ergenekon operasyonu

2 /
independence
bahsi gecen 6 milyon belgeyi tek bir savciya yuklemeyelim.

diyelim ki 4 ayri savci okuyor bu belgeleri ve her bir savcimizin kripton gezegeninden gelme olasiligini da goz onunde bulundurarak her bir belgeyi sadece bir saniyede, yani benim sadece bir saniyede yazarken dahi 13 katinda yazabildigim bir sure zarfinda okudugunu baz alalim.

6 milyon belge 1 savci tarafindan 2 senede okunabiliyorsa
6 milyon belge 4 savci tarafindan x surede okunabilir

--------------------------------------------------------------

sonuc= 6 ay

6 milyon belgeyi her biri birer superman olan 4 adet savcimiz gozlerini kirpmaksizin saniyede bir belgeyi okyup anlayarak 6 ayda bitirdiler cok $ukur.

e bu savcilarin okuduklari belgelerde kar$ila$tiklari kanitlari bir yerde toplamalari var, her birinin diger savcilarin buldugu kanitlari incelemeleri var, birbirlerine bilgilerini aktarmalari var.

sonuc olarak 6 milyon belge 4 ayri superman savcimiz tarafindan dahi okunsa(yemeden icmeden uyumadan) 2 seneyi her halukarda buluyor ma$allah.
gozlerihalacocuk
6 milyon belgesi olan operasyon. bu belgeleri bulan akıllılar illa ki okumasınıda bilir. kimse yiyemeyeceği ... altına yatmaz hele böyle önemli bir konuda. zaten devletin tepesinde ciddi bir kabuk değişimi söz konusuyken halledilebilecek bir şeyin böyle problem yapılması ayrı bir güzellik.
angelus
insanların hala daha ihtilal yapmak için ordu içerisinde çete kurmak gibi bir vasıf yüklendiğini düşünen, veya bunu paravan olarak kullanıp ilkel öç alma duygusu ile düzenlenen bir operasyondur. efendim hurşit tolon çetenin 1. adamıymış, tutuklanan gazeteciler ihtilal zemini hazırlamak için gazetelerini kullanacak olan bireylermiş, sinan aygün çetenin kasasıymış, mış/muş. hayır insanların kafalarında bu tip hastalıklı komplo teorileri üretmesine bişey demiyorum da bu teorilerine ilk kendileri inanıyorlar ya, ölümüne! onu anlamakta güçlük çekiyorum ben. üstelik bu durumu sorun da etmiyorum, zira bunu benim yerime muhakkak ki birileri anlıyordur! diye düşünüyorum. evet.
independence
ba$ima bir $ey gelecekse de gelmeyecekse de..

ilhan selcuk’un, dogu perincek’in ve kemal alemdaroglu’nun, yani bir aydinin, bir siyasi parti liderinin ve bir de ogretim gorevlisinin apar topar gozaltina alinmasi ile start aldi her $ey.bir sure hepimiz feryadi figan ettik, sonra ki$iler sorgulandi ve serbest birakildi, sustuk hepimiz, agzimiza du$urdugumuz mememiz verilmi$ti.

daha sonra toplumda isimleri daha az bilinen ki$iler birer birer toplandi.ortada bir iddianame bulunmaksizin yapiliyordu bunlar, hatta oyle ki alinanlardan birisi 1 sene boyunca nicin tutuklandigini bilmeksizin iceride yatti da bunun bile etkisi gorulmedi toplumda.mememiz agzimizdaydi hala.

operasyon yurudu, cig gibi buyudu ve bugunlere dayandi.muhtemelen son vuru$ dun ya$andi ve ulkenin onde gelen insanlari, guvenilir ve sozunden $uphe duyulmaz insanlari, hatta hatta pa$alar, komutanlar teker teker gozaltina alindilar.oysa kendilerine telefon edilseydi o insanlar yine gider kendileri teslim olurlardi.ortada hala bir iddianame yok, bugune aciklanmasi beklenen iddianame son gozaltilar da meydana gelince gecikti, onumuzdeki haftaya ertelendi.ama iddianame olmaksizin insanlar gozaltina aliniyor, neden bile oldugunu bilmeksizin sorgulaniyor ve bir kismi da cezaevine gonderiliyor.

nicin?

henuz ne ben ne de bir ba$kasi bunu bilmiyor.teror orgutu tetikcisi, darbe planlayicisi, provakator.bir cok soylenti var ancak henuz resmi olarak tek bir aciklama yok.aciklama yok ama insanlar cezaevinde, sorgu odalarinda.hani suclulugu ispatlanana kadar her insan masumdu? nicin suc bile belirtilmezken insanlar sorgu odalarinda gunler geciriyorlar sonra da cezaevlerine konuluyorlar.

ulkenin en tepesinde darbe engellemek ve planlayicilarini cezalandirmak adi altinda aleni bir sivil darbe yapiliyor ve bizlere de sadece izlemek, belki de kimi yerlerde du$uncelerimizi yazabilmek kaliyor.

akp’nin kapatilma davasinda sona yakla$iliyor, ergenekon cig gibi buyuyor, onune kimse gecemiyor, ulke cokuyor, turkiyem cokuyor.
benduruyorumsebagitti
emekli bir kuvvet komutanına ait günlüklerin (em.ora. özden örnek), nokta dergisinde yayımlanmasıyla başladı herşey... aslında bugünkü cumhurbaşkanı ve başbakan dahil ankara’da birçok kişi, gazeteciler 2004’te neler olduğunun/oldurulmaya çalışıldığının farkındaydı.

gazetecilik refleksleri bu olanları yazmaya yetmedi, yeterli değildi belki de. yetkili makamlarda olanlar da "aman atlattık işte, elleşmeyin" diye düşündüler belki.
birileri öyle düşünmedi.

danıştay’a, islamcı soslu saldırgan saldırdığında oyak güvenlik’in güvenliğini sağladığı(?) binadaki güvenlik kameraları çalışmıyordu! ve ortalıkta güvenlikçi de bulunmuyordu.

saldırgan alparslan aslan tesadüfen yakalandı. oyun kurucular, bir faili meçhul olarak yazmışlardı senaryoyu. saldırgan kaçacak; başbakan ve akp kışkırtmış, vakit gazetesi hedef göstermiş ve daire üyeleri başıörtülü bir okul müdiresinin okul dışında da başını örtemeyeceği kararını verdiği için saldırıya uğramış olacaktı.

olmadı...
"heyhat, attın ama vuramadın" diyen tevfik fikret gibi, birileri de: "vurdun ama kaçamadın" diyerek boşlukları yamamaya çalıştılar.
gene olmadı...

(o zaman unvanı buydu sanırım) danıştay başkan vekili tansel çölaşan (emin çölaşan’ın eşi olur kendileri):"allah’ın askeriyiz, allahu ekber dedi ateş etti" diye açıklama yaptı kameralara. hemen duyarlı vatandaşlarımız protesto eylemlerine başladı. saldırıda ölen daire başkanının cenazesinde hükümet üyelerine saldırıldı. genelkurmay başkanı büyükanıt:"bu tepki, bir günle sınırlı kalmamalı" dedi. başbakan:"yetkili makamlarda olan herkes, sözlerinin nereye gideceğini hesap ederek sorumlu konuşmalı" diye cevap verdi. ortaya...

saldırıdan yaralı olarak kurtulanlar, tansel çölaşan’ın söylediği gibi sözleri saldırganlardan duymadıklarını söylediler. tansel çölaşan: "o anın heyecanıyla öyle anlamış olabilirim" gibi bir açıklama yaptı.

saldırgan aslan yakalandı. dairenin başörtüsü kararına tepki olarak saldırıyı gerçekleştirdiğini, üyeleri vakit gazetesindeki resimlerinden tanıdığını söyledi.

aslan’ın emekli ilköğretim müfettişi babası idris arslan, oğlunun böyle birşey yapayacağını, kandırıldığını açıkladı.

saldırgan aslan’ın üzerinden (başkanı şu anda ergenekon operasyonundan gözaltında ya da tutuklu bulunan em. alb. fikri karadağ) vatansever kuvvetler güçbirliği hareketi’nden (vkgb) aldığı kimlik kartı çıktı. bu arada hiç alakasız bir yerden bir intihar haberi geldi. em. yüzb. muzaffer tekin intihar etti! bir bıçağı kendisine saplayarak...

cumhuriyet gazetesi’ne peşpeşe el bombaları atıldı. atılan bombaların (bir kısmının) mke yapımı, (tamamının) kara kuvvetleri komutanlığı (kkk)envanterine ait olduğu belirlendi. kkk, envanterindeki bu bombaların kullanılmış gözüktüğünü açıkladı.

ümraniye’de bir gecekonduda, aynı seriden ve yine kkk envanterine kayıtlı el bombaları bulundu.

nokta dergisi, em. ora. özden örnek’in günlüklerini: "2004’te iki darbe atlatmışız" başlığıyla yayımladı. özden örnek iddiaları reddetti ve alper görmüş ile nokta dergisi aleyhine dava açtı. dergi sahibi yayını durdurdu. alper görmüş yargılandığı davadan beraat etti. yayınlanan günlüklerin, özden örnek’e ait bilgisayardan çıktığı emniyet raporuyla belgelendi.

danıştay davası başörtüsü saldırısı gibi görüldü ve karar bu şekilde verildi. em. tuğg. veli küçük ile danıştay saldırısı faili alparslan aslan’ın bakü’de çekilmiş fotoğrafları ve vkgb bağlantısı derinleştirilmedi, derinleştirilmesine gerek görülmedi.

saldırganın babası ilk günkü şaşkınlığını atarak ilginç çıkışlar yaptı, oğlu gibi... ibda c’nin yayın organı olarak bilinen ve son günlerdeki gözaltılarla ilgili: "vatansever insanlar gözaltına alınıyor" değerlendirmeleri yapan bir dergiye mülakat verdi.

...

cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde "çankaya yoluna barikat kuracağız, tayyip’i oraya çıkartmayacağız" diyenler 30 milyon dolara kanallarını sattı.

"atatürk’ü sevmekle suçlanıyorum" diyen, "ulusal para, ulusal onurdur" diye kampanyalar yürütenlerin evinden 2,5 milyon euro çıktı. euronun üzerinde atatürk yok bildiğimiz kadarıyla ve euro, halihazırda ulusal paramız da değil!

ab fonlarından yararlanan kişi ve kurumları vatanı satmakla suçlayanların, ab fonlarıyla proje yürüttükleri ortaya çıktı. (ki ab fonlarını kullanmak değil, kullanmamak yanlış. türkiye her yıl milyonlarca euro yatırdığı fonlardan, ödediği para kadar bile kaynak kullanmıyor!)

...

herşey bir anda başlamadı. sadece bir kısım medya aylarca bu olayları görmezden geldi. cumhuriyet gazetesi bile, sadece gazetecilik yaptığı, sadece gazete verdiği söylenen cumhuriyet gazetesi bile, avukatı aracılığıyla mahkemeden, gazeteye atılan bombaların kkk’den nasıl çıkartıldığının araştırılmasını istedi de... okuyucusuna, bombaların menşei hakkında açıklama yapmaktan kaçındı.

madalyonun bir yüzüne bakarak hayat sürenler; gazetelerini, televizyonlarını da ayırdıkları için bazı gelişmelerden haberdar olamadı.

2004’teki söz konusu girişimler sırasında kendisiyle görüşülen bir büyük medya patronunundan da (kim acaba) destek istendiği yansıdı medyaya. bu sitede de bir iki gün önce fatih altaylı aracılığıyla dillendirildi ismi.

vestel’in veezy model bilgisayarının reklamıydı sanırım, yaşlı bir teyze: "daha ne istiyonuzzzz????" diye bağırıyordu.

sahi daha ne istiyorsunuz?
bir sabah uyandığınızda...
neyse...
siz hele bir uyanın da!



angelus
zannediyorum bir tek memati nin henüz gözaltına alınmadığı operasyon olmaktadır. hayır malum çetenin tetikçisi olup sağda solda ihtilal ortamını tetikleyecek fiiliyatlarda bulunması konusunda görev almış olması kuvvetle muhtemeldir. rte’nin ve gül’ünün konuya bir an önce el atıp toplumu bu sükun ortamından kaos ortamına süreklemeye çalışacak olan olaylardan kurtarmaları için kendilerine buradan konuyla ilintili olarak, bu entry vasıtası ile seslenmek istiyorum. seslendim de zannederim. evet.
mademoiselle carole
hukumet destekli ibnelikler silsilesi.

amerika’ nin sesi basbakanin talimatiyla
"zihniyeti belli" bir savci tarafindan yurutulen;
kaos tesekkulu.

referans:
sadece muhalif kanadin sorusturma kapsamina alinmasi, sadece sesi cikanlarin alasagi edilmek istenilmesi hic de dusundurucu degil!
cok acik!
dise dis kana kan!
*
komplolardan havuzlar dolduruyoruz,
icine dalip dalip cikiyoruz. (anonim)
angelus
hurşit tolon ve şener eruygur un türk ceza kanunu nun 312 nci maddesi kapsamında, "cebir ve şiddet uygulayarak türkiye cumhuriyeti hükümeti ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlaması sebebiyle tutuklanarak metris cezaevi ne konmaları ile devam eden operasyondur.
benduruyorumsebagitti
susurluk kazasından sonra susma sustukça sıra sana gelecek diyenler, aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerine destek verenler bugünlerde üç maymuna eşlik ediyor.

umur talu’nun dediği gibi:
"...
cumhuriyetçi olmadan cumhuriyetçi, demokrat olmadan demokrat, hukuk ilkesi olmadan hukukçu, her hakikati talep etmeden hakikatçi olunabilen "kolay" bir sahne bu.
o yüzden bu kadar zor.
o yüzden bu kadar cehennem.
o yüzden maymun dolu!
o yüzden maymunlar sevimli değil!
o yüzden maymunlar maymundan bile öte!"
igor
sorusturmayi yuruten savciya yonelik tehditlerin artmasi sonucunda koruma sayisi artirilmis ve kendisine zirhli arac tahsis edilmis.

sonuc ne olursa olsun bu dava siyasidir sudur budur ne dersek diyelim bu ulkenin bir savcisi gorevini korumasiz yerine getirebilmelidir.


http://tinyurl.com/5m9jml
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol