inci

0 /
orqn
yeni bir çömezimiz.

ufak bir hatırlatma yapayım; onayını alana kadar yazdığı entryleri sihirli güçleri olan yöneticiler dışında kimse göremez.

hayır aynı başlığa ısrarla aynı entryi giriyor, boşu boşuna yoruluyor.

farklı farklı 10 entry girip usulca onay almayı beklerse her şey çok güzel olur.
goetica
bir nazım hikmet $iiridir. masal gibidir.

yuzlerce sene evvel cok guzel bir kiz varmis.
ayagina kapanip butun gencler yalvarmis
bu esi bulunmayan guzeli almak icin.
erimisler ask denen alevden icin icin,
gunesin sicagiyla eriyen karlar gibi;
hepsinin bu sevdadan hicran olmus nasibi...
boyle yasiyorlarken dunyalarina kuskun,
guzel kiz davet etmis asiklarini bir gun.
demis: "elbet veremem gonlumu hepinize,
fakat bir musabaka aciyorum ben size:
en guzel, en kiymetli inciyi bana her kim
getirirse onunla artik evlenecegim..."
asiklar mallarini feda edip satmislar,
dort taraftan en buyuk inciyi aratmislar.

yuzlerce sene evvel bir saz sairi varmis;
bu gencin de gonlunu o kizin aski sarmis.
aklini alivermis gok ela renkli gozler;
her dakika biricik sevgilisini ozler,
her dakika aglarmis, sizlarmis, ah edermis;
askindan perisanmis. mahzunmus. derbedermis...
duymus musabakayi bu asik da nihayet,
"inci nedir?" diyerek o anda etmis hayret.
cunku o ana kadar inciyi bilmiyormus.
"inci nasil sey?" diye bir ihtiyara sormus:
"ben onu hic gormedim, gezdim de diyar diyar."
demis ki zavalliya gulumseyip ihtiyar:
"guzel bir tastir inci, kadinlarin susudur;
durdugu yer onlarin acik, beyaz gogsudur.
denizden ciktigindan, pahalidir gayetle..."
bu sozleri duyunca asik bakar hayretle,
der ki: "ben, deniz nedir, onu da bilmiyorum."
ihtiyar denizi de anlatir: "dinle yavrum,
bu oyle bir sudur ki ufuga kadar acik,
bazan dalgalar vardir kiyisinda ufacik;
bazan firtina cikar, hava olunca lodos,
deniz birden kudurup kayalara vurur tos.
sen karada gezmissin, belli, bu yasa kadar.
bu daglarin ardinda cok uzak bir deniz var.
pek merak ediyorsan yuru, memleketler as."
saz sairi, bu sozler bitince, yavas yavas
denizi bulmak icin seyahate koyulur,
uzun yollar ustunde harap olur, yorulur.
nihayet gok topraga isigini dokerken
bir sahile yaklasir henuz safak sokerken...

aradan bir yil gecip nihayet muhlet bitmis,
asiklar akin akin kizin yanina gitmis.
hepsi de dizilmisler onune birer birer:
ellerinin ustunde donuk, beyaz inciler.
guzel kiz seyre dalmis, oturarak yerine;
ipek elbisesinin uzun eteklerine
butun delikanlilar koymus hediyesini!
gozlerini acarak herkes kesmis sesini:
"acaba hangisini kabul edecek?" diye...
disardan bir gurultu duyulmus o saniye:
"birakin, muradima ben bugun erecegim,
birakin sevgilime inciler verecegim..."
"o da getirsin" diye guzel kiz vermis izin,
sair iceri girmis, tereddut etmeksizin.
anlatmis kalbindeki sizlayan bir yarayi,
anlatmis uzun uzun butun bu macerayi...
"ben bir sair asikim, elimde bir kirik saz,
yapyalniz yasiyorum, derdim cok, sevincim az.
o guzel gozlerine bir pinar gibi gonlum
yillarca aka aka tukendi tahammulum.
fakat seni unutmak gelmiyordu elimden...
ve bir gun isittim ki inci istemissin sen.
ama bu ana kadar gormemistim ben onu,
ogrendim bu incinin denizde oldugunu.
deniz nerde? diyerek ariyordum bu sefer;
askinin kuvvetiyle astim daglar, tepeler.
nice ulkeler gezdim, nice daglar dolastim,
bir sabah, sonu gelmez bir denize ulastim:
gunes icinden dogup icinde batiyordu;
sular arzin ustune yaslanmis yatiyordu.
ruzgar yavas esiyor, engin sessiz, durgundu;
vucudum aylar suren yolculuktan yorgundu.
askinla geliyordu kalbime kuvvet yine;
indim buyuk denizin o buyuk sahiline
incileri topladim, ugrasip didinerek!..."
asikin sozlerini dinlerken kadin, erkek;
sair omuzundaki bir torbayi uzatmis,
yere, bagini cozup, incileri bosaltmis.
fakat o anda herkes kahkahalarla gulmus:
cunku inci yerine cakiltasi dokulmus.
guzel kiz genc asika demis: "bunu iyi bil:
bu, parayla alinmis incilere mukabil,
senin cakiltaslarin cok degerlidir elbet;
sair! yasayacagim seninle ilelebet...
expert3
inci, başta istiridye,tarak ve bazı midye türlerinin içinde oluşur.bunlar denizlerde yaşayan yumuşakçalar sınıfından kabuklu yaratıklardır.işte, yaratıkların yumuşak vicutları içine giren yabancı bir maddenin zararsız duruma getirilmesi için çevrelerinde kılıflar oluşmaya başlar.böylece soyutlanan yabancı madde zamanla kalınlaşan ve çeşitli katmanlardan oluşmaya başlar.böylece soyutlanan yabancı madde zamanla kalınlaşan ve çeşitli katmanlardan oluşan yuvarlak bir biçim alır.daha çok istiridyenin içinde gelişen bu kat kat kılıflar sedef katmanıdır.inci bu katmanların tümünün küresel bir biçimde oluşmasıdır.
doğal inci, özellikle iri taneli inci az ve zor bulunan bir şeydir.çıkarılanlar arasında değerli olanlarda çok azdır.bir incinin değeri göz alıcı doğal pırıltılarının yanısıra kendine özgü değeriyle ölçülür.incinin renk ve parlaklığı alttaki katmanların ışığı yansıtma ve kırmasıyla oluşan ilginç bir olaydır.ama gerçekten çok değerli bir incinin ışığı yansıtmasının yanı sıra şekliyle yapı düzlüğünün de göz önünde tutulması gerekir.
incinin rengi istiridyenin cinsine,suyun içirdiği tuzun niteliğine suyun derinlik ve ısı derecesiyle de yakından ilgilidir. inci genellikle beyaz,fildişi,pembe yada açık gül renginde, mavimsi hatta siyah olmaktadır.bunların içinde beyaz ve pembemsi renklerde olanlar en çok arayanlardır.siyah inciler ise çok az bulunduğundan ayrı bir değer taşımaktadır.
istiridye ve öteki yumuşakçaların oluşturduğu her inci değer taşımaz.değerli inci yapabilmek istiridyenin kabuğunun iç yüzeyini kaplayan sedef tabakasının parlak,düzgün ve temiz renkli olmasına bağlıdır.bu niteliklerin en çok rastlandığı türü ise tropikal denizlerin ılık sularında yaşayan pinktada istiridyesidir.ama iran körfesinin arp yarımadası kıyılarında 2000 yılından beri çıkarılmakta olan inciler arasında çok değeğrli inciler görülmüştür.sri lanka adasının mannar körfezi beyaz ve gümüşsü incileriyle ünlü ünlüdür.abd ile meksika’nın batı kıyılarında ise siyah inci çıkar.avusturalya,güney pasifikler,venezuela ve panama yakınlarındaki inci adaları da ,inci çıkarılan bölgelerdir.deniz dibindeki istiridyeler sualtında 70 saniyeden 1,5 dakikaya hatta daha uzun süre,kalabilen dalgıçlar tarafından çıkarılır.
denizlerin dışında abd’nin missisipi nehrinde yaşayan bir istiridye türünde de tatlı su incileri elde edilmektedir.
çinliler bundan yüzlerce yıl önce istiridyeler içine konan bazı cisimlerin sedefle kaplandığını biliyordu.belkide onların bu deneyiminden yararlanan japonlar 1800 yıllarda istiriden daha çok ve daha ucuz inci elde etmenin yollarını geliştirmeye giriştiler.bugün ??kültür incisi’’ uretimi japonya’da büyük bir sanayi durumuna gelmiştir.
kültür incisi elde etmek için ufak ve yuvarlak bir sedef parçası canlı istiridyenin içine yerleştiriliyor.sonra bunlar dibe serili ağdan yataklar uzerine indirilerek orada 3-5 yıl süreyle bırakılır.böylece istiridye içinde oluşan inciler oluşan inciler sayı bakımından çok olursada gerçek inciler kadar değerli değildir.ama bunların iyilerini doğal olanlarından ancak deneyimli gözler ayırt edebilir.

http://inci.uzerine.com/index.jsp?objid=434
utopya
cok degerli bir tastir... incinin olusumu edebiyatimizda cokca deginilen bir efsaneye dayanir. efsaneye gore, nisanda sahile cikan istiridye, kapakcigini acarmis. o sirada yagan yagmurun damlasini yutup denize donen istiridyenin karnindaki bu nisan yagmuru damlasi, inci olusmasina sebep olurmus.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol