doğum günü

0 /
mouscronoise
senede bir gün zamanı yakan değil ,alevlendiren mumlarla karşılaşmalı insan....
mumların sayısı katlansın , sevgi,neşe,huzur daim olsun....
ahuramazda
neden doğuran’ın değil de doğanın tebrik edildğini bir türlü mantığıma izah edemediğim gündür.doğuran o kadar sıkıntıyı,acıyı,eziyeti çeksin,sen doğarken bi bok yapma,lop diye doktorun,ya da ebenin ellerine düş...sonra etrafındaki herkes seni kutlasın,hediyeler sana gelsin...vay arkadaş,ne adaletsiz dünya.üstüne üstlük sen de kalkıp bir kere bile seni doğurana hediye alma,onu kutlama,hatta bir de utanmadan ondan hediye ve özel muamele bekle...
bde
Bugünün doğum günüm olmasına mütevellit birkaç kelam etmek istedim. Uzunca bir süredir yazmıyordum ancak sustuklarım içimde büyümeye başlamıştı çoktan hatta taşmaya… İlk sorguladığım kavram dünyaya gelmek oldu. Elbet yalnız duvarlar arasında yapayalnız hissetmektendi. Doğduğumuzda mı yoksa anne karnına düştüğümüz gün mü geliriz dünyaya hiçliğin farkında olmasak bile? Peki niye, hiç anlamıyorum. Bir ana ve bir baba çocuk sahibi olmak istedi diye mi buradayız? Benim özgür ve sonsuz ruhumu dünyanın karanlığına, sınırlı bir vücuda tutsak etmek nedendir sorarım, sorarım da cevabını bulamam. Zihnim ruhumdan bir parça sanki ve buraya ait değil hissediyorum her bir düşüncemde, duygumda ve de varlığımda… Nedendir bu azap, bu doğum sancısı, var oluş sancısı? Zihnim geçmişte, gelecekte ve şuanda özgürce dolaşıp yeniden kurgulayabilir ve her şeyi değiştirebilirken bu kısıtlı vücutlar niye? Bilmediğim alemlerdeki geçmiş varlığım neyi yanlış yaptı da bugün buradayım ah bir bilsem. İstediğim zaman bir çıkışım var elbet ancak bu karanlıkta, evet karanlık diyorum; hangi birimiz görüyor önünü zaman akıp giderken, bilinmezler cezbediyor ruhumu.

Ağlayarak başlayan bu maceranın her yıldönümünde gülerek eğlenerek kutlamak niye? İlk ağlayışımızı unutmak mı yoksa geçmiş yaştaki acıyı dindirmek mi? Ömrü adayacak biri olmadığında, geçen yıllar, yaşlar ve hayatlar boşunaysa kutlamak nedendir? Bende kutlayamadım işte. Kutlanmıyor, yalnız duvarların arasında yapayalnız oturuyorum. En uzun dostluklarımdan uzun sigaram, birkaç yudum kahvem… Kuru bir “Mutlu yıllar” yazmış. Ben ona sayfalarca yazmıştım. Gene sustum. Çok yakıyor ama o da yanıyor. Birbirimize yasak olmuşuz bir o kadar da tutsak…
spoiled
yalniz dinlenmemesi gereken inanilmaz guzel erhan guleryuz sarkisi..

bugun ozel bugun guzel bir gun
icimde tarifsiz bir huzur var
butun gece dua ettim yine
ne guzelmis senle yasananlar
bu sabah cok erkendi uyandim
karanlikti hala tum sokaklar
yagmur yagdi yikandi tum sehir
gunes acti butun hatiralar
takvimlerden bir gun daha dustu
bir gun daha gidisinden sonra
ben iyiyim agladigima bakma
alismak zor sensiz yasamaya
dogum gunun kutlu olsun canim
mutlu olsun benim diger yarim
dogum gunun kutlu olsun canim
yanindayim yerim senin yanin
dogum gunun kutlu olsun canim
sana ait benim tum hayatim
esyalari tek tek toparladim
uzun uzun resimlere baktim
iki damla akti gozlerimden
sevdigin bir turkuyu fisildadim..
optikkagittakiasikki
yıllardır bu şarkıyı sadece ben biliyorum sanırdım şimdi baktım da sözlüğe göremedim sanırım doğru biliyorum
bir grup düş şarkısı;

hiçbir söz acıtmıyor artık kalbimi
sevgiye inanmıyorum
seni sensiz yaşadım bir resimde
gel gör ki bugün yapamıyorum

bugün doğum günün
dile benden ne dilersen
diyemedim yanıyor içim

bugün doğumgünün
sarılıpta öpemedim
kaderimi yenemedim

hadi yakın tüm mumları
bir tanede fazla yakın
ömrümü verdim ona
benide bir mumdan sayın

söndürün ışıkları
son kez onun için yanayım
yavaş yavaş giderken
doğum gününü kutladım
sönerken
benim içinde öpün gözlerinden
theodor
pek de bir önemi olmayan gündür. mesela yarın var benim için. normal bir gün gibi arabaya atlayıp markete gideceğim, geleceğim eve vakit öldüreceğim çok kasmaya gerek yok.
john maynard keynes
dogum gunu gelen kisilerin bence akillarinda bulundurmalari gereken cok guzel bir soz var;

life is not measured by the number of breaths we take, but by the moments that take our breath away..
epikuros
şuan kayıplarda olan grup aynanın da bu isimde bir şarkısı vardır. en hatırda kalanlardan biri.

bu sabah çok erkendi uyandım
karanlıktı hala tüm sokaklar
yağmur yağdı, yıkandı tüm şehir
güneş açtı bütün hatıralar

takvimlerden bir gün daha düştü
bir gün daha gidişinden sonra
ben iyiyim ağladığıma bakma
alışmak zor sensiz yaşamaya…

doğumgünün kutlu olsun canım
mutlu olsun benim diğer yarım
doğum günün kutlu olsun canım
yanındayım yerim senin yanın

eşyaları tek tek toparladım
uzun uzun resimlere baktım
iki damla aktı gözlerimden
sevdiğin bir türküyü fısıldadım

doğumgünün kutlu olsun canım
mutlu olsun benim diğer yarım
doğum günün kutlu olsun canım
yanındayım yerim senin yanın
independence
ahmet kaya $arkisi..

insanlarin yuzlerini goremiyorum
bogazim dugum dugum cozemiyorum
istesen de yanina gelemiyorum
tutsam su karanligi
tutsam da yirtsam
ah elim tutusmasa, elini tutsam
susmasan konussan sesini duysam
tutsam guzel yuzunu bagrima bassam.

dogum gunum bugun/gulum
dogum gunum gulum/bugun
dogum gunum diyorsun;

dogum gunun kutlu olsun
mutlu ol senelerce
sana boncuktan kus yaptim
konacak pencerene
karakollar beni alir sorgular gecelerce
hic bekleme belki gelmem, gelemem senelerce.
etiainen
uzun zamandir konusulmayan, gorusulmeyen insanlarin butun gun boyunca gerek sms gerek telefon gerek e mail yoluyla anlasilmaz bi bicimde size ulasip iyi ki dogdun demek icin yaristiklari, anlamsiz sevgi sozcukleri, gosterileri icinde bogulunan bi gun..
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol