bebek için ilk büyük travmadır. sonra memeyi bırakmak. sonra bezi bırakmak, sonra kızlar için ilk regl erkekler için sünnet diye diye gider bu.
doğum
vajen doğumdan sonra eski haline geri döner. sıkılaştırma işlemi yaptıranlar gerçekten hasar görmüş olanlardır.
genel anlamda, bir kadının normal doğum yaparken orasının burasının kesilmemiş olması ihtimali biraz düşüktür. yanlış yerlerden yırtılmama adına doktor elindeki makası ustaca kullanır...
genel anlamda, bir kadının normal doğum yaparken orasının burasının kesilmemiş olması ihtimali biraz düşüktür. yanlış yerlerden yırtılmama adına doktor elindeki makası ustaca kullanır...
sonrasinda cinsel ili$kiden eski zevki alabilmek icin kimi kadinlar vajina sikila$tirmasi amiliyati olmaktadirlar. olsunlar, yaki$ir.
doğum sırasında vajen 10 cmye kadar açılır.
dogum sırasında vajına dogal olarak 7 cm ye kadar genıslıyormus dıye söylenegelir .
her saniye 3 kişi doğar ve 13.333 insan ölür. siz bunu okurken, yaklaşık 10 kişi daha aramıza katıldı.
boludan:
hamile kadın, sahibinin haberi olmadan başkasının malına el süremez, aksi halde doğacak çocuk haramzade olacaktır. tüylü nesnelere bakılırsa çocuğun tüylü olacaktır. ela gözlü evlat isteyen anne aya bakar. hamile kadın manda kaymağı yemez, yerse vakitsiz doğar. çocuğun adı doğduğu gün konur. loğusa yatağı yedi gün bekletilir. çocuk kırk günlük olunca annesi ve akrabaları ile hamama götürülür. bebek kırklanırken annesine gösterilmez. eğer görürse anneyi korku basar ve hastalanır. bebek kırklanırken suyun içine güzel olması için altın atılır. çocuğun çabuk yürümesi için bir cuma günü iki ayağı ip ile bağlanır ve camiye götürülür. camiden ilk çıkan erkeğe bu ip kestirilir, buna köstek kesme denilir. kız ve erkek çocuğun kundak giysileri doğumdan önce hazırlandığı için farklılık gözetilmez. ancak kız çocukları için pembe, erkek çocuklar için mavi renkli giysiler tercih edilmektedir. doğum yapan anneye bebek görmeye gidilmektedir. akrabalar, komşular bebek görmeye hediyeleri ile birlikte giderler ve orada misafirlere loğusa şerbeti ikram edilir. loğusa şerbeti "nöbet şekeri" adı verilen kırmızı renkli şekerin suda eritilmesi ile yapılmaktadır. halk arasında "kırk basması, al basması" denilen inanış gereği loğusa kırk gün odasında yalnız bırakılmaz. çocuğun ilk çıkan dişini gören hediye alır. bebek görmeye gidenin giysisinden bir parça iplik koparılır, kundağa koyulur.
hamile kadın, sahibinin haberi olmadan başkasının malına el süremez, aksi halde doğacak çocuk haramzade olacaktır. tüylü nesnelere bakılırsa çocuğun tüylü olacaktır. ela gözlü evlat isteyen anne aya bakar. hamile kadın manda kaymağı yemez, yerse vakitsiz doğar. çocuğun adı doğduğu gün konur. loğusa yatağı yedi gün bekletilir. çocuk kırk günlük olunca annesi ve akrabaları ile hamama götürülür. bebek kırklanırken annesine gösterilmez. eğer görürse anneyi korku basar ve hastalanır. bebek kırklanırken suyun içine güzel olması için altın atılır. çocuğun çabuk yürümesi için bir cuma günü iki ayağı ip ile bağlanır ve camiye götürülür. camiden ilk çıkan erkeğe bu ip kestirilir, buna köstek kesme denilir. kız ve erkek çocuğun kundak giysileri doğumdan önce hazırlandığı için farklılık gözetilmez. ancak kız çocukları için pembe, erkek çocuklar için mavi renkli giysiler tercih edilmektedir. doğum yapan anneye bebek görmeye gidilmektedir. akrabalar, komşular bebek görmeye hediyeleri ile birlikte giderler ve orada misafirlere loğusa şerbeti ikram edilir. loğusa şerbeti "nöbet şekeri" adı verilen kırmızı renkli şekerin suda eritilmesi ile yapılmaktadır. halk arasında "kırk basması, al basması" denilen inanış gereği loğusa kırk gün odasında yalnız bırakılmaz. çocuğun ilk çıkan dişini gören hediye alır. bebek görmeye gidenin giysisinden bir parça iplik koparılır, kundağa koyulur.
bilecikten:
anne adayı hamileliğinden itibaren doğacak bebeğe “çeyiz düzme”ye başlar.aynı anda gelinin annesi ve damadın annesi de, bütçelerine göre, doğacak torunlarına giyim eşyası örerler.yorgan diktirirler.dünürler karşılıklı anlaşarak birisi beşik veya karyola, diğeri çocuk arabası alır.kız annesi bebekle birlikte kızına ve damadına da kıyafet alır.
doğuma bir hafta kala gelin yatak odasını süsler, bebeğin karyolası hazırlanır ve süslenir. heyecanla doğum beklenmeye başlanır.
yöremizde doğum evde veya hastanede olur. hastaneden eve getirelen anne ve bebeğin önceden süslenip hazırlanan lohusa yatağına yatırırlar. doğumu duyan akraba, komşu ve yakınları ; süt, sütlaç, börek gibi yiyecek maddeleri ve bebek için armağanlar alarak geçmiş olsuna gelirler. gelenlere lohusa şerbeti ile pasta sunulur. doğumdan sonraki ilk cuma günü bebeğin ismi konur. sabah ile öğlen arasında ailenin yakınlarından biri ezan okuyarak çocuğun kulağına üç kez adını fısıldar ve bu suretle çocuğun adı konmuş olur.
bebek bir haftalık veya 10 günlük olunca “bebe mevliti” okutulur. mevlit’ten bir gün önce gelin ve damat anneleri yaptıkları bebek çeyizlerini getirerek masa üstüne sergilerler. mevlit’te konuklara gül suyu dökülür. mevlit’in bitiminden önce bebek bir battaniye içine konur; babaanne ve anneanne bebeği sallar. daha sonra diğer konuklar da bebeği sallarlar. salam işi bittikten sonra konuklara pasta ve çay ikram edilir.
bebek yarı kırkına gelince “kırk uçurmaya” çıkarılır. gelin, annesi başka yakınları ile birlikte ilkönce babaanneden başlayarak el öpme ziyaretine götürülür. gidilen evde bebeğin yanına yumurta ve şeker konması adettir. babaanneden sonra anneanne ve diğer yakınlar ziyaret edilir.
bebeğin ilk dişini gören kişi bebeğe iç çamaşırı veya oyuncak gibi armağanlar alır.
anne adayı hamileliğinden itibaren doğacak bebeğe “çeyiz düzme”ye başlar.aynı anda gelinin annesi ve damadın annesi de, bütçelerine göre, doğacak torunlarına giyim eşyası örerler.yorgan diktirirler.dünürler karşılıklı anlaşarak birisi beşik veya karyola, diğeri çocuk arabası alır.kız annesi bebekle birlikte kızına ve damadına da kıyafet alır.
doğuma bir hafta kala gelin yatak odasını süsler, bebeğin karyolası hazırlanır ve süslenir. heyecanla doğum beklenmeye başlanır.
yöremizde doğum evde veya hastanede olur. hastaneden eve getirelen anne ve bebeğin önceden süslenip hazırlanan lohusa yatağına yatırırlar. doğumu duyan akraba, komşu ve yakınları ; süt, sütlaç, börek gibi yiyecek maddeleri ve bebek için armağanlar alarak geçmiş olsuna gelirler. gelenlere lohusa şerbeti ile pasta sunulur. doğumdan sonraki ilk cuma günü bebeğin ismi konur. sabah ile öğlen arasında ailenin yakınlarından biri ezan okuyarak çocuğun kulağına üç kez adını fısıldar ve bu suretle çocuğun adı konmuş olur.
bebek bir haftalık veya 10 günlük olunca “bebe mevliti” okutulur. mevlit’ten bir gün önce gelin ve damat anneleri yaptıkları bebek çeyizlerini getirerek masa üstüne sergilerler. mevlit’te konuklara gül suyu dökülür. mevlit’in bitiminden önce bebek bir battaniye içine konur; babaanne ve anneanne bebeği sallar. daha sonra diğer konuklar da bebeği sallarlar. salam işi bittikten sonra konuklara pasta ve çay ikram edilir.
bebek yarı kırkına gelince “kırk uçurmaya” çıkarılır. gelin, annesi başka yakınları ile birlikte ilkönce babaanneden başlayarak el öpme ziyaretine götürülür. gidilen evde bebeğin yanına yumurta ve şeker konması adettir. babaanneden sonra anneanne ve diğer yakınlar ziyaret edilir.
bebeğin ilk dişini gören kişi bebeğe iç çamaşırı veya oyuncak gibi armağanlar alır.
(bkz: doğumhane)
normal doğumsa 12 saat bile sürebilir bazı kimselerde.
(bkz: doğum günü)
bir nazım hikmet şiiri
anası bir oğlancık doğurdu bana;
kaşsız, sarı bir oğlan,
masmavi kundağında yatan
bir nur topu, üç kilo ağırlığında.
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu korede,
sarı ay çiçeğine benziyorlardı.
makartır kesti onları,
gittiler ana sütüne bile doymadan
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu yunan zindanlarında,
babaları kurşuna dizilmiş.
bu dünyada ilk görülecek şey diye
demir parmaklığı gördüler.
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman
çocuklar doğdu anadoluda,
mavi gözlü, kara gözlü, elâ gözlü bebeklerdi.
bitlendiler doğar doğmaz
kim bilir kaçı sağ kalır mucize kabilinden.
benim oğlan
benim yaşıma bastığı zaman,
ben bu dünyada olmıyacağım,
ama harikulâde bir beşik olacak dünya,
siyah,
beyaz,
sarı
bütün çocukları
sallıyan
mavi atlas döşekli bir beşik.
anası bir oğlancık doğurdu bana;
kaşsız, sarı bir oğlan,
masmavi kundağında yatan
bir nur topu, üç kilo ağırlığında.
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu korede,
sarı ay çiçeğine benziyorlardı.
makartır kesti onları,
gittiler ana sütüne bile doymadan
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu yunan zindanlarında,
babaları kurşuna dizilmiş.
bu dünyada ilk görülecek şey diye
demir parmaklığı gördüler.
benim oğlan
dünyaya geldiği zaman
çocuklar doğdu anadoluda,
mavi gözlü, kara gözlü, elâ gözlü bebeklerdi.
bitlendiler doğar doğmaz
kim bilir kaçı sağ kalır mucize kabilinden.
benim oğlan
benim yaşıma bastığı zaman,
ben bu dünyada olmıyacağım,
ama harikulâde bir beşik olacak dünya,
siyah,
beyaz,
sarı
bütün çocukları
sallıyan
mavi atlas döşekli bir beşik.
(bkz: başlangıç)
nicole kidmanın başrolunde oynadığı birth adlı filmin dilimize çevrilmiş hali.
bu esnada bebeğin kafası sıkışabilir.bu durumda başvurulacak olan uygulama sezaryendir.
nicole kidman ın başrolünde oynadığı,saçmasapan bir film.
oluşumun,evrimin,herşeyin baslangıcı,en temiz hali,en saf hali.
bir anı. doğum esnasında.
hamile: aslında böyle bir dünyaya çocuk doğurmak istemiyorum.
floydian: öyle demeyin. niye ki?
hamile: baksana dünyanın haline.
floydian: ...
hamile: aslında böyle bir dünyaya çocuk doğurmak istemiyorum.
floydian: öyle demeyin. niye ki?
hamile: baksana dünyanın haline.
floydian: ...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?