"(isim) naber? sevgiler sana.." seklinde imza veren karikaturist.
ersin karabulut
okurken insani gecmise surukleyen.kah gulduren kah dusunduren mucizevi cizer.birgun karsilikli oturup nevizadede icecegimizi umdugum adam.
umarim hic tanismayiz. ve ben benim endiselerimi, korkularimi, mutluluklarimi, hayallerimi ve kabuslarimi cizen birinin benim dostum,arkadasim veya sevgilim olmasi gerekmedigini ve olamayacagini anlamak zorunda kalmam. hep “bir karsilassak ne kadar iyi anlasiriz bea” diye ummaya devam ederim .
kendi cocuklugundaki o donemlerde hepimizin basina gelmis olaylari , heycanlarimizi mukemmel bi cizgiyle anlatan cizmeye devam etmesi gerektigine inandigim bi cizer.biraz uyusun ki 160. sayiyi tekrarlamasin diye dua ediyorum kendisine.
ilk baslarda yeralti oykuleri ile taniyip cok seydigim. kenan yararin varisi olarak gordugum, daha sonra sandik ici hikayelerinde bizi anlatmasiyla kendini sevdiren. ancak zamanla kendini asamayip, yinelemeye baslayan. kosesini kendine yapilan elestirilere cevap vermek icin kullanan. ve son olarak "bir gun sandigin kapagini tik diye kaparsam sizde butun gun al gulum ver gulum sepirilerine ehe ehee diye gulersiniz" diyerek ustularina buyuk hakaret/haksizlik eden, hatta bardagi tasiran guzel sanatlar bolumu ogrencisi.
hassas,duyarli cizer/mizahci.imza gunlerinde nedense pek bir bunalir,ona gore degildir fazla ilgi.ayrica cizdigi kadar yakisikli bi adam da degildi,yani bu yonuyle bizi hayal kirikligina ugratmisti;lakin sanatcinin yakisikliliginin ne onemi vardir ki.o zaten sandik iciyle ruhumuza dokunmustur cook onceleri.ama bi gun onu inci pastanesinde gordum vay,dedim bu adam hakikaten cok hos.o yagmurlu ve souk gunde takip etmek istedim onu ama dur dedim kendime,dur ki buyu bozulmasin.arkasindan bakakaldim sadece.o gitti,sanki istiklal daha da bir yalniz geldi bana...
insani kendi zaaflari ve gulunc yonleriyle senlendiren cizer.
yeraltı öykülerini her okuduğumda sonunda "aha bu sefer de döktürmüş" dediğim,sandık içini her okuduğumda " ehehe" yada "doğru lan öyle oluyo hakkaten" diye tepki verdiğim çizer...çizgisi de anlatımı da mükemmel olan çizer
istanbula yolum düşerse bi kutu kestane şekeri eşliğinde ziyaret etmeyi planladığım süper sevimli samimi içten ve yanakları sıkılası çizer...
pek bi severek takip ettiğim yazarlardan biri.antalya’ya söyleşi için geldiklerinde hazzedilmeyen birini beklenmeyen bir şekilde oturtup(ki kendisinden beklenmicek bişey ama tak etti tabi) kendini daha da çok sevdirmiştir.
ersin karabuluthakında bildiğim bazı şeyler var diyemiyceğim ama kendimi ona gayet yakın hissettiğimi ve onun banane senin hayatından tarzı saçmalıkları asla haketmediğini söylemeliyim sanırım.
herkezin içinde kendinden bir parça bulabileceği sandığın imalatçısı.
3 haziran 1981 yılında istanbulda dogmuştur.halen mimar sinan üniversitesi güzel sanatlar fakültesi grafik bölümünde okuyan ve uzun yıllar da öğrenci kalacaga benzeyen bir çizerdir.çizerliğini penguen dergisinde devam ettirmektedir.
bu hafta sandik içi kösesiyle beni gülmekten öldüren içtiğim kolanin burnumdan cikmasina vesile olan süper insan.
tüyap kitap fuarında konuşma fırsatı buldugum ve okula devam ettiğini öğrenince pek bir sevindiğim ünlü çizerdir.çok sempatik ve sevecen oldugu tarafımdan gözlenmiştir.
aslen yeraltı öyküleri ile beni benden alan;
sandık içi öyküleri tek tek ele alındığında özellikle 80li yıllarda doğanlara kendini anlatıyormuş gibi gelen,fakat kitap olarak ardarda okununca bir alakası olmadığı anlaşılan,
çizgi olarak nedense kenan yarara benzettiğim, saç olarak da metüst ve memo tembelçizer abilerini örnek aldığını sandığım çizgili tişörtü ile tanınan çizer kişilik
özellikle köşesi tam bir karikatür veya hikaye olmaktan uzak, bir yazar köşesi gibidir...kendisi de bu durumuma değinmiştir bir yazısında
sandık içi öyküleri tek tek ele alındığında özellikle 80li yıllarda doğanlara kendini anlatıyormuş gibi gelen,fakat kitap olarak ardarda okununca bir alakası olmadığı anlaşılan,
çizgi olarak nedense kenan yarara benzettiğim, saç olarak da metüst ve memo tembelçizer abilerini örnek aldığını sandığım çizgili tişörtü ile tanınan çizer kişilik
özellikle köşesi tam bir karikatür veya hikaye olmaktan uzak, bir yazar köşesi gibidir...kendisi de bu durumuma değinmiştir bir yazısında
yeraltı öyküleri adlı köşesinin her bir öyküsü ayrı bir senaryodur. her birinin ayrı ayrı filmi çekilesidir, izlenesidir...
yazar-cizer,
cizgiroman-karikatur gibi kavramların ayırt edilememesini kabullenmemis, kabullenemeyen hatta bunu kosesinde de dile getirmis , penguen dergisini alma sebebim olan muthis insan yetenekli cizer
cizgiroman-karikatur gibi kavramların ayırt edilememesini kabullenmemis, kabullenemeyen hatta bunu kosesinde de dile getirmis , penguen dergisini alma sebebim olan muthis insan yetenekli cizer
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?