dunyayi somurup somurdugu artisleri ucuncu dunya ulkelerine getirip festivaller duzenlemek ve para kazanmaktir.
dunyayi babasinin mali gibi kullanmaktir.
hatta bu adi gecmeyen -hatta soz konusu kurulusun mensei ulkenin vatandaslari tarafindan bilinmeyen, cok az bir kismi tarafindan bilinse bile col ve arap zannedilen- ucuncu dunya ulkesinde bu festival icin duzenlenen reklamda bile kendi kulturunun bir parcasi olan rastali bir ulke gencini oynatip o gencin gozuyle gencin bu halkanin bir parcasi olmamasi icin festivale gitmesini engelleyen yaslilari ocu gibi gostermektir.
kisacasi emperyalizm dunyaya kendi yemegini, kendi ictigini, kendi dinledigini, kendi hissettigini ve kendi diledigini empoze etmektir. kurulan ’amerikan ruyasi’yla herkesin agzini acik birakmaya calismaktir.
iste bu nedenledir ki ayni adada olmalarina ragmen her zaman manhattan’dir gosterilen, harlem degil.
emperyalizm
kelime anlamyna bakylyrsa amacynyn daha net ortaya çykaca?y kesindir. emperyalizm latince emretme-hukmetme anlamlarina gelen "imperium" sozcugunun bati dillerine gecmis halidir. burdan yola çykarak "istilaci ve somurgeci anlayisi benimseyen her turlu doktrinin hareket noktasidir" sonucuna ula?abiliriz.
(bkz: somurgecilik)
(bkz: somurgecilik)
bence tek başına pek bişey ifade etmeyen amerikayla birleşince anlam bütünlüğü artan kelimedir. (bkz: amerkan emperyalizmi)
afrika’da bir kabile reisinin sözü;
-yıllar önce beyaz adamlar buralara geldiği zaman bizim topraklarımız, onların ise elinde incil, boynunda haç vardı. bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde incil, boynumuzda haç; onların elinde ise bizim topraklarımız vardı.
-yıllar önce beyaz adamlar buralara geldiği zaman bizim topraklarımız, onların ise elinde incil, boynunda haç vardı. bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde incil, boynumuzda haç; onların elinde ise bizim topraklarımız vardı.
araclari, amaclarina ulastirir kurumlari. araclarini icimize sokarlar, cikaramayiz, bagimli olmusuzdur, alternatifi yoktur, tadini cok sevdigimiz patates kizartmalarinin neden baska yerde ayni tadi vermedigini dusunur dururum?neden? neden daha sonra annemin yaptigi patates kizartmasi yerine mcdonaldsin patates kizartmalarini ister canim?neden?bir muzik kalmistir geriye, onu da siselere sigdirmak isterler, belki oraya katilan grup ya da gruplari dinlemeye gelen insanlarin amaclari farklidir ama neden rockn coke?hele ki rock muzik, yapilis amacina, varolusuna ters duser bu olgular.rock muzik uzerinden para kazanmak.para.peki neden canimiz kola turka yerine coca cola ceker?neden?geriye kalan tertemiz muzigimizi alip, muzik basligi altinda birilerine para kazandirmak da yapilabilecek en acimasiz emperyalizmdir.bir de sunu da unutmamak gerekir ki, 18 yasindan kucuk ergenler de dusunebilir, yargilayabilir, sorabilir, ogrenebilir.
kapitalizmin son aşaması.
aslinda yayilma politikasi manasina gelir ve ekonomi ile pek bi alakasi yoktur ama gunumuz de kapitalizmle beraber anilmaya baslanmistir.
yayilma ve somurme esasi uzerine calisan bir felsefe ve yonetim bicimi. zira somurmek istemese neden yayilsin degil mi? amac yeni pazarlar bulmaktir.
(bkz: kapitalizm)
bir devletin , istedigi bir zaman , ba$ka bir devletin siyasi,ekonomi,askeri alanlarina mudahale etmesi.
buyuk devletlerin milli menfaatlerini gerceklestirmek icin her seyi yapmasi.
emperyalizm, can cekisen kapitalizm, olu degil olmekte olan kapitalizmdir. emperyalizmin temel ozelligi, genel olarak, basit ve saf tekeller degil, degisim, pazarlar, rekabet, krizlerle baglantisi icinde tekellerdir
avrupa birliginin rteyi parmaginda oynatmasi ve avrupa birligi denen gereksiz birlikteki ulkelerin akp nin kapatma davasini sanki onlari ilgilendiriyormus gibi dillerine sakiz edip mudahale etmeye kalkmalari.
büğyük balığın küçük balığa -seni ancak her istediğimi yaptığın takdirde yutmam. demesinden sonra gelişen durum.
bükemediğiniz eli öptüğünüzü varsayarsak öpülen bir emperyalist elidir gibi gibi.
bu düstüra ölümüne kar$ı olan, anar$ist yapıdaki insanları $u 2 gündür $i$li ve taksim civarlarında görmekteyiz...
(bkz: 7 ekim 2009 imf dunya bankası istanbul kongresi)
(bkz: 7 ekim 2009 imf dunya bankası istanbul kongresi)
dünya üzerinden kalkmayacak hede, aman düstür.
emperyalizm öyle gelişti ki, kendinizi bile materyal görüp para kazanmak için şekle hazır hale getirdi.
m.kemal atatürk’ ün emperyalizme karşı bağımsızlık kararlılığıyla, general harbord’a verdiği mülâkat...(10 kasım 1952,vatan gazetesinde yayınlanmış)
birinci cihan harbi’nde, general pershing’in kurmay başkanı bulunan general harbord 1919 eylülünde sivas’a gelir ve burada mustafa kemal’le görüşür, general bir hayli konuştuktan sonra sözlerine şunları ekler:
’’- ben bu vazifeye getirildiğim zaman türk tarihini okudum.
gördüm ki milletiniz büyük ordular hazırlamış, büyük kumandanlar yetiştirmiştir. bunu yapan bir millet, mutlâka bir medeniyet sahibi olmalıdır.
bunu takdir ederim.fakat bugünkü vaziyetimize bakalım.başta almanya olmak üzere dört müttefiktiniz.dört sene muharebe ettiniz, neticede mağlûp oldunuz.
dördünüz bir arada yapamadığınız bir şeyi, bu vaziyetimizde tek başınıza yapmayı nasıl düşünebilirsiniz? fertlerin intihar ettiğini vakit vakit görürüz.
şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız!
atatürk, büyük bir heyecan içinde bu sözlere aşağıdaki cevabı vermişler:
’’- generale teşekkür ederim.tarihimizi okumuş, milletimizin büyük ordular, büyük kumandanlar yetiştirdiğini, bunun için milletimizin bir medeniyete sahip olması lâzım geleceğini takdir ve kabul ediyor.
fakat şunu bilmesini isterim ki biz,emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi tedrici, sefil bir ölüme mahkûm olmaktan ise babalarımızın oğlu sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeği tercih ediyoruz.’’
atatürk, bu son sözleri söylerken, avucu ile, bir pençeye düşmüş bir kuş işareti yapıyor ve avucunu sıkarak tedrici ve sefil ölümün şeklini gösteriyor.
harbord, ve arkadaşları sessizce ayağa kalkıyorlar:
- biz de olsak öyle yapardık...
diyorlar ve atatürk’le arkadaşlarının elini sessizce sıkarak oradan uzaklaşıyorlar.
birinci cihan harbi’nde, general pershing’in kurmay başkanı bulunan general harbord 1919 eylülünde sivas’a gelir ve burada mustafa kemal’le görüşür, general bir hayli konuştuktan sonra sözlerine şunları ekler:
’’- ben bu vazifeye getirildiğim zaman türk tarihini okudum.
gördüm ki milletiniz büyük ordular hazırlamış, büyük kumandanlar yetiştirmiştir. bunu yapan bir millet, mutlâka bir medeniyet sahibi olmalıdır.
bunu takdir ederim.fakat bugünkü vaziyetimize bakalım.başta almanya olmak üzere dört müttefiktiniz.dört sene muharebe ettiniz, neticede mağlûp oldunuz.
dördünüz bir arada yapamadığınız bir şeyi, bu vaziyetimizde tek başınıza yapmayı nasıl düşünebilirsiniz? fertlerin intihar ettiğini vakit vakit görürüz.
şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız!
atatürk, büyük bir heyecan içinde bu sözlere aşağıdaki cevabı vermişler:
’’- generale teşekkür ederim.tarihimizi okumuş, milletimizin büyük ordular, büyük kumandanlar yetiştirdiğini, bunun için milletimizin bir medeniyete sahip olması lâzım geleceğini takdir ve kabul ediyor.
fakat şunu bilmesini isterim ki biz,emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi tedrici, sefil bir ölüme mahkûm olmaktan ise babalarımızın oğlu sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeği tercih ediyoruz.’’
atatürk, bu son sözleri söylerken, avucu ile, bir pençeye düşmüş bir kuş işareti yapıyor ve avucunu sıkarak tedrici ve sefil ölümün şeklini gösteriyor.
harbord, ve arkadaşları sessizce ayağa kalkıyorlar:
- biz de olsak öyle yapardık...
diyorlar ve atatürk’le arkadaşlarının elini sessizce sıkarak oradan uzaklaşıyorlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?