istanbul

12 /
hormonsuz domates
bana kapılarını açan; izmir’den sonra ikinci yurdum olan ama bana -belki de daha bilinçli oldugum döneme denk geldiğinden- izmir’den daha çok tecrübe katan; 3 ay görmeyince özlenen; giderek bir tutku olan hırçın,arsız ve süslü bir kadın sevildiğini hep duymak isteyen.
laplace
kimine göre tutku,kimine göre sevdadır istanbul.kimine göre de taşı toprağı altın diye diye toz toprak içinde bırakılan,uğruna nice yiğidin can verdigi,peygamber övgüsüne mazhar olan,göz nuru,ata yadigarı,herşeye rağmen sahip olduğumuza şükredilesi şehir.
cevizlisucuk
şimdi istanbul’da olmak vardı anasını satayım" diye başlar, "köprüde balık - ekmek yemek" diye devam eder... istanbul sevgisini, hasretini bu kadar güzel ifade eden ikinci bir şarkı var mıdır, bilemiyorum...
dersaadet
fatih sultan mehmedin "ya ben onu alırım ya da o beni" dediği, fethi peygamberce müjdelenmiş kutlu şehir..
mihmandarı olduğu milyonlarca insan arasına katılamadım bi türlü, belki de, bi şehre sevdalı olmak o şehirde yaşamaktan evladır ama yine de inceden bir sitem mevcuttur sinemde..
ne ben onu alabildim, ne o beni..
fakirfikir
napolyon bonapart’ın dünya’nın eğer bi başkenti olsaydı orası istanbul olması gerekirdi...dediği güzel,güzide şehrimiz...
independence
"is"inde bogulup nefes alamadigimiz, buna ragmen "ta" ekvator’da bile olsak hasretinden icimizin sizladigi, "n"ereye gidersek gidelim hep aklimizda ve hep yuregimizde olan, "bul"maya cali$ip bir turlu bulamadigimiz gizli hazinemiz.
tetik
fotoğraf çekmek için gerekli olan tüm güzelliklere sahip muazzam şehir.

biraz fotoğraf
http://tinyurl.com/23z343
muque
gecelere acemi ba$lamak gerek azizim
tüm karanlığı önce bedene, sonra yüreğe sığdırmak gerek..
çırak edasında çekmek havayı içine,
sonra ustalara selam etmek gerek.

istanbul yine kararsız mesela,
"yağsam bir türlü, yağmasam bin.." tedirginliği gökyüzündeki..
ben yine buralardayım mesela,
"yazsam bir türlü,yazmasam bin.."

$ehrim pek bir i$venaz benim.
az vakit önce onu terk eden güne$e onca kapris
oysa $ehirlerin sultanı bu,
ne giyse yakı$ıyor..
kadın gibi, hani "güzel kadın" gibi..

sokak sokak damlatıyor renklerini,
gününde ayrı, gündönümünde ayrı keder
bulup buluşturup tamamlıyor şıklığını.
ya$lı çocuk istanbul, hevesli taze..

her şair en az bir kere dokunuyor onun tellerine
kalemle kağıdın,
piyanoyla kemanın,
tütünle dumanın uyumu misali...

her a$ık en az bir kere bakıyor o "meşhuuuurr" vapur sefalarından
azıcık rüzgar, azıcık gri, azıcık mavi pe$inde..
uzaktan en çok o özleniyor,

"aaahh!! istanbul, istanbul olalı..."
istanbul ne zaman istanbul olmu$ be azizim?

biz hangi $ansın kucağından inmi$iz bu $ehrin göbeğine?

hadi yağ sende, kalemimi bekletme.

12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol