(bkz: adolf hitler)
(bkz: kavgam)
faşizm
türkçesi ya sev ya terket olan modası geçmiş zihniyet.
baskı ve şiddetle kendi özünü kendi kültürünü kendi yaşayış tarzını başka kişi veya kişilere zorla kazandırmaktır faşist insanlar herkesin kendisi gibi düşünmesini kendisi gibi görmesini kendisi gibi davranmasını beklerler bunun ne kadar saçma ve gereksiz bişey olduğunu anlamayacak kadar da zeka özürlüdürler ırkçılık yaparak bi bok yaptıklarını düşünürler birde bununla övünürler ne diyelim yazık.
http://www.youtube.com/watch?v=g316k7ifacc linkinde de sıradan/gündelik hali görülebilecek olan suç tipidir.milliyetçilerin kudurmuş halini de yansıtmaktadır.
edit:sondaki fac kısmını büyük harfle yazınız.
edit:sondaki fac kısmını büyük harfle yazınız.
siyaset bilimci lawrence britt hitler, mussolini, franco, suharto ve pinochet diktatorluklerini karsilastirarak fasizmin 14 belirleyici karakteristigini cikartmis:
1. guclu ve surekli milliyetcilik.
2. insan haklarinin taninmamasi.
3. milli birlik amaciyla bir dusmanin/gunah kecisinin tanimlanmasi.
4. ordunun hakimiyeti.
5. yaygin cinsiyetcilik.
6. medyanin denetim altinda tutulmasi.
7. milli guvenlik takintisi.
8. dinin ve hukumetin icice gecmesi.
9. is dunyasinin kollanmasi.
10. isci dunyasinin ezilmesi.
11. aydinlara ve sanata karsi nefret.
12. suc ve ceza takintisi.
13. yaygin kiyakcilik ve yolsuzluk.
14. secimlerde usulsuzluk.
http://www.ratical.org/ratville/cah/fasci14chars.html
1. guclu ve surekli milliyetcilik.
2. insan haklarinin taninmamasi.
3. milli birlik amaciyla bir dusmanin/gunah kecisinin tanimlanmasi.
4. ordunun hakimiyeti.
5. yaygin cinsiyetcilik.
6. medyanin denetim altinda tutulmasi.
7. milli guvenlik takintisi.
8. dinin ve hukumetin icice gecmesi.
9. is dunyasinin kollanmasi.
10. isci dunyasinin ezilmesi.
11. aydinlara ve sanata karsi nefret.
12. suc ve ceza takintisi.
13. yaygin kiyakcilik ve yolsuzluk.
14. secimlerde usulsuzluk.
http://www.ratical.org/ratville/cah/fasci14chars.html
fasizm italyada d annunzionun milliyetci soylemleri kullanarak fiumede kendini il duce ilan etmesiyle o zamana dek sosyalist olan benito mussoliniyi etkilemesi sonucu ilk ornegi gorulen totaliter yonetim bicimidir.aslında fasizme gecilmeden once gordugumuz bir baska olgu/ideoloji vardır o da korporatizmdir,devletin daha guclu isleyebilmesi icin her meslek grubunun ait olmak zorunda oldugu korporasyonlar mevcuttur ve onlar tarafından planlanan ajandalar vardı.bu noktada soylemek zorunda hissettigim bazı seyler var,her seyden once fasizm ırkçı değildir,yani ırkçı olmak zorunda degildir,ama mutlak olarak devlet vardır,her sey devlet için yapılır her sey devletin ilgi alanıdır,kamusal alanın yanında özel hayat da buna dahildir,fasizmi tamamı ile kotulemeden once ulkeye getirdigi teknokratik yapısının pragmatik yonlerini goz ardı etmemek gerekir,butun bunlar goz onune alındıgında,totaliter rejimin korkunclugu ile fasizm dıslanması gereken bir ideolojidir.
operasyon sonrası etkinlikler;
http://roxie85.sitemynet.com/mynet_resimlerim/zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.jpg
http://roxie85.sitemynet.com/mynet_resimlerim/zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.jpg
ırkçılığın özgün anlamıyla geride kaldığı bu dönemde faşizmin gerçek karşılığı olarak görünen, ilerici olan her hareket ve düşünceye düşmanca bir tavır almaktır.
iki kişi arasında başlar sonra o iki kişi "biz ve ötekiler" olur sonra araya tel örgüler girer sonra duvarlar ve sonra gaz odaları ve daha sonrası bilinmez...
aslında herhangi bir idoolojisi yoktur çoğu faşist için önem arz eden söylem çakmadır hatta, genelde paranoya hakimdir bu tip insanlarda ve toplumlarda hep bi satılma hep arkadan vurulma hep yanlız kalma sürekli yanlız kalma korkusu yani insana güven duygusu sıfırdır kısaca, ki hiyerarşi o insanın eylemlerini düşünerek ya da yargılayarak yapmasına izin vermez
bu yüzden çelişkilerle doludur gider birine zarar verir sonra namaz kılar yada kliseye gider, nabıyorum lan ben demeye gerek duymaz ya da bunu düşünemez
(bkz: hak yok görev var)
(bkz: ya sev ya terket)
(bkz: dünya türk olsun)
aslında herhangi bir idoolojisi yoktur çoğu faşist için önem arz eden söylem çakmadır hatta, genelde paranoya hakimdir bu tip insanlarda ve toplumlarda hep bi satılma hep arkadan vurulma hep yanlız kalma sürekli yanlız kalma korkusu yani insana güven duygusu sıfırdır kısaca, ki hiyerarşi o insanın eylemlerini düşünerek ya da yargılayarak yapmasına izin vermez
bu yüzden çelişkilerle doludur gider birine zarar verir sonra namaz kılar yada kliseye gider, nabıyorum lan ben demeye gerek duymaz ya da bunu düşünemez
(bkz: hak yok görev var)
(bkz: ya sev ya terket)
(bkz: dünya türk olsun)
faşizmi ele alan marksist yazarlardan troçki faşizmi geç dönem kapitalizmin yapısal bunalımıyla ilişkilendirir ve tekelci sermayenin toplumun bütününü totaliter bir tarzda örgütleme çabasına dayandırır. ona göre faşist kitle hareketleri toplumsal temellerini küçük burjuvazide ve orta sınıflarda bulur.
eğer şu meşhur 14 başlığı açıklarsak. #571567
1. guclu ve surekli milliyetcilik: faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.
2. insan haklarinin asagilanmasi ve hor gorulmesi: düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, ihtiyaç gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. insanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.
3. dusmanlarin/gunah kecilerinin birlestirici bir neden olarak tanimlanmasi: ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teroristler, vs. vardır.
4. ordunun ve militarizmin yuceltilmesi: yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.
5. cinsel ayrimciligin sahlanisi:faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.
6. kitle iletisim araclarinin kontrol altina alinmasi: kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.
7. ulusal guvenlik takintisi: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.
8. din ve yonetimin icice gecmesi: faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.
9. ozel sermayenin gucunun korunmasi: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.
10. emek gucunun baski altina alinmasi: faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.
11. aydinlarin ve sanatin kucumsenmesi: faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.
12. suc ve cezalandirma ile baski altina alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.
13. adam kayirma ve yozlasmada sinir tanimama: faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.
14. hileli secimler: faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.
1. guclu ve surekli milliyetcilik: faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.
2. insan haklarinin asagilanmasi ve hor gorulmesi: düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, ihtiyaç gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. insanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.
3. dusmanlarin/gunah kecilerinin birlestirici bir neden olarak tanimlanmasi: ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teroristler, vs. vardır.
4. ordunun ve militarizmin yuceltilmesi: yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.
5. cinsel ayrimciligin sahlanisi:faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.
6. kitle iletisim araclarinin kontrol altina alinmasi: kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.
7. ulusal guvenlik takintisi: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.
8. din ve yonetimin icice gecmesi: faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.
9. ozel sermayenin gucunun korunmasi: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.
10. emek gucunun baski altina alinmasi: faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.
11. aydinlarin ve sanatin kucumsenmesi: faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.
12. suc ve cezalandirma ile baski altina alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.
13. adam kayirma ve yozlasmada sinir tanimama: faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.
14. hileli secimler: faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.
italyada 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen.
insanların beynini çalışmaz hale getirmek için kullanılan anahtar kelimelerden biridir.
bir gün kenyada bir kaç fakir insan toplanıp biz niye küresel güçlere kölelik ediyoruz, kendi ülkemizde kendi kazandığımızla yaşarız der. olaylar gelişir. gelişen olaylar haber ajansları tarafından kenyadaki faşist oluşumlar olarak insanlara aktarılır.
dinleyici için anahtar kelimeyi duymak yeterli olacaktır.
bunu engellemek için kenyadaki insanların elindeki diğer bir seçenek, olayın içine biraz da komünizm, sol mol bir şeyler katmaktır. o zaman faşist anahtarıyla beynini kapatacak olan dinleyici iştahla konuya kulak kesilecektir.
işin komik yanı; diğer yandan komunizm kelimesinin de başka dinleyiciler için aynı işlevi görecek bir beyin kapatma anahtarı olmasıdır.
bu ve benzeri anahtarları kullanarak düşmanlarını zayıf düşürme tekniği insanlık tarihi kadar eski olmakla bereber bugün bile hala kelimeyi görüp altına aynı tuzağa düşen yazılar yazan bilgiçler mevcuttur.
bir gün kenyada bir kaç fakir insan toplanıp biz niye küresel güçlere kölelik ediyoruz, kendi ülkemizde kendi kazandığımızla yaşarız der. olaylar gelişir. gelişen olaylar haber ajansları tarafından kenyadaki faşist oluşumlar olarak insanlara aktarılır.
dinleyici için anahtar kelimeyi duymak yeterli olacaktır.
bunu engellemek için kenyadaki insanların elindeki diğer bir seçenek, olayın içine biraz da komünizm, sol mol bir şeyler katmaktır. o zaman faşist anahtarıyla beynini kapatacak olan dinleyici iştahla konuya kulak kesilecektir.
işin komik yanı; diğer yandan komunizm kelimesinin de başka dinleyiciler için aynı işlevi görecek bir beyin kapatma anahtarı olmasıdır.
bu ve benzeri anahtarları kullanarak düşmanlarını zayıf düşürme tekniği insanlık tarihi kadar eski olmakla bereber bugün bile hala kelimeyi görüp altına aynı tuzağa düşen yazılar yazan bilgiçler mevcuttur.
her ne sebeple olursa olsun, kendinden başkasının kendini ifade etmesine, yaşam tarzına, giyimine karışmaktır. kendin gibi olmayanı kısıtlamaktır.
(bkz: sözlük faşizmi)
(bkz: sözlük faşizmi)
gazeteci melih pakdemir; "faşizm sözün bittiği yerdir" başlıklı yazısının metin bölümünü sadece üç nokta koyarak yayınladı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?