gulunc olaylarin kisa hikaye bicimine donusturulmus hali..
fıkra
anadilinizde anlayabilip guldugunuz kisa hikayeler.baska bir dile cevrildiginde komikligini yitiriyor.
dinlendikten sonra bu cok iyiymis unutmayayim bunu denen ama nedense genelde unutulan sey..
turkiyede buyuk oranini karadenizlilerin olusturdugu hikayeler.
(bkz: unutulmayan fikralar)
(bkz: geyik fikralar)
romantik bir mustafa sandal sarkisinin adi.
(bkz: bush fikralari)
bir fikra anlatmak,sanattir.
(bkz: yaran fikralar)
ornek :
tayyip ile bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
bush tayyipe
- bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
diriltiriz der.
tayyip altta kalmaz ve o da; - bizdeki teknoloji çok farkli,
partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
3 saniyede kosmayi beceriyor der.
türkiye ye döndügünde tayyipi bir
düsünce alir. danismanlarini çagirir, ve attigi
palavrayi anlatir;
-haftaya bush geliyor,
yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz? diye
sorar.
danismanlardan biri hemen cevap verir:
-onlara ölüyü nasil dirilttigini
sordunuz mu?
-hayir sormadik.
-o halde hiç korkmayin basbakanim, alin
bushu anitkabire götürün. atatürkü diriltmesini
isteyin. diriltemezse o rezil olur. yok
eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
saniyede kosarsiniz!...
tayyip ile bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
bush tayyipe
- bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
diriltiriz der.
tayyip altta kalmaz ve o da; - bizdeki teknoloji çok farkli,
partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
3 saniyede kosmayi beceriyor der.
türkiye ye döndügünde tayyipi bir
düsünce alir. danismanlarini çagirir, ve attigi
palavrayi anlatir;
-haftaya bush geliyor,
yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz? diye
sorar.
danismanlardan biri hemen cevap verir:
-onlara ölüyü nasil dirilttigini
sordunuz mu?
-hayir sormadik.
-o halde hiç korkmayin basbakanim, alin
bushu anitkabire götürün. atatürkü diriltmesini
isteyin. diriltemezse o rezil olur. yok
eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
saniyede kosarsiniz!...
gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü.
(bkz: tdk sen bizim herşeyimizsin)
edit: bakınuz muhterem cemaat! herşeyin ayrı yazıldığını ben de biliyorum. fakat ben orda yönlendirme yapma kistiyorum ve yönlendirme yapmak istediğim başlık her şey olarak değil de herşey olarak açılmış. bundan dolayı ben de herşey yazmak zorunda kaldım. lütfen beni mesajlarınızla taciz etmeyi bırakınız..
(bkz: tdk sen bizim herşeyimizsin)
edit: bakınuz muhterem cemaat! herşeyin ayrı yazıldığını ben de biliyorum. fakat ben orda yönlendirme yapma kistiyorum ve yönlendirme yapmak istediğim başlık her şey olarak değil de herşey olarak açılmış. bundan dolayı ben de herşey yazmak zorunda kaldım. lütfen beni mesajlarınızla taciz etmeyi bırakınız..
kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri.
(bkz: tdk sen bizim herşeyimizsin)
(bkz: tdk sen bizim herşeyimizsin)
dekor
akşam yemeği esnasında çocuk babasına sorar, kaç çeşit kadın göğsü vardır?
baba şaşkınlık içinde cevap verir, "yavrum 3 çeşit göğüs vardır; bayan yirmilerde ise aynı kavun gibidir yuvarlak ve sıkı, otuz ve kırklarda armut gibidir güzel durur fakat biraz sarkıktır,elliden sonra ise aynı soğan gibidir."
"soğan??"
"evet, siz onlara baktığınızda, onlar sizi ağlatır."
bu cevap üzerine adamın karısı ve kızı çileden çıkar ve kız annesine sorar;
"anne kaç çeşit erkek organı vardır?" anne biraz gülümseme ile cevap verir;
"yavrum 3 çeşit erkek organı vardır. erkek yirmilerde ise aynı meşe ağacı gibidir. sert ve güçlü. otuz ve kırklarda ise huş ağacı gibidir, esnek ama kullanışlı,ellisinden sonra ise aynı yılbaşı ağacı gibidir."
"yılbaşı ağacı??"
"kökünden sökülerek ölmüş, toplarla süslenmiş sadece dekor!!!!!!!....." >
akşam yemeği esnasında çocuk babasına sorar, kaç çeşit kadın göğsü vardır?
baba şaşkınlık içinde cevap verir, "yavrum 3 çeşit göğüs vardır; bayan yirmilerde ise aynı kavun gibidir yuvarlak ve sıkı, otuz ve kırklarda armut gibidir güzel durur fakat biraz sarkıktır,elliden sonra ise aynı soğan gibidir."
"soğan??"
"evet, siz onlara baktığınızda, onlar sizi ağlatır."
bu cevap üzerine adamın karısı ve kızı çileden çıkar ve kız annesine sorar;
"anne kaç çeşit erkek organı vardır?" anne biraz gülümseme ile cevap verir;
"yavrum 3 çeşit erkek organı vardır. erkek yirmilerde ise aynı meşe ağacı gibidir. sert ve güçlü. otuz ve kırklarda ise huş ağacı gibidir, esnek ama kullanışlı,ellisinden sonra ise aynı yılbaşı ağacı gibidir."
"yılbaşı ağacı??"
"kökünden sökülerek ölmüş, toplarla süslenmiş sadece dekor!!!!!!!....." >
bir gün bir uçakta fransız, ingiliz, alman, rus, iranlı, hollandalı ve türk laylaylom gidiyolarmış.neyse uçak rotasını takip ederek giderken ingilterenin üstünden geçiyor.ingiliz şöyle bir aşağıları süzüyor ve lafa giriyor: - arkadaşlar, burası benim memleketim, ingiltere... bizim,biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız.. neyse ingiltere bitiyor.fransanın üstünden geçiyorlar ve fransız daliyor: - burası da fransa. bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsınız.derken, sıra almanyaya geliyor. uçakta ki alman bir iç çekiyor.- hey gidi memleket diyor, biz bir arabalar üretiriz.binmelere kıyamazsınız.sonra efendim, geliyor hollandaya.hollandalı bakıyor şöyle bir aşağıya: - burası da hollanda.ah o güzel evler diyor.bizim evlerimiz meşhurdur.uçak geçiyor rusyaya sonra( nasıl bir rotaysa, artik.)rus bakıyor aşağıya - bizim kgbmiz meşhurdur. dünya da sinek havalansa haberdar olur.herşeyi takip eder. sonra irana dönüyor uçak. iranli bakıyor şöyle bir göz süzerek: - abiler; burası da iran. bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır diyor. geldik türkiyeye... türk bakıyor aşağıya. düşün düşün... nerden başlasam ki(o kadar çok meşhur şeyimiz var ki, en orjinalini söylemeliyim diye), hah buldum diyor başlıyor anlatmaya.- arkadaşlar diyor.burası türkiye.bizim delikanlımız çok ünlüdür. öyle ki; alır fransızın kızını, içer ingilizin birasını, atar almanın arabasına, götürür hollandalının evine, yatırır iranlının halısına çatır çatır s...r.kgbnin de bir boktan haberi olmaz.
babasının dursun´a mektubu
uy sevgili uşağum dursun
allah´ın selamı üstine olsin...
mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! benden yana sual edersen, allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. bacin emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. bizim köye findukçularin temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. temel akilludur, hem de durusttur.. geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. muhtar temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. senin küçüğün memet cok akilli bir uşak çıktı. geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. anan, "uy uşağum ne edeysun orada ?" demiş. o da hava turumuna bakayrum demiş. çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. çok akilli uşak vesselam. sen o yaşta böyle akilli degildun!
yaa işte boyle usağum.. memleçetten sağa pol pol havadis.. yeni havadis olursa yine yazarum..
baki hudaya emanet ol.
baban
not: mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !
uy sevgili uşağum dursun
allah´ın selamı üstine olsin...
mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! benden yana sual edersen, allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. bacin emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. bizim köye findukçularin temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. temel akilludur, hem de durusttur.. geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. muhtar temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. senin küçüğün memet cok akilli bir uşak çıktı. geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. anan, "uy uşağum ne edeysun orada ?" demiş. o da hava turumuna bakayrum demiş. çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. çok akilli uşak vesselam. sen o yaşta böyle akilli degildun!
yaa işte boyle usağum.. memleçetten sağa pol pol havadis.. yeni havadis olursa yine yazarum..
baki hudaya emanet ol.
baban
not: mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !
zeki hostes
uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki:
"uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin. şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!" tabi böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. hosteslerden akıllı bir tanesi düşünmüş taşınmış herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak amerikalı kafilenin yanına gitmiş:
"sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan japonların araştırma laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!" bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamışlar; sonra hostes ingilizlere yönelmiş:
"sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!" bütün ingilizler hevesle atlamış; sıra fransızlara gelmiş. hostes: "bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim" demiş
fransızlar: "tabi, mersi!" demiş ve sırayla atlamışlar.
hostes bu kez almanlara yönelmiş:
"laaaan! atlayın çabuk aşağı!" diye bağırmış alman kafile "heil" demiş ve atlamış
veee sıra gelmiş türklereee. hostes yandan yandan gülümseyerek ve hafif de dayılanarak şöyle demiş: "siz var ya... buradan atlayamazsınız!!!!!!"
uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki:
"uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin. şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!" tabi böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. hosteslerden akıllı bir tanesi düşünmüş taşınmış herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak amerikalı kafilenin yanına gitmiş:
"sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan japonların araştırma laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!" bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamışlar; sonra hostes ingilizlere yönelmiş:
"sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!" bütün ingilizler hevesle atlamış; sıra fransızlara gelmiş. hostes: "bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim" demiş
fransızlar: "tabi, mersi!" demiş ve sırayla atlamışlar.
hostes bu kez almanlara yönelmiş:
"laaaan! atlayın çabuk aşağı!" diye bağırmış alman kafile "heil" demiş ve atlamış
veee sıra gelmiş türklereee. hostes yandan yandan gülümseyerek ve hafif de dayılanarak şöyle demiş: "siz var ya... buradan atlayamazsınız!!!!!!"
(bkz: sana bir fıkra anlatayım mı)
lenin ölüyor ve tanri onu cehenneme koyuyor.
ama lenin durur mu hic, basliyor cehennemde insanlari örgütlemeye.
- "bakin, biz burada yaniyoruz, aci cekiyoruz,
öbürleri orada cennette rahatla bollukla yasiyorlar olmaz böyle" diyor
ve cehennemde insanlar ayaklanmaya basliyor.melekler hemen
gidiyorlar tanriya;
- "tanrim lenin cehennemi karistirdi insanlar ayaklandi" diyorlar.
tanri da;
- "o zaman onu alin cennete koyun" diyor.
bu sefer de lenin cennette basliyor konusmaya;
- "bakin, biz burada bolluk icinde yasarken cehennemde
yoldaslarimiz aci cekiyor, yaniyor,buna izin vermeyelim" diyerek
orayi da karistiriyor. melekler hemen gidiyorlar yine tanrinin huzuruna;
- "tanrim" diyorlar, "lenin orayi da karistirdi insanlar cennette de
ayaklandilar ne yapalim?"
tanri;
- "getirin su lenini karsima bakayim" diyor.
melekler gidip getiriyorlar lenini, lenin giriyor tanrinin odasina,
kapilar kapaniyor aradan 1 saat geciyor, 2 saat geciyor, lenin cikmiyor odadan...
melekler iyice merak etmeye basliyorlar...saatler sonra kapi aciliyor;
lenin cikiyor icerden. hemen giriyorlar melekler iceri;
- "tanrim, ne oldu bu kadar ne konustunuz?"
diye soruyorlar.
tanri:
- "ssst! tanri yok, hepimiz kardesiz!!!"
derler ki, tanri insanliga özgü 3 özellik yaratmis:
dürüstlük, akil ve siyasi irade.
ama kimseye 2den fazlasini vermemis. dolayisiyla,
eger dürüst ve akilli iseniz, siyasetci degilsiniz.
eger dürüst ve siyasetci iseniz, akilli degilsiniz.
eger akilli ve siyasetci iseniz, dürüst degilsinizdir...
ama lenin durur mu hic, basliyor cehennemde insanlari örgütlemeye.
- "bakin, biz burada yaniyoruz, aci cekiyoruz,
öbürleri orada cennette rahatla bollukla yasiyorlar olmaz böyle" diyor
ve cehennemde insanlar ayaklanmaya basliyor.melekler hemen
gidiyorlar tanriya;
- "tanrim lenin cehennemi karistirdi insanlar ayaklandi" diyorlar.
tanri da;
- "o zaman onu alin cennete koyun" diyor.
bu sefer de lenin cennette basliyor konusmaya;
- "bakin, biz burada bolluk icinde yasarken cehennemde
yoldaslarimiz aci cekiyor, yaniyor,buna izin vermeyelim" diyerek
orayi da karistiriyor. melekler hemen gidiyorlar yine tanrinin huzuruna;
- "tanrim" diyorlar, "lenin orayi da karistirdi insanlar cennette de
ayaklandilar ne yapalim?"
tanri;
- "getirin su lenini karsima bakayim" diyor.
melekler gidip getiriyorlar lenini, lenin giriyor tanrinin odasina,
kapilar kapaniyor aradan 1 saat geciyor, 2 saat geciyor, lenin cikmiyor odadan...
melekler iyice merak etmeye basliyorlar...saatler sonra kapi aciliyor;
lenin cikiyor icerden. hemen giriyorlar melekler iceri;
- "tanrim, ne oldu bu kadar ne konustunuz?"
diye soruyorlar.
tanri:
- "ssst! tanri yok, hepimiz kardesiz!!!"
derler ki, tanri insanliga özgü 3 özellik yaratmis:
dürüstlük, akil ve siyasi irade.
ama kimseye 2den fazlasini vermemis. dolayisiyla,
eger dürüst ve akilli iseniz, siyasetci degilsiniz.
eger dürüst ve siyasetci iseniz, akilli degilsiniz.
eger akilli ve siyasetci iseniz, dürüst degilsinizdir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?