doğum günü

0 /
theodor
pek de bir önemi olmayan gündür. mesela yarın var benim için. normal bir gün gibi arabaya atlayıp markete gideceğim, geleceğim eve vakit öldüreceğim çok kasmaya gerek yok.
bde
Bugünün doğum günüm olmasına mütevellit birkaç kelam etmek istedim. Uzunca bir süredir yazmıyordum ancak sustuklarım içimde büyümeye başlamıştı çoktan hatta taşmaya… İlk sorguladığım kavram dünyaya gelmek oldu. Elbet yalnız duvarlar arasında yapayalnız hissetmektendi. Doğduğumuzda mı yoksa anne karnına düştüğümüz gün mü geliriz dünyaya hiçliğin farkında olmasak bile? Peki niye, hiç anlamıyorum. Bir ana ve bir baba çocuk sahibi olmak istedi diye mi buradayız? Benim özgür ve sonsuz ruhumu dünyanın karanlığına, sınırlı bir vücuda tutsak etmek nedendir sorarım, sorarım da cevabını bulamam. Zihnim ruhumdan bir parça sanki ve buraya ait değil hissediyorum her bir düşüncemde, duygumda ve de varlığımda… Nedendir bu azap, bu doğum sancısı, var oluş sancısı? Zihnim geçmişte, gelecekte ve şuanda özgürce dolaşıp yeniden kurgulayabilir ve her şeyi değiştirebilirken bu kısıtlı vücutlar niye? Bilmediğim alemlerdeki geçmiş varlığım neyi yanlış yaptı da bugün buradayım ah bir bilsem. İstediğim zaman bir çıkışım var elbet ancak bu karanlıkta, evet karanlık diyorum; hangi birimiz görüyor önünü zaman akıp giderken, bilinmezler cezbediyor ruhumu.

Ağlayarak başlayan bu maceranın her yıldönümünde gülerek eğlenerek kutlamak niye? İlk ağlayışımızı unutmak mı yoksa geçmiş yaştaki acıyı dindirmek mi? Ömrü adayacak biri olmadığında, geçen yıllar, yaşlar ve hayatlar boşunaysa kutlamak nedendir? Bende kutlayamadım işte. Kutlanmıyor, yalnız duvarların arasında yapayalnız oturuyorum. En uzun dostluklarımdan uzun sigaram, birkaç yudum kahvem… Kuru bir “Mutlu yıllar” yazmış. Ben ona sayfalarca yazmıştım. Gene sustum. Çok yakıyor ama o da yanıyor. Birbirimize yasak olmuşuz bir o kadar da tutsak…
ahuramazda
neden doğuran’ın değil de doğanın tebrik edildğini bir türlü mantığıma izah edemediğim gündür.doğuran o kadar sıkıntıyı,acıyı,eziyeti çeksin,sen doğarken bi bok yapma,lop diye doktorun,ya da ebenin ellerine düş...sonra etrafındaki herkes seni kutlasın,hediyeler sana gelsin...vay arkadaş,ne adaletsiz dünya.üstüne üstlük sen de kalkıp bir kere bile seni doğurana hediye alma,onu kutlama,hatta bir de utanmadan ondan hediye ve özel muamele bekle...
optikkagittakiasikki
yıllardır bu şarkıyı sadece ben biliyorum sanırdım şimdi baktım da sözlüğe göremedim sanırım doğru biliyorum
bir grup düş şarkısı;

hiçbir söz acıtmıyor artık kalbimi
sevgiye inanmıyorum
seni sensiz yaşadım bir resimde
gel gör ki bugün yapamıyorum

bugün doğum günün
dile benden ne dilersen
diyemedim yanıyor içim

bugün doğumgünün
sarılıpta öpemedim
kaderimi yenemedim

hadi yakın tüm mumları
bir tanede fazla yakın
ömrümü verdim ona
benide bir mumdan sayın

söndürün ışıkları
son kez onun için yanayım
yavaş yavaş giderken
doğum gününü kutladım
sönerken
benim içinde öpün gözlerinden
epikuros
şuan kayıplarda olan grup aynanın da bu isimde bir şarkısı vardır. en hatırda kalanlardan biri.

bu sabah çok erkendi uyandım
karanlıktı hala tüm sokaklar
yağmur yağdı, yıkandı tüm şehir
güneş açtı bütün hatıralar

takvimlerden bir gün daha düştü
bir gün daha gidişinden sonra
ben iyiyim ağladığıma bakma
alışmak zor sensiz yaşamaya…

doğumgünün kutlu olsun canım
mutlu olsun benim diğer yarım
doğum günün kutlu olsun canım
yanındayım yerim senin yanın

eşyaları tek tek toparladım
uzun uzun resimlere baktım
iki damla aktı gözlerimden
sevdiğin bir türküyü fısıldadım

doğumgünün kutlu olsun canım
mutlu olsun benim diğer yarım
doğum günün kutlu olsun canım
yanındayım yerim senin yanın
john maynard keynes
dogum gunu gelen kisilerin bence akillarinda bulundurmalari gereken cok guzel bir soz var;

life is not measured by the number of breaths we take, but by the moments that take our breath away..
mouscronoise
senede bir gün zamanı yakan değil ,alevlendiren mumlarla karşılaşmalı insan....
mumların sayısı katlansın , sevgi,neşe,huzur daim olsun....
filhakika
neden hediyelere bu günde doğan kişiye verilir anlamam. zaten doğmuşsun işte, hayata gelmişsin hediyeyi sen versene sağa sola.
blasphemy
olaya biraz da tersinden bakarsak; ölüme biraz daha yaklaşılan ve hala doğdum diye sevinilip kutlanılan gün. ilk 20-30 yıl kutlamak normal de daha sonra kabak tadı verecektir sanırsam.
akhillius
böyle çılgınlarca eğlence istersiniz, herkesle konuşmak isterseniz, herkesin sizinle ilgilinmesini istersiniz, yaptığınız her şeyin hoş karşılanmasını ve en sevdiklerinizin yanınızda olmasını isterseniz.kocaman bir topluluk olup bu mutlu anınızı paylaşmak isterseniz. ya da hayatın acı gerçekleri ile karşılaşır doğum gününüzü sadece ailenizin hatırladığı bilgisayarın karşısında pinekliyerek normal bir gün gibi geçirirsiniz.
redcrow
şu yaşıma geldim daha yarısı kadar kutlamadım. başkasınınkini de kutlamıyorum arkadaş, unutuyorum çünkü n’apıyım. şimdi o kişi gelir bana derse ki, "doğum günümü unuttun allah belanı versin", o na cevabım yok benim. zaten cevap olmaz ona, akıl baliğ olmamış daha.
mad
kutsi’nin şarkısıdır.bizim bi rıza abi var.pek de bir yanık sesli, baya bi içten okuyor.ağzına sağlık.
dersaadet
hiç kimseyi sevemezsin sandıgın zamanlar
dalga kıransız bir çocuk bütün limanlar
kahramansız bir film gibi solar romanlar
figuranlar beni oynar doğum günümde

bir an var ki unutulmaz derdi kederi
göclere tok bir kent gibi mağrur durursun
istanbul’a benziyorsun doğum günümde

başladığı yerde biter tüm yolculuklar
bir selamı eksik etme doğum günümde
gözlerimde sensizlikten gayrı nem kaldı
mahsuniden bir türkü çal doğum günümde

bir an var ki unutulmaz derdi kederi
başladığı yerde biter tüm yolculuklar
bir selamı eksik etme doğum günümde

güzel bi servet kocakaya şarkısı..
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol