeki bezden ötürü öğrenim hakkı ellerinden alınan bireyler inşallah kalıcı ve adil bir çözümü görmeye nail olurlar.

aha şimdi türkiye iran olacak diyenlere de sözüm; subjektiflik kavramının başı size, artanı da irana girsin.

bu sefer konuya yök mudahil oldu ve universite hocalarina "derslere turbanla girenleri dersten cikartmayin, aksi taktirde sizi disipline veririm" dedi.

$u yok’un halen turkiye’de bir kamu kurumu olarak gorev yapiyor olmasi bu ulke icin buyuk ayiptir.

(bkz: anayasa mahkemesinin turban karari)

kılık kıyafet kanunu’nda türban-başörüsü yasağı yoktur!

(bkz: insaf)

ama şapka kanunu diye bir kanunumuz vardır ve hala da yürürlüktedir. buna göre herkes şapka takmak zorundadır. hapis-para cezası bile vardır. uygulanmamaktadır.

(bkz: eğitim şart)

1997’de üniversitelerde uygulanmaya başlanan türban-başörtüsü yasağı, hiçbir kanun maddesine dayanmaksızın, ben yaptım oldu mantığıyla uygulanmıştır. uzlaşma felan da aranmadan! laiklik bildiğimiz kadarıyla 1997’de anayasa’ya girmedi!

(bkz: hukuk) kanun değil!

aynı anayasa, bağlılık ve saygı istenen anayasa: "anayasa mahkemesi yeni hüküm oluşturacak yorum yapamaz" diyor. ama yapıyor.

peki bu konuda ne yapacaksın?

yine aynı anayasa: "özgürlükler ancak kanunla sınırlanabilir" ve "hiç kimse anayasa’dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz" diyor. hani o yasağı getiren kanun maddesi?

(bkz: yok)

yasağa gerekçe gösterilen yök yasası ek 17. madde: "yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir" diyor. serbest kelimesinden yasak çıkaran hukuku ve vicdanı öpüyorum.

iyi ki aynı dili konuşuyoruz yoksa anlaşamayacaktık!

kuzey ırak a düzenlenecek ikinci bir kara harekatına kadar rafa kaldırılacağını düşündüğüm serbestidir.

bugun dani$tayin vermi$ oldugu karara gore turbanli ogrenciler universitelere giremeyecekler.kisacasi turban konusuna restart atildi, en ba$a donuldu.

burada yorum yapanların kaçının erkek olduğunu bilmiyorum. ama konuşanların yüzde 80 ninin erkek olduğu gözden kaçmıyor. özgürlüğe inanan derneklerde yorum yapanlar hep erkek. peki özgürlükçü erkekler özellikle erdoğan ve gül hepinize soruyorum. kadınlar sokaklarda bıçaklanıp dayak yerken ve hatta öldürülürken, kız çocukları 14 yaşında daha ergen bile olmadan evlendirilirken ve eğitim hakları ellerinden alınırken,mecliste azıcık insanla temsil edilirken kadınlar pozif ayrımcılık diye yalvarırken adeta nerdesiniz? gül erdoğan eşleriyle evlendiğinde o kadınlar kaç yaşındaydı 14 mü 15 mi? kadınların haklarını savunmaya çalışmakta olanlar ikiyüzlülük yapar mı? en basit tanımıyla türbanı takanlar kadınlarsa ve kadın dövülür aşağılanır evlenirken bile onlara sormaya gerek duyulmazken neyin serbestliğidir bu. bu bir.
üniversitelerde eğitim görecek sevgili türbanlı kardeşlerim dinimizin gereği dediğiniz seyle dinimizi yaşıyorz derken bana ve benim gibi olanlara dinsiz demekteler. ve bunu yüzümüze söyleme cesaretini kendilerinde bulmaktalar. onlarada sorarım şimdi kuranı defalarca ama türkçe okumus kafası azıcık çalışan bir insan olarak. müslümanım diyene hayır sen müslün değilsin diyen müslümanmıdır gerçekten? gerçek müslüman müslümanım diyene değilsin derse günaha girmez mi? saçımın bir teli bile gözükürse karşımdaki adamı tahrik ederim diye düşünenler sorarım size yıllarca bilimden başka sey düşünmeyen erkek akademisyenlere sapık muamelesi değil midir bu? ve son olarak sorarım size dini yaşamayan onun içindei olmayan hurafelere saplanıp depremin ilahi adalet olduğunu düşünenlere biz depremi bilimle açıklamaya çalışanlarla ne konusacaksınız. seraate inanalar hukuk fakültesinde ne okuyacak bize bilim adına neler katacaksınız hurafelerden başka. özgürsünüz özgürüz acaba nedeni dinsizlik diye küçük beyinlerinizde nitelendirdiğiniz laiklik mi..

(bkz: hastanelerde her şey kıbleye doğru yapılacak)
memnun bir dj’in ağzından çıkan bir haberdir verdiği radyo programından.

ardından daha neler gelecek tahmin etmek hiç de zor değil yanlız nasıl oluyor da kimilerinin inatlaşmaları,kimilerinin çıkarları vatanın bölünmezliğinden önemli oluyor ve buna el kol dermansız kalıyor.
şaşkınlıkla izlenmekte.anlam verilememekte.

kadınların örtünmesi ayrıca ve en başta tartışılmalı

cumhurba$kani gul’un imzasindan hemen sonra 16 universitede turbanla universiteye girmek serbestle$ti.artik 16 universitemizde turbanla egitim alinabilecek.yakinda eminim ki tum universitelerde turban serbest birakilacak ve akp’nin din toplumu yaratmaktaki amacinin ilk etabi gercekten buyuk bir ba$ari ile sonlanacak."laikligin teminati biziz" cumlesinin ardinda yatan sinsi plan buyuk bir ba$ari ile yava$ yava$ amacina ula$iyor.bugun universitelerde turban serbestligi, yarin turbanla ameliyatlara giren doktorlar ve ertesi gun sirf erkek oldugu icin hastasini ameliyat etmeyecek olan turbanli doktorlar.

eskiden ameliyat olan hastalarin karinlarindan makas, ne$ter ya da ameliyat eldiveni falan cikardi.gidi$atimiza bakilacak olursa cok kisa bir zaman diliminde gazetelerde $u haberlere denk gelebiliriz.

"dun $i$li etfal hastanesinde bobrek ameliyati olan bir hastanin icinden turban cikti."

iki seneye kalmayacak, meclise’de turban ile giri$ serbest birakilacak.hep birlikte gorecegiz.

gün itibariyle cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından onaylanmıştır ve bizleri tekrardan derin düşüncelere gark etmiştir..

http://www.milliyet.com.tr/2008/02/22/son/sonsiy40.asp?prm=0,554234010343

söylenenin aksine istanbul bilgi üniversitesinde hiçbir zaman alenen varolmamış serbestiyettir. dileyen arkadaslarımız basını kapatmak maksadıyla bere, şapka vs kullanmıslar ama bildiğimiz türbani veya basörtüsünü hiç takmamislardir.

bu kadar çok şey yazılırken nasıl oluyorda türbanlı bayanlar olmadık şeylerle suçlanabiliyolar.bugüne kadar kaç türbanlı bayanın cuma günü ders olmasın, sınıflar haremlik selamlık olsun, erkek hocadan ders dinlemem vb. şeylerle gündem oluşturduğunu gördünüz.kimse kendi ucuz korkuları yüzünden yada inanmadıkları yüzünden saçma iddalar sunmasın.ayrıca sanki ortalıkta dolandırıcılık,seri cinayetler,hırsızlık yada her nekadar pislik varsa hepsini türbanlılar yapıyorda açıklar sütten çıkmış ak kaşık.size doğru gelmiyor diye herkes başını açmak zorunda mı? üstelik okullarda diz üstünde etekde yasaktı efendim.ama isteyen bayanlar bir karış etekle girebiliyordu fakültesine. neden kimse sesini çıkarmıyordu? birşeylere karşı çıkarken olmayan şeylerle suçlayarak, yok efendim etrafımızı karanlık basıyo, aman şeriat devleti kuracaklar ağıtları yakmayın. bu cumhuriyet kurulurken cephelerde savaşan kadınlarında başları kapalıydı be hepsi hala saygıyla anılıyor. bugünde cumhuriyet tehlikede savaş var denildiğinde türbanlı bayanların hepsini cephede görebilirsiniz.laikliği beyinde değilde türbanda arıyanlar otursun birdaha düşünsün. cumhuriyetin kurucusu atatürk sizler gibi düşünüyor olsaydı bugün bu devlette olmazdı.dediğim gibi düşünün ki karanlık nerden geliyor bulasınız...