martı’yı ve küçük prens’i sevenlere önerildiğini gördüğümde çok satan kitaplara karşı genelde önyargılı olmama rağmen aldım. ama hayal kırıklığına uğradım. belki de beklentim çok büyük olduğu için. yine de bence martı’nın ve küçük prens’in yanında oldukça zorlama, sığ geldi bana. okuduğum dönemle de alakalı olabilir, kitapta anlatılan şeyleri içimde henüz çözememiş olsaydım bir şey ifade ederdi belki. yine de sevmedim, sevemedim, martı ve küçük prens’le özdeşleştirilmesine de içerledim.
ayrıca hakkında yazılanları okuyunca fark ettim ki bu hayal kırıklığı konusunda yalnız değilim, benim gibi küçük prense ve martıya benzetilme tuzağına düşmüş pek çok okur var. kitabın içinde azıcık bir yerde küçük prensin lafı geçiyor, güllerden bahsediliyor. ama ruhu ve içeriği bakımından o kadar zayıf ki benim küçük prensimle bir arada anılması bile rahatsızlık verici. evet, pazarlama uğruna küçük prens, martı sevgimizin sömürülmesine gıcık oldum.
kayıp gül
su sıralar en cok satanlar lıstesınde on sıralarda yer alan serdar özkan imzalı eser.
elden ele dolaşmakta,yaygınlaşmaktadır.otobüslerde mutlaka birilerinin elinde oluyor bu kitap.
başlığı ben açacağım diye sevinmiştim ama açılmış bile. 28 dilde, 40tan fazla ülkede yayınlanmış kitap. ve ben yazarın ismini yeni duyuyorum ilginçtir. asıl ilginç olan; aynı gün içerisinde bi kaç arkadaştan şiddetle oku tavsiyesi almak. "ne var ki kitapta, benim mi hikayem anlatılıyor acaba?" diye de endişelenmedim değil bi an.
ilk baskısına yetiş diye de uyardı arkadaşım sağolsun. yarın d&rın kapısını aşındırmak şart oldu.
ilk baskısına yetiş diye de uyardı arkadaşım sağolsun. yarın d&rın kapısını aşındırmak şart oldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?