somali ye acil yardım kampanyası

kampanya buyuk bir ba$ariya ula$mi$ gibi gozukuyor;

https://www.facebook.com/photo.php?v=462613733837882&set=vb.497191817041688&type=2&theater

davulla zurnayla gidiyolar oralara yardım için hesapta. ama buraya kendi ayağıyla gelen somali’lileri kovuyorlar. bu nasıl bi tezat lan...

http://tinyurl.com/3rfbnos

kuraklık ve (elbette istikrarsızlık, terör şu bu ile birlikte) dolayısıyla yaşanan açlık-susuzluk, insanlık dramına ilaç olmak üzere türkiye’de başlatılan "acil kampanya", boyut değiştirmek üzeredir.

trt haber kanalının altyazısında "hastaneler, toplu konutlar kurulacağı; okullar açılacağı; su kuyuları açılacağından" bahsediliyordu.

somali cumhurbaşkanı’nın da sembolik bir kişi olduğu, ülkede ordu-polis... dolayısıyla asayiş bulunmadığı göz önüne alınırsa türk askerinin somali ye gitmesi yakındır gibi duruyor. millet-devlet bir tarafa, insanlık adına gurur verici olur bu gelişme. fakat bu durum, 20 yıl kadar önce çevik bir komutasındaki nato gücüne katılarak orada bulunmaktan farklı bir miktar.

tayyip erdoğan karizmasi ve muhafazakâr kitlenin kendisine desteği düşünülürse içte birkaç çatlak ses dışında buna itiraz eden pek çıkmayacaktır.

bop’un işlediğini düşünüyorum. ardından suriye de ayağını denk alacaktır. türkiye, abd-ingiltere-fransa gibi kendi başına, bir misyonu uygulamak üzere sınır ötesi operasyon yapabilecektir artık.

şarkıcı türkücü de gitmesin. bir şarkıcı türkü bir afet bölgesine niye gider? moral vermek için. peki somali de kim tanıyo bizim şarkıcı türkücüleri kimse? yani ne desteği? yolla olm çok istiyosan para ve bunu sene de bir ay değil her ay yap yiyosa..

şarkıcı, türkücü gitsin tabi, onların işi bu bir yerde ama başbakan, devlet büyükleri falan, trajik olaylardan prim yapma gayreti gibi görmemek elimde değil.
ülkede organizasyonlar var, yardım etmek için kurulmuşlar. "sen kime, neyin reklamını yapıyorsun be adam!" diye sormazlar mı adama.

başbakan ve sanatçıların oraya gidip yardım kisvesi altında yaptıkları reklamın maliyeti ne kadardır? yemek içmek yol parası falan? ulan o yolda harcıyacağınız parayı yollasanıza madem bu kadar önemli sizin için. reklam yapmak için gitmeseniz nolurdu yani?

bir fotoğraf gördüm, erdoğan ve karısı çocuklarla poz vermiş 32 dişleriyle sırıtıyorlar çocuklar kucağında gülmüyor. işte gerçekler bi fotoğrafta segileniyor abi. bu ne ya... hay sizin reklamınızı .... cahil sanatçıların da ben taaa......

bankalarda katılımın tahmin ettiğim kadarıyla günde 2-3 kişinin sorduğu yardım kampanyası daha da iyi bir şekilde organize edelip tanıtımı yapılırsa çok daha fazla yardım toplanabilir..

deniz feneri ve benzerileri gibi riskleri ortadan kaldirmak icin kızılay yahut diyanet tercih edilebilir. insan yeter ki bir $eyler yapmak istesin.

yeni bir deniz feneri olacakmis gibi geliyor bana. asil dikkatimi ceken ise ab ve amerika gibi ulkeler bizim kadar hassas degiller konuya, bizim acimiz sefilimiz bize yeter demeyede vicdanim el vermiyor. birde amerikadaki obez cocuklari dusunuyorum. ve evet birde somurmeyin lan artik yeterince semirdiniz demek istiyorum lamn sozluk.

’’ilaç göndermeye karar vermiştik afrika’ya. ancak bütün ilaçların üzerinde ’tok karnına’ diye yazıyordu..." bukowski

bana ’’vicdanı’nın sesini dinle’’ cümlesini anımsattı birden bire. herkes 5tl - 10tl yollasın vicdanını rahatlatsın. bugün doyarlar, yarını yarın olunca düşünürler. sorun 5-10 tl ile çözülebilecek bir sorun değil. sorun daha büyük, çoookk büyük!

her yemek saatinde sofra da tv keyfi yaparken aniden çıkan haberleri ya da reklamlarıyla iştah önleyici durum.

yamulmuyorsam tr’den 3 yardım uçağı gitmiş, hadi el ele verin de 13 yardım uçağı gitsin!

bekir bozdağ’in verdigi resmi rakamlara gore, $u ana kadar turkiye’den somali’ye 150 bin liradan daha fazla yardim ula$mi$ ve her gun yapilan yardim miktari bir onceki gune oranla daha fazla oluyormu$.

anlatilanlar guzel, iyi ho$.

dun de ölüyordu bu cocuklar, kimisi acliktan, kimisi susuzluktan, kimisi hastaliktan, kimisi ise kur$unlardan. dun de ölüyordu evet, bugun de ölüyor, hic $uphesiz yarin da olecek.

o zaman dün ölüyorlardi diye yarin da olmelerine goz yumalim? kendimizi hep bu tur $eylerle avutalim mesela, bilmemkim zengin kadini paris’te bir kuafore bir normal vatanda$in kredi karti limiti kadar para verdigi icin gozlerimizi kapatalim, aklimizda "o vermezse ben hic vermem" diyelim rahatlayalim.

lavugun biri yahut bir surusu reina’nin otopark gorevlisine avuc dolusu bah$i$ verdigi icin afrikada belki de bizim yollayacagimiz para sayesinde hayata tutunabilecek 5 ya$indan daha kucuk bir cocugu olume terk edelim?

cunku reina’nin otopark gorevlisine birisi ya da birkac ki$i avuc dolusu bah$i$ verdi.

afrikada sirf bizim batil inadimiz sebebi ile hayatini kaybedecek o cocuk, neden hayatini kaybettigini dahi bilmeyecek bu durumda. o cocugu aclik susuzluk degil "biz" oldurmu$ olacagiz, cunku olmemesi de bizim elimizde.

biriler cok zengin ama yardim yollamiyor, o zaman ben de yollamam.

1- o birilerinin yardim yollamadigi arabalarinin plakalarina mi kazinmi$, nereden aliniyor bu bilgi?

2- o birilerini ornek almak yerine ay$e teyzeleri, fatma nineleri, hamdullah amcalari ornek alsak ya? neden illa en kotuden ba$lanir ornek alma merasimleri? i$imize mi oyle geliyor ki?

3- yineliyorum. bu du$unce sebebi ile olecek cocuklar, bu du$unceleri bilmeyecekler. senin inadin yuksek ihtimalle bir cocugun ölümüne yol acacak.

hayir. eller once vizdana, sonra cuzdana.

dünya var olduğundan beri açlık, kıtlık, savaş, zulüm, işkence var diye; bunları meşrulaştıran dini, mezhepsel, ideolojik laga lugalar, piyasa düzeni var diye; tüm bunları unutturan magazin ve magazinsel kişilik(?)ler var diye; nerede bir iyi niyet görse onu terörize eden, cebini dolduran, istismarın dibine vuranlar var diye birşeyler yapmaktan geri durmamak lazım kanaatimce.

geldiğim noktada hâlâ çözmedim evet dünyayı, insanları, realizmi, reel politiği...

bırak, kendimi çözemedim.

ama biliyorum bir yer var; biliyorum siyah-beyaz var, gri var. ama bir karınca olduğuma inanmak isterim her zaman, belki bazen hamam böceği iğrençliğinde hissetsem de kendimi.

bugün kendini tatmin etmek için ne yaptın etkinliği değil bu, her iyiliğin içinde "simsiyah bir kaya parçasının üzerindeki kara noktalar gibi" enaniyet varmış. ne yapalım? bir dönem dönen shell reklamındaki gibi;
pişmanım

pişman mısın, neden? dersen,

çünkü insanım...

...

dükkânı kapatıp gidelim o halde?.. yok öyle!..

kış kışlığını, kuş kuşluğunu, puşt da puştluğunu yapacak; dünyanın düzeni bu.

ha olmuyor mu, bana ne ulan, dediğim? olmaz mı, her gün! ama diyeceğim o dur ki, imama kızıp abdest bozulmaz. imam için almadık ki abdesti, onun için kılmadık ki namazı.

zaten uykuların firariyse, göğsün daralıyorsa mütemadiyen; küfretmek çözüm değil, biliyorsun. ben varım, kimse yoksa da ben varım. haykırmayı kesmişimdir en fazla... yerim bellidir.

yurdumun insanına yardım kampanyası yapıldı mı acaba...
%50 si açken...

ogrendigim kadari ile bu sene oruc tutulamayan her gun icin 7,5 lira odenmesi gerekiyormus. oruc tutamadiniz ve bunun kefaretini bir $ekilde odemek mi istiyorsunuz?

en guzel firsat bu i$te.

2868 e bo$ 3 tane mesaj yolladin mi oruc tutmadigin 2 gunun bedelini odemi$ oluyorsun. fitre ve zekat icin de eminim gecerlidir bu durum.

birileri kampanya yaparken, o kıtlığa sebep olanlar her gece bir balo da falan şampanya patlatıyor. işte benim yüreğim esas buna el vermiyor..

en basitinden bi sms gönderdim.indy nin de dediği gibi bir gecede alkole hayvan gibi hesap ödüyoruz.sadece bi bira parası olan 5 tl ile belkide bi çocuğun karnının doymasını sağlayabiliriz.

katıldım, katılsınlar diye dürttüm, ittim sövdüm vs.
hayatımda hiç bir zaman bu tarz durumlarda, yardım yapanlara güvenmediğim için katılmadım. sanki ben çok güvenilir adamım ya.

velhasıl, sevgili independence’nin entrysini okuduktan sonra yemek yerken gözlerim doldu, boğazımda düğümlenenlerden bahsetmiyorum bile.

düşünsenize, 5 yaşında bir bebek ve daha yaşına bile girmemiş bebekler.
hepimiz anababayız veya anababamız var. hayatta hiç kimsenin başına gelmemesi gereken ölümlerin en beteridir bu. ölen çocuklar için demiyorum, çocuğu ölen aileler için diyorum. ölümlerin en beteri, yavrusunun çaresizlik, yokluk ve açlıktan göz göre göre, saniye saniye ölüşünü izlemek.