satolina

5 /
mad
bir tabak cillop gibi yemeği 14 sn’de yemeği başarmış, utanmadan bir de webcamde göstermiş, başkalarının canını çektirmiş bilgicimsi kişilik.

insanın boğaz denen yerinde yemeklerin kalmasını tememni ediyor,açlığın vermiş olduğu güç yetmezliğiyle entrymi sonladırıyorum.

(bkz: yaramasın)
max
yayınlarımın yabancı parçalar ağırlıklı olmasına karşılık olarak sen gayri müslim sünnetsizleri niye çalıon lan tadında serzenişte bulunan bilgiç.deli diye karşılık vermemeye çalıştım ben.bi de en son bana o gavurları dinleye dinleye gavur olcan lan dedi.kendisine izmirli olduğumu hatırlatıyorum buradan.

max
kanımın kaynadığı bilgiç.o kadar kaynıyo ki beynime falan sıçrıyo zaman zaman.
o zaman hemen besmele çekmeli ve ardından monstrosity dinlemeliyim...

not: monstrosity nin kan basıncı veya o tarz bişeye etkisi olduğu henüz klinikler tarafından ispatlanamamıştır.ama inanıyorum ben.beynime çıkan kanı tekrar normale döndürcek...

(bkz: saçmalamanın ötesinde) ;

(bkz: zırvalamak)
serpens
verdiği ilaç tarifleri sayesinde hastalığı bi gecede atlatıp ertesi gün ayağa kalkmamı sağlayan yüce insan ulu bilgiç..
adrenokortikotropik
nasıl tanıdım ben seni sahi? hem de tanımanın hakkını vererek. beden değil ruh görerek, göz değil bakış bilerek..
bir bilgisayar ekranından çok fazlası olmayı nasıl becerebildin ki benim için? hele ben ekranın ardındakilere yüklediğim manaların açtığı yaraları her gün kanatırken.
tecahül-i ariften uzağım şu noktada.
sorularım çengeline beni asacak kadar büyük soru işaretlerini hakedecek kadar gerçek.
aslında umrumda değil nasıl olduğu veya neden olduğu.
iyi ki de olmuş.
iyi ki de ben canım sıkkın olduğunda telefona sarılıp ben kötüyüm diye zırlayabileceğim bir sana sahibim.
kızdığında susmayı tercih edenlere inat, eğer kızarsa beni tutup silkeleyebilecek kadar cesur olduğuna inandığım birinin çekirgesi, çekirdeğiyim.
ben böyle bildiğimden dostluğu, seni kırmak pahasına uyarmalarıma denk gelirsen eğer, ki oldu, yaptım bunu, salt değer verdiğimden ve doğruluğuna inandıklarımın elimden kayıp gitmesine izin vermek istemediğimden yaptığımı hatırla.
herkesin kaskatı sandığı benin, senin karşında ağlamaktan utanmayacak kadar açık olduğunu bil.
ve ne olursa olsun istiyorum ben dediklerinin taban tabana zıt olsa bile fikrimle, saygı duyduğum olacağını anımsa tekrar.
hayatımdan hiç çıkmayan şen şakrak ses ol..
gözleri her daim dolu, çocuk gülüşlü kal.




satolina
dizeleri dizginlemeli
yoksa , sana akacaklar
ben ki , daha önce bir avuç yürekle
dağlar aşırdım, yollar şaşırdım...
oysa vadim yorgun bugün
topraklarım kaymada...

bilirim ki ne dallar kurur ne de
unutur yaz uğramayı kentime
ne de ilkbaharın gelmeyişinden korkulur
fazlasını beklememeli bir "an"dan
ki görecedir zaman
alışmalıyım belki de bir kum saati kurmaya , hep gidişine çalacak olan...

çocukluğum bir köşede
unutulup gitme provalarında
mağdur , mamâfih kıskanç

çay, toprak rengi süzülecek yine yalnızlığa
pencereler habersiz açılacak gök yüzüne
büyük ihtimal yine ;
kor ısıtacak ama yakamayacak...

ben ışık görmeliyim
bağırabilmeliyim manyaklar gibi
sayfalar dolusu serebilmeliyim kendimi...

bilesin ki kimse yok diye değil yalnızlığım...
yalnızlık ; benim kırılgan barınağım
ve sanma geceden kaçmaktayım korkaklar gibi... !!!
serpens
odanın en sessiz anında, en gerilim oyunları oynarken msnden yolladığı sesli klipleriyle beni sıçıttıran,kendisiyle dilaradaş olduğum, galiba 3 hafta önce kuzenim olan bilgiç kişisi.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol