- gunun nasil gecti bey?
+ ben durdum önümden geçip gitti.
günün nasıl geçti bey
bi siktir git çay damla lafının çıkış sebebidir. akşam olunca erkek elinde kumanda tv karşısı uyuklamak isterken, kadın konuşmak, anlatmak ister. sonra da klasik kavgalar.
(bkz: sınavın nasıl geçti evladım)
(toplumun monomeri olan aile için "eve ekmek getiren" her zaman erkek olmu$tur. deği$en dünya düzeni ve geli$en teknoloji ile birlikte üretimde kadınların da erille$mesi ve söz sahibi olması, devamında aktif sermayeyi ve fütursuz tüketimi getirdiğin midir bilinmez, standart türk kadınını kafalarda "kadın" olarak belirleyen çe$itli kriterlerin ve ba$lığa da konu olan o teslimiyetçi ve sadık davranı$ örüntülerinin deformasyona uğraması gibi bir nostaljik sorunla kar$ı kar$ıya kalmamıza neden olmu$tur.)
e$i ve çocukları için saçını süpürge eden "bildik" anne`dir i$te bu sözün sahibi. -gecikmi$ tanım-
eski, oldukça kürdili hicazkâr bir sözcüktür. eskiye duyulan özlemin tarifi akıllarda bir bo$luk olarak kalacak ve asla hakettiği valöre kavu$amayacaktır. anne, baba`dan farklı ve fazla olarak bir yönetici molekül, bir toparlayıcı unsur olarak aile denen kadronun liberosudur amma hayatla yapılan maçta baba da santrfor olarak golü atmak ve "önündeki maçlara bakmak" durumundadır. sabah ba$layan idman, ak$ama kadar sürer ve günlerin günlere katar olmasının sonunda maç günü gelir. "ay ba$ı" olarak bildiğimiz bu gün aile e$rafı için hayatî ehemmiyet ta$ır: baba o gün attığı golleri sayar ve her birini ailesine adadığını söyler. hayat negsel vapurlar filan, gibi bir durum değildir ama yine de herkes mutludur.
-gelgelelim ve tarzı deği$tirelim-
i$te,
"eski"den annelerimiz böyle diyorlardı babalarımıza, yorgun argın ve kan ter içinde eve dönmü$ olan o dev adamın önüne koyarken çorbasını. bir kayıp değer, belki bir hasret figürüdür amma yine de mazi kalbimde bir yaradır ağalar. "güzeldi be anasını satayım" demiyor muyuz $imdilerde; siz, hiçbiriniz hatırlamıyor musunuz bu sözü, "bey"lerin gününü nasıl geçtiğini anımsamıyor musunuz, hepiniz mi beyfendi hanfendi oldunuz?
bileğine taktığı filesinin içindeki iki tane birası ve 100gr tuzlufıstığıyla bireysel savurganlık hakkını maksimize eden babaların günleri nasıl geçer; anneler bir tül perdeye sinmi$ ölü sarı sigara dumanını temizlemek için parmaklarını tahri$ ederken yayvan leğenlerde, biz hep biraz "bana $u kırmızı arabayı alsana baba!" diyerek bakan gözlerimize uykusuzluğu alı$tırırken.. biz çıtalılarımızın bobinine biraz da "imkansızlıklar" ekleyerek bakarken yeni doğan günlere,
sorar mı hala sizin de anneniz,
"günün nasıl geçti bey?" diye...
e$i ve çocukları için saçını süpürge eden "bildik" anne`dir i$te bu sözün sahibi. -gecikmi$ tanım-
eski, oldukça kürdili hicazkâr bir sözcüktür. eskiye duyulan özlemin tarifi akıllarda bir bo$luk olarak kalacak ve asla hakettiği valöre kavu$amayacaktır. anne, baba`dan farklı ve fazla olarak bir yönetici molekül, bir toparlayıcı unsur olarak aile denen kadronun liberosudur amma hayatla yapılan maçta baba da santrfor olarak golü atmak ve "önündeki maçlara bakmak" durumundadır. sabah ba$layan idman, ak$ama kadar sürer ve günlerin günlere katar olmasının sonunda maç günü gelir. "ay ba$ı" olarak bildiğimiz bu gün aile e$rafı için hayatî ehemmiyet ta$ır: baba o gün attığı golleri sayar ve her birini ailesine adadığını söyler. hayat negsel vapurlar filan, gibi bir durum değildir ama yine de herkes mutludur.
-gelgelelim ve tarzı deği$tirelim-
i$te,
"eski"den annelerimiz böyle diyorlardı babalarımıza, yorgun argın ve kan ter içinde eve dönmü$ olan o dev adamın önüne koyarken çorbasını. bir kayıp değer, belki bir hasret figürüdür amma yine de mazi kalbimde bir yaradır ağalar. "güzeldi be anasını satayım" demiyor muyuz $imdilerde; siz, hiçbiriniz hatırlamıyor musunuz bu sözü, "bey"lerin gününü nasıl geçtiğini anımsamıyor musunuz, hepiniz mi beyfendi hanfendi oldunuz?
bileğine taktığı filesinin içindeki iki tane birası ve 100gr tuzlufıstığıyla bireysel savurganlık hakkını maksimize eden babaların günleri nasıl geçer; anneler bir tül perdeye sinmi$ ölü sarı sigara dumanını temizlemek için parmaklarını tahri$ ederken yayvan leğenlerde, biz hep biraz "bana $u kırmızı arabayı alsana baba!" diyerek bakan gözlerimize uykusuzluğu alı$tırırken.. biz çıtalılarımızın bobinine biraz da "imkansızlıklar" ekleyerek bakarken yeni doğan günlere,
sorar mı hala sizin de anneniz,
"günün nasıl geçti bey?" diye...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?