affedilmez hatalar yapan kişilerin hayatımızda yeri ne kadar büyük olursa olsun sonsuza kadar hayatımızdan çıkarmak.
hayatından insan silmek
önce silinecek kişi ele alınır. pozitif yanlar, negatif yanlar tartılır sonra üzerine sağ tıklanır "sil" seçilir.bir uyarı çıkar "xxx kişisini silmek istediğinizden emin misiniz?" 3 seçeneğin vardır; "evet" "hayır" "iptal".asla iptal dememen gerekir.yoksa tüm kaydedilmemiş verileri kaybedersin dostluk,vefa verilen sözler ve sevgi adına...
eternal sunshine of the spotless mind filminde irdelenmiş mevzu.
dünyanın en zor olayıymış gibi görünmesine rağmen yapıldığında insana büyük bir yükten kurtulmuşçasına inanılmaz bir huzur verir.çok klişe olucak ama "her şey beyinde biter her zaman".en başlarda beyninize küfredersiniz beyninizi suçlarsınız onu düşündüğü için ancak alınan kararla birlikte o küfrettiğiniz beyin sizin yanınızda olur yavaşça silmeye başlar onun bıraktığı derin izleri.artık daha az düşünmeye daha az anımsamaya başlarsınız yaşananları.sonraları baktığınızda fotoğraflara ,ardında bıraktığı eşyalara içinizde o eski burukluk oluşmaz ,şaşırırsınız kendinize.
sonraları o üzüldüğünüz,ölüp bittiğiniz zamanlar çok uzak gelmeye başlar.inanamazsınız kendinize o kadar üzülmenize.yavaş yavaş gerçekler su yüzüne çıkmaya başlar işte belkide en zor safha budur.zamanında anlamak istediğiniz gibi anladığınız ama aslında çok net ortada olan gerçeklerle yüzleşirsiniz.kızgınlık süreci başlar hem kendinize hem de ona.delicesine kin,delicesine hırs bürür gözlerinizi.hayatta zarar veremem dediğiniz sevdicekle ilgili acımasızca düşünceler kaplar heryerinizi.sonra arkadaşlar uyandırır gördüğünüz kötü rüyadan sizi ve izin vermez kötülüğün ruhunuzu teslim almasına.
en sonunda değil arda kalanlar soranlara bile gülüp geçebilecek kadar katılaşırsınız ve hiç bir şey hissetmez hale gelirsiniz bu silme işleminin ardından.
sonraları o üzüldüğünüz,ölüp bittiğiniz zamanlar çok uzak gelmeye başlar.inanamazsınız kendinize o kadar üzülmenize.yavaş yavaş gerçekler su yüzüne çıkmaya başlar işte belkide en zor safha budur.zamanında anlamak istediğiniz gibi anladığınız ama aslında çok net ortada olan gerçeklerle yüzleşirsiniz.kızgınlık süreci başlar hem kendinize hem de ona.delicesine kin,delicesine hırs bürür gözlerinizi.hayatta zarar veremem dediğiniz sevdicekle ilgili acımasızca düşünceler kaplar heryerinizi.sonra arkadaşlar uyandırır gördüğünüz kötü rüyadan sizi ve izin vermez kötülüğün ruhunuzu teslim almasına.
en sonunda değil arda kalanlar soranlara bile gülüp geçebilecek kadar katılaşırsınız ve hiç bir şey hissetmez hale gelirsiniz bu silme işleminin ardından.
çok zordur kimilerine göre...
öncelikle görmek istemediginiz gercekler ba$kaları tarafından yüzünüze vurulur, lakin siz duymak istemezsiniz. oysaki mantıgınız size realiteyi ham haliyle sunmaktadır, omuz silkersiniz; seviyorsunuzdur...
sonra ikili ili$kilerde cıkan pürüzler dolayısıyla "acaba?"lar aklınızı alır götürür, siz istemeseniz de. kovmak isteniz de rahat bırakmazlar. nihayetinde arkada$larınız da kafanıza vurmaya ba$lamasıyla iyiden iyiye bu böyle galiba dersiniz... kar$ınızdakine soguk davranmaya ba$larsınız.
- neyin var senin kaç gündür??
+ yok, yok hiç bir $eyim...
lakin aklınız o kadar çok doludur ki, o ki$iye soguk davranmanız cok da garip bir hal almaz bu durumda.
sonra herkesin ikinci bir $ansa ihtiyacı vardır diyerek ona katlanır ve bir $ans daha verirsiniz... kötü kullanırsa eger kafadan silme i$lemi çoktan ba$lamı$tır beyninizde.
kendinize lanet edersiniz, büyük bir üzüntüyle karı$ık acı kaplar benliginizi.
ben istedim o istemedi, hakettigi deger benim verdigim degerle e$ deger degil... hakettigi degeri vermek gerekli diye dü$ünürsünüz.
aramamaya ba$larsınız uzak durursunuz, anlar kar$ıdaki ki$i konu$mak ister, konu$ursunuz yada konu$mazsınız ama sizin için her$ey bitmi$tir artık. ne yapılsa yapılsın içinizdeki acıyı dindirmeye gücü yetmez.
bırakırsınız. gitsindir...
geriye kalan her $ey zaman tarafından hallededilir zaten, o siz istemeseniz de tüm anılarınızı törpüler.
velhasıl, hayatınızdan birini silmek istiyorsanız buna gercekten kararlı ve de yürekli olmanız gereklidir ha bir de ruhunuza iskele kurup sizi ayakta tutan arkada$larınız; zira en büyük agırlık o kararı almaktadır. gerisi çorap sökügü gibi geliyor, ben denedim oldu...
öncelikle görmek istemediginiz gercekler ba$kaları tarafından yüzünüze vurulur, lakin siz duymak istemezsiniz. oysaki mantıgınız size realiteyi ham haliyle sunmaktadır, omuz silkersiniz; seviyorsunuzdur...
sonra ikili ili$kilerde cıkan pürüzler dolayısıyla "acaba?"lar aklınızı alır götürür, siz istemeseniz de. kovmak isteniz de rahat bırakmazlar. nihayetinde arkada$larınız da kafanıza vurmaya ba$lamasıyla iyiden iyiye bu böyle galiba dersiniz... kar$ınızdakine soguk davranmaya ba$larsınız.
- neyin var senin kaç gündür??
+ yok, yok hiç bir $eyim...
lakin aklınız o kadar çok doludur ki, o ki$iye soguk davranmanız cok da garip bir hal almaz bu durumda.
sonra herkesin ikinci bir $ansa ihtiyacı vardır diyerek ona katlanır ve bir $ans daha verirsiniz... kötü kullanırsa eger kafadan silme i$lemi çoktan ba$lamı$tır beyninizde.
kendinize lanet edersiniz, büyük bir üzüntüyle karı$ık acı kaplar benliginizi.
ben istedim o istemedi, hakettigi deger benim verdigim degerle e$ deger degil... hakettigi degeri vermek gerekli diye dü$ünürsünüz.
aramamaya ba$larsınız uzak durursunuz, anlar kar$ıdaki ki$i konu$mak ister, konu$ursunuz yada konu$mazsınız ama sizin için her$ey bitmi$tir artık. ne yapılsa yapılsın içinizdeki acıyı dindirmeye gücü yetmez.
bırakırsınız. gitsindir...
geriye kalan her $ey zaman tarafından hallededilir zaten, o siz istemeseniz de tüm anılarınızı törpüler.
velhasıl, hayatınızdan birini silmek istiyorsanız buna gercekten kararlı ve de yürekli olmanız gereklidir ha bir de ruhunuza iskele kurup sizi ayakta tutan arkada$larınız; zira en büyük agırlık o kararı almaktadır. gerisi çorap sökügü gibi geliyor, ben denedim oldu...
(bkz: lacuna)
tuhaf bir çağrışıma sahip cümle, sanki hayattan hayvan da silinebiliyormuş gibi bir çağrışıma yol açmakta.
kangren olan parmagi kesmek gibidir.kolay kazanilmaz ki silinsin, kaybetmek istemezsin ama birlikte hayat daha kotuye gitmektedir.caresiz silinir..tanismadan onceki ayarlara geri donulur...
<html>
<head>
<br>
shift delete kombinasyonuyla yapılması gerekir. aksi takdirde duygulara hakim olunamayıp geri al seçeneği kullanmaya kalkışılırsa <u>gurur</u> ayaklar altına alınabilir.
<br>
</html>
</head>
<head>
<br>
shift delete kombinasyonuyla yapılması gerekir. aksi takdirde duygulara hakim olunamayıp geri al seçeneği kullanmaya kalkışılırsa <u>gurur</u> ayaklar altına alınabilir.
<br>
</html>
</head>
yüzyüzeyken daha bir zor olan olay. kelimeler cıkmaz ağızdan.
kanserli hücreye neşteri vurmak gibidir. öncesi de sonrası da acılıdır elbet, başka başka tedaviler gerektirir, ama umut vericidir. canını yakanlardan bari birini yollamak ve az da olsa huzura ermektir.
hayatının tamamını msn dene o illete harcamış insan turudur bu efendim zira bu insan evladi msndeki gibi bir butonun varlıgına inanip o kişiyi tercihe gore ya sadece siler yada hem engeller hemde siler.maazallah korununuz boylelerden.
ilk insani geride biraktiktan sonra digerleri corap sokugu gibi gelir.
kesinlikle tahtayı silmek, bilgisayardan her hangi bir dosyayı silmek kadar kolay olmayan bir iş. ne var ki, kimi hayatımızda olanlar "beni sil!, beni sil!" haykırışlarıyla bizi böyle bir şeyi yapmaya zorlamaktadırlar.
msn den insan silmek kadar kolay olmayan eylem. engelle seçeneği yoktur çünkü. siz silsenizde o her an karşınıza çıkabilir.
çok zordur bir insanı silip atmak ancak gerektiğinde gözünün yaşına bakmadan da yapmak gereklidir.
mantık odaklı biriyseniz, o insan için artık çok bir anlam ifade etmediğinizi farkettiğiniz ana tekabül eder.
asla ve asla bir gidenin ardından hayatın bitmeyeceğini unutmayın. gidenler, gelecek olanlara yer açmak içinmiş meğerse yıllar sonra hala kalbinizi sızlatsa bile.
ben patrona ayıp olmasın diye işten ayrılamıyorum siz hayatınızdan birini nasıl siliyosunuz
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?