deniz gezmiş

deniz isminin bir donem cok sik verilmesinin sebebi.

idama giden bir adamin yüzündeki tebessüm iste o adam deniz gezmis..

en uzun koşuysa elbet
türkiye’de de devrim
o, onun en güzel yüz metresini koştu
en sekmez luverin namlusundan fırlayarak
en hızlısıydı hepimizin,
en önce göğüsledi ipi..
acıyorsam sana anam avradım olsun
ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun..

can yücel

deniz gezmiş’i yargılayan savcı mahkemede uslu dursalardı cezaları idam olmazdı gibi saçma sapan bir şeyler söylemiştir.bu cümleler bile onları yargılayanların acizliğini ortaya koyuyor.

keşke genç yaşında "katledilmeseydi" dediğim(iz), halkı için ölen sayılı yüreklilerden biri.

erdemi rehberimiz, anıları yolumuza ışık olsun.

(bkz: ulas bardakci)

--- spoiler ---

" içişleri bakanı çok keyifliydi.odası gazetecilerle doluydu.ben hep başımı dik tutmaya ,canlı dipdiri görünmeye çalışıyorum.nasıl bitkinim oysa ,ayaklarımı zor sürüyorum .bakan gülerek ’geçmiş olsun ’ dedi.suratına baktım pis pis , hiçbir karşılık vermedim. gazetecilere döndü , ’ şu pejmurde kılıklı adam halk kurtuluş ordusu’ nun kahramanıymış ’ dedi.beğenemedin mi? dedim . ’ türkiye de bir ordu vardır ’ dedi. ’onun için mi ordu muhtırayı verince istifayı bastınız’ dedim. sinirlendi ,’goturun bunu ’ dedi. sürükleyerek çıkardılar beni odadan."

--- spoiler ---

(bkz: deniz koydum adını)

(bkz: gülünün solduğu akşam)

kapitalizme ve emperyalizme kahramanca karşı durduğu için, oyunlarını bozduğu kişilerce darağacına götürülen üç yürekli insandan biri.

vatana ihannetten yargilanip dar agacina gonderilmis devrimci. lakin vatana ihaneti dar agacina yollayanlarin icra ettigini gostermis devrimci.

vurulduk ey halkim, unutma bizi...

henuz cocuklugumuzu bile yasamamistik.
bir kadin eline degmemisti ellerimiz.
bir sevgiliden mektup bile almamistik daha
bir gece sabaha karsi, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla cikarildik idam sehpalarina.
herkes taniktir ki korkmadik. icimiz titremedi hic.
mezar topragi gibi taptaze,
mezar tasi gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.
asildik ey halkim, unutma bizi...

iste geldik gidiyoruz
hoscakal kardesim deniz
biraz cakilindan aldik
hoscakal kardesim deniz
biraz masmavi tuzundan
hoscakal kardesim deniz
sonsuzlugundan birazcik
hoscakal kardesim deniz
birazcik da kederinden
hoscakal kardesim deniz
birseyler anlattin bize
hoscakal kardesim deniz
denizligin kaderinden
hoscakal kardesim deniz
biraz daha umutluyuz
hoscakal kardesim deniz
biraz daha adam olduk
hoscakal kardesim deniz
iste geldik gidiyoruz
hoscakal kardesim deniz

arkadasimin babasi anlatirdi. deniz gezmis ile ayni bolumde okuyormus. bir gun profesorlerden biri siyasetten bahsederken deniz gezmis kursuye kadar gidip elini kursuye indirmis ve ’hocaa vatan elden gidiyor, sen burda ne konusuyorsun!’ diyerek dersi terketmis...

can yücel, deniz gezmiş için mare nostrum adlı bir şiir yazmıştır.

#262814

görmek istersen denizi
yukarıya çevir yüzü
deniz gibidir gökyüzü

deniz gezmiş,hüseyin inan ve yusuf arslan.ölüme yiğitçe gidişlerine hayran olduğumuz üç genç."bizler ölüme, hiç korkmadan, en küçük bir endişe duymadan seve seve gidiyoruz" diyerek karşıladılar ölümü. 23 sanıkla birlikte yargılandıkları mahkemede yalnızca 3’ünün fotoğrafları çekildi. herkesin kafasına neden 23 kişiden sadece üç kişi sorusu takılıyordu.davanın sonunda sadece bu 3 sanığa infaz kararı çıkınca onların idam kararlarının mahkeme ve yargılama aşamasından çok daha önce verildiği anlaşılıyordu. yargılama süresince tutanaklar değiştirildi, deniz’in ifadelerine söylemediği cümleler eklendi, avukatlarından halit çelenk’in savunması mahkemeye hakaret olarak değerlendirildi ve ek davalar açıldı. bir anlamda yargının üç unsurundan biri olan (iddia-savunma-mahkeme) savunma yargılandı. ama onlar bu girdikleri yolun sonunun bu olacağını biliyorlardı. deniz’e göre çok yaşamaktan ziyade yaptıkların önemliydi. onlarda kısacık hayatlarında, giriştikleri eylemlerle türkiye’de devrimci hareket açısından bir oluşumun liderleri olmuşlardır..

çiçeğe durmak

eski ağacımızın civan üç dalıydılar
toğrağımızın yüreği yeşeren
gecemizden yıldız gibi kaydılar

yudum yudum içtik acılarını
bir aşamanın daha, bedenlerinden
dindirdik doğum sancılarını

üçayaklıları kurdular
bir şafağa doğru erken erken
üç dal, yan yana, çiçeğe durdular

subutay hikmet

deniz gezmiş,hüseyin inan ve yusuf arslan.ölüme yiğitçe gidişlerine hayran olduğumuz üç genç."bizler ölüme, hiç korkmadan, en küçük bir endişe duymadan seve seve gidiyoruz" diyerek karşıladılar ölümü. 23 sanıkla birlikte yargılandıkları mahkemede yalnızca 3’ünün fotoğrafları çekildi. herkesin kafasına neden 23 kişiden sadece üç kişi sorusu takılıyordu.davanın sonunda sadece bu 3 sanığa infaz kararı çıkınca onların idam kararlarının mahkeme ve yargılama aşamasından çok daha önce verildiği anlaşılıyordu. yargılama süresince tutanaklar değiştirildi, deniz’in ifadelerine söylemediği cümleler eklendi, avukatlarından halit çelenk’in savunması mahkemeye hakaret olarak değerlendirildi ve ek davalar açıldı. bir anlamda yargının üç unsurundan biri olan (iddia-savunma-mahkeme) savunma yargılandı. ama onlar bu girdikleri yolun sonunun bu olacağını biliyorlardı. deniz’e göre çok yaşamaktan ziyade yaptıkların önemliydi. onlarda kısacık hayatlarında, giriştikleri eylemlerle türkiye’de devrimci hareket açısından bir oluşumun liderleri olmuşlardır..

çiçeğe durmak

eski ağacımızın civan üç dalıydılar
toğrağımızın yüreği yeşeren
gecemizden yıldız gibi kaydılar

yudum yudum içtik acılarını
bir aşamanın daha, bedenlerinden
dindirdik doğum sancılarını

üçayaklıları kurdular
bir şafağa doğru erken erken
üç dal, yan yana, çiçeğe durdular

subutay hikmet

şahsiyetine çok değer verdiğim bir devrimci.idam edilmeden önce annesine yazmış olduğu mektup çok duygusal.tüm arkadaşlara okumalarını tavsiye ederim.