gittik, gördük.. en iyisiymiş. kankamız oldu muqueyle.. muqueye aşkım ve sevgilim demiştir kendisi o andan sonra muque aramızdan bir süre soyutlanmıştır hatta kendisine dokundu diye insanlardan uzak takılıp üstündekini de hala çıkarmamakta israr etmektedir..
veee..
o an..
tam studyodan çıkıyordum e nikotin kafaya vurdu hani. arkadan bir ses..işte o ses, o muhteşem ses;
okan: yakma o sigarayı yakma, ver bakayım onu bana
düğmeburun:hebele hübele ahjhdjkdfhkjsdh?!!!
çotank!!! (sigarayı elimden alır aha bu da çakmağın sesi)
hııııffmmmmfff (bir nefes çeker...okan bayülgen? sigaramdan? evet.)
ve bana uzatır...
kendi elleriyle...
ben de çekerim ve geri alır...
kısacık bir a$ktı ya$adığımız...
seni özlüyorum okan.
sen bizimsin.
...
...
..
.
okan bayülgen
(bkz: kız olsam verirdim)
makina boyunca bir tek isteğimi bile geri çevirmemi$,sözlük adına yapabileceği her $eyi yapmı$,samimiyetiyle dudak uçuklatmı$,karizmasıyla gözü gönlü $enlendirmi$,bir ufacık tefecik adam.
meğer ne yanlı$ bilirmi$im ben seni.
meğer ne alıp evde beslenesiymi$sin.
ama $imdi sen bana sevgilim dedin, a$kım dedin...ben mala bağladım.nolacak? bu naçizane bilgiç nasıl kendine gelecek?
not: bilgi sözlük t-shirtlerimizden biri itinayla tarafımdan kendisine hediye edilmi$tir.omzumu ve yanağımı yıkamayacağım sayesinde..çürüyeceğim pislikten.
meğer ne yanlı$ bilirmi$im ben seni.
meğer ne alıp evde beslenesiymi$sin.
ama $imdi sen bana sevgilim dedin, a$kım dedin...ben mala bağladım.nolacak? bu naçizane bilgiç nasıl kendine gelecek?
not: bilgi sözlük t-shirtlerimizden biri itinayla tarafımdan kendisine hediye edilmi$tir.omzumu ve yanağımı yıkamayacağım sayesinde..çürüyeceğim pislikten.
sahnesi çok iyi olan fakat güldürme işleminde başarılı olduğunu düşünmediğim kısa boylu hatip
zaga eşşeğinin çizimlerine ilham olmuş gayet bilgili ve de ukala gösteri adamı.telefonla bağlananları haşlama, sıkılınca insanları dinlememe küstahlığını göstermesine rağmen çok sevilen muhterem insan
zekasına hayran olduğum ayriyeten ukalalığı en çok yakıştırdığım kişilik!
değeri bilinmesi gereken bir insandır.. zira gelecek sene bir şeylerin eksik olduğu görülecektir, yahu biz bu adama ne kadar muhtacız da haberimiz yokmuş bir iki tane kaliteli adam var zaten televizyonda onlar da çekip gidiyor denilecektir ve türk milletinin tipik özelliği olan gidince/ölünce değerini anlama hedesi burda da karşımıza çıkacaktır.
teelfonla arayan ve saçma sapan konuşan iki gereksiz insanı haşladığı ve saçma sapan insanları dinlemediği için küstürülmemesi gerekir..
teelfonla arayan ve saçma sapan konuşan iki gereksiz insanı haşladığı ve saçma sapan insanları dinlemediği için küstürülmemesi gerekir..
seneye makina programına ara vermemesi için sözlükte entry toplayalım!!
entellektüel birikimini yeri geldiğinde karşısındakinin böğrüne böğrüne sokan zeki olduğunu söyleye söyleye kabul ettirmiş insan her şeye burnunu sokup başarılı olabileceğinide kanıtlamış artık yoruldum bu koşuşturmadan ayakları yapan adem evladı
okan kaan bayülgen (d. 23 mart 1964, istanbul), şovmen, sunucu, sinema ve tiyatro oyuncusu, seslendirme ve fotoğraf sanatçısı.
hukuk ve gazetecilik eğitimi almış bir baba ile ressam bir annenin oğlu olan okan bayülgen, eğitimine istanbul göztepeteki taş mektep isimli yatılı okulda başladı. 1970te bülent bey ile ayla hanım boşanır, bayülgen, 6 yaşındayken yatılı okula verilir. şişli 19 mayıs ilkokulundan mezun olup galatasaray lisesinde öğrenimine devam etti. okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarla ilgilenmiştir. okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında annesi ayla hanım onu bodruma, yanına çağırır ve galatasaray lisesindeki 6 yılından sonra bodrum lisesi ve ardından şişli lisesinden mezun olarak 1984te lise eğitimini tamamlar.
fotoğraf eğitimi almak için fransaya giden bayülgen, tours üniversitesi hukuk ve ekonomik bilimler fakültesinde hukuk okumaya başlar. ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçer. bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak türkiyeye döner ve mimar sinan üniversitesi devlet konservatuarı bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başlar. 1989 yılında mezun olarak aynı üniversitenin sosyal bilimler fakültesinde mastır yapmıştır.
devlet tiyatrolarındaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetmiş, bazı oyunlarda oynamıştır.
1991de kent fmdeki "son saatler" adlı bir programla radyoculuğa başlamıştır. bu sıralarda "genç indiana jones" dizisinin türkiyede çekilen bölümünde rol alır. 1993 yılı sonunda trabzon devlet tiyatrosuna tayini çıkar ve trabzona gider. rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında devlet tiyatrosundan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında denemeye karar verir. radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başlar. televizyon işleri yapmaya başladıktan sonra da çeşitli radyolarda çalışır. 1995te radyo contactta iken, 1997de kiss fmde "okan bayülgen on air" programını sunmuştur. özellikle 1998 ve 1999 yılında radyo dde 18:00-20:00 saatleri arası yayınlanan "hayat bilgisi" programı ile dikkatleri çekmiştir. en son 2001 yılında radio contactta, "yol" programını yapmıştır.
televizyon hayatına satel tvde klipler sunarak başlayan bayülgen, atv ekranlarında gece yarısında yayına başlayan "gece kuşu" adlı farklı programı ile adını duyurdu. gece kuşunun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca "televizyon çocuğu" ile devam ettirdi. gecenin bir saatinde sessiz sedasız yayına başladığında amaçladığı şey, izleyici ve sunucu arasındaki yapmacık samimiyetle örülü ilişkiyi yok etmekti. agresif tavırları ve ilk "uçurmaları" başlarda kamuoyunun sesini kısma yönünde hayli totaliter bir tavır olarak görülse de, asıl eylem bu düzeni kuranlara karşıydı.
program ekibi olarak atv ile yollarını ayırdıktan sonra iki yıl kadar ekranlardan uzak kalan bayülgen, televizyon için uzun sayılabilecek bu aradan sonra kanal ddeki "zaga" ile geri dönmüştür. sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve medya arkası ile kısa bir dönemin haricinde cumartesi geceleri yayınlanan zaga, türk televizyon hayatındaki uzun soluklu ve yeni bir anlayışın ürünü özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturmuştur.
televizyon açısından uzun kabul edilebilecek yıllar, çeşitli eğitim ve yardım kampanyaları için ulusal haber kanalı ntvde özel yayınlar yapan okan bayülgen, yine bu kanalda takip eden yıllar boyunca yılbaşı gecesi özel canlı yayınları sunmuştur.
2004te izleyicilerin de stüdyo konuğu olarak katılabildiği herkes bunu konuşuyor ile perşembe geceleri ekrana çıkar. eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla beraber, seçilen bir konunun bir masa etrafında konuşulması (laflanması ) üzerine kurulu bu program haber kanallarında kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği olarak sayılır.
2005 yayın döneminde televizyon makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran bayülgen bu sefer hakkı devrim ile beraberdir. bir masa etrafındaki konuk yağmuru, eğlence dünyasından edebiyat ve sanat dünyasına, bir dizi alandaki bilimum konuk, konu ve daha ciddi bir format ile ekrana çıkmıştır. daha sonra makina olarak adını kısalttığı programda, piyesler ve estetik unsurlar daha ön plana geçmiş ve yayının süresini giderek daha uzun tutmayı tercih etmiştir.
zamanla bir fenomen haline gelen okan bayülgen, türk televizyon yayıncılığında alışılmış kalıpların dışına çıkarak, bugüne kadar izleyicilerin sempatisini kazanmak ve alışılmış kalıplar üzerine rötuşlar yaparak yenilik yaratmak üzerine kurulu programcılık anlayışının tam tersini tercih etmiştir. müdanası olmayan, ünlüler ve izleyiciler arasındaki övgü dolu kalıplaşmış boş tekrarlara tahammül etmeyen, aramadan önce ne diyeceğine karar vermemiş, lafı geveleyen, televizyonda saçmalama özgürlüğünü kullananların -ve dahi bunu yapan sanatçıların- yüzüne telefonu kapatan ya da kendi klişeleriyle "uçuran", "zagalayan" bir şovmen olmuştur. özellikle magazin dünyasında aşk hayatı ile çokça anılırken bir diğer taraftan magazin ve basın üzerine önemli eleştirilerde bulunmuş; takındığı eleştirel tavrının gölgesinde sessiz sedasız kalsa da, televizyon dünyasında devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış ve kendi yaptıkları taklit edilmiş bir isimdir. zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilmiştir.
çok genç yaşta bir evlilik yapan okan bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturmuştur. üçüncü evliliğini çocuklar duymasın adlı tv serisinde de oynamış olan zeyno günenç ile yapan bayülgenin, babasının ikinci evliliğinden olan ozan ve okşan adlı iki kardeşi vardır.
hukuk ve gazetecilik eğitimi almış bir baba ile ressam bir annenin oğlu olan okan bayülgen, eğitimine istanbul göztepeteki taş mektep isimli yatılı okulda başladı. 1970te bülent bey ile ayla hanım boşanır, bayülgen, 6 yaşındayken yatılı okula verilir. şişli 19 mayıs ilkokulundan mezun olup galatasaray lisesinde öğrenimine devam etti. okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarla ilgilenmiştir. okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında annesi ayla hanım onu bodruma, yanına çağırır ve galatasaray lisesindeki 6 yılından sonra bodrum lisesi ve ardından şişli lisesinden mezun olarak 1984te lise eğitimini tamamlar.
fotoğraf eğitimi almak için fransaya giden bayülgen, tours üniversitesi hukuk ve ekonomik bilimler fakültesinde hukuk okumaya başlar. ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçer. bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak türkiyeye döner ve mimar sinan üniversitesi devlet konservatuarı bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başlar. 1989 yılında mezun olarak aynı üniversitenin sosyal bilimler fakültesinde mastır yapmıştır.
devlet tiyatrolarındaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetmiş, bazı oyunlarda oynamıştır.
1991de kent fmdeki "son saatler" adlı bir programla radyoculuğa başlamıştır. bu sıralarda "genç indiana jones" dizisinin türkiyede çekilen bölümünde rol alır. 1993 yılı sonunda trabzon devlet tiyatrosuna tayini çıkar ve trabzona gider. rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında devlet tiyatrosundan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında denemeye karar verir. radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başlar. televizyon işleri yapmaya başladıktan sonra da çeşitli radyolarda çalışır. 1995te radyo contactta iken, 1997de kiss fmde "okan bayülgen on air" programını sunmuştur. özellikle 1998 ve 1999 yılında radyo dde 18:00-20:00 saatleri arası yayınlanan "hayat bilgisi" programı ile dikkatleri çekmiştir. en son 2001 yılında radio contactta, "yol" programını yapmıştır.
televizyon hayatına satel tvde klipler sunarak başlayan bayülgen, atv ekranlarında gece yarısında yayına başlayan "gece kuşu" adlı farklı programı ile adını duyurdu. gece kuşunun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca "televizyon çocuğu" ile devam ettirdi. gecenin bir saatinde sessiz sedasız yayına başladığında amaçladığı şey, izleyici ve sunucu arasındaki yapmacık samimiyetle örülü ilişkiyi yok etmekti. agresif tavırları ve ilk "uçurmaları" başlarda kamuoyunun sesini kısma yönünde hayli totaliter bir tavır olarak görülse de, asıl eylem bu düzeni kuranlara karşıydı.
program ekibi olarak atv ile yollarını ayırdıktan sonra iki yıl kadar ekranlardan uzak kalan bayülgen, televizyon için uzun sayılabilecek bu aradan sonra kanal ddeki "zaga" ile geri dönmüştür. sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve medya arkası ile kısa bir dönemin haricinde cumartesi geceleri yayınlanan zaga, türk televizyon hayatındaki uzun soluklu ve yeni bir anlayışın ürünü özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturmuştur.
televizyon açısından uzun kabul edilebilecek yıllar, çeşitli eğitim ve yardım kampanyaları için ulusal haber kanalı ntvde özel yayınlar yapan okan bayülgen, yine bu kanalda takip eden yıllar boyunca yılbaşı gecesi özel canlı yayınları sunmuştur.
2004te izleyicilerin de stüdyo konuğu olarak katılabildiği herkes bunu konuşuyor ile perşembe geceleri ekrana çıkar. eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla beraber, seçilen bir konunun bir masa etrafında konuşulması (laflanması ) üzerine kurulu bu program haber kanallarında kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği olarak sayılır.
2005 yayın döneminde televizyon makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran bayülgen bu sefer hakkı devrim ile beraberdir. bir masa etrafındaki konuk yağmuru, eğlence dünyasından edebiyat ve sanat dünyasına, bir dizi alandaki bilimum konuk, konu ve daha ciddi bir format ile ekrana çıkmıştır. daha sonra makina olarak adını kısalttığı programda, piyesler ve estetik unsurlar daha ön plana geçmiş ve yayının süresini giderek daha uzun tutmayı tercih etmiştir.
zamanla bir fenomen haline gelen okan bayülgen, türk televizyon yayıncılığında alışılmış kalıpların dışına çıkarak, bugüne kadar izleyicilerin sempatisini kazanmak ve alışılmış kalıplar üzerine rötuşlar yaparak yenilik yaratmak üzerine kurulu programcılık anlayışının tam tersini tercih etmiştir. müdanası olmayan, ünlüler ve izleyiciler arasındaki övgü dolu kalıplaşmış boş tekrarlara tahammül etmeyen, aramadan önce ne diyeceğine karar vermemiş, lafı geveleyen, televizyonda saçmalama özgürlüğünü kullananların -ve dahi bunu yapan sanatçıların- yüzüne telefonu kapatan ya da kendi klişeleriyle "uçuran", "zagalayan" bir şovmen olmuştur. özellikle magazin dünyasında aşk hayatı ile çokça anılırken bir diğer taraftan magazin ve basın üzerine önemli eleştirilerde bulunmuş; takındığı eleştirel tavrının gölgesinde sessiz sedasız kalsa da, televizyon dünyasında devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış ve kendi yaptıkları taklit edilmiş bir isimdir. zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilmiştir.
çok genç yaşta bir evlilik yapan okan bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturmuştur. üçüncü evliliğini çocuklar duymasın adlı tv serisinde de oynamış olan zeyno günenç ile yapan bayülgenin, babasının ikinci evliliğinden olan ozan ve okşan adlı iki kardeşi vardır.
haftaya makinayı bitirip bir sezon ara verdikten sonra yeni bir formatta karşımıza çıkacak olan şovmen
ilk defa ağır romanda kesfettigim oyunculugu mukemmel ustun zekali sahis
her cumartesi izlemekten ve onu dinlemekten zevk alıyorum.
makinaya 1,5 sene ara vericekmis bakalim cumartesileri ne yapacagiz
her cumartesi izlemekten ve onu dinlemekten zevk alıyorum.
makinaya 1,5 sene ara vericekmis bakalim cumartesileri ne yapacagiz
zorlama sevilen insan. kendisini sevmeyen veya hoşlanmayan bir insansanız, sevenleri ve hoşlananları tarafından ters ters tepkiler alacağınız, hatta aldığınız tepkiler sayesinde " ulan acaba ben mi yanlış düşünüyorum " diye kendinize sormanız kaçınılmazdır. bir insan okan bayülgeni neden severden önce okan bayülgen kimdir, bu zamana kadar ne yapmıştırı araştırmak lazım. bir insanın biyogrofisinin caf caflı kelimelerle dolu olması, onun iyi veya herkes tarafından sevilmesi zorunluluğu olduğu anlamına gelmez. ki kendisi de zaten " ne olur beni sevin " tarzı yaşayan bir adam değil. ama her insan sevilmek ister. eğer o da insansa tabii ki bu da en büyük hakkıdır. kendisi yıllardır televizyon işiyle uğraşmaktadır. hem yurt içi hem de yurt dışında üniversite okumuş bir bireydir. fakat bu ona onu izleyen sözde milyonların önünde seyirciye laf sokma hakkını veye dalga geçme sürecini vermez. hiçbir " okan bayülgen " platformlu program izleyen izleyici, " aman arayım da bana bir laf geçirsin, laf soksun " diye okan bayülgen platformlu programı aramaz. eğer öyle bir şey yapan izleyici varsa, ki zannetmiyorum, salaktır.
bir insanı sevebilmek, ona ısınmak için karşı tarafın " albenisi " olması lazım. eğer okan bayülgenden gerçekten hoşlanıyorsanız, gerçekten onu anlıyorsanız ve ona hak veriyorsanız sevin. boş vaadler, sevmiş olmak için sevmek ve her gittiği yerde bir " okan bayülgen sever " gibi gözükmek için değil. ben inanıyorum ki eğer böyle bir durum varsa, o da bundan hiç hoşlanmaz.
sadete gelirsek;
okan bayülgen türk tv kültürüdür, yapımcısıdır, sunucusudur.
bir insanı sevebilmek, ona ısınmak için karşı tarafın " albenisi " olması lazım. eğer okan bayülgenden gerçekten hoşlanıyorsanız, gerçekten onu anlıyorsanız ve ona hak veriyorsanız sevin. boş vaadler, sevmiş olmak için sevmek ve her gittiği yerde bir " okan bayülgen sever " gibi gözükmek için değil. ben inanıyorum ki eğer böyle bir durum varsa, o da bundan hiç hoşlanmaz.
sadete gelirsek;
okan bayülgen türk tv kültürüdür, yapımcısıdır, sunucusudur.
sözlüklere destek veren ünlü bi abimiz.
bu kadar yapmacık tavırlarla nereye kadar gider bilemiyorum ama kendine has uslubu bu gidişte cok buyuk rol oynuyor. gene de iki kişilik barındıran insanlardan uzak durmak lazım.
konuştukça batan, battıkça çıkan bir acaip insan.
üretemiyor artık bir şey, üzerine siyasetin zerresinden anlamayıp(ya da ilgilenmeyip) siyaset programı yapıyor, bu işin magazini zaten ortada, ne gerek var başka gemiciklere
bünyesinin tamamen egodan oluştuğunu düşündüğüm eski makinist.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?