famous blue raincoat gibi harika bir şarkısı olan sanatçı. tori amos da coverladı bu şarkıyı ama daha iyi olmamış.
leonard cohen
bu kadar güzel şarkıları nasıl yaptığını merak edenlere "if i knew where the good songs came from i would go there more often." diye cevap veren adamdır.
(bkz: bird on the wire)
kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen, müzik ve kelime mühendisi, keşiş....
yaş aldıkça daha çok sevdiğim, anladığım, hayatımın seslerinden olanlardan..
yazmıyor, söylemiyor yaşıyor ve yaşatırken mest ediyor.
viski sesli adam diyorum ama oturup rakı da çok güzel içilebilir cohenle bir de sigara dumanlarının karıştığını düşününce allahım sana geliyorum dediğim an olabilir gibi...bi de bana im your man ni söylese, sanırım dünyanın en mutlu kadını olabilirim.
-----------------------------spoiler----------------------------:
öylesine insanım ki çok fazla kabızlık çekiyorum.
her sabah uyandığımda kendimi neden bu kadar kötü hissediyorum?
tekrar biz olduğumuzda hatırlarız bunu, belki de bir daha asla biz olamayız.
kahrolsun genital emperyalizm! bedenin her köşesi boşalabilir.
içimdeki bütün o dünlerle yeni bir şeye nasıl başlayabilirim.
içimde yaşamak istemiyorum.
senin sabahında büyük harflerle başlayan bir yaratığım.
bir insanın doğasındaki en özgün şey genellikle en umutsuz olandır.
her sürüngen kendisi için!
bu dünya eksiktir!
zehirli dikenlerin arasında, bir çiçek gibi yaşıyorsun burada.
senin gözlerinde, beni olmak istediğim gibi tarif eden bir şey vardı.
armağan
bana diyorsun ki sessizlik
huzura daha yakınmış şiirlerden
ama armağan diye sana
tutup sessizliği getirsem
(çünkü bilirim sessizliği)
derdin ki
sessizlik değil
bu gene şiir
ve bana geri verirdin.
-----------------------------spoiler----------------------------
not:görkemli kaybedenler kitabından alıntılardır..
yaş aldıkça daha çok sevdiğim, anladığım, hayatımın seslerinden olanlardan..
yazmıyor, söylemiyor yaşıyor ve yaşatırken mest ediyor.
viski sesli adam diyorum ama oturup rakı da çok güzel içilebilir cohenle bir de sigara dumanlarının karıştığını düşününce allahım sana geliyorum dediğim an olabilir gibi...bi de bana im your man ni söylese, sanırım dünyanın en mutlu kadını olabilirim.
-----------------------------spoiler----------------------------:
öylesine insanım ki çok fazla kabızlık çekiyorum.
her sabah uyandığımda kendimi neden bu kadar kötü hissediyorum?
tekrar biz olduğumuzda hatırlarız bunu, belki de bir daha asla biz olamayız.
kahrolsun genital emperyalizm! bedenin her köşesi boşalabilir.
içimdeki bütün o dünlerle yeni bir şeye nasıl başlayabilirim.
içimde yaşamak istemiyorum.
senin sabahında büyük harflerle başlayan bir yaratığım.
bir insanın doğasındaki en özgün şey genellikle en umutsuz olandır.
her sürüngen kendisi için!
bu dünya eksiktir!
zehirli dikenlerin arasında, bir çiçek gibi yaşıyorsun burada.
senin gözlerinde, beni olmak istediğim gibi tarif eden bir şey vardı.
armağan
bana diyorsun ki sessizlik
huzura daha yakınmış şiirlerden
ama armağan diye sana
tutup sessizliği getirsem
(çünkü bilirim sessizliği)
derdin ki
sessizlik değil
bu gene şiir
ve bana geri verirdin.
-----------------------------spoiler----------------------------
not:görkemli kaybedenler kitabından alıntılardır..
ömrüme adadığım bir kaç şarkıdan birnin sahibidir.
insan hayatının çok küçük bir bölümünü aşık olarak geçirir. ortalıkta
"aşkla yaşarız" diye gezenleri saymıyorum, zira kendi tercihleri..
ben az önce söylediğim şeye inanıyorum ve aşk dediğimiz şey bütün hatlarıyla
bir takıntıdan ibarettir. bunu eski kendime uzaktan bakarak söylüyorum. ve
bu şarkı aşkın, nasıl da aşık olduğuna koşamayıp onu uzaktan uzaktan, öyle
başkalarından duyduklarınla sevdiğini anlatır. ben bu şarkıyı güzel türkçeme
adapte ettim.
uzun yeşil mumlar yaktım sırf seni kıskandırmak için
ama oda sineklerle doldu beni yalnız sandıkları için
sonra uzun ve uykusuz bir gecenin kumlarını
senin küçük ayakkabına doldurdum
ve itiraf ediyorum elbiseni ben mahvettim
bir daha dünya seni öyle güzel görmesin diye
kalbimi bir doktara gösterdim
yalnızca unutmamı söyledi
ama kendine yazdığı reçetede
senin adın vardı
sonra kendini bir kütüpaneye kapattı
bizim sefil balayımızın anılarıyla
sonra hemşireden kötüleştiğini duydum
bütün çalışmaları boşa giderken
duydum ki bir aziz sana aşıkmış
sonra geceleri onun öğrencisi oldum
aşkın ödevlerini anlatırken
altın kuralı hep karaladı
tam öğrettiklerinin güzelliğini düşünürken
o kendini bir havuzda boğdu
bedeni uçup gitti ama
külleri hala senin için saçmalıyordu.
bir eskimo bir film izletti bana
ve tümüyle tutulmuştu sana
parmakları mavi dudakları mavi
titremeden duramıyordu zavallı adamın elleri
sanırım donmuştu bedeni
rüzgar alınca senin güzel elbiseni
ve sen öyle güzeldin ki
bir kar fırtınasının ortasında
bırak nolur savrulayım rüzgarınla.
l.cohen
insan hayatının çok küçük bir bölümünü aşık olarak geçirir. ortalıkta
"aşkla yaşarız" diye gezenleri saymıyorum, zira kendi tercihleri..
ben az önce söylediğim şeye inanıyorum ve aşk dediğimiz şey bütün hatlarıyla
bir takıntıdan ibarettir. bunu eski kendime uzaktan bakarak söylüyorum. ve
bu şarkı aşkın, nasıl da aşık olduğuna koşamayıp onu uzaktan uzaktan, öyle
başkalarından duyduklarınla sevdiğini anlatır. ben bu şarkıyı güzel türkçeme
adapte ettim.
uzun yeşil mumlar yaktım sırf seni kıskandırmak için
ama oda sineklerle doldu beni yalnız sandıkları için
sonra uzun ve uykusuz bir gecenin kumlarını
senin küçük ayakkabına doldurdum
ve itiraf ediyorum elbiseni ben mahvettim
bir daha dünya seni öyle güzel görmesin diye
kalbimi bir doktara gösterdim
yalnızca unutmamı söyledi
ama kendine yazdığı reçetede
senin adın vardı
sonra kendini bir kütüpaneye kapattı
bizim sefil balayımızın anılarıyla
sonra hemşireden kötüleştiğini duydum
bütün çalışmaları boşa giderken
duydum ki bir aziz sana aşıkmış
sonra geceleri onun öğrencisi oldum
aşkın ödevlerini anlatırken
altın kuralı hep karaladı
tam öğrettiklerinin güzelliğini düşünürken
o kendini bir havuzda boğdu
bedeni uçup gitti ama
külleri hala senin için saçmalıyordu.
bir eskimo bir film izletti bana
ve tümüyle tutulmuştu sana
parmakları mavi dudakları mavi
titremeden duramıyordu zavallı adamın elleri
sanırım donmuştu bedeni
rüzgar alınca senin güzel elbiseni
ve sen öyle güzeldin ki
bir kar fırtınasının ortasında
bırak nolur savrulayım rüzgarınla.
l.cohen
ne yazik ki yasamini yitirmistir.
Kanada'lı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen. sesi bazı otoriteler tarafından eleştirilse de, oldukça tok ve güzeldir. En bilinen parçası "dance me to the end of love " dir. Ben ise en çok "famous blue raincoat" isimli şarkısını beğeniyorum. 7 kasım 2016 da vefat etmiştir.
waiting for the miracle parcasi ile natural born killers soundtrack inde yer alan filmin ilk sahnesinde duydugumuz duru berrak sese sahip sarkici.
atom egoyanin exotica filminde stipriz yapilirken calan everybody knows sarkisi bu amcaya aittir.
sesindeki kalin tonlamanin kisinin icine isledigine dair deliller mevcut.
(bkz: in my secret life)
(bkz: everybody knows)
(bkz: dance me to the end of love)
kanada asıllı çok yönlü bir sanatçıdır. sesi ve müziğinin yanı sıra şarkı sözleri de mükemmeldir. şiirlerini müziği ile buluşturan melankolik ama muhteşem bir şair, müzisyen ve yazardır o. şarkı sözlerini yazarken ispanyol şair frederico garcia lorcadan etkilendiği söylenir.
zarların hileli olduğunu ve kaptanın yalan söylediğini bilen adam.
the future, chelsea hotel gibi harikulade sarkilari duyduktan sonra kendisini dinlemekle gayet dogru bi secim yaptıgımı dusundugum, jimi hendrixin sarki soyleme konusunda kendine guvenini getiren muzisyen.
sesindeki derinlikle dinleyiciyi kendinden gecirten klasist sarkici.
’bu nasi bi sestir allahim’ demekten sarkinin puf noktalarini kacirabileceginiz bi sese sahiptir.ozellikle waiting for the miracle sarkisini siddetle tavsiye ederim.
favorite game adlı romanı sonunda türkçeye çevrilen, şair, yazar, müzisyen..
(bkz: ı am your man)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?