ıssız adam

0 /
john milton
film belki iyi değil, oyunculuklar kötü ama hayatınızdan birşey buluyorsanız sizi etkiliyor. bu "birşeyler" o kadar cok genelleme ile serpiştirilmiş ki mutlaka birine çarpıyorsunuz. cıkıp amaçsızca dolaşmalar, eski arkadaslardan kaçmalar ve sayısız nicesi.
herkes iyi-kotü ayrımı yapmış ama asıl başarı bu "birşey" leri bulup izleyiciyi allak bullak etmek değil midir?
insallah ağlayanlar kimi düşünüyorsa, o kisi de bu filmi izlerken onu düşünüyordur.
mouscronoise
giderken sağdan soldan doldurma bilgilerle kendinizi ağlamaya programlamayın.sizin hikayeniz,filminkinden çok daha acıklı olabilir.o noktada,göz yaşları sel olmak yerine gözlük, göz bebeği ve burun arasındaki stratejik üçgenin ağırlık merkezinde sıkışabilir.
radikal kararlar alma eşiğinde olanlar için ise sakat bir film bilgilerinize sunulur.
elma sekeriiii
bize eski $arkıların ne kadar kaliteli oldugunu farkettirmesiyle beyinlerde kazılı kalan film.

semiramis pekkan- bana yalan söylediler
ayla dikmen- anlamazdın
nil burak- yalnızım ben


$u anda bakıyorum; dan dun ses dalgaları çogunlukta.bas gaza, allah belanı versin, kimi kimi kimi zamaaaaaaaaen falan. ne anlatıyorsun sen $imdi $eker karde$im? eski $arkılardaki duygu yogunlugu ve bir o kadar enstrumanların kaliteli ezgilerinin birle$imiyle tam bir kulak ziyafeti çekebiliyorken, $imdi beyin determinasyonuna maruz kalıyoruz bu salak sacma $eyler yüzünden.

hay içiniz dı$ınıza çıksın emi, siz de $u boktan $eyleri dinleyip de prim vermeyin be karde$im!
bas gaza, durma bas gaza...
lost kidy
ilk defa oray eğin ile benzer bir düşünceyi paylaşıyorum. alper escinsel olmasa bile kesinlikle biseksüel. nedense biz sadece görmek istediklerimizi görüyoruz ve filmde görmek istediğimiz kırık bir aşk hikayesi. oysaki daha ilk sahnede bi grup seks ayarlanıyor ve kimse bu sahneden bahsetmiyor. düşünülmüyor alper in neden çok zor be anne dediği, virüs var bende dediği... zannediyor musunuz ki sadece özgürlük için bu kadar büyük bir aşk bitirilsin. o olsa olsa bir ara olur. çünkü kavuşmak bir noktada engellenemez. ama biz yine sadece görmek istediğimizi gördük ve reddettik bize sunulan gerçekleri...
angelus
hadsiz hudutsuz bir şekilde bok atmak istediğim film. lakin izlemedim bile, gelen yorumlar ışığında böyle bir izlenime nail oldum. sanırım her tarafından gözyaşı akan bir film daha. belki müzikleri için izlenebilir, ama müziklerinin bulunduğu albüm zaten piyasaa çıkmış, meraklısı olsam gider albümü alır dinlerim. kafam karışık biraz. evet.
madeline
benim için hayal kırıklığına uğratan filmdir.babam oğlum gibi sağlam bi filmden sonra çağan ırmak’tan bu derece zayıf bir film beklemiyordum açıkçası.

spoiler var buralarda dikkatli okuyun..

senaryo zayıf bir kere.kurgu desen yok.ıssız adam neden o kadar ıssız?destekleyecek hiçbir hikaye yok film de.beğenilmesinin tek sebebini terk edilmiş fazla sayıda insana ve bu terkedilişlerin sebebini bilmemelerinden kaynaklanan acizliklerine veriyorum.yani ağlayan insanlar aslında filme değil kendilerine ağlıyorlar.e bu durum da, filmin ne kadar başarılı olduğunu değil aslında hayatta ne kadar başarısız olduklarını gösterir.
sonuna gelince;film de asıl acınası insan durumunda bir ada karakteri mevcut.bizse kalkıp yine ıssız adam’a üzülüyoruz.ıssız adam sorumsuz adam aslında.ve pek bir savunulacak yanı yok aslında.bırakıcaksın kendi hallerine kendi denizlerinde boğulsunlar.nitekim ada’da öyle yapıyor.

tüm bunların yanı sıra filmden nefret etmemi sağlayan yan ögelerde mevcut.adanın başarısız oyunculuğu ve ses tonu,ıssız adamın suratına yapışmış olan pis gülümseme..film de beğendiğim tek başarılı insan ıssız adamın annesi rolündeki güzide teyzemiz...o kadar doğal ve hakkını vermiş ki oynadığı rolün,gözlerimin yaşardığı tek sahne suyu masaya döktüğü sahneydi.sen büyüt o yaşa getir sudan bi sebeple sana höykürsün.olucak iş mi?ıssız adamdan daha bir nefret ettim bu sahne sayesinde.

nacizane fikirlerim bunlar filmle alakalı.kesinlikle tavsiye etmem gitmenizi.bu aralar bu kadar popüler olan bir film hakkında en azından bir fikriniz olması gerektiğini düşünüyorum.bunun nedeni ise arkadaş ortamlarında konuşurken "çok güzelmiş,ağla ağla öllmüşler" tarzı cümleler kurmamanız.
her konu hakkında insanın kendi fikri olmalı zannımca.ondan bundan duyma saçmalıklar değil.bu konuyu başka bir entry de tartışmak üzere.elveda diyor.entrymi noktalıyorum.
futurelover
hoştu güzeldi...ama ne sinema ağlama duvarı ne de oyunculuk ve özellikle ada karakteri insanı duygulanmaya sevk ediyor.
çoğu şey klişeydi,hiçbir şey "aaa nası yani ya" dedirtmedi,hepimiz alper’in değişeceğini,altta yatacağını,ada’dan sonra değişeceğini,çarşafları değiştirmeyeceğini falan ama en sonunda onu terk edeceğini falan biliyorduk zaten.duygusal şarkılarla,hemen hepimize aşina sahnelerle,kendimizi görmemiz ağlattı belki bizi,ama film bitince salonu tarayıp kim ağlamış,kimin damla sayısı daha fazla,aa şu kadın sümkürüyo resmen geyikleri yerine içimizde babam ve oğlum’daki gibi bir lezzet bıratı mı?hayır
mouscronoise
alper’in ada’dan ayrılmak istediğini söylediğinde ada kapıyı çarpmak yerine ,açık bırakıp gider.bu umut verici niteliği olan açık bir kapı mıdır yoksa senden o derece nefret ettim ki kalkta kendi kapını kendin kapa mıdır?
orqn
an itibariyle show tv de 7+ uyarısıyla yayınlanan filmdir.ne kadar sansürlediklerini siz tahmin edin artık.ama yine de televizyona bakmadan,sadece çalan şarkıları dinleyerek de olsa güzel bir akşam geçirmeyi sağlayabilir.
laughter
ilk defa izleniyorsa kesinlikte şu anda show tv’den izlenilmemeli. ama müzikler hala güzel, onlarla oynayamamışlar şükür ki, yani onları dinleyebilirsiniz.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol