kendi içinde en çok çelişen kavramdir. bunların birinci dalgası var. oy hakkımız olmali eşit olmalıyız diyen. sonra oy hakkı alininca oy verdik de ne oldu daha güzel günleremi uyandık hala akşam bizim heriften dayak yiyiyoruz deyip ikinci dalgasini dogurmuslardir. sonra bundanda tatmin olunamamiş cinsiyet nedir her pipisi olan erkekmidir her cocuk doguran kadinmidir eger öyleyse çocuk doguramayanlar kadin degilmidir diyenler üçüncü dalga hareketini yaratmistir. tam tatmin olunan noktada evet kadinlarimiz hakettigi yeri buldu erkeklerden fazla maaş bile alıyorlar dedikleri yerde birileri çıkmış ve noluyoruz sen bunu derken bile evde dayak yiyen kadınlar var deyip post feminizm hareketini baslatmislardir. şu anda saymaya üşendigim pek çok farklı tanim daha yapilmistir.
özet: feminizm insanin kendine yakışanı giymesidir.
feminizm
(bkz: ekofeminizm)
toplumumuzun "bilgi" sahibi olmadan "fikir" sahibi olduğu kavramlardan sadece bir tanesi.
hayır ibneler feministlik yapıyo ya! işte o kısımı anlamamaktayım.
bir erkek olarak kendimde taşıdığım düşünce tarzıdır.
boun ingiliz dili ve edebiyati hocalarinin destekledigi hareket. istisnalar var ama kaideyi bozmaya yeter mi? yetmez.
özselciliğe düşmeden ’kadın’ diye bir gruptan bahsedilebilir mi sorusu cevaplandıktan sonra tanımlanabilecek ama genel anlamda ’kadınlar’ın toplum içinde olağan ikinciller olarak gösterilmesi, değersizleştirilmesi, görünmez kılınması, normu yakalayamayanlar olarak imlenmesini tersine çevirmeye çalışan, dayanışma temelli politik bir hareketliliktir. güzeldir ve ’feminizm herkes içindir.’ (bkz: bell hooks)
ataerkil toplumlarin erkek ustunlugunu dibe vurdugu durumlarda savunulmasina inandigim dusuncedir. esitlik saglanana kadar da savunulmalidir. ancak her iki cins de, kelimenin tam anlamiyla esit oldugu an, ne maskulizm ne de feminizm savunulmalidir, o zaman cinsel fasizim olur. tipki simdiki gibi o da yanlistir, seksist dusunce zarar verebilir.
(bkz: efemine)
(bkz: pozitif ayrımcılık)
daha onceleri "duygu asena" soylemleri ve yazilari simdilerde ise "nil karaibrahimgil "sarkilari yuzunden yanlis yorumlanmakta.
kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu savunan düşünce biçimidir. bilindiği üzere insan dünya da varolduğundan bu yana erkek her zaman kadından üstün sayılmıştır. hatta ve hatta bazı dinlerde bile bu böyledir. bunun en güzel örneğini islam da görebiliriz.kadın neredeyse bir eşya olarak görülmektedir. afganistan da askerlik yapan bir arkadaşım aynen bu tabiri kullanmıştı afgan erkeklerinin afgan kadınlarına bakış açısını anlatırken.ne yazık ki türkiye de feminizm rahmetli duygu asena yüzünden çoğu zaman yanlış anlaşıldı.kadın ın üstünlüğü ve erkeğin zavallılığını savunan bir düşünce biçimi olarak yorumlandı.olay aslında iki taraftan birinin üstünlüğünü savunmak değil iki tarafın eşitliğini savunmaktır...
toplumda kadının haklarını genişletmek, durumunu düzeltmek amacını güden düşünce akımı.
ne kadın ne erkek. viva huma. önce sonra ve daha sonra hep insan.
genelde erkek dusmanligi olarak bilinir. bir de evde kalmis cirkin kadin gorusu olarak bilinmesi vardir.
gunumuzde yapisi tekrar gozden gecirilmelidir.
gunumuzde yapisi tekrar gozden gecirilmelidir.
kadın erkek eşitliği değil, kadının erkeğin üzerinde olmasını savunan görüş. yani düşününce faşizanca.
(bkz: maskulizm)
bu kelimenin ortaya çıkışı’nı server tanilli’den okuyalım.
’’...dumas’da kelimeyi tıp dilinden almıştı ve o dilde, gelişmede bir duraklamayı ve erkeklerde erkeklik duygularının azalmasını anlıyordu.siyaset sözlüğü bu feminizm kelimesini ele geçirdi:kadınlar erkeklerle eşit olmayı isterken onlara benzemek arzusundaydılar; tıp sözlüğü de, kadın görünüşte kimi erkekleri anlatmak yolunda terimi bir süre daha sürdürdü.buradan yola çıkarak, feminizm ötekini, erkek ya da kadın olsun, öteki cinsi anlatırken, bir cinsel farklılığını da yerine oturtmaya çlışmıştır’’.
yani bu denilenlerden de çıkan sonuca göre feminizm kadınların ehr anlamda ikinci plana atılmasından kaynaklanan bir süreçtir.bu anlamda da başta kadınların sahip çıkması gereken bir düşünce sistemidir.
’’...dumas’da kelimeyi tıp dilinden almıştı ve o dilde, gelişmede bir duraklamayı ve erkeklerde erkeklik duygularının azalmasını anlıyordu.siyaset sözlüğü bu feminizm kelimesini ele geçirdi:kadınlar erkeklerle eşit olmayı isterken onlara benzemek arzusundaydılar; tıp sözlüğü de, kadın görünüşte kimi erkekleri anlatmak yolunda terimi bir süre daha sürdürdü.buradan yola çıkarak, feminizm ötekini, erkek ya da kadın olsun, öteki cinsi anlatırken, bir cinsel farklılığını da yerine oturtmaya çlışmıştır’’.
yani bu denilenlerden de çıkan sonuca göre feminizm kadınların ehr anlamda ikinci plana atılmasından kaynaklanan bir süreçtir.bu anlamda da başta kadınların sahip çıkması gereken bir düşünce sistemidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?