çalar saat

örümcek ağları ile sarılı kasvetli odamda,
tik tak geçerken zaman nacar duvar saatinde,
kapıdan sen girdin yandı ışıklar,
ve 26 yıl sonra alarmı çaldı nacar saatin.

sizi uyandırması için alarmı bulunan saattir. ama bazıları dövermiş gibi hareket etmektedir onları duvara fırlatarak cezalandırabilirsiniz. gene adam olmazsa kırbaçlarsınız.

beren saat’in üvey kardeşi. belki de birilerinin yalancısıyım.

cep telefonu icat edildikten sonra tedavülden kalkan hede.

başucumdaki saatin o tik-takını ilkokuldan beri dinlediğim için artık yokluğunda uykumu kaçıran, pille çalışan zaman göstergeci, bir de sabahları uyandırır.

(bkz: seni yaratana kurban olayım)

pili bitmeye yakin "haci bak benim pilim bitmek uzere, sabaha calmayabilirim demedi deme" $eklinde bir uyari yapsa ne guzel olurdu. pili bittigini ancak calmadigi zaman anlayabiliyoruz. uzucu bir durum.

(bkz: alarm)

çalmasıyla birlikte uyanabileceğinizi düşünerek kurduğunuz ama o istediği kadar zırlasın dursun genellikle duymadığınız ve telefonlarla birlikte ortada antika gibi duran masa üstü süslerinden biri.veya çöpün en derinliklerinde.

dijital olanalara inat :
http://tinyurl.com/yb23d8q

ayarladiginiz bir saatte sizi uyandirmasi ile unlu bir saatimiz..ismi uzerinde..calmasini istediginiz saatte caliyor.

kisinin ise veya okula gec kalmamasi icin her sabah hayati bir gorevi yerine getirmesine karsin,ev icinde en hor gorulen,en nefret edilen,en cok kufur yiyen,gerektiginde yumruklanip sag sola firlatilabilen cefakar alet.

(bkz: dana gibi olan eşek gibi çalan saat)

bunlar hep çalmaz en önenmli anlarda çalmaz.

sabah 6:00 a kurmama rağmen çaldığı andan itibaren erteleye erteleye ancak 7:30 de uyanabilmemi sağlayan saat..klasik bir durum olsa gerek...

charles baudelairein ahmet muhip dranas tarafindan cevrilen siiri,

çalar saat! uğursuz allah, korkunç, bir karar,
parmağı bizi tehdit eder, bize der: "hatırla!"
bir hedefteymiş gibi dikilecek yakında
dehşet dolu kalbinde ürpermiş ıstıraplar;

kaçacak ufka doğru o buharı andıran
zevk, kulisin nihayetinde bir rakkas gibi;
her insanın bütün ömrü boyunca nasibi
nimeti bir parça yiyor senden de her an.

ve saniye, üçbin altıyüz kere saatte
fısıldıyor: hatırla! hatırla! - koşan böcek
sesiyle, şimdi der: ben ’geçmiş zamanım’ gerçek,
ve emdim kirli hortumumla ömrünü işte!

’remember!’ hatırla ey sefih! ’esto memor!’
(aşinasıdır hançerem bütün lisanların.)
dakikalar o külçelerdir ki fani çılgın,
altınını almadan atmaması doğrudur!

’hatırla’ ki zaman muhteris bir kumarbazdır
hilesiz kazanır, bu bir kanun, her koyuşta.
gün sona eriyor; gece büyüyor; hatırla
susuzdur her girdap; su saati boşalır.

yakında çalacak saat ve ilâhî kader,
ve şan dolu fazilet, henüz bâkire zevce,
ne nedamet o dahi (ah! son misafirhane!)
ve hepsi diyecek: "vakit, koca ödlek! geber!"

küfür etmek için en uygun alettir.

kola takilmaz. bak bu ince bir ayrinti ama. cok ki$i gordum ben kolunda calar saatle dola$an, adam taksi cagirmak icin bile kolunu kaldiramiyordu.

duvar saati olabilir o.

bazi modelleri bozuk olabiliyor bu sebeple her caldiginda gulucukler doluyor yuzumde

(bkz: swh)