soğuk hava etkisi olmaksizin bunyeyi etkileyen u$ume hissi, urperme, sikinti vs.
ruh üşümesi
çok sevilen birinden ayrı kalındığında:ölüm,ayrılık.. yaşanan durumdur.insanın ruhu üşür ,manevi bir durum gibi görünmesine rağmen acının şiddetine göre fiziksel olarak titremeye yol açabilir.
ölülerimiz vardı.
biri gençti, öteki daha yaşlı.
ölülerin yaşı olmaz değil mi?
biri gençti, öteki daha yaşlı.
ölülerin yaşı olmaz değil mi?
ruhu çıplak bırakmak cesurun ve vazgeçmi$in kararı olabilir. ama kuru ve ayaz kalabalıklarda nü takılmak kendini ancak açık hale getirir, kelimenin her anlamıyla. ba$ta söyledik, cesur adam i$idir.
öyle çırılçıplak yürür geçerken çizilir, kanar. acıyla beslendiği için dokunmaz. ama soğuk fenadır. $anslıysa, donmaya yakın kendi gibi birine tümüyle yapı$arak ısınır biraz, kar$ındakinin gözlerine bakmaktan kaçınarak. çıplak ya o da, utanmasın diye.
sonra yine ayazın içine yürür, teninde ikizlerinden birinin uçan sıcaklığıyla. ruh çatlaklarını açıklayan da bu ani ısı deği$iklikleri olmalı; yol yol yarıklar... ne fena!
öyle çırılçıplak yürür geçerken çizilir, kanar. acıyla beslendiği için dokunmaz. ama soğuk fenadır. $anslıysa, donmaya yakın kendi gibi birine tümüyle yapı$arak ısınır biraz, kar$ındakinin gözlerine bakmaktan kaçınarak. çıplak ya o da, utanmasın diye.
sonra yine ayazın içine yürür, teninde ikizlerinden birinin uçan sıcaklığıyla. ruh çatlaklarını açıklayan da bu ani ısı deği$iklikleri olmalı; yol yol yarıklar... ne fena!
(bkz: kalabalik yaralar)
adalet ağaoğlu’nun bir romanı.
arka kapak yazısından alıntı:
iç sesleri çoğalta çoğalta yaşanır (mı?) aşk; ten ürpermesi, göz kararması, iç dinginliği; iki kişiyi sarıp sarmalarken ruh üşümesi...
"ne acı ne tatlı; ne sıcak ne soğuk; ne ıssızlık ne de başka bir şey. sol eldeki çatalın küçük bir tık sesiyle tabağın kıyısına bırakılışını izleyen büyük sessizlik. içe çekiliş. içte çırpınan küçük kız yüreği: onu tanımıyorum, hayır, tanıyorum onu. şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum, ama tanıyorum! bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o; bilmelisiniz!
arka kapak yazısından alıntı:
iç sesleri çoğalta çoğalta yaşanır (mı?) aşk; ten ürpermesi, göz kararması, iç dinginliği; iki kişiyi sarıp sarmalarken ruh üşümesi...
"ne acı ne tatlı; ne sıcak ne soğuk; ne ıssızlık ne de başka bir şey. sol eldeki çatalın küçük bir tık sesiyle tabağın kıyısına bırakılışını izleyen büyük sessizlik. içe çekiliş. içte çırpınan küçük kız yüreği: onu tanımıyorum, hayır, tanıyorum onu. şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum, ama tanıyorum! bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o; bilmelisiniz!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?