bilgiçlerin şiirleri

30 /
zotac
rumuz pilis tiray egen dedim ama boş yere
tiraymadin onca ricaya rağmen son bir kere
ne vardı bir kez daha tiraysaydik aynı rumuz ile senle
şimdi son bir kez egen desek de nafile...

eflatun
okyanustun sen
bu kimsesiz yuregimde.
simdi yuzmeyi bilmeyen bir balik gibi,
cirpinip duruyorum,
beni hic almadigin kalbinde.
ellerimi tut birakma beni dedim.
ben senin ellerini hic tutmadim ki dedin.
sonra gittin,
simdi soylesene hangi okyanus
hangi yangin sondurur yuregimdeki yangini.
zotac
zotac burdaysa şiir de gitmez yazılanlar da,
yeterki yazacak yer verin rumuzla yanyana
o destek öyle olmaz sadece sol tıklamayla
anlamak lazım pilis egen okumakla.
rumuz pilis tiray egen
çok zordur işim
akşamdan içmişim
tutamamışsam çişim
vardır bi hal bu işte zotac.

derdim bilmez kimsecikler
kefen paramı yiyecekler
ulan ibneler bırakın bizi
zotac başkan sen çok yaşa.
zotac
ne kefeni hayat bize genç olsun rumuz
pilis tiray egen yıllar der topumuz
sen boş ver anlamayan anlamasın yeterki mutlu ol
iç tabi ayık kafayı kaldırmaz, yazarlık yolumuz...
zotac
gitme bu diyardan daha iyisi yok
bundan gayrısı hep bok
inan bana gittim gördüm çok
akıllı ol otur yerinde, bunu aklına sok...
rumuz pilis tiray egen
yüzlerce sayfa yaz
karala çiz hayatı
bakma tependen geçen kuşlara
özenme bezenme olamazsın bir kuş
gam keder yener seni
baş edemezsin
tuş olursun

kumsallarda çiçekler açmaz önce bunu bil
ve sonra in plaja denize gir
orda şarkı söyleyen aşıkları dinle
hep aynı tıngırtı gelse de kulağına
aşıkları dinle.

sevişmek paha eder mi varoşlarda?
gönlü bol insanları izle
elinden çıkan kuruşları say
yetiremezsin o zenginliğe ruhunu
çingeneleri sev şarhoşları öp
dünya kimsenin olmadığı kadar onların
sen onların olamadığı kadar onlarsın o an
tüketmeyi değil
sevmeyi dene
belki bir gün
beni anlarsın.
magicmelki
büyük umutların ülkesindeyim bu gece,
kadehlerce şarap,
paketlerce sigara,
içmeli ve sevişmeli,
islanmalı ruh şarap ve şehvetle.
büyük umutların ülkesindeyim çünkü,
taşmalı kadehten,
taşırmalıyım ruhumu,
küçük şişelere sığmayan,
büyük umutların sahibiyim,
büyük oynamalıyım,
onlarla büyümeli göz bebeklerim,
soğuk bir aralık gecesi gibi,
bir meleğin göğe yükselmesi,
su perisi.
en güzel gülüşlerin sahibi,
kar çiçeği,
kelebek tanrıçası.
büyük umutların sahibiyim ben,
taşmalı ruhum şişelerden,
yol olmalı ve seni bulmalı.
akmalı genzimden içeriye,
yol olmalı,
sen olmalı,
kalp olmalı.
eflatun
solgun yüzünüzde belirsiz bir tebessüm.
kirpikleriniz darağacı,
siz bu ayrılığa geç kalın bu gece.

dudağınızın kıvrımlarında unuttum kendimi.
gözbebeğinizdir aslında koyu siyah gece.

kirpiklerinizden asıyorum kendimi,
dudaklarınıza düşüveriyorum.

ben bu gece ölüyorum. yüzünüzün her köşesinde.



rumuz pilis tiray egen
saat 8’de uyandır beni
yatağın sol tarafından kalkayım
çarşafı düzelteyim
yastıkları toparlıyayım
sana sarılayım
düzgün bir adam olayım
öp beni
kokun gün boyu üstümde dursun
bırak duş almayayım
kahvaltıda gülümse bana
gülümsemeni okşayayım
yüzünü okşayayım
kafiyeli sözler edeyim
sana özel olayım
özelimiz olsun bu sabahlar
ne endişe olsun içimizde
ne de çok mutlu olalım
normal olalım
rutinin şehvetini tadalım

senden giderken bi daha öp beni
dudakların yol boyu üstümde olsun
bir arabanın ardından su döker gibi
öpücük kurumadan geleyim emi.
rumuz pilis tiray egen
arkası yarın hikayeleri var insanların
antrakt sonrası uyanışları elbet
bir, ikinci yaşam hevesi
bir yeniden doğuş esprisi
nasıl, nerede, olur ki?
fark etme güdüsü,
olmuşun üstüne değil mi?
kim öngörebilir olacağı
yaşanmışlık, şairimsi bir kelime mi?

istanbul yağmur kokarken nasıl sevmem seni
güneşe mi tabi çılgınlıklarım
gülüşündeki gamzeyi
ıslanırken gör bi de
bana sor
bilirim ben seni
sevmek bir empati
bir anlayış biçimi değil mi?
rumuz pilis tiray egen
matemli bir şarkı çalar şimdi
tam da biramı açmış, sigaramı yakmışken
sen gelirsin aklıma
şarkı sana gelir tabii.

sıradaki şarkı sana gelir
sonraki şarkı sana gelir
bütün şarkılar ve her şey
sana gelir.

sen bana gelmezsin
burada ayaklarım donarken soğuktan
manzarasına aldanıp içtiğim şu tepe ölürken akşamüstü
yalnızlıktan ziyade sensizlikten geberirken
arkamdan bi "şişşt" demezsin
dönüp baktırmazsın arkama...
rumuz pilis tiray egen
dolanır elim güzel, uzun boynunda
esmer tenin de, kokulu bir mum gölgesi
öyle geçer kendinden ruhum
ne kaf dağının etekleri, ne mucizevi şeyler.

anlatamadım galiba
"kimse sen değil" dediğim de,
her şey sendi zaten
sen, sen değildin o kadar.
rumuz pilis tiray egen
aynı yataktayız
ellerin yanımda
etli burnum tıknefes gece boyu
sarılamam çok sıcak bu gece
nefesini tenimde hissediyorum
sen sola dönünce
korkuyorum
nefesin sola gidiyor
kokun yine aynı
halen üstümde
uzun kirpiklerinle gözlerin
öpmeyi belki de en sevdiğim yerin
gözlerin ve gamzelerin.
independence
icindeki tukenmez a$ki tek ba$ina ya$amak
ve bunun hep boyle olacagini bile bile kabullenmek zorunda kalmak o kadar guc ki
ne uykular dinlendirici artik
ne de nefes almak hayat verici.
sirf ömür doldurmak adina geciyor gunler.
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol