güneş ışığıni sevmeyen kadınlar

sarışın ırka mensup kadınlardır.pigment sayısı esmerlerinkine oranla daha az olduğu için güneşten daha fazla etkilenir ciltleri. bir de renkli gözlüyseler gözleri yaşarır olur olmaz, dayanılmaz baş ağrıları da cabası.

aslında türkiye de yaşamaması gereken kadınlardır.hepsini finlandiya ya sürsünler bence.

gece hayatini seven kadinlardir.

(bkz: dişi vampirler)

ciltleri inanılmaz hassastır, kanser tehlikesiyle belki bir kere derisinden parça aldırmıştır, yazıktır, dedikoduları yapılmasındır. ayrıca beyaz olup kirlenmek güzeldir.

(bkz: ay ışığına hasta kadınlar)

güneş ışığından kaçmaları nedeniyle bembeyaz kalan kadınlardır.
(bkz: nicole kidman)

yasemin, fatma, necmiye perekli bi de komşum ankettinin karısı.. şey kadını

bu tipler kadın ise eda taşpınar nedir dedirten başlık. aynı türden hatta aynı dünyadan olamazlar. e o zamanda onları bir başlık altında toplayamayız.

(bkz: nicole kidman)

güneş ışığını alın ve kaş arası çizgileri beliriyor artıyor diye sevmeyen bayanlar da var

gune$in i$inlarindan ve olasi etkilerinden cildini koruyabilmek icin yazin bile kalin giyinirler, ayni tehlikelerden yuzlerini koruyabilmek icin de turban takarlar.ancak bu kadinlar i$lerini saglama almayi seven kadinlardir.bu sebeple sadece kiyafetlerle korunmanin yetersiz oldugunu du$unup kapali alanlara girmeyi tercih ederler, universitelere girerler.nasil olsa yaz yeniden gelecek, gune$ bizi yeniden yakacak diye de ki$in bile cikmazlar universiteden ve ba$larindaki turbani da cikartmazlar.

bnu farkeden yoneticiler de sirf bu hanimkizlarimizin i$leri kolayla$sin diye anayasa degi$ikligine giderler ve universitede turbani yasal hale getirirler.yeter ki insanlarin ciltleri gune$ i$inlarindan zarar gormesin.

i$te size turbanin gercek kullanim amaci ve hukumetin turbani universitelere sokmak isteyi$indeki asil amac.siz hala turban siyasi simgedir diye yirtinin.gune$in partisi mi var be!

ampulun var bi.o kadar.

gunes isigindan hoslanmayan, gunes isinlarinin bazi yerlerine cok fazla zarar verdigini dusunen insanlar ki bu kadinlar yaz geldiginde tatil koylerinde gunesin altinda sabahtan aksama kadar guneslenebilen insanlardir. hatta guneslenebilmek icin para veren kadinlardir. sehir icinde yuzlerine vuran gunes isiklarinin ciltlerini bozdugunu soyleyen aslinda suratindaki izleri cok fazla gosterdigini agzindan kaciran kadinlar. yuzlerindeki izleri gostermesinin yaninda bir de saclarinin fonlerini bozdugundan olabildigince bu isiktan kacanlar. ama nedense bu gunes isiklari kumsaldayken ciltlerini puruzsuz gosterir cunku ustlerinde vucudunun hatlarini gayet guzel gosteren bikinileri vardir. gozler cilde gitmez, gozler gote, goguse gider. bu durumda yazin ki gunes isigi vazgecilmeyenlerdendir. nedense bu kadinlar iclerinde celiskiyi yasayan canlilardir... birlikte olunursa sizi de yumusatacak karaktere sahiplerdir.
“yagmuru sevdigini soyluyorsun ama yagmur yaginca semsiyeni aciyorsun, gunesi sevdigini soyluyorsun ama gunes acinca golgeye kaciyorsun, ruzgarı sevdigini soyluyorsun ruzgar cikinca pencereni ortuyorsun. iste bundan korkuyorum cunku beni de sevdigini soyluyorsun.” (shakespeare)

"gune$ girmeyen eve doktor girer" felsefesini benimseyememi$ bu sebepten de her daim doktor yolu gözlemeye mahkum olan kadınlardır.

ışıkta kırışıklıklarının çıkacağından korkan,çirkin ve yaşlı kadınlar olabilirler.