bu ülkede, idealleri uğruna eziyet çeken insanlara en büyük örnektir atsız.
trt’de geçen sene hayatını anlatan bir program yayınlanmış ve hayatına dair bazı detaylara yer verilmiştir. tüm edebiyatçı ve tarihçi akademisyenler tarafından otorite olarak kabul edildiği bir gerçektir. nazım hikmetof isimli sovyet ajanının yüceltildiği bu ülkede, hafızalardan silinmeye çalışılan abide bir kişiliktir. radikaldi, uçlarda dolaşmayı severdi. ama bugün kimse çıkıp da, "atsız filanca ülkenin adamıydı, vatana karşı şu suçları işledi" diyemez, onun dürüstlüğüne laf söyleyemez. bu kadar büyük bir kitleye hitap edip de, bu kadar dürüst kalmayı başaran insanların sayısı çok azdır.
faşist musolloni’ye yazdığı bir şiir:
davetiye
ey benito musolini! ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem duçe!
duydum ki, yelkenleri edip de fora
gelecekmiş orduların yeşil bosfora.
buyursunlar... bizim için savaş düğündür;
din arab’ın, hukuk sizin, harp türklüğündür.
açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
hem karadan, hem denizden ordular indir!
çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
şaheserler süngülerle yazılır ancak!
çağrı beğle tuğrul beğ’in kurdugu devlet
italyali melezlerden üstündür elbet;
bizim eski uşakları alda yanına
balkanlardan doğru yürü er meydanına;
çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
dirilerek başınıza geçse de sezar
yine olur anadolu size bir mezar.
belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
biz güleriz cermenliğin kudurusuna,
tanıyoruz atila’dan beri cermeni,
farklı midir prusyalı yahut ermeni?
senin dostun cermanyaya biz nemse deriz,
bir gün yine beç önünde düğün ederiz.
söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
ölüm-dirim savaş bir gun mukadder!
gerçi bugun eskisinden daha cok diksin;
fakat yine biz osmanlı , sen venediksin!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
bu hayaller zamanları hızla aşmalı,
gök türklerle romalılar karşılaşmalı !
görmüyorsan gönlümüzün içini, körsün!
kılıçlarımız kınlarından çıkmaya görsün!
top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17’ye karşı 44 milyon az gelir.
arnavudu yendim diye kendini avut,
yiğit türkle bir olur mu soysuz arnavut?
kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
dalmalıdır gövdelere çelik süngüler!
sert dipçikler ezmelidir nice başları !
ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
en yiğitler serilmeli en önce yere!
kızıl kanlar yerde taşıp olmali dere!
ulku denen nazli gelin erde san ister!
büyük devlet kurmak icin büyük kan ister.
damarında var mı senin böle bol kanın?
türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
kurulacak yeni roma boş bir hayaldir,
karşısında olmasaydı şanlı ’türk budun’
belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
insan oğlu ümitlerle dolup taşmalı,
aryalarla turanlılar karşılaşmalı.
tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
hız verecek biricik şey ona savaştır!
keskin olur likörlerden ayranla kımız,
karnera’yı yere serer tekirdağlımız.
yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...
biz güleriz façyolarin felsefesine,
dayanır mı kırkı bir tek türk efesine?
bizim yanık fuzuli’miz engin bir deniz!
karşısında bir göl kalır sizin dante’niz!
bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!
’general’ler ’paşa’ larla atamaz aşık!..
ey italyan başvekili! ey musolini!
iki irkin kabarmali asirlik kini...
hesabını göreceğiz elbette yarın
yedi yüzlü , yedi dilli italyanların!
irkınızı hiçe saydı hazreti fatih.
biraz daha yaşasaydı hazreti fatih
ne venedik kalacakti, ne floransa...
hos geldiniz diyecekti bize fransa!
haydi, hamle kafirindir... ilkonce sen gel
ecel ile zaman bize olmadan engel!
burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
süngülerle çarpışmadır savaşta yasa.
olma böyle sinsi çakal, yahut engerek!
bozkurt gibi, kartal gibi döğüşmek gerek!
kılıç arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
atila’nın ateşi var içimizde!
kanije’nin gazileri daha dipdiri!
sınırdadır pilevne’nin kırk bin askeri!
edirne’de şükrü paşa bekliyor nöbet!
dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
şehitlerden elli milyon bekcisi olan
aşılmaz bir kayadır bu ebedi vatan!
hüseyin nihal atsız
$u dizeleri dikkatimi cekti.
kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
dalmalıdır gövdelere çelik süngüler!
sert dipçikler ezmelidir nice başları !
ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
en yiğitler serilmeli en önce yere!
kızıl kanlar yerde taşıp olmali dere!
ne kadar humanist ne kadar insancilmi$.
kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
dalmalıdır gövdelere çelik süngüler!
sert dipçikler ezmelidir nice başları !
ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
en yiğitler serilmeli en önce yere!
kızıl kanlar yerde taşıp olmali dere!
ne kadar humanist ne kadar insancilmi$.
en sevdiğim şiirleri:
yollarin sonu
bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize.
gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
yalnız bir hatırsı kaldı artık yanımda.
yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
çünkü bu yol kutludur, gider tanrı dağına.
halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
değişilir topuda bir sokak kaltağına.
ister düşün... kendini ister hayale kaptır...
uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
sevimli bir hayale açılırken kolların.
ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
düştüğü yer uzakta "dilek" adlı bir saray.
o sarayda bulunca tanrılaşan erleri
artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
hepsi sussa da "kür şad" uzatarak elini;
"hoş geldin oğlum atsiz, kutlu olsun!" diyecek.
selam
icim yine sevinçlerle dolup yanıyor;
ruhum sanki deniz olmuş,dalgalanıyor.
uzak uzak ülkelere döndüm seferden;
yaralarim ağır,fakat mestim zaferden;
zafer ümit kaynağının bir çeşmesidir
zafer bir çok gönüllerin birleşmesidir.
gönülleri birleşenler ölse de bir gün
gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.
gönülleri birleşenler!selam sizlere!
uzaklarda dertleşenler!selam sizlere!
selam sana hücrelerde benzi solan genç!
selam sana ey yılları heba olan genç!
istikbalim gitti diye yaslanma sakın!
istikbalin değil, ruhun tanrıya yakın!
o yalancı istikbale bir perde indir!
gerçek yarın unutma ki bir gün senindir!
selam sana yavrusundan ayrılan kadın!
kimbilir sen gizli gizli nasıl ağladın!
ne bir damla gözyaşı dök, ne yasla dövün;
sen yaşarken öksüz kalan yavrunla övün!
gür sütünle aşladigin erlik cevheri
yapacaktır onu yarın yaman bir çeri...
tek bir kadın değilsin sen...sen bir ocaksın!
madem ki bir adin atsız, katlanacaksın!
kafkasyada can veren bir şehidin kızı
bir çeliktir...yüreğinde erir her sızı...
varsın bağrın firkatiyle yavrunun yansın...
yansın,dayan!çünkü sen de bir kahramansın!
ey ekmeği alınanlar!selam sizlere!
ey rütbesi çalınanlar!selam sizlere!
kardes yahut arkadaştır diye evleri,
ocaklari dağıtılan ülkü devleri
selam size! üstünüzde bütün bakışlar,
bir gün olur,tarih sizi elbet alkışlar!
ey ciğeri parcalanan kahpe veremden
ne beklersin dünyadaki sahte keremden?
ciğerlerin sönüyorken tanrıyi andin;
tasa etme,gerçeklesir mukaddes andın.
hepinize sevgilerle coşkun selamlar!
şehitlerimiz bile sizi belki selamlar
içtiginiz ıstıraplar size kımızdır
bu acılar mazimize selamımızdır.
en tatlı bir hayalimdir bu selam benim
kırk derece sıcaklikta erirken tenim...
çekiyoruz bunalarak fakat ne çıkar?
ulu tanrı bir gün elbet bizi yargılar.
bütün dünya sağırlaşsa o bizi dinler
onun rahmet denizinde ruhlar serinler.
ey hırçın genç,ey güzel kız! bırakın yası...
yeter temiz gönüllerin bizi anması...
toprak ana uyuturken koynunda bizi
yarinkiler biçecektir ektiğimizi,
yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
iste o gün ruhlarimiz şad olacaktır!
selam şanlı mazimize! selam yarına!
selam zafer ordusunun silahlarına!
ey geçmişin yigitleri! selam sizlere
ey yarının sehitleri! selam sizlere!
siz tarihe yazıyorken sanli bir satır
aranizda bulunacak güleç bir batır;
atsız oğlu yağmur denen bu yağız çeri
atılarak hepinizden daha ileri
güldürecek babasinin yanik ruhunu
ruh ve yürek sagirlari anlamaz bunu
karisinca gövdem yurdun topraklarina
ruhum uçar irkimizin bayraklarina,
varligin sevgisi onlara tasir
kendisi de ay-yildiza belki karisir
bir gün gelip irkimizin gürbüz erleri
adim adim dolasirken kutlu yerleri
vaktiyle bir atsiz varmis derlerse ne hos
anilmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhos?
haydi artik dinsin bütün iztiraplarin
ufuklardan sanli bir gün dogacak yarin
güzellikle sıcaklikla ve ihtisamla...
kumandasiz hazir olup onu selamla!
gönlündeki yaralarin kanini dindir...
yüzdeyüz türk oldugun gün cihan senindir.!
topal asker
ey saçları "alagorsan" kesik hanım kız!
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
bacağımla alay etme pek topal diye.
bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?
sen şişlide dans ederken her gece gündüz,
biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
siz salonda dans ederken bizler savaştık .
ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
olan işler dimağını azıcık yorsun!
biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
biliyorum baldırını o kadar nazla
örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
benim bütün elbisemden... hatta kendimden...
biliyorum: çünkü bugün şu dünyada ben
neyim? bir hiç... işe güce yaramaz topal...
sen sağlamsın, senin hakkın, dünyadan zevk al:
çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
dolaşırken... biz de tipi, fırtına, yağmur,
kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık.
sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
bugün hesap göreceğiz artık seninle:
ben cephede geberirken, geride vatan
aşkı ile bin belalı işe can atan
anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
dağlar kadar yük altında... gel, cevap ver, sen
bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!
anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda...
ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
sizin için harp ederken yedim kurşunu.
onun için topal kaldı böyle bacağım,
onun için tütmez oldu artık ocağım.
nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
ya siz nasıl yaşadınız? bizim kanımız
size şarap oldu sanki... şehit canımız
güya sizin mezenizdi! yiyip içtiniz;
zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..
gerçi salonlarda senin "yıldız"dı adın,
hakikatte fahişesin ey alçak kadın!
ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
omuzun da neden seni fuzuli çeksin?
.....kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
.
.
yollarin sonu
bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize.
gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
yalnız bir hatırsı kaldı artık yanımda.
yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
çünkü bu yol kutludur, gider tanrı dağına.
halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
değişilir topuda bir sokak kaltağına.
ister düşün... kendini ister hayale kaptır...
uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
sevimli bir hayale açılırken kolların.
ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
düştüğü yer uzakta "dilek" adlı bir saray.
o sarayda bulunca tanrılaşan erleri
artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
hepsi sussa da "kür şad" uzatarak elini;
"hoş geldin oğlum atsiz, kutlu olsun!" diyecek.
selam
icim yine sevinçlerle dolup yanıyor;
ruhum sanki deniz olmuş,dalgalanıyor.
uzak uzak ülkelere döndüm seferden;
yaralarim ağır,fakat mestim zaferden;
zafer ümit kaynağının bir çeşmesidir
zafer bir çok gönüllerin birleşmesidir.
gönülleri birleşenler ölse de bir gün
gök kubbede kalacaktır seslerinden ün.
gönülleri birleşenler!selam sizlere!
uzaklarda dertleşenler!selam sizlere!
selam sana hücrelerde benzi solan genç!
selam sana ey yılları heba olan genç!
istikbalim gitti diye yaslanma sakın!
istikbalin değil, ruhun tanrıya yakın!
o yalancı istikbale bir perde indir!
gerçek yarın unutma ki bir gün senindir!
selam sana yavrusundan ayrılan kadın!
kimbilir sen gizli gizli nasıl ağladın!
ne bir damla gözyaşı dök, ne yasla dövün;
sen yaşarken öksüz kalan yavrunla övün!
gür sütünle aşladigin erlik cevheri
yapacaktır onu yarın yaman bir çeri...
tek bir kadın değilsin sen...sen bir ocaksın!
madem ki bir adin atsız, katlanacaksın!
kafkasyada can veren bir şehidin kızı
bir çeliktir...yüreğinde erir her sızı...
varsın bağrın firkatiyle yavrunun yansın...
yansın,dayan!çünkü sen de bir kahramansın!
ey ekmeği alınanlar!selam sizlere!
ey rütbesi çalınanlar!selam sizlere!
kardes yahut arkadaştır diye evleri,
ocaklari dağıtılan ülkü devleri
selam size! üstünüzde bütün bakışlar,
bir gün olur,tarih sizi elbet alkışlar!
ey ciğeri parcalanan kahpe veremden
ne beklersin dünyadaki sahte keremden?
ciğerlerin sönüyorken tanrıyi andin;
tasa etme,gerçeklesir mukaddes andın.
hepinize sevgilerle coşkun selamlar!
şehitlerimiz bile sizi belki selamlar
içtiginiz ıstıraplar size kımızdır
bu acılar mazimize selamımızdır.
en tatlı bir hayalimdir bu selam benim
kırk derece sıcaklikta erirken tenim...
çekiyoruz bunalarak fakat ne çıkar?
ulu tanrı bir gün elbet bizi yargılar.
bütün dünya sağırlaşsa o bizi dinler
onun rahmet denizinde ruhlar serinler.
ey hırçın genç,ey güzel kız! bırakın yası...
yeter temiz gönüllerin bizi anması...
toprak ana uyuturken koynunda bizi
yarinkiler biçecektir ektiğimizi,
yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
iste o gün ruhlarimiz şad olacaktır!
selam şanlı mazimize! selam yarına!
selam zafer ordusunun silahlarına!
ey geçmişin yigitleri! selam sizlere
ey yarının sehitleri! selam sizlere!
siz tarihe yazıyorken sanli bir satır
aranizda bulunacak güleç bir batır;
atsız oğlu yağmur denen bu yağız çeri
atılarak hepinizden daha ileri
güldürecek babasinin yanik ruhunu
ruh ve yürek sagirlari anlamaz bunu
karisinca gövdem yurdun topraklarina
ruhum uçar irkimizin bayraklarina,
varligin sevgisi onlara tasir
kendisi de ay-yildiza belki karisir
bir gün gelip irkimizin gürbüz erleri
adim adim dolasirken kutlu yerleri
vaktiyle bir atsiz varmis derlerse ne hos
anilmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhos?
haydi artik dinsin bütün iztiraplarin
ufuklardan sanli bir gün dogacak yarin
güzellikle sıcaklikla ve ihtisamla...
kumandasiz hazir olup onu selamla!
gönlündeki yaralarin kanini dindir...
yüzdeyüz türk oldugun gün cihan senindir.!
topal asker
ey saçları "alagorsan" kesik hanım kız!
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
bacağımla alay etme pek topal diye.
bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?
sen şişlide dans ederken her gece gündüz,
biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
siz salonda dans ederken bizler savaştık .
ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
olan işler dimağını azıcık yorsun!
biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
biliyorum baldırını o kadar nazla
örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
benim bütün elbisemden... hatta kendimden...
biliyorum: çünkü bugün şu dünyada ben
neyim? bir hiç... işe güce yaramaz topal...
sen sağlamsın, senin hakkın, dünyadan zevk al:
çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
dolaşırken... biz de tipi, fırtına, yağmur,
kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık.
sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
bugün hesap göreceğiz artık seninle:
ben cephede geberirken, geride vatan
aşkı ile bin belalı işe can atan
anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
dağlar kadar yük altında... gel, cevap ver, sen
bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!
anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda...
ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
sizin için harp ederken yedim kurşunu.
onun için topal kaldı böyle bacağım,
onun için tütmez oldu artık ocağım.
nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
ya siz nasıl yaşadınız? bizim kanımız
size şarap oldu sanki... şehit canımız
güya sizin mezenizdi! yiyip içtiniz;
zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..
gerçi salonlarda senin "yıldız"dı adın,
hakikatte fahişesin ey alçak kadın!
ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
omuzun da neden seni fuzuli çeksin?
.....kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
.
.
büyük bir çoğunlukla, yeni yeni bir ideolojiyi benimseme çabasında olup ya da takım tutar gibi bir fanatiklikle dünya görüşünü anti kavramlarla destekleme ya da aklama derdinde olan kimselerin hedef tahtası haline gelmiş kişi. merak ediyorum, acaba atsız yaşarken de kendisine bu derece bir tepki gösterildi mi? özellikle de son dönem gençliğinde moda olmuş bir isim haline geldi nedense? atsıza faşist, ırkçı ya da aşağılayıcı sözler söylemek bir takım rahatlamalar yaratıyor gibi görünüyor.
bu adama hakaret edince komunizmi yüceltmiş gibi hissediyor bazı kişiler.
halbuki biraz resmi tarih dışındaki tarihi okusalar ya da bir bilene sorsalar en büyük faşizmin o komunist ülkelerde yapıldığını, bir sürü insanın ırkı yüzünden öldürüldüğünü öğrenecekler ama...
halbuki biraz resmi tarih dışındaki tarihi okusalar ya da bir bilene sorsalar en büyük faşizmin o komunist ülkelerde yapıldığını, bir sürü insanın ırkı yüzünden öldürüldüğünü öğrenecekler ama...
siyasi kişiliğime pek uymasa da, edebi kişiliğinden önünde saygıyala eğileceğim zattır kendisi,davası kendi davasıdır,kendi bileceği iştir,musollini ye yazdığı şiir ise muhtşem ötesidir...
(bkz: her yiğidin gönlünde bir faşist yatar)
(bkz: her yiğidin gönlünde bir faşist yatar)
günümüz faşistlerinin üstad kabul ettikleri faşistin önde gideni.
bozkurtlar diriliyor adlı romanı gercekten cok guzeldir.
kitapları guzeldir, edebiyatı harikadır.
milliyetciligi biraz abartılıdır.
zamanında kendisi uzerine calısmalar yapmıs olan bir arkadasım onun icin "kesinlikle yahudi destekli" demiştir.
ama kitapları guzeldir, edebiyatı harikadır.
milliyetciligi biraz abartılıdır.
zamanında kendisi uzerine calısmalar yapmıs olan bir arkadasım onun icin "kesinlikle yahudi destekli" demiştir.
ama kitapları guzeldir, edebiyatı harikadır.
bazen yazdıklarını okurken dalga geçtiğini düşünüyorum, şaka yaptığını. tüm eserlerinin birer çocuklukla yazıldığını düşünmemek elde değil, en bilineni olarak örneğin vasiyeti, o bile bir şaka gibi.
yazdıklarına bakıyorum. kahkahalar. atsız, yazdıklarını yazarken dalga geçiyordu, evet. evet, nihal atsız çocuk ruhlu bir adamdı belki de, dalga geçti durdu ve iki tane gerizekalı da çıkıp peşinden atsız ata diye koşturup durdular. öbür türlü, çok saçma.
yazdıklarına bakıyorum. kahkahalar. atsız, yazdıklarını yazarken dalga geçiyordu, evet. evet, nihal atsız çocuk ruhlu bir adamdı belki de, dalga geçti durdu ve iki tane gerizekalı da çıkıp peşinden atsız ata diye koşturup durdular. öbür türlü, çok saçma.
yağmur atsız, anılarında babasının yakın çevresinin kafalarının ölçülerini alıp onların yüzde kaç türk olduklarını tespit ettiğinden söz eder. ardından ekler, babam insanlar evimizin kapısından çıkıp gittikten sonra bulduğu ilk koltuğa oturur uzun uzun kahkahalarla gülerdi.
(bkz: şakacı çocuk)
(bkz: şakacı çocuk)
sabahattin aliyi kendine rakip olarak görmüştür hep. tırnağı olamaz, ama aldırma gönül.
"o faşist değil ırkçıydı" diye savunulmaya çalışılması ilginç. pardon ama ikisi de aynı bk değil mi? sırf ırkından dolayı insanları yüceltmek ya da yerin dibine batırmak gerizekalılığı ne zamandan beri mazur görülüyor?
(bkz: aramızda faşist olabilir)
(bkz: aramızda faşist olabilir)
hakkında, turan sözlükte, sözlüğün en beğenilen üçüncü entrysi:
hayatını türkçülük ülküsüne adamış ,türkçülük davasının en büyük temsilcisi .
kutlu türkçülük uğruna ;ömrünü sıkıntılarla geçirmiş ve bundan hiç bir vakit şikayet etmemiş ,yıkılmaz bir kale..
en önemli türkçü kitap ve makalelerin yazarı mütevazı ,sevecen ve nezaket sembolü bir şahsiyet.
tanrı dağında ,kür-şad la birlikte ,türk gençliğini gözetleyen ,bağrı yanık sevdalı..
benliğini kaybetmiş bir topluma yeniden türklük ruhu ,aşkı ve aksiyonu aşılayan ve bir benzeri daha olmayan ,fikir ve eylem adamı..
ve;
ideolojisi hakkında, kendi ağzından, oğluna vasiyetinde:
yagmur oglum!
bugun tam bir bucuk yasindasin. vasiyetnameyi bitirdim, kapatiyorum. sana bir resmimi yadigar olarak birakiyorum. ogutlerimi tut, iyi bir turk ol.
komunizm bize dusman bir meslektir. bunu iyi belle. yahudiler butun milletlerin gizli dusmanidir. ruslar, cinliler, acemler, yunanlilar tarihi dusmanlarimizdir.
bulgarlar, almanlar, italyanlar, ingilizler, fransizlar, araplar, sirplar, hirvatlar, ispanyollar, portekizliler, romenler yeni dusmanlarimizdir.
japonlar, afganlilar ve amerikalilar yarin ki dusmanlarimizdir.
ermeniler, kurtler, cerkezler, abazalar, bosnaklar, arnavutlar, pomaklar, lazlar, lezgiler, gurculer, cecenler icer(de)ki dusmanlarimizdir.
bu kadar cok dusmanla carpismak icin iyi hazirlanmali.
tanri yardimcin olsun!
nihâl atsiz
4 mayis 1941
çok ilginç adam vesselam.
hayatını türkçülük ülküsüne adamış ,türkçülük davasının en büyük temsilcisi .
kutlu türkçülük uğruna ;ömrünü sıkıntılarla geçirmiş ve bundan hiç bir vakit şikayet etmemiş ,yıkılmaz bir kale..
en önemli türkçü kitap ve makalelerin yazarı mütevazı ,sevecen ve nezaket sembolü bir şahsiyet.
tanrı dağında ,kür-şad la birlikte ,türk gençliğini gözetleyen ,bağrı yanık sevdalı..
benliğini kaybetmiş bir topluma yeniden türklük ruhu ,aşkı ve aksiyonu aşılayan ve bir benzeri daha olmayan ,fikir ve eylem adamı..
ve;
ideolojisi hakkında, kendi ağzından, oğluna vasiyetinde:
yagmur oglum!
bugun tam bir bucuk yasindasin. vasiyetnameyi bitirdim, kapatiyorum. sana bir resmimi yadigar olarak birakiyorum. ogutlerimi tut, iyi bir turk ol.
komunizm bize dusman bir meslektir. bunu iyi belle. yahudiler butun milletlerin gizli dusmanidir. ruslar, cinliler, acemler, yunanlilar tarihi dusmanlarimizdir.
bulgarlar, almanlar, italyanlar, ingilizler, fransizlar, araplar, sirplar, hirvatlar, ispanyollar, portekizliler, romenler yeni dusmanlarimizdir.
japonlar, afganlilar ve amerikalilar yarin ki dusmanlarimizdir.
ermeniler, kurtler, cerkezler, abazalar, bosnaklar, arnavutlar, pomaklar, lazlar, lezgiler, gurculer, cecenler icer(de)ki dusmanlarimizdir.
bu kadar cok dusmanla carpismak icin iyi hazirlanmali.
tanri yardimcin olsun!
nihâl atsiz
4 mayis 1941
çok ilginç adam vesselam.
1941 yılında yazmış olduğu " dalkavuklar gecesi " isimli kitapta güya türklüğün ilk devirlerine dair bir masal ve mitoloji havası içinde hayali karakterler vardır.
ancak hayalle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi "atatürk"e de hakaretvari yazılar barındırır. kitabın kahramanı kral subbiluliyuma (yani atatürk)tür.
diğer masalın karakterlerinin isimleri ise tamamen gerçek hayattan alınmıştır. isimler ya aynen ya da tek harf farkıyla tersten okunduğunda atatürkün yanındaki ya da çevresindeki insanlardan oluştuğu görülür.
bu ne hırstır bu ne düşmanlıktır bu ne çekememezliktir sayın atsız
ancak hayalle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi "atatürk"e de hakaretvari yazılar barındırır. kitabın kahramanı kral subbiluliyuma (yani atatürk)tür.
diğer masalın karakterlerinin isimleri ise tamamen gerçek hayattan alınmıştır. isimler ya aynen ya da tek harf farkıyla tersten okunduğunda atatürkün yanındaki ya da çevresindeki insanlardan oluştuğu görülür.
bu ne hırstır bu ne düşmanlıktır bu ne çekememezliktir sayın atsız
oğlu, hatıratında babasının kendisine gelen insanların kafataslarını ölçüp türklüklerini derecelendirdiğini anlatır.
sonradan kafayı atlatıp hamam taslarını ölçtüğü ve hangi hamamın tası olduğunu şıp diye söylediği rivayet edilir.
sonradan kafayı atlatıp hamam taslarını ölçtüğü ve hangi hamamın tası olduğunu şıp diye söylediği rivayet edilir.
bir kez daha kopyalayıp...
yagmur oglum!
bugun tam bir bucuk yasindasin. vasiyetnameyi bitirdim, kapatiyorum. sana bir resmimi yadigar olarak birakiyorum. ogutlerimi tut, iyi bir turk ol.
komunizm bize dusman bir meslektir. bunu iyi belle. yahudiler butun milletlerin gizli dusmanidir. ruslar, cinliler, acemler, yunanlilar tarihi dusmanlarimizdir.
bulgarlar, almanlar, italyanlar, ingilizler, fransizlar, araplar, sirplar, hirvatlar, ispanyollar, portekizliler, romenler yeni dusmanlarimizdir.
japonlar, afganlilar ve amerikalilar yarin ki dusmanlarimizdir.
ermeniler, kurtler, cerkezler, abazalar, bosnaklar, arnavutlar, pomaklar, lazlar, lezgiler, gurculer, cecenler icer(de)ki dusmanlarimizdir.
bu kadar cok dusmanla carpismak icin iyi hazirlanmali.
tanri yardimcin olsun!
nihâl atsiz
4 mayis 1941
şuna dikkat çekmek isterim ki... yukarıda ismi geçmeyen, afrika kabileleri dışında, bir ırk var mı? hayır yani, türkün türkten başka dostu yoktur bu kadar mı yalan bir laf?
ve insanlar, hangi beyinle, hangi gözlükle, nasıl olur da bu kadar körü körüne bu söylenenleri yol bellerler, bu yolda "cihad"a giderler...
yagmur oglum!
bugun tam bir bucuk yasindasin. vasiyetnameyi bitirdim, kapatiyorum. sana bir resmimi yadigar olarak birakiyorum. ogutlerimi tut, iyi bir turk ol.
komunizm bize dusman bir meslektir. bunu iyi belle. yahudiler butun milletlerin gizli dusmanidir. ruslar, cinliler, acemler, yunanlilar tarihi dusmanlarimizdir.
bulgarlar, almanlar, italyanlar, ingilizler, fransizlar, araplar, sirplar, hirvatlar, ispanyollar, portekizliler, romenler yeni dusmanlarimizdir.
japonlar, afganlilar ve amerikalilar yarin ki dusmanlarimizdir.
ermeniler, kurtler, cerkezler, abazalar, bosnaklar, arnavutlar, pomaklar, lazlar, lezgiler, gurculer, cecenler icer(de)ki dusmanlarimizdir.
bu kadar cok dusmanla carpismak icin iyi hazirlanmali.
tanri yardimcin olsun!
nihâl atsiz
4 mayis 1941
şuna dikkat çekmek isterim ki... yukarıda ismi geçmeyen, afrika kabileleri dışında, bir ırk var mı? hayır yani, türkün türkten başka dostu yoktur bu kadar mı yalan bir laf?
ve insanlar, hangi beyinle, hangi gözlükle, nasıl olur da bu kadar körü körüne bu söylenenleri yol bellerler, bu yolda "cihad"a giderler...
bilsin cihan ki ben bu cihanın nesindeyim:
bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
dünya denen mezellete dalsın her isteyen;
ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
herkese bir özleyişle yaşar...
ben de öylece altayların ve tanrıdağın çevresindeyim.
merdanelikle şöyle bakıp ayrılıklara
son menzilin hüzün dolu kaşanesindeyim.
artık veda zamanına pek fazla kalmadı;
yorgun ve kimsesiz ölümün bahçesindeyim...
bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
dünya denen mezellete dalsın her isteyen;
ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
herkese bir özleyişle yaşar...
ben de öylece altayların ve tanrıdağın çevresindeyim.
merdanelikle şöyle bakıp ayrılıklara
son menzilin hüzün dolu kaşanesindeyim.
artık veda zamanına pek fazla kalmadı;
yorgun ve kimsesiz ölümün bahçesindeyim...
oğlu yağmur atsız ile birlikte bir kitap okurlar; bu kitap ince memeddir. ikisi de bu kitabı çok sever. daha sonra hüseyin nihal atsız, bu kitabın yazarıyla tanışır ve iyi bir arkadaş olur.
buna benzer sözlerle yazılan bir makalesi vardır yağmur atsızın. yeni yayımlanan bir makale (sanırım 2004 veya 2005)
yağmur atsız, "ömrümün ilk 65 yılı isimli kitabının 110.sayfasında, şunları yazıyor.
yaşar kemal, biliyor musun ben bir dönemler senin babanla beraber raki içerdik diyor, buna yağmur atsız, nasıl olur babam sizin gibi çulsuz bir komunistle nasıl rakı içer sohbet ederdi diye soruyor yaşar kemal de yanıtlıyor;
ederdi, ederdi.. hem öyle ahım-şahım yerlerde değil, ikindi üzerleri zaman zaman sirkeci’deki meyhanelerde buluşup rakılar ve laflardık. sonra o karaköy’den karşıya geçerdi. ben de kendi işime giderdim.
- peki ne münasebetle tanıştınız?
- benim ince memed’i okumuş ve çok hoşuna gitmiş. ‘ben bu gençle tanışmak istiyorum’ demiş. götürüp tanıştırdılar. birbirimizden hoşlandık. o tabii ki benim komünist olduğumu biliyordu. ben de onun türkçü olduğunu. ama yine de iyi anlaşırdık.
---------------
vasiyetnamesinde oğlunun asla komunist olmaması gerektiğini söylemiş nihal atsızın oğlu bugün komunist ve yazar
komunistlere güvenilmeyeceğini söyleyen nihal atsız da yaşar kemalle beraber rakı içerdi.
yağmur atsızın bunları niçin yazdığını bilmek zor ama babasının taraftarları tarafından inkar edileceği kesin.
buna benzer sözlerle yazılan bir makalesi vardır yağmur atsızın. yeni yayımlanan bir makale (sanırım 2004 veya 2005)
yağmur atsız, "ömrümün ilk 65 yılı isimli kitabının 110.sayfasında, şunları yazıyor.
yaşar kemal, biliyor musun ben bir dönemler senin babanla beraber raki içerdik diyor, buna yağmur atsız, nasıl olur babam sizin gibi çulsuz bir komunistle nasıl rakı içer sohbet ederdi diye soruyor yaşar kemal de yanıtlıyor;
ederdi, ederdi.. hem öyle ahım-şahım yerlerde değil, ikindi üzerleri zaman zaman sirkeci’deki meyhanelerde buluşup rakılar ve laflardık. sonra o karaköy’den karşıya geçerdi. ben de kendi işime giderdim.
- peki ne münasebetle tanıştınız?
- benim ince memed’i okumuş ve çok hoşuna gitmiş. ‘ben bu gençle tanışmak istiyorum’ demiş. götürüp tanıştırdılar. birbirimizden hoşlandık. o tabii ki benim komünist olduğumu biliyordu. ben de onun türkçü olduğunu. ama yine de iyi anlaşırdık.
---------------
vasiyetnamesinde oğlunun asla komunist olmaması gerektiğini söylemiş nihal atsızın oğlu bugün komunist ve yazar
komunistlere güvenilmeyeceğini söyleyen nihal atsız da yaşar kemalle beraber rakı içerdi.
yağmur atsızın bunları niçin yazdığını bilmek zor ama babasının taraftarları tarafından inkar edileceği kesin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?