yamulmuyorsam penguende "ee, efendim biz yan odaniza starbucks acmak istiyoruz" seklinde bir karikaturle, son zamanlardaki asiri cogalmalarina gonderme yapilan kahveci. evet, kahveleri cok guzeldir, ama icine istediginiz ekstra 2 damla surup icin bile yuh artik dedirten fiyatlar alan ve gunden gune sinir eden dukkanlar zinciri olmuslardir son aylarda benim icin. parama aciyip gitmemekteyimdir.
starbucks
sadece turkiyede tikky mekani denilen, hakikaten de oyle isim tamlamasi seklinde bir sifati hakeden, ancak aslinda kahveleriyle ve tatlilariyla bir ilah olan kahveci. ayni zamanda tokyoda tek bir semt icerisinde yedi tane olmasi ve yedisinde de yer olmamasi ile beni dumurlara ugratmis sirket ismidir.
taksimdeki subesinde ise soyle bir diyaloga girmeme sebebiyet vermistir:
s:buyrun efendim ne istemistiniz?
c:ben bir sundan bir de cikolatali kurabiye istiyorum.
s:ah chocolate chip cookie istiyorsunuz yani??
c:...
taksimdeki subesinde ise soyle bir diyaloga girmeme sebebiyet vermistir:
s:buyrun efendim ne istemistiniz?
c:ben bir sundan bir de cikolatali kurabiye istiyorum.
s:ah chocolate chip cookie istiyorsunuz yani??
c:...
kapitalizmin kalelerinden biri. oradan alacağınız bir bardak kahve parasına 20 çay içersiniz be.
aidiyet iyi birşey değil eleman, ait olduğunu sandığın şey seni evire çevire düzen o düzen.
(bkz: ic hadi sikiysa)
aidiyet iyi birşey değil eleman, ait olduğunu sandığın şey seni evire çevire düzen o düzen.
(bkz: ic hadi sikiysa)
kiraathane nin yandan yemişi.
bağdat caddesi’nde caddebostan-suadiye arası 4.sünü açmışlar..talep çok oluyor da o an kendisine uzak olup gitmeye üşenmesinler diye herkesin ayağına mı getirmek amaç acaba.hadi 2 de neyse de..tabi kahveler süper-hele frappucino-o ayrı..
(bkz: surekli cogaliyorlar durduramiyoruz )
(bkz: surekli cogaliyorlar durduramiyoruz )
çalı$anları kesinlikle gerzek olan olu$um.
zira hangi $ubesine gidersem gideyim ismimi doğru yazmayı/anlamayı bir turlu ba$aramamı$ olmaları beni içten içe sinir etmekle beraber artı his olarak bir de nefret beslemekteyim.
zira hangi $ubesine gidersem gideyim ismimi doğru yazmayı/anlamayı bir turlu ba$aramamı$ olmaları beni içten içe sinir etmekle beraber artı his olarak bir de nefret beslemekteyim.
kahvenin tadını sonuna kadar alabildiğimiz tek yer
kime sorsam kimin fikrini alsam hep kötü yorumlar duyarım starbucks için ama hangi şubesine gidersen git hep bir doluluk vardır masalarda...
elinde cola şişesi ayağında converse giyen solcularmı gidiyor starbucksa anlamadım...
elinde cola şişesi ayağında converse giyen solcularmı gidiyor starbucksa anlamadım...
anlasilan ve anlasilamayan kadariyla starbucks i ozetlemek gerekirse;
turk kahvemizi diger tum kahve turevlerine degismesemde bu tur kahve satis yerleri kesinlikle olmali tabiki bizim toplumumuza has olusumlardan ya da benzetmelerden uzak durarak, gittigim hemen hemen tum starbucks larda gordugum davranis sekillerine kesinlikle kil olmaktayim sanki bu kahve denilen olay toplumumuzda cok yayginmis gibi ve yuzyillardir biz bu kahveleri iciyormusuz da hala adlarini ogrenememisiz gibi calisanlarin yaptiklari muamelelere kil olmaktayim. iddaa ediyorum ki tum starbucks calisanlari adamin tipine gore muamele yapmakta cekinmiyor ne guzel soylenmis "ne insanlar gordum uzerlerinde elbise yok, ne elbiseler gordum iclerinde insan yok" gidersiniz en super starbucks a ama hala hangi kahvenin nasil soylendigi yada hangi kahvenin tadinin ne boka benzedigini bilmeyen gizliden bir eziklikle dalmissinizdir iceri cevrenizdeki herkes "aaa sekeriiim hergun farkli tadlar tadiyorum en begendigim ... supeeeer" tadinda bakislarla yada buna benzer davranislarla dolasirken icinizdeki sese kulak verirsiniz "ya ben cok salagim o kadar geldim hala en kolay soylenen mocha ya talim olduk yada bu insanlar hakkaten buradan cikmiyorlar" gizliden ezik girersiniz siraya iste heyecanli dakikalar basliyor
(ulan bu sefer mocha almicam ne yaziyo hah orda frapp hay neyse) koy gotune bakisi atarsin etrafa...
sira geliyor ve iste gerilim ani;
calisan: "ne icersiniz?" (ya sorma dimi bi bekle)
igor: "iii ben frappıoaooa"
calisan: (yuzune bakmadan) evet ekstra karamel adini sayamadigim bok pusur ister misiniz ?
igor: hmm evet olsun
calisan: surada gordugunuz abuk subuk tatlilardan da var almak istermisiniz?
igor: (lan hayir iste amina koyim o kadardir geliyoruz bir yol gosteriverin yok ama siparise gelince 30 tane sey saymayi biliyorsunuz..) hmm hayir tesekkur ederim.
calisan: isim aliyim (isminizi bardaga yazdiysa sanslisiniz birisi mutlaka aniracaktir adinizi ve sirada diger kahve bekleyen adamlarla muhattap olmak zorunda kalmayacaksiniz.. isim yazmadiysa sictin)
sira beklerken tipin biri anirir "mochaaa ekstra pok pusurluuuuu" bir an gerilirsin acaba benim siparisim mi masada bardak sahipsiz bekler bir sure sonra "hah evet bu benim benim mocha hemde ekstra bok pusurlu" sirada bekleyen diger insanlarin arasinda ellerinizi daldirir uzanirsiniz hep aldiginiz mocha ya boylece sonuc kisima yaklasirsiniz.. bir masa, ustunde sekerler tarcinlar kasiklar cubuklarla dolu bir masadir bu bir bakarsiniz acaba kasik alsam salakca mi olur yada seker mi almaliyim? benim bu masanin onunde ne isim var?...uzar gider bu bir sure sonra eee neyse a.k der sadece kahvenin karameli ile oynamak icin tahta cubuk ve pecete alir gecersiniz yerinize..
turk kahvemizi diger tum kahve turevlerine degismesemde bu tur kahve satis yerleri kesinlikle olmali tabiki bizim toplumumuza has olusumlardan ya da benzetmelerden uzak durarak, gittigim hemen hemen tum starbucks larda gordugum davranis sekillerine kesinlikle kil olmaktayim sanki bu kahve denilen olay toplumumuzda cok yayginmis gibi ve yuzyillardir biz bu kahveleri iciyormusuz da hala adlarini ogrenememisiz gibi calisanlarin yaptiklari muamelelere kil olmaktayim. iddaa ediyorum ki tum starbucks calisanlari adamin tipine gore muamele yapmakta cekinmiyor ne guzel soylenmis "ne insanlar gordum uzerlerinde elbise yok, ne elbiseler gordum iclerinde insan yok" gidersiniz en super starbucks a ama hala hangi kahvenin nasil soylendigi yada hangi kahvenin tadinin ne boka benzedigini bilmeyen gizliden bir eziklikle dalmissinizdir iceri cevrenizdeki herkes "aaa sekeriiim hergun farkli tadlar tadiyorum en begendigim ... supeeeer" tadinda bakislarla yada buna benzer davranislarla dolasirken icinizdeki sese kulak verirsiniz "ya ben cok salagim o kadar geldim hala en kolay soylenen mocha ya talim olduk yada bu insanlar hakkaten buradan cikmiyorlar" gizliden ezik girersiniz siraya iste heyecanli dakikalar basliyor
(ulan bu sefer mocha almicam ne yaziyo hah orda frapp hay neyse) koy gotune bakisi atarsin etrafa...
sira geliyor ve iste gerilim ani;
calisan: "ne icersiniz?" (ya sorma dimi bi bekle)
igor: "iii ben frappıoaooa"
calisan: (yuzune bakmadan) evet ekstra karamel adini sayamadigim bok pusur ister misiniz ?
igor: hmm evet olsun
calisan: surada gordugunuz abuk subuk tatlilardan da var almak istermisiniz?
igor: (lan hayir iste amina koyim o kadardir geliyoruz bir yol gosteriverin yok ama siparise gelince 30 tane sey saymayi biliyorsunuz..) hmm hayir tesekkur ederim.
calisan: isim aliyim (isminizi bardaga yazdiysa sanslisiniz birisi mutlaka aniracaktir adinizi ve sirada diger kahve bekleyen adamlarla muhattap olmak zorunda kalmayacaksiniz.. isim yazmadiysa sictin)
sira beklerken tipin biri anirir "mochaaa ekstra pok pusurluuuuu" bir an gerilirsin acaba benim siparisim mi masada bardak sahipsiz bekler bir sure sonra "hah evet bu benim benim mocha hemde ekstra bok pusurlu" sirada bekleyen diger insanlarin arasinda ellerinizi daldirir uzanirsiniz hep aldiginiz mocha ya boylece sonuc kisima yaklasirsiniz.. bir masa, ustunde sekerler tarcinlar kasiklar cubuklarla dolu bir masadir bu bir bakarsiniz acaba kasik alsam salakca mi olur yada seker mi almaliyim? benim bu masanin onunde ne isim var?...uzar gider bu bir sure sonra eee neyse a.k der sadece kahvenin karameli ile oynamak icin tahta cubuk ve pecete alir gecersiniz yerinize..
genelde sipariş rutinim şu;
1 tane grande latte, ekstra bir şey istemiyorum, ismim herkonudafikrim var. kapanış
bu cümleyi diyince personel ağzını bile açamıyor ve hemen ödemeye geçiyoruz.
genel olarak sevdiğim bir oluşum. yaklaşık 10 TL harcayarak kahvemi içerken sıcak bir ortamda laptoptumdan maillarımı cevaplarken bir taraftan da priz bulduysam telefonumu şarj ederek müzik dinliyorum. yani tam anlamıyla pit stop yapıyorum. yani alışveriş ödeme ve hizmet dengesi benim için güzel.
ayrıca göz ucumla ders çalışan çıtır kızları kesiyorum. onlarda göz ucuyla takım elbiseli hp laptopunda outloook takılan sikici abilerini kaçamak bakışlarla kesiyor.
bir keresinde gazi üniversitesi yakınlarında bahçeli 3. caddedeki starbucksta jeoloji mühendisi adayı bir kızla tanışmıştım, sinemaya falan gitmiştik ama vermedi, bakireymiş. sonra bakire bakire mezun oldu galiba.
1 tane grande latte, ekstra bir şey istemiyorum, ismim herkonudafikrim var. kapanış
bu cümleyi diyince personel ağzını bile açamıyor ve hemen ödemeye geçiyoruz.
genel olarak sevdiğim bir oluşum. yaklaşık 10 TL harcayarak kahvemi içerken sıcak bir ortamda laptoptumdan maillarımı cevaplarken bir taraftan da priz bulduysam telefonumu şarj ederek müzik dinliyorum. yani tam anlamıyla pit stop yapıyorum. yani alışveriş ödeme ve hizmet dengesi benim için güzel.
ayrıca göz ucumla ders çalışan çıtır kızları kesiyorum. onlarda göz ucuyla takım elbiseli hp laptopunda outloook takılan sikici abilerini kaçamak bakışlarla kesiyor.
bir keresinde gazi üniversitesi yakınlarında bahçeli 3. caddedeki starbucksta jeoloji mühendisi adayı bir kızla tanışmıştım, sinemaya falan gitmiştik ama vermedi, bakireymiş. sonra bakire bakire mezun oldu galiba.
starbucks turkey uygulamasını kullananlar card'ına bakiye yükleyin. çünkü starbucks card ile ödeme yaptığınızda 1 adet tall boy içecek kazanabiliyorsunuz.
bu arada, starbucks card'ınızı herhangi bir starbucks mekanında yükletebilirsiniz.
bu arada, starbucks card'ınızı herhangi bir starbucks mekanında yükletebilirsiniz.
akültürasyon’un en vurucu örneklerinden biridir sıtarbaks.
öyle ki;
yurtdı$ında insanlar sabah i$yerlerinde azar i$itmemek için giderler içerler kahvelerini, morarmı$ gözaltları belirginle$mesin diye dayarlar buz torbasını, hem modern hem de iptidai yöntemlerle; korku, çekince hasebiyle kullanırlar yani mekânı.
bizdeyse durum farklı. her ortamı kıraathaneye çevirebilme melekesindeki yurdum insanı için çok farklı bir yer starbucks. orada kahve içerken en yapay insan kıyafetleri giyilir, en gebe$ ve küçümser bakı$lar çevreye atılır ve bol bol sırıtılır. bok var sanki; hayatın anlamını çözdün değil mi bebeğim.. ah evet pilates ağrılarım var.
- otur bak ne oldu :
misal istiklal’in üstündeki starbucks’ta bu durum bir gün beni çılgına çevirdi. caddeye bakan masalardan birine konu$lanmı$ birkaç genç tipleme, yoldan geçenlere öyle gözlerle bakıyorlardı ki görmeliydiniz. yani ancak bu denli fakir hisseder insan kendini. sanki starbucks’da kahve içmek ve yanında 4,5 ytl’ye kurabiye yemek için üstdüzey yönetici, bürokrat vs.. olmak gerekmi$ gibi dü$üncelere gark oldum. brasserie’ye parası yetmeyen eprime denyoların, "oğluuuum/kızııım starbucksta kahve içiyorsun yaa boru muua??" diye akıllarından geçirdiklerini ve hatta bunu günlüklerine dahi yazdıklarını dü$ünüyorum. evet yazıyorsunuz ibneler, yazmıyoruz demeyin.
annen evde ıspanaklı börek yapsa yemezsin ama diğ’mi yav$ak.. terbiyesiz oldum senin yüzünden.
(edit ahlâkı: imla hataları)
öyle ki;
yurtdı$ında insanlar sabah i$yerlerinde azar i$itmemek için giderler içerler kahvelerini, morarmı$ gözaltları belirginle$mesin diye dayarlar buz torbasını, hem modern hem de iptidai yöntemlerle; korku, çekince hasebiyle kullanırlar yani mekânı.
bizdeyse durum farklı. her ortamı kıraathaneye çevirebilme melekesindeki yurdum insanı için çok farklı bir yer starbucks. orada kahve içerken en yapay insan kıyafetleri giyilir, en gebe$ ve küçümser bakı$lar çevreye atılır ve bol bol sırıtılır. bok var sanki; hayatın anlamını çözdün değil mi bebeğim.. ah evet pilates ağrılarım var.
- otur bak ne oldu :
misal istiklal’in üstündeki starbucks’ta bu durum bir gün beni çılgına çevirdi. caddeye bakan masalardan birine konu$lanmı$ birkaç genç tipleme, yoldan geçenlere öyle gözlerle bakıyorlardı ki görmeliydiniz. yani ancak bu denli fakir hisseder insan kendini. sanki starbucks’da kahve içmek ve yanında 4,5 ytl’ye kurabiye yemek için üstdüzey yönetici, bürokrat vs.. olmak gerekmi$ gibi dü$üncelere gark oldum. brasserie’ye parası yetmeyen eprime denyoların, "oğluuuum/kızııım starbucksta kahve içiyorsun yaa boru muua??" diye akıllarından geçirdiklerini ve hatta bunu günlüklerine dahi yazdıklarını dü$ünüyorum. evet yazıyorsunuz ibneler, yazmıyoruz demeyin.
annen evde ıspanaklı börek yapsa yemezsin ama diğ’mi yav$ak.. terbiyesiz oldum senin yüzünden.
(edit ahlâkı: imla hataları)
frappucinolarıyla meşhur servisin self olarak yapıldığı 2 yıl öncesine kadar sadece 3 yerde olan fakat son 2 yılda ülkenin her yerine yayılan amerikan menşeli globalizasyonun en büyük örneği cafe kahveleri gerçeknten çok güzel olup bugünlerde 2 yeni frappucino çıkaran rasberry frappucinosu tavsiye edilen cafe
duman ismini verdiğimiz hesapta anti-emperyalist süper grubumuzun toplu halde kahve içtikleri mekan. dumanın kaypaklığı bir tarafa, hastasıyım ulen üçünüzün de, o gün bugündür seviyorum starbucksı, kurabiyeler güzel, frappucino harika, yan masada duman oturuyo filan, sigara içioruz ööle, kankalarım var yanımda...
(bkz: daha ne olsun)
(bkz: daha ne olsun)
karamel frappuccinosuna, white chocolate mochasına, lattesine, double shot espressosuna bayıldığım, bella vistasının ise orgazmik bi yiyecek olduğuna kanaat getirdiğim kahve dükkanı...
son dönemin modası, kahveci zinciridir. moda modayı doğurur; istiklal de elinde starbucks bardağıyla gezenler sıklaşmıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?