dün hafızama 2mb hatıra yükledim. fazlası duygusallık yapıyor. zaten yüklediklerimin çoğu da piksellenmişti. res atıp geliyorum.
hatıra
dün hatırama 2mb hafıza yükledim. fazlası duygusallık yapıyor. zaten yüklediklerimin çoğu da pislenmişti. pes edip duruyorum.
bazen, ufak bir hatıra bağlar insanı hayata. çekilen ve çektirilen herşey, bir hatıranın gölgesinde karanlık bir nokta olmaktan ileri gidemezler. hatıralar yaratan, hatırlanan kadın ne kadar ısrar da etse nokta olmaya, beceremez. zaten yanlış yapmayı hiç becerememiştir. yaptıklarını da siz görmezsiniz. ve her zaman o hatıralar yaratan kadın olarak kalır aklınızda, bir nokta olmaya can atsa da.
maziyi canlı tutmanın yegane yoludur.
" hatıraları unutmak olanaksızsa, hatıralarda unutulmak kader olur. "
babil’de ölüm istanbul’da aşk - iskender pala
babil’de ölüm istanbul’da aşk - iskender pala
hafızayı yormaktan başka bir işe yaramaz.
edebiyatta bir yazı turudur.
süper ötesi bir zeki müren şarkısıdır. oturup bi büyüğü, bir büyüğünüzle karşılıklı içebilirsiniz...
http://tinyurl.com/cnux564
http://tinyurl.com/cnux564
(bkz: hatıra para)
(bkz: hatıra fotoğrafı)
(bkz: seçim hatırası)
gecmi$ten gunumuze sakladiklarimiz.
(bkz: hatıra defteri)
(bkz: yadigar)
(bkz: ani)
(bkz: hatiram olsun)
dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
oydu, bir bakışta tanıdım onu;
rüyalarıma tayf halinde konan,
peşime bir korku gibi düşen o.
bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
dolardı aydınlık olup, odama.
bahçemde süzülür giderdi bahar
sabahının fecri vururken cama.
ayakları kumda bırakmadan iz
yanıma geldiği hep gecelerdi;
sanki bir lahitten kalkar ve sessiz
uzak bir maziye dönüp giderdi.
bir avuç ışıktı incecik yüzü,
gözleri geceler gibi derindi;
içine başımın her an düştüğü
avuçları sudan daha serindi.
geçerken dün yoldan, ruhumu saran
bir gölge halinde ve ağır ağır;
tanıdım; o, yâdı hoş zamanlardan
seven ve yaşayan bir hatıradır.
.
ahmet muhip dranas
oydu, bir bakışta tanıdım onu;
rüyalarıma tayf halinde konan,
peşime bir korku gibi düşen o.
bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
dolardı aydınlık olup, odama.
bahçemde süzülür giderdi bahar
sabahının fecri vururken cama.
ayakları kumda bırakmadan iz
yanıma geldiği hep gecelerdi;
sanki bir lahitten kalkar ve sessiz
uzak bir maziye dönüp giderdi.
bir avuç ışıktı incecik yüzü,
gözleri geceler gibi derindi;
içine başımın her an düştüğü
avuçları sudan daha serindi.
geçerken dün yoldan, ruhumu saran
bir gölge halinde ve ağır ağır;
tanıdım; o, yâdı hoş zamanlardan
seven ve yaşayan bir hatıradır.
.
ahmet muhip dranas
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?