bir mektupla degil,kendi yazdigim bir siirle veda ederdim ben,
belki duvarda kalir bir resmim
bir muddet kapi zilinde ismim
sonra yok olur benimde cismim
arkamdan aglayan olur mu bilmem
kac gun surer bilmem evimde matem
bilirim gidince geri donemem
kirkimda bir mevlut okutur annem
sonra hatirina gelir mi bilmem
genc yasimda girerim kara topraga
onsekiz yasindaydi yazar mezar tasimda
talihim hic bir zaman gulmedi bana
oteki dunyada guler mi bilmem
aradan bir kac hafta gecince
goz yasi dinince,aci gidince
mevzu arasinda bahsim gecince
annem,o da kim der mi bilmem
cenaze namazimda kac kisi olur ?
kac kisi arkamdan bir dua okur ?
hangisi mezarimin yerini bilir?
hakkim helal olsun derler mi bilmem.
arkamdan su dokme donmeyecegim
ben sizi hep sevdim,hep sevecegim
bir oglunuz vardi ya adi huseyin
siz onu sevdiniz mi bunu bilemem...
intihar mektubu
+eşiniz intihar mektubu birakmiş ama cicekler falan yapmiş renkli renkli bisey anlamadik
-ühühüh okuma yazması yohtu patates baskı yapmiş yigidim.
-ühühüh okuma yazması yohtu patates baskı yapmiş yigidim.
"birazdan cikacagim merdivenlerden yuruyerek inmeyecegim, yavas yavas suzulerek. ardimda kalacaklar uzulmesin annem, kardesim, babam size omur ustune omur katacagim sadece sabir, goreceksiniz yine gulumseyecegim. aglamayin sakin darilirim desemde aglayacaksiniz ama annem sen aglama, gozum acik gitmeyeyim. ne olur annecigim aglama biliyorum yaptigim dogru bisey degildi ama caresizdim yada caresiz hissettim kendimi biliyorsun bu dunyada mutlu olamadim , beceremedim mutlu olmayi..belki diger dunyada mutlu olurum ne dersin anne.?babacigim sende uzulme artik harclik istiycek bas belasi bi oglun olmuycak..bir kac saat gec kalinca zirt pirt arayip "daha gelmiycekmisin" diyecegin oglun yok artik , kontor al diye kafani sisirmiycem , arabanin anahtarini alabilmek icin saklabanlik yapmiycam..kardesim sende uzulme ben yokken rahat rahat oturursun bilgisayara oynarsin oyunlarini uzun uzun.. daha cok sey yazmak isterdim ama sanirim zamani geldi... gucsuzlesiyorum.. ve hissediyorum olumu....
yasamak guzel birsey, bir de olumu deneyelim."
yasamak guzel birsey, bir de olumu deneyelim."
sahsen ben dogum gunumde intihar etmeyi tercih ederim. geride kalanlar beni hem dogum gunumde, hem de öldügüm gunde ayri ayri hatirlayip üzülmesin diye.
mektubumda da "x sene yasadim bana yetti, gidiyorum artik" derdim.
mektubumda da "x sene yasadim bana yetti, gidiyorum artik" derdim.
eski türk filmlerinde
’sen bu mektubu okurken ben ....’
şeklinde başlayan hede..
’sen bu mektubu okurken ben ....’
şeklinde başlayan hede..
merhaba dostlar
intihari sectigim icin cok ozur dilerim. hanginizden baslayayim bilmiyorum ama sirayla gidecegim.
mustafa
karinla yattigim icin cok ozur dilerim. bu utancla yasamak bana haramdi. ama karin frijitmis bu arada, haberin olsun
cengiz
senin kizin var ya; o artik kiz degil. cok uzgunum.
abuzittin
senin oglan ilerde top olursa lutfen sucu bende bulma. tamam ilk ben seettim ama sonrasinda mahallede vermedigi erkek kalmamis. ama yine de uzgunum.
mektubuma burada son verirken kucuklerin gozlerinden, buyuklerin ellerinden opuyorum. hepinizi cok seviyorum. hakkinizi helal edin.
hepinizi cok seven:
cabbar
intihari sectigim icin cok ozur dilerim. hanginizden baslayayim bilmiyorum ama sirayla gidecegim.
mustafa
karinla yattigim icin cok ozur dilerim. bu utancla yasamak bana haramdi. ama karin frijitmis bu arada, haberin olsun
cengiz
senin kizin var ya; o artik kiz degil. cok uzgunum.
abuzittin
senin oglan ilerde top olursa lutfen sucu bende bulma. tamam ilk ben seettim ama sonrasinda mahallede vermedigi erkek kalmamis. ama yine de uzgunum.
mektubuma burada son verirken kucuklerin gozlerinden, buyuklerin ellerinden opuyorum. hepinizi cok seviyorum. hakkinizi helal edin.
hepinizi cok seven:
cabbar
sen bunları okurken ben kusmuk parçacıklarımın içinden domates kabukları topluyor olacağım.hiç gerçek zannetme çünkü ankarada o kadar içmek hiç o kadar kolay olmadı.
şimdi çırılçıplağım hayata,hayatıma karşı.bir o kadar çirkin bir o kadar şeytani çekicilikte.yahut belki ben hiç o kadar kötü,hiç o kadar iyi olamadım,olamayacağım.
çıplakken osurmak kaçınılmaz rahatlık.kokusu beynimi zonklatıyor.tüm kinimi osuruklarımla dağıtıyorum sizin hayatlarınıza.sizde kalsın kinim, kötülüğüm,iyiliğim."hiç olmadığım ve olamayacaklarım".
ben bunları yaşarken sen,kim bilir diş macununun neden ortadan sıkıldığını hiç kavrayamayacak kadınlarla sabah ereksiyonları yaşıyor olacaksın. salak.salağım benim.bak hala sahiplik eki kullanıyorum senin geçtiğin sözcüklerde.salaksın çünkü ben diş macununu ortadan sıktığın için sana kızmayacak kadarsevecen nadir bir kadınım.çünkü ben diş macununu hep ortadan sıkarım. unisex bir isme sahip olmanın ağırlığı yahut hafifliğin içinde savrulurken.
ben siz erkeklerin cinsel özgürlüğüne sahip olmak istemekle,bazen olmakla,seksi her istendiğinde verme zorunluluğu taşıyorum.yani bu kadar ikilemdeyim.bu kadar uniseksim.
ben gidiyorum.hayalimde intihar mektuplarımı sana yazıyorum.çünkü ben hala seni seviyorum.gidiyorum şimdi o çok uzaklara.neden diye sorma gaflet ve zahmetinde bulunacak olursan,cevabı da pek tabii ki benim gibi takıntılı biri için;hazır.çünkü...çünkü...çünkü...nasıl desem sana,nasıl daha çok heyecan katabilirim olaya.turkcell içimdeki karanlıktan daha güçlü olamadı,olamaz da.aramayacağın,aramayı hiç düşünmediğin kişinin telefonuna orada asla ulaşılamayacak.ee bırak ben de bir karizma yapayım, bir beynimi dinleyeyim. bırak da kapalıyken telim,"ah kesin yüz binler beni aramıştır da ulaşamamıştır.oh canıma deysin!çatlasınlar" diyebilmenin zevkini öteki tarafta yaşıyabileyim.bir yerlerden duymuştum,insan bu yaşamında neyse(reenkarnasyonel dedikodular), geçmişinde bunun tam tersiymiş.düşün bir beni!ne ukala,ne talefonuna ulaşılamaz,ne nazlı,ne götü havadaymışım.
bu bir intihar mektubu değildir sevdiceğim.bu bir intahar mektubu da hiç olmayacak.
ben boklara bata çıka,hayatın kimilerinekarşı daha hafif,kimilerine ağır bir yük olduğunu öğrendim.omuzumda hissettiğim ağırlığı kimi zaman tüm hayalperestliğim ve çocuksuluğumla "rüzgar" sandım."rüzgardır, geçer" dedim.onun bir karabasanın ayaklarıyla beni omuzlarımdan çizmeye çalıştığının resmi olduğunu anladığım zamanlarda işte böyle "gidiyorum ben,sen hoşçakal" mektupları yazıp solo tuvalet kağıtlarına bastırıp,belki bir gün o mubarek,o gökdelenlerden tepede olan muhterem kıçını silersin diye.
sanı sarı laleler alamadım çiçek pazarından, çünkü biz birbirimizin sevdiceğiyken henüz bu şarkı piyasaya sürülmemiş bir tuvalet kağıdıydı kim bilir kimin kıçı için yazılmış.
bir aşkın geriye bıraktıkları, panik atak,paronaya,cinnet olarak geri dönüyor bana.ayakları benim gibi bok çukurunda olup da, onları tanrının ipek halıları sanabilecek kadar hayalperestlere.
kimileri de bunları kaset yapıp piyasaya sürüyor sevdiceğim.
neyse, kısacası sevgilim "lale sensin, göt de bana girsin" diyebilecek kadar çok seven birinden "bu günlerin yarınları var,gidiyorum ben sen hoşçakal" mektubudur bu bir.
belki de yalnızca bir tuvalet kağıdı bir aşktan geriye kalan.mubarek götünü silesin diye kalemimden damlayan...
şimdi çırılçıplağım hayata,hayatıma karşı.bir o kadar çirkin bir o kadar şeytani çekicilikte.yahut belki ben hiç o kadar kötü,hiç o kadar iyi olamadım,olamayacağım.
çıplakken osurmak kaçınılmaz rahatlık.kokusu beynimi zonklatıyor.tüm kinimi osuruklarımla dağıtıyorum sizin hayatlarınıza.sizde kalsın kinim, kötülüğüm,iyiliğim."hiç olmadığım ve olamayacaklarım".
ben bunları yaşarken sen,kim bilir diş macununun neden ortadan sıkıldığını hiç kavrayamayacak kadınlarla sabah ereksiyonları yaşıyor olacaksın. salak.salağım benim.bak hala sahiplik eki kullanıyorum senin geçtiğin sözcüklerde.salaksın çünkü ben diş macununu ortadan sıktığın için sana kızmayacak kadarsevecen nadir bir kadınım.çünkü ben diş macununu hep ortadan sıkarım. unisex bir isme sahip olmanın ağırlığı yahut hafifliğin içinde savrulurken.
ben siz erkeklerin cinsel özgürlüğüne sahip olmak istemekle,bazen olmakla,seksi her istendiğinde verme zorunluluğu taşıyorum.yani bu kadar ikilemdeyim.bu kadar uniseksim.
ben gidiyorum.hayalimde intihar mektuplarımı sana yazıyorum.çünkü ben hala seni seviyorum.gidiyorum şimdi o çok uzaklara.neden diye sorma gaflet ve zahmetinde bulunacak olursan,cevabı da pek tabii ki benim gibi takıntılı biri için;hazır.çünkü...çünkü...çünkü...nasıl desem sana,nasıl daha çok heyecan katabilirim olaya.turkcell içimdeki karanlıktan daha güçlü olamadı,olamaz da.aramayacağın,aramayı hiç düşünmediğin kişinin telefonuna orada asla ulaşılamayacak.ee bırak ben de bir karizma yapayım, bir beynimi dinleyeyim. bırak da kapalıyken telim,"ah kesin yüz binler beni aramıştır da ulaşamamıştır.oh canıma deysin!çatlasınlar" diyebilmenin zevkini öteki tarafta yaşıyabileyim.bir yerlerden duymuştum,insan bu yaşamında neyse(reenkarnasyonel dedikodular), geçmişinde bunun tam tersiymiş.düşün bir beni!ne ukala,ne talefonuna ulaşılamaz,ne nazlı,ne götü havadaymışım.
bu bir intihar mektubu değildir sevdiceğim.bu bir intahar mektubu da hiç olmayacak.
ben boklara bata çıka,hayatın kimilerinekarşı daha hafif,kimilerine ağır bir yük olduğunu öğrendim.omuzumda hissettiğim ağırlığı kimi zaman tüm hayalperestliğim ve çocuksuluğumla "rüzgar" sandım."rüzgardır, geçer" dedim.onun bir karabasanın ayaklarıyla beni omuzlarımdan çizmeye çalıştığının resmi olduğunu anladığım zamanlarda işte böyle "gidiyorum ben,sen hoşçakal" mektupları yazıp solo tuvalet kağıtlarına bastırıp,belki bir gün o mubarek,o gökdelenlerden tepede olan muhterem kıçını silersin diye.
sanı sarı laleler alamadım çiçek pazarından, çünkü biz birbirimizin sevdiceğiyken henüz bu şarkı piyasaya sürülmemiş bir tuvalet kağıdıydı kim bilir kimin kıçı için yazılmış.
bir aşkın geriye bıraktıkları, panik atak,paronaya,cinnet olarak geri dönüyor bana.ayakları benim gibi bok çukurunda olup da, onları tanrının ipek halıları sanabilecek kadar hayalperestlere.
kimileri de bunları kaset yapıp piyasaya sürüyor sevdiceğim.
neyse, kısacası sevgilim "lale sensin, göt de bana girsin" diyebilecek kadar çok seven birinden "bu günlerin yarınları var,gidiyorum ben sen hoşçakal" mektubudur bu bir.
belki de yalnızca bir tuvalet kağıdı bir aşktan geriye kalan.mubarek götünü silesin diye kalemimden damlayan...
(bkz: bilgi sozluk siir dernegi).
insan gercekten olmek istese hic mektup birakir mi?inanmam.o sadece bir serzenistir.’benim hala yasayasim var ama yasatmiyorlar’a dair.
intihar eden insanin etmeden once yazdigi ,kendisini olume zorlayan $eylerden yada sevdigi-sevmedigi insanlardan bahseden kagit..
(bkz: suicide)
(bkz: intihar)
olumumden $u sorumludur, bu sorumlu degildir, $unlarin ise hic alakasi bile yoktur tanimam etmem turunde yazilmi$ mektup turu.
(bkz: intihar entrysi)
eger yazacak olsam intihar etmekten vazgecirecek eylem.cok vefali bi insanimdir herkesi mektubuma yazarken zaten ya sikilip vazgecerim yada sikintidan olmus olurum uzucu olan sudur ki sikilgan bunyeler direk intihar etsin uzerine sunu yazabilir. hataliysam dua et ki allah affetsin.
ki$la birlikte gelen karanlik bir huzun degildi benimkisi. daha cok ozlem duydugum yanimda olmasini istedigim
ki$ilerin, zamanin bazi anlarinda yanimda olmamasi ve kendimi yalniz hissetmemdi..bak iste anliyor musun?
su anda bile yalnizim.. tozdan dolayi kirli beyaz olmus perdelerle kapli yari karanlik rutubetli odamda.
duvarda pili bitmi$ saat bile eslik edemiyor gecip giden zamana. ya $urada duran ve bitiremedigim yarim kalan
kitap..bunlarin hepsi belki de benim onlara ilgi gosterip, yarim biraktigim $eyleri "hayatimi" tamamlami
istiyorlar.. yarisi okunmus ve tozlu bi rafa kaldirilmis bir kitap gibi sessiz bi uzuntu icindeyim su halimde..
bir gun aklina gelirsem eger, yarida birakip gittigim hayata benim icin devam et olur mu? biliyorum
ben yapamazdim bunu... tum gercekligimle herseyi yarida birakip gelirdim, arkama bile bakmadan..
bir iki damla gozyasi ve o anda animsiyacagin bir kac guzel anidan baska birsey kalmayacak geriye, biliyorum.
simdi gitme zamani. son bi nefes cekiyorum sigaramdan.. goz ya$imla birlikte kendimi bosluga birakiyorum.
en son gordugum $ey havada dagilan goz yaslarimdaki yasadigimiz anilar.. ve oluyorum...
ki$ilerin, zamanin bazi anlarinda yanimda olmamasi ve kendimi yalniz hissetmemdi..bak iste anliyor musun?
su anda bile yalnizim.. tozdan dolayi kirli beyaz olmus perdelerle kapli yari karanlik rutubetli odamda.
duvarda pili bitmi$ saat bile eslik edemiyor gecip giden zamana. ya $urada duran ve bitiremedigim yarim kalan
kitap..bunlarin hepsi belki de benim onlara ilgi gosterip, yarim biraktigim $eyleri "hayatimi" tamamlami
istiyorlar.. yarisi okunmus ve tozlu bi rafa kaldirilmis bir kitap gibi sessiz bi uzuntu icindeyim su halimde..
bir gun aklina gelirsem eger, yarida birakip gittigim hayata benim icin devam et olur mu? biliyorum
ben yapamazdim bunu... tum gercekligimle herseyi yarida birakip gelirdim, arkama bile bakmadan..
bir iki damla gozyasi ve o anda animsiyacagin bir kac guzel anidan baska birsey kalmayacak geriye, biliyorum.
simdi gitme zamani. son bi nefes cekiyorum sigaramdan.. goz ya$imla birlikte kendimi bosluga birakiyorum.
en son gordugum $ey havada dagilan goz yaslarimdaki yasadigimiz anilar.. ve oluyorum...
bence en iyisi boş olandır zaten birleri yada nedenler yüzünden intihar ediyorsanız sizir umursamıyorlardır umursasalar sorun olmaz zaten en iyi hiç bişey yazmadan arkda koca bir gizem bırakmaktır.
(bkz: a tout le monde)
ucu yakilanlardan degildir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?