ilginç hayat hikayeleri

ohcaptainmycaptain
Tsutomu Yamaguchi (d. 16 Mart 1916; Nagasaki, Japonya - ö. 4 Ocak 2010, Nagasaki, Japonya),

II. Dünya Savaşı sırasında hem Hiroşima'da hem de Nagasaki'de atom bombasının etkisini yaşamasına karşın hayatta kalabilen Japon mühendis.
Her iki bölgede de bulunan Yamaguchi, Japonya hükûmeti tarafından iki atom bombası patlamasından da kurtulan tek adam olarak resmî kayıtlara geçmiştir.
Yamaguchi 16 Mart 1916 tarihinde Nagasaki şehrinde doğdu. Ortaöğretim olkulundan mezun olduktan sonra Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'ne girdi ve firmanın donanım tasarım bölümünde tasarımcı olarak çalıştı.

Mayıs 1945'te iş gereği Hiroşima'daki tersaneye gidip çalıştı. 6 Ağustos 1945 sabahı iş yerine giderken, atom bombasının patladığı nokta olan ground zero'ya 3 kilometre mesafedeydi. Sol kulak zarı yırtıldı ve bel üstünün sol tarafından yanarak ağır yaralandı. 7 Ağustos 1945'te trenle Nagasaki'ye döndü. 9 Ağustos 1945'te Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'nde Hiroşima'nın durumunu rapor ederken atom bombası patladı.

Savaş bittikten sonra Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'nde ayrıldı ve Nagasaki'de konuşlandırılan ABD Deniz Piyade Kolordusu 5. Taburu için bir tercüman olarak çalıştı. Daha sonra 7 yıldır İngilizce öğretmenliğini yaptıktan sonra tekrar Nagasaki Mitsubishi Tersanesi'ne döndü ve tanker tasarımcısı olarak çalıştı.

Yaşlandıkça atom silahlarının kullanımı hakkında görüşleri değişmeye başlayan Yamaguchi, 1980'li yıllarda kendisi ve deneyimleri hakkında bir kitap yazdı.

Yamaguchi, nükleer silahsızlanmanın savunucularından biri oldu.

2006 yılında mide kanseri olduğunu öğrendi ve 2009 yılının Mart ayında bunu açıkladı. 22 Aralık 2009 tarihinde atom bombası hakkında bir film çekmeyi planlayan James Cameron tarafından ziyaret edildi ve kendisine Görevim hemen hemen bitti. Geri kalanları size emanet ediyorum. diye konuştu. 4 Ocak 2010 tarihinde 93 yaşında öldü.
kaliban
''direk konuya giriyorum, üşenmeyip okuyanlara hürmetler;
los angles'den larry walters; gerçekten çok başarılıydı; larry'nin çocukluk rüyası, uçmaktı. yüksek okuldan mezun olur olmaz pilot olma umuduyla hava kuvvetleri'ne müraacat etti. ama ne yazık ki, gözleri yeterince sağlıklı olmadığı için reddedildi. öylesine üzülmüştü ki, bütün gün evinin arka bahçesinde oturarak havadan geçen uçakları izliyordu, hava üssünün yakınındaki bir eve taşınmıştı. ve birgün larry karar verdi; uçacaktı. yöredeki ikinci el ordu eşyalarını satan dükkana gitti ve iki hava balonu ile birkaç helyum gazı tankı satın aldı sonra evine döndü ve balonları kayışlarla bezden yapılmış demir sandalyesine bağladı ardından cipinin tamponuna sandalyeyi bir halatla bağladı ve balonları helyumla şişirdi. balon yerden birkaç metre yükselince test etmek için üzerine tırmandı. memnundu çünkü balon çalışıyordu.

yanına birkaç sandviç ve saçma atan bir tüfek koydu. böylelikle iniş zamanı geldiğinde balonları patlatacaktı. balonun ardından sürüklenen sandalyeye gitti. larry'nin planı halatı kestikten sonra evinin arka bahçesinin üzerinden havalanıp, 900 m. kadar yükselerek uçmak ve birkaç saatlik bir uçuştan sonra yere inmekti. balonları birer birer patlatarak alçalmayı düşünüyordu ama sonuç farklı olacaktı. ve 10 mart 1997'de cipe bağladığı sandalyesinin ipini kestiğinde, sandığı gibi sandalyeli balon araç yavaş yavaş yükselmedi. bir top mermisi gibi los angeles göğüne fırladı, en fazla 900 metre yükseleceğini sanıyordu, oysa daha ilk anda yatay bir uçuşla 7.000 metreye ulaşmıştı. o yükseklikte larry, balonlara ateş etme riskine giremedi, üstelik dengesini de bozulmuştu, kısacası başı iyice dertteydi. böylece soğuktan donarak, korku ve dehşet içinde 14 saatten fazla havada kaldı, oradan oraya sürüklendi. sonunda en kötü şey oldu, los angeles uluslararası havaalanı'nın üzerindeydi.


ilk kez larry'i bir yolcu uçağının pilotu gördü, hemen kuleyle haberleşerek, elinde bir tüfekle, bezden sandalyede uçan bir adamı tarif etti. havaalanın radarları, 7.000 m. yükseklikte uçan bir nesneyi belirledirler. acil durum alarmı verilerek, hemen bir helikopter araştırma için havalandırıldı. gece oluyordu ve deniz kıyısına doğru rüzgar esmeye başlamıştı, rüzgar larry'i denize götürüyordu ve tabii ardından da helikopter geliyordu. birkaç mil sonra helikopter larry'e yetişti ve görevliler tehlikeli olmadığını anladılar, zaten yardım istiyordu. kurtarmak için yaklaşmaya çalıştılar ama helikopter yaklaştıkça pervanesinin rüzgarı larry'i uzağa itiyordu. sonunda helikopter, larry'den biraz yukarsıdaki bir noktada kalmayı başararak, çılgın uçucuya kurtarma halatını attı ve larry halata tutunarak ve sahile kadar havada taşındı.
helikopter mürettebatı çok zor bir işi kusursuz bir şekilde başarmıştı. larry dünyaya dönmüştü, yere indirildiği anda tutuklandı. kelepçelenerek götürüldüğü sırada bir gazeteci, larry'e neden bunu yaptığını sordu. larry, bir an durdu, döndü ve soğukkanlılıkla cevap verdi; "bir adam sadece oturamaz, bir şeyler yapmalıdır." ertesi gün basın larry'den söz ediyordu; los angeles times'da "larry walters, bezden sandalyede şöhrete doğru yükseldi ve 44 yaşında emeline ulaşmayı başardı." yazıyordu. california haber ajansı upi "gökyüzüne bakın. bir kuş mu, bir uçak mı, yoksa bir uzay mekiği mi? hayır. o, bezli sandalyede oturarak 7.000 metrede uçan larry walters. 44 yaşında bir kamyon şöförü. cuma gününün yarısını helyumla dolu balonlara bağlı bir sandalyede geçirdi. bu garip araç uçak pilotlarının ödünü patlattı. long beach polis örgütü olayı doğruluyor. walters; 'yeryüzünde oturuyordum ama bu aracın işlediğini kendime kanıtladım." dedi."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol