iclal aydın

0 /
elma sekeriiii
eski kocasından kıskandıgı insan 1987 yılında ölmü$ bir çellisttir. bunu farkettiginde yazıyı çoktan yayınlamı$; insanların ona çok ayıp yaptıgını söylemesiyle kendine gelmi$tir.
yapacak bir $ey yok. rezil oldu.
angelus
mj’nin ölümü ardından prim yapmaya çalışmış bir zavallı. üstelik kendi kendine bir teşhis bile koymuş: "jackson vitiligo filan değildi. koskoca mehmet barlas’ı da yanıltmayın. ölenin ardından bu tür peygamberleştirme eylemleriyle kimsenin keyfini kaçırmayalım. evet michael jackson derisinin rengini ve yüzünü değiştirmek için bir ömür, bir servet ve ona ait olmayan o tanrısal bedeni harcadı ve evet ne acı, ne acı, acı ki bir “yaratık” olarak öldü."

böyle buyurmuş iclal hanım. ben de kendisinin, tıpkı mj’ye yakıştırdığı gibi, bir "yaratık" olarak ölmesini diliyorum. evet.
orqn
son dönemlerde özel hayatında sorunlar olduğu izlenimi yaratan insandır.michael jackson un ölümünden sonra yazdığı yazının linkini daha önce de vermiştim.okumayanlar için: #867742

kendisi bu yazıdan dolayı aldığı eleştirileri bertaraf etmek için bir yazı daha yazmış ama kaş yapayım derken göz çıkarmış.bu kez de mj nin bir ’yaratık’ olarak öldüğünü aynı benim gibi tırnak işareti içine alarak belirtmiş ve insanları hayatlarında bu kadar sorun varken bu olayla ilgilendikleri için suçlamış.

(bkz: kendini iyice kaybeden insan)
laughter
sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...

onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

insan hergün anımsarmı aynı gözleri

seni seviyordum ve senin haberin yoktu

saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte...

güldüğü zaman yukarıya bakardı;

yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...

ne güzeldiler sen bilmiyordun...

ben seni seviyordum...

kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

geri dönüyordu, çoğalıyordu

senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun

kalp ağrısı oluyordun,

birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

cesurduk...

ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller...

ben seni seviyordum sen bilmiyordun...

sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

derken bir gün uzaktan gördüm seni...

saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

kalbimi acıttı her zaman ki gibi...

değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
delibas
iki cümleyi ardarda getirebilen herkes yazar olabilir mantığı ile eline kalem kağıt almış gönül ablası.
al iclal aydın’ı vur tuna kiremitçi’ye.
zekirbelli
bir ropörtaja konuk olmuştu ulen neymiş bunun derdi diye derin bir nefes alıp bismillah diyerek okumuştum, zırvalarından aklımda kalan kubleler..

- yani insan kendinde keşfettiği ne kadar yetenek varsa hepsine inmeli hepsiyle uğraşmalı, örneğin ben hem süper yemek yaparım , oyunculuk konusunda eh fena değilim, şiir yazarım, ip atlarım, bugün edebiyatçı yarın şarkıcı olabilirim( sus allahın adını verdim sus!)

- aşk kesinlikle benim hayat damarım aşka saygı duyanlardanım( o yüzden mi aşkına saygı duymadığın bir kadının kocasına meylettin? hoş ters köşe yattın)

- bana köşesinde saldıran xxx sanırım bana aşık(düzeye gel)

bu böyle gider, böyle beşerlerin olmadık yerlerde yellenmelerine içerlemekteyim.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol